BORÇLUNUN MALLARINA HAPİS HAKKI, HAPİS HAKKI DEFTERİ TUTULMASINA İTİRAZ

Başlatan Deniz034, 10 Mayıs 2018, 19:26:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
 
BORÇLUNUN MALLARINA HAPİS HAKKI, HAPİS HAKKI DEFTERİ TUTULMASINA İTİRAZ

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2015/25284
KARAR NO:2016/3471
KARAR TARİHİ:11.02.2016

>BORÇLUNUN MALLARINA HAPİS HAKKI, HAPİS HAKKI DEFTERİ TUTULMASINA İTİRAZ

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi-borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, 01.06.2015 tarihli zaman çarteri sözleşmesine dayanarak alacaklının hapis hakkı uygulattığını, şikayet edene gönderilen taşımaya konu yük ile ilgili navlun borcunun bulunmadığını, zaman çarteri sözleşmesi ile gemiyi gönderene tahsis eden alacaklının şikayetçide (gönderilende) bir alacağı olmadığından donatanın TTK'nun 1136. maddesi uyarınca alacak rehni uygulanamayacağını ve TTK'nun 1201. maddesi gereğince hapis hakkı uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek hapis hakkının uygulanması için başlatılan takibin iptaline ve "Mamba B " gemisi üzerinde bulunan ve gönderilene ait yük üzerindeki hapis hakkının kaldırılmasına, haksız olarak tutulan defterin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği; mahkemece şikayetin kabulü ile 11.06.2015 tarihli hapis hakkının uygulanmasına ilişkin kararın iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Hapis hakkı için defter tutulması başlığını taşıyan TTK'nun 1398. maddesinin 1. fıkrasında, İcra ve İflas Kanununun 270 ve 271 inci maddelerinin, bu kanun hükümleri uyarınca eşya üzerinde doğan hapis hakkının paraya çevrilmesinde de uygulanacağı, bu maddenin ikinci fıkrasında İcra ve İflas Kanunu'nun 270 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen sürenin, eşya üzerinde doğan hapis haklarının paraya çevrilmesinde onbeş gün olduğu, bu maddenin son fıkrasına göre de eşya üzerinde doğan hapis haklarının, teminat altına alınan alacaktan ayrı ve bağımsız olarak yargılama veya icra konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bununla bağlantılı olarak TTK'nun 1399. ve 1400. maddelerinde de hapis hakkıyla teminat altına alınan alacak, bir ilama veya ilam niteliğindeki belgeye dayanıyorsa, alacaklının, defterin tutulmasından başlayarak onbeş gün içinde taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapabileceği, buna karşılık hapis hakkıyla teminat altına alınan alacak, bir ilama veya ilam niteliğindeki belgeye dayanmıyorsa, alacaklının, defterin tutulmasından başlayarak onbeş gün içinde taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapabileceği öngörülmüştür.

Yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca, alacaklı tarafça rehnin paraya çevrilmesine yönelik takibe geçildikten ve bu konuda kendisine ödeme veya icra emri gönderildikten sonra borçlu, hapis hakkına yönelik şikayet veya itirazlarını takibin şekline göre icra dairesine veya icra mahkemesine yapması gerekir.

Borçlu hapis hakkına karşı çıkmak isterse, bunu ödeme emrine itiraz yolu ile ileri sürebilir (Bkz. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı 2013 2. baskı, Prof. Dr. Baki Kuru).


Somut olayda, alacaklının başvurusu ile icra müdürlüğünce 11.06.2015 tarihinde yük üzerinde hapis hakkı uygulanarak bu konuda tutanak tutulduğu ve hapis hakkı uygulanan menkullerin aynı tarihte yed'i emine teslim edildiği, işbu şikayet tarihi olan 15.06.2015 tarihinde henüz esas takibe geçilmediği ve borçluya ödeme veya icra emri tebliğ edilmediği görülmektedir. Bu durumda, henüz takibe geçilmediğine ve hapis hakkı, teminat altına alınan alacaktan ayrı ve bağımsız olarak başlıbaşına yargılama konusu yapılamayacağına göre, hakkında esas takibe geçilmediği dönemde, borçlunun hapis hakkına yönelik şikayetinin bu aşamada dinlenilmesi mümkün bulunmamaktadır.

O halde mahkemece, belirtilen bu gerekçelerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)

3643

Yanıtlar: 0
Gösterim: 2972

5811

Yanıtlar: 4
Gösterim: 4490

2859

Yanıtlar: 0
Gösterim: 3463