Haricen tahsil beyanı durumunda harcın sorumlusu

Başlatan ARAS, 21 Haziran 2016, 09:20:59

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

A
Merhaba Arkadaşlar  bir sorum olacak ; Dosya alacaklısı tarafından dosyaya haricen tahsil beyanı açılıyor ve talebin devamında ,  haricen tahsil ettikleri miktarın harcını yatırması  için borçluya muhtıra çıkarılmasını talep ediyor .Tabiki harcın sorumlusu borçlu ama benim içime pek sinmiyor bu durum. Sizlerin uygulaması nasıldır . Elinde Yargıtay kararı olan varmı ?

C
HARİCEN TAHSİL BEYANI ÜZERİNE, HARİCEN TAHSİL HARCI (VEYA VAZGEÇME HARCI) ALACAKLIDAN TAHSİLİ EDİLMELİDİR. AKSİ TALEPLERİNİ REDDEDEBİLİRSİNİZ. ŞİKAYET YOLUNDA AKSİNİ İSPAT KENDİSİNE DÜŞER...

ÖRNEK MAKALE;

Takip alacaklısı 492 S.K." nun 23. Maddesi gereğince takibin her aşamasında icra
takibinden vazgeçebilir, vazgeçme haricen tahsil nedeni ile olur yada yeniden icra takibi açma
hakkı saklı kalmak üzere olur.
5 (HGK.'nun 12.05.1982 gün ve 1982/5-341 E. - 493 K. sayılı ilamı)
6 (YİBK. 16.11.1983 gün ve 1983/5 E.- 6 K.)
Takip alacaklısı tarafından her ne sebep ve suretle olursa olsun icra takibini
zabıtnameye yazılması için vazgeçilen miktarda harcın yarısı alınır peki harç kimden
alınacaktır, tabiî ki harç vazgeçmeyi zabıtnameye yazdıran alacaklıdan alınacaktır daha da
açacak olursak bu harcın sorumlusu alacaklıdır.
Feragat, alacağın haricen tahsil edildiği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla feragat
harcı tahsil harcının bir türevi olup, ayrı bir niteliği yoktur. Yukarıda açıklandığı üzere
aşamalarına göre tahakkuk edecek tahsil harcının yarısı oranında uygulanır. İcra müdürü
feragat beyanını zapta yazabilmesi için öncelikle harcı tahsil etmesi gerekir. Ancak Bu harcı
alacaklının veya borçlunun ödemesi önemli değildir. Ancak kim tarafından ödendiğinin
tahsilat makbuzunda veya zabıtta belli olması ileride ispat bakımından gerekir.
492 Sayılı Kanun 23. Maddesinde vazgeçme harcının sorumlusu açıkça belirtilmemiş
ise de Yüksek Mahkeme kararları ve Bakanlık Genelgeleri incelendiğinde vazgeçme harcının
sorumlusunun alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Harçlar kanunun 23. maddesi gereğince her ne suretle olursa olsun icra takibinin
zabıtnameye yazılması halinde vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır ancak
haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten vazgeçildikten sonra tahsil harcı tam olarak alınır,
bu durumda vazgeçme harcının sorumlusu alacaklıdır.
İcra ve iflas kanunun 15. Maddesinde icra iflas harçlarını kanun tayin eder kanunda
hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe
hacet kalmaksızın tahsil olunur denilmektedir. 492 sayılı kanunun 23. maddesine göre her ne
sebeple olursa olsun icra takibinden vazgeçilmesi halinde vazgeçme harcının mevzuu olan
işlemin yapılmasını isteyen alacaklıdan tahsilinin gerekir. 7
Harçlar kanunun 23. maddesi gereğince her ne suretle olursa olsun icra takibinin
zabıtnameye yazılması halinde vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır ancak
haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten vazgeçildikten sonra tahsil harcı tam olarak alınır,
bu durumda vazgeçme harcının sorumlusu alacaklıdır.
İcra ve iflas kanunun 15. Maddesinde icra iflas harçlarını kanun tayin eder kanunda
hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe
hacet kalmaksızın tahsil olunur denilmektedir. 492 sayılı kanunun 23. maddesine göre her ne
sebeple olursa olsun icra takibinden vazgeçilmesi halinde vazgeçme harcının mevzuu olan
işlemin yapılmasını isteyen alacaklıdan tahsilinin gerekir. 8

7 (HİGM 07.01.1992 T. 869 sayılı genelgesi)
8 (HİGM 07.01.1992 T. 869 sayılı genelgesi)
9 HİGM 17.01.1990 Tarih ve 8.02863 sayılı genelgesi.

BENZER HUSUSTA ÖRNEK YARGITAY KARARI;


   T.C.
   YARGITAY
   12. Hukuk Dairesi
                                                                           T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
                                                                                 Y A R G I T A Y   İ L A M I

ESAS NO   : 2014/27892
KARAR NO   : 2014/26243   

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ   : Çankırı İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ   : 13/06/2014
NUMARASI   : 2014/61-2014/59
DAVACI   : ALACAKLI       :T.Halk Bankası A.Ş.
DAVALI   : KARŞI TARAF:Adalet Bakanlığı (Çankırı İcra Müdürlüğü)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Armağan Keskin Sarıbaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Her ne kadar Çankırı İcra Müdürlüğü'nün taraf sıfatı olmadığından  icra müdürlüğünce temyiz isteminde bulunulamaz ise de, hazine vekilinin T.C. Adalet Bakanlığı dolayısı ile T.C. Maliye Bakanlığı'na izafeten tahsil harcına ilişkin uyuşmazlığı temyiz etmesinde taraf sıfatı vardır.
Somut olayda, alacaklı  banka tarafından yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte; taşınmazı alacağa mahsuben alan alacaklının kendilerinden tahsil harcı alınmasına yönelik icra memur işlemini şikayet ettiği  anlaşılmaktadır. 
        Öncelikle belirtilmelidir ki; harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı paradır. Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, icra hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.
       492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan  tahsil edilir.
         İcra ve İflas Kanunu'nun 15. maddesi ise, kanunda tersine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.
        Harçlar Kanunu'nun 32. maddesine göre, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.
         Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 Sayılı Harçlar Kanunu, md.28/b) gereği icra dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili değildir; borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. Yani, alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.
[u]Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulu'nun 22/09/2004 tarih ve E:2004/12-491 K:2004/413 sayılı kararında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu'nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.[/u]
./..

-2-
2014/27892-2014/26243
          Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesi gereğince konunun değerlendirilmesine gelince;
     492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesinde; "Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev'i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil) bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemler bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır." hükmü yer almaktadır.
      Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2010 tarih ve 2008/81-2010/8 sayılı kararının gerekçesinde, 492 Sayılı Harçlar Kanunun 123. maddesinin son fıkrası ile harçtan istisna tutulan işlemlerin fıkrada belirtilen kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemler olup, yasa koyucunun, finansman sıkıntısı çeken bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumların, müşterilerine kullandırmak amacıyla sendikasyon kredisi gibi büyük miktarlı kredilere kendi portföylerinde yer vererek yurt içi veya yurt dışı kredi kuruluşlarından finansman desteği alabilmelerini kolaylaştırmak ve kredi maliyetlerini azaltmak amacıyla bu nitelikteki kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemlerden harç alınmayacağını öngörmüş olup, maddede  yer alan istisnanın, bankaların kendi öz kaynaklarından veya diğer kredi kurumlarından temin ettikleri, kredileri genel kredi sözleşmesi ile gerçek veya tüzel kişilere teminatlı veya teminatsız olarak kullandırmalarının bu yasa kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
        Açıklanan ve yeni oluşan bu durum karşısında, 492 sayılı Harçlar Kanununun 123/son maddesinde yer alan istisnanın, bankalar ve yurtdışı kredi kuruluşlarının kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklarının tahsili amacıyla icra dairelerinde yapacakları işlemler hakkında uygulanamayacağı sonucuna varılmıştır (Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2010 tarih ve 2010/12-443 esas sayılı kararı).
Diğer yandan;
      5230 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinde "4603 Sayılı Kanuna tabi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 2, 23 ve 29.maddeleriyle 2548 Sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşaası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1.maddesi hükmü uygulanmaz. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz. Bankaların mahkeme ilamını alması ve tebliğe çıkarması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmiş olması şartı aranmaz." hükmü yer almaktadır.
      Görüldüğü üzere, 5230 Sayılı Yasa'nın 11.maddesinde belirtilen muafiyet, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamamaktadır.
      Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında, icra müdürlüğünce alacaklı bankanın alacağa mahsuben  satın aldığı taşınmaz ile ilgili   ihale bedeli üzerinden tahsil harcı alınması    yönündeki kararında  yasaya uymayan bir yön yoktur.
O halde mahkemece, alacaklı bankanın tahsil harcına yönelik yaptığı  şikayetin   reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
E. UZUNER
Üye
S. ATALAY
Üye
M. USLU
Üye
Z. TURANLI
Üye
A. TUNCAL
UE

YANİ BORÇLUNUN ÖDEME SORUMLULUĞUNDAKİ HARCIN BORÇLUDAN TAHSİLİ O ANDA MÜMKÜN OLMADIĞINDAN VE DEVLETİN HARÇ KAYBINI ÖNLEMEK AÇISINDAN ALACAKLIDAN TAHSİL EDİYORUZ VE BORCA EKLİYORUZ. ALACAKLI ÖDEMEZSE BEYANINI ZAPTA ALMIYORUZ VEYA TESCİL YAZISI VERMİYORUZ VEYA HARCI DOĞURAN İŞLEMİNİ YAPMIYORUZ. BURADAKİ MAKSAT ALACAKLI MADEM HARİCEN TAHSİL ETTİ, HARCIMIZI DA BORÇLUDAN ALSAYDI DA DOSYAYA ÖDESEYDİ MANTIĞIDIR.

A
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM SAĞOLUN İYİ ÇALIŞMALAR DİLİYORUM

A

Benzer Konular (7)