Telefon bayisinin aynı kişinin kimlik fotokopisi ile çok sayıda hat açtırması

Başlatan Deniz034, 08 Mayıs 2016, 13:58:01

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
 
Telefon bayisinin aynı kişinin kimlik fotokopisi ile çok sayıda hat açtırması
   Özet:
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede, İstanbul ilinde faaliyet gösteren Emre GSM isimli telefon bayisinin yetkilisi olan sanığın, suç tarihinde katılanın kimlik belgesi fotokopisini çoğaltarak sahte abone sözleşmeleri yaptığı ve sahte hatları satmak sureti ile menfaat temin ettiğinin iddia olunması, şikayet dilekçesi ve iddianame ekindeki abonelik sözleşmesi fotokopisine göre, mağdurun, kimlik belgesi fotokopisini sadece, Bolu ilinde öğrenci iken 06.12.2004 tarihinde satın aldığı cep telefonu hattı için aynı ilde faaliyet gösteren ... Telekom isimli bayiye ibraz ettiğinin anlaşılmasına göre, sanığın, mağdurun Bolu ilinde bayiye verdiği kimlik belgesi fotokopisini hukuka aykırı olarak ele geçirmesi nedeniyle, atılı eylemin sübutu halinde verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu da oluşturacağı anlaşıldığından

T.C.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi
Esas No:2014/7504
Karar No:2014/24864
Tebliğname No : 12 - 2013/289000
Mahkemesi : Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 28.03.2013
Numarası : 2011/199-2013/330
Suç : Özel belgede sahtecilik, Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

Özel belgede sahtecilik ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede, İstanbul ilinde faaliyet gösteren Emre GSM isimli telefon bayisinin yetkilisi olan sanığın, suç tarihinde katılanın kimlik belgesi fotokopisini çoğaltarak sahte abone sözleşmeleri yaptığı ve sahte hatları satmak sureti ile menfaat temin ettiğinin iddia olunması, şikayet dilekçesi ve iddianame ekindeki abonelik sözleşmesi fotokopisine göre, mağdurun, kimlik belgesi fotokopisini sadece, Bolu ilinde öğrenci iken 06.12.2004 tarihinde satın aldığı cep telefonu hattı için aynı ilde faaliyet gösteren ... Telekom isimli bayiye ibraz ettiğinin anlaşılmasına göre, sanığın, mağdurun Bolu ilinde bayiye verdiği kimlik belgesi fotokopisini hukuka aykırı olarak ele geçirmesi nedeniyle, atılı eylemin sübutu halinde verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu da oluşturacağı anlaşıldığından; tebliğnamede bozma öneren (B) nolu düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın duruşmadaki beyanında, üst bayii olduğunu, 2008 yılında alt bayiler tarafından düzenlenen sözleşmeler kendilerine geldiğinde sözleşmelere kaşe vurarak aktivasyon yapmak zorunda olduklarını, atılı suçu işlemediğini savunmuş olması ve Adli Tıp ve Grafoloji uzmanı tarafından düzenlenen 25.05.2012 tarihli raporda, suça konu sözleşmelerdeki imzalarla sanığın imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığının belirtilmiş olması karşısında,
Maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi amacıyla; olay tarihinde sanığın alt bayileri olan kişilerin belirlenerek, mağdur adına yapılan abonelik sözleşmelerindeki hatlara ilişkin görüşme tutanakları ve hatların kullanıldığı cihaz seri numaralarının ilgili GSM şirketine sorulup, arama kayıtları çıkartılarak, hatların kullanıldığı cihaz seri numaralarının sanığın olay tarihlerinde kullandığı cep telefonuna uyup uymadığının araştırılması ve bu kayıtlara göre belirlenen sanığın alt bayileri ve kimlikleri tespit edilecek diğer abonelerin tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması, mağdurun sahte abonelik sözleşmeleri kullanılarak açılan hatlardan biri nedeniyle suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi suçundan sanık olarak yargılandığı Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/349 esas sayılı dava dosyasının celp edilip incelenmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin dosyaya intikalinin sağlanması, gerektiğinde tanık olarak beyanı alınacak olan sanığın iş yeri çalışanları da dahil olmak üzere, olayla ilgisi bulunan tüm kişilerin imza ve yazı örnekleri alınarak, bu şahısların başka kurumlardaki mukayeseye esas olabilecek imza örnekleri getirtilip, sahte olarak hazırlanan sözleşmelerdeki yazı ve imzaların kimin eli ürünü olduğu hususunda ayrıntılı bilirkişi raporu alınması, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek iddia ve savunmanın doğruluk derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik kovuşturma ve yazılı gerekçeyle atılı suçlardan ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Dosyada bulunan abone sözleşmeleri örneklerinin onaysız fotokopi belge niteliğinde olduğunun gözetilmemesi,
3- Adli emanetin 2012/6369 sıra numarasında kayıtlı telefon abone sözleşmeleri asıllarının akıbeti konusunda bir karar verilmemesi, Kanuna aykırı,
Kabule göre de;
Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel belgede sahtecilik suçu yönünden, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (3)