SATIŞ İSTEME SÜRESİNİN HESAPLANMASINA DAİR

Başlatan Deniz034, 24 Ocak 2017, 22:30:15

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2013/22170 KARAR NO: 2013/31844 İçtihat
Satış isteme süresi satış talebi ile durduktan sonra ihalenin feshedilmesi halinde süre kaldığı yerden işlemeye devam eder. Herhangi bir nedenle sürenin durması halinde ise süre kalan yerden hesaplanır. Bir diğer ifade ile sürenin hesabında zamanaşımının kesilmesine benzer bir uygulama yapılmayıp durmaya ilişkin yöntem izlenmelidir. Yani iki yıllık süre yeni baştan değil kaldığı yerden hesaplanmalıdır.   
(Karar Tarihi : 08.10.2013)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının düzelterek onanmasını mutazammın 26.04.2013 tarih ve 2013/ 8722 E.2013/16024 E.K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Tuncer Kaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Dairemizin 26.04.2013 tarih ve 2013/ 8722 E.2013/16024 K. sayılı kararı ile; şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı belirtilerek isteminin bu nedenle reddi gerektiği dolayısıyla para cezasına hükmedilemeyeceği belirtilerek, yerel mahkeme kararının para cezasına ilişkin kısmı çıkartılmak suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verildiği, ancak mevcut tapu kaydına göre alacaklının Büyükçekmece 2.İcra Müdürlüğünün 2007/12746 E. sayılı dosyası üzerinden takip yapıp taşınmazın tapu kaydına haciz koydurduğu anlaşılmakla dairemizin şikayetçinin aktif husumet ehliyeti bulunmadığına ilişkin kararı maddi hataya dayalı olduğu anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizin kararının oy birliğiyle kaldırılmasına karar verildikten sonra şikayetçinin temyiz dilekçesinin incelenmesine geçildi;

Alacaklı tarafından borçlular aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla takipte şikayetçi tarafından taşınmaz ihalesinin feshi talep edilmiş olup mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.

İİK.nun 106.maddesinde, "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden nihayet bir sene ve taşınmaz ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 110.maddesinde ise, "bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. "hükmü yer almaktadır.

Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re'sen gözetmelidir. Satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tabidir. Satış isteme süresinin geçmesinden dolayı haczin kalkmasına rağmen satışın yapılması halinde ihalenin feshi gerekir(Baki Kuru, İcra El Kitabı,s.520).

Öte yandan satış isteme süresi satış talebi ile durduktan sonra ihalenin feshedilmesi halinde süre kaldığı yerden işlemeye devam eder. Herhangi bir nedenle sürenin durması halinde ise süre kalan yerden hesaplanır. Bir diğer ifade ile sürenin hesabında zamanaşımının kesilmesine benzer bir uygulama yapılmayıp durmaya ilişkin yöntem izlenmelidir. Yani iki yıllık süre yeni baştan değil kaldığı yerden hesaplanmalıdır.

Somut olayda; 804 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 22.02.2005 tarihinde haciz konulmuş olup alacaklı tarafından 16.08.2005 tarihinde satış talep edildiği satış isteme süresinden bakiye 18 ay 5 gün kaldığı,13.10.2005 tarihli satışın vazgeçme nedeniyle durdurulduğu, 17.10.2005 tarihinde yeniden satış talep edildiği satış isteme süresinden bakiye 18 ay 1 gün kaldığı 02.12.2005 tarihli satışın vazgeçme nedeniyle durdurulduğu, 18.01.2006 tarihinde satış talep edildiği, satış isteme süresinden bakiye 16 ay 15 gün kaldığı 01.09.2006 tarihli satışın vazgeçme nedeniyle durdurulduğu, 09.04.2007 tarihinde satış talep edildiği, satış isteme süresinden bakiye 9 ay 7 gün kaldığı, akabinde arada satış isteme süresini kesen başka işlem yapılmayıp 09.04.2009 tarihinde satış talep edildiği, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde haciz tarihinden itibaren İİK nun 106-110. maddelerinde öngürülen iki yıllık sürenin geçtiği bu nedenle taşınmaz üzerindeki haczin düştüğü anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece, İİK.nun 110.maddesi gereğince, şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczin ihale tarihinden önce kalktığı dikkate alınarak, ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
KARAR : Şikayetçinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 26.04.2013 tarih ve 2013/ 8722 E.2013/16024 K. sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 08.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 110 :(Değişik madde: 6352 S.K.-02.07.2012/m.22) "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. Hacizli malın satılması yönündeki talep bir defa geri alınabilir.

Haczedilen resmi sicile kayıtlı malların, icra dairesiyle yapılacak yazışmalar sonucunda haczinin kalktığının tespit edilmesi hâlinde, sicili tutan idare tarafından haciz şerhi terkin edilir ve işlem ilgili icra dairesine bildirilir.

Birinci fıkra gereğince haczin kalkmasına sebebiyet veren alacaklı o mala yönelik olarak, haczin konulması ve muhafazası gibi tüm giderlerden sorumlu olur."
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

avatar_Radikal
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2016/11294

K. 2016/13958

T. 11.5.2016

• ŞİKAYET ( Alacaklının Altı Aylık Yasal Süresi İçerisinde Satış Talebinde Bulunduğu ve Satış Avansını Yatırdığı/İkinci İhalede Alıcı Çıkmaması Sebebiyle Satış Talebinin Düşmesinden İtibaren 6 Aylık Satış İsteme Süresinin Yeniden Başlayacağı/Süresi İçerisinde Yeniden Satış Talebinde Bulunulduğu - Taşınırlar Üzerindeki Haczin Düşmediği )

• TAŞINIRLAR ÜZERİNDEKİ HACZİN DÜŞMESİ ( Şikayet - Alacaklının Altı Aylık Yasal Süresi İçerisinde Satış Talebinde Bulunduğu ve Satış Avansını Yatırdığı/İkinci İhalede Alıcı Çıkmaması Sebebiyle Satış Talebinin Düşmesinden İtibaren 6 Aylık Satış İsteme Süresinin Yeniden Başlayacağı/İkinci İhale Tarihinden İtibaren Yasal Altı Aylık Süre İçerisinde Yeniden Satış Talebinde Bulunulduğu/Haczin Düşmediği )

• SATIŞ TALEBİNİN DÜŞMESİNDEN SONRA SATIŞ İSTEME SÜRESİNİN YENİDEN BAŞLAMASI ( Alacaklının Altı Aylık Yasal Süresi İçerisinde Satış Talebinde Bulunduğu ve Satış Avansını Yatırdığı/İkinci İhalede Alıcı Çıkmaması Sebebiyle Satış Talebinin Düşmesinden İtibaren 6 Aylık Satış İsteme Süresinin Yeniden Başlayacağı - Süresinde Satış Talebinde Bulunulduğundan Haczin Düşmediği/Şikayet )

2004/m.106, 129

ÖZET : Dava; şikayete ilişkindir. Somut olayda, satışa konu taşınırların fiilen 17.7.2014 tarihinde haczedildiği ve aynı tarihte satışının talep edilerek satış avansının yatırıldığı, menkullerin 5.1.2015 ve 23.1.2015 tarihlerinde yapılan ihalelerinde alıcı çıkmaması sebebiyle satışın düştüğü, alacaklı vekilinin tarihsiz dilekçesi ile mahcuz taşınırların yeniden satışa çıkarılması için satış talimatı yazılması talebi üzerine, icra müdürlüğünün 25.3.2015 tarihli kararıyla, taşınırlar üzerindeki haczin düştüğü gerekçesiyle satış talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.

Alacaklının, İİK'nun 106. maddesine göre altı aylık yasal süresi içerisinde satış talebinde bulunduğu ve satış avansını yatırdığı, ayrıca İİK.nun 129/ son maddesi gereğince, ikinci ihalede alıcı çıkmaması sebebiyle satış talebinin düşmesinden itibaren 6 aylık satış isteme süresinin yeniden başlayacağı gözetildiğinde, ikinci ihale tarihinden itibaren yasal altı aylık süre içerisinde yeniden satış talebinde bulunulduğundan taşınırlar üzerindeki haciz düşmemiştir. O halde mahkemece alacaklının şikayetinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Şikayetçi alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, alacaklının, katılım olmadığından ihalenin düşürülmesi kararı sonrasında, taşınır malların yeniden satışa çıkarılması talebinin, icra müdürlüğünce taşınırlar üzerindeki haczin düştüğü gerekçesiyle 25.3.2015 tarihinde reddedilmesi üzerine, anılan kararın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

17.1.2014 haciz tarihi itibari ile uygulanması gereken İİK.'nun 106. maddesinde; "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 110. maddesinde ise; "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse, o mal üzerindeki haciz kalkar" düzenlenmesi yer almaktadır.

Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığı hususu icra müdürü tarafından re'sen gözetilmeli; satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddedilmelidir. Bu nedenle, satış isteme süresinin geçmesi sebebiyle haczin kalkmış olmasına rağmen ihale yapılmış ise, yapılan bu ihalenin feshine karar verilmesi gerekir ( Baki Kuru, İcra El Kitabı,s.520 ).

Somut olayda, satışa konu taşınırların fiilen 17.7.2014 tarihinde haczedildiği ve aynı tarihte satışının talep edilerek satış avansının yatırıldığı, menkullerin 5.1.2015 ve 23.1.2015 tarihlerinde yapılan ihalelerinde alıcı çıkmaması sebebiyle satışın düştüğü, alacaklı vekilinin tarihsiz dilekçesi ile mahcuz taşınırların yeniden satışa çıkarılması için satış talimatı yazılması talebi üzerine, icra müdürlüğünün 25.3.2015 tarihli kararıyla, taşınırlar üzerindeki haczin düştüğü gerekçesiyle satış talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.

Alacaklının, İİK'nun 106. maddesine göre altı aylık yasal süresi içerisinde satış talebinde bulunduğu ve satış avansını yatırdığı, ayrıca İİK.nun 129/ son maddesi gereğince, ikinci ihalede alıcı çıkmaması sebebiyle satış talebinin düşmesinden itibaren 6 aylık satış isteme süresinin yeniden başlayacağı gözetildiğinde, ikinci ihale tarihi olan 23.1.2015 tarihinden itibaren yasal altı aylık süre içerisinde yeniden satış talebinde bulunulduğundan taşınırlar üzerindeki haciz düşmemiştir.

O halde mahkemece alacaklının şikayetinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi

ESAS: 2014/1819

KARAR: 2014/6058


Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


-K A R A R-


Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra Demirci İcra Müdürlüğü'nün 2006/774 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, şikayet olunanın haczinin iki yıllık sürede satış istenmemesi nedeniyle düşmesine rağmen birinci sırada yer verildiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.


Şikayet olunan vekili, müvekkilinin haczinin düşmediğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; paylaşıma konu taşınmazın 14.05.2009 tarihinde satıldığı, açılan ihalenin feshi davasının kabulüne ilişkin kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, ihalenin feshi durumunda taşınmaz üzerinde bulunan hacizlerin kalkmayacağı ve satılan malın mülkiyetinin borçluya geri döneceği, bu durumda yeniden satış istenmesinin gerektiği, ancak yeniden satış istenebilmesi için taşınmazın üzerinde haczin devam ediyor olmasının şart olduğu, ihalenin feshi durumunda satış isteme süresinin duracağı ve ihalenin feshi kararı kesinleştikten sonra yeniden işlemeye başlayacağı, taşınmaz üzerindeki haczin 27.10.2006 tarihinde konulduğu, 21.10.2008 tarihinde satışın istendiği, satıştan sonra ihalenin feshinin talep edildiği, bu talep üzerine ihalenin fesh edildiği, feshi kararının kesinleşmesinden sonra satış isteme süresinin yeniden işlemeye başlayacağı, kararın kesinleştiği tarihten sonra kalan süre kadar satış isteme süresinin uzayacağı, bu durumda ihale fesh edilmemiş olsaydı satışın son isteme süresi 30.10.2008 tarihi olduğuna göre 21.10.2008 ile 30.10.2008 arasındaki 9 günlük sürenin ihalenin feshi kararının kesinleştiği 15.09.2009 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı, satışın en geç 24.09.2009 tarihinde istenmesi gerekirken 16.02.2012 tarihinde istendiğine göre satış isteme süresinin geçtiği, taşınmaz üzerindeki haczin 24.09.2009 tarihinde kalkmış sayılması gerektiği, haciz bulunmayan bir taşınmaz için icra müdürünün süresi geçtikten sonra yapılan satış talebini reddetmesi gerekirken olmayan haciz için satış istemi üzerine satışın yapılması ve haciz varmış gibi satıştan sonra sıra cetvelinin düzenlenmesinin yasaya aykırı olduğu, sıra cetvelinde şikayet olunana pay ayrılamayacağı gerekçesiyle, şikayetin kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir.

Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.

Somut olayda, şikayet olunanın alacaklı olduğu icra dosyasında 27.10.2006 günü bedeli paylaşıma konu taşınmaza haciz konulduğu, 21.10.2008 tarihinde satış avansı yatırılarak satış istendiği, bu talep üzerine 14.05.2009 tarihinde ihale yapıldığı, ancak Demirci İcra Hukuk Mahkemesi'nin 24.06.2009 tarih ve 42 Esas, 68 Karar sayılı ilamı ile ihalenin feshine karar verildiği, kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, ihalenin feshi davası nedeni ile satışın iki yıllık süre içinde yapılamadığı, şikayet olunanın 03.11.2010 tarihinde satış avansı yatırarak satış talebinde bulunması üzerine 24.08.2012 tarihinde ihalenin yapıldığı ve hazırlanan 18.03.2012 tarihli sıra cetvelinde satış bedelinin garameten şikayet olunan alacaklı A.. Ö.. ve Vergi Dairesine paylaştırılarak ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK'nın 106. maddesi, "Alacaklı haczolunan mal taşınır ise bir sene, taşınmaz ise iki sene içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü; İİK'nın 59. maddesi, "bir talepte bulunan taraf bununla ilgili masrafları peşin olarak verir" hükmünü; İİK'nın 110. maddesi, "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya takip geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar." hükmünü içermektedir. Haciz düşse dahi icra takibi ayakta kalmaya devam eder.


İİK'nda, süresinde satış istendikten ve masrafı verildikten sonra haczi ve satışı düşüren sebepler öngörülmemiş, sadece aynı Kanun'un 129/son maddesinde, ikinci ihalede alıcı çıkmazsa ''satış talebinin'' düşeceği düzenlenmiştir. İİK'nın 106 ve 110. madde hükümleri alacaklının takibi sürüncemede bırakmaması amacıyla getirilmiş olup, bu amaca uygun olarak şikayet olunan tarafından İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık süre içerisinde İİK'nın 59. maddesine uygun olarak satış talep edilerek avansı yatırılmış olmakla, bir daha satış istemesine gerek kalmaksızın, haczinin ve satışının ayakta olduğunun kabulü gerekir. Satışın da aynı iki yıl içinde yapılmasının zorunlu olduğu, aksi halde haczin düşeceği yönünde yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Satış, satışı isteme süresi geçtikten sonra yapılsa da geçerlidir ve alacaklı satış bedelinden alacağını alır. Süresinde satış istenmemesi ile yalnız haciz kalkar, icra takibi düşmüş olmaz, icra takibi derdest kalmaya devam eder. Ödeme emrinin tebliğine gerek kalmadan, alacaklı yeniden haciz isteyebilir. (Bkz: Prof Dr. Baki Kuru, İcra ve Uflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, sh 607) Öte yandan, süresinde satış istenmiş ve satış yapılmış ise, daha sonra ihalenin feshedilmesi, İİK'nın 110. maddesindeki satış talebinin geri alınması niteliğinde görülemez. Bu maddede ihalenin feshi halinde haczin kalkacağına dair bir hükme yer verilmemiştir (A.g.e sh 608). Satış süresi, hak düşürücü süre olup, İİK'nın 20. madde hükmünde, İİK'nın tayin ettiği sürelerin kesin olduğu, sözleşme ile değiştirilemeyeceği öngürülmüştür. Yasada aksi yönde açık bir hüküm bulunmadıkça, hak düşürücü süreler kesilmez ve durmaz. İhalenin feshi kararı kesinleşmeden İİK'nın 134/6. maddesi uyarınca satış cetveli düzenlenemez ise de, ihalenin feshinin kesinleşme tarihinden sonra alacaklının yeni ihale için yeni bir satış talebinde bulunmaması halinde haczinin düşeceğine dair yasal düzenleme bulunmamaktadır. İİK'nın menkullerle ilgili 113/1. maddesinde alacaklı talep etmeden borçlunun talebiyle de satış yapılabileceği düzenlenmesi, taşınmaz satışlarında da kıyasen uygulanmalıdır. Borçlunun borcunu ödeyerek ya da satış talep edip, satışı sağlayarak, alacaklının haciz ve satış baskısından kurtulması mümkündür. Yeni ihale için yeni bir satış talebinin ve masraf yatırılmasının gerekmesi, feshedilen ihalenin zorunlu bir sonucu olup, yeni bir satış talebinde bulunulmaması halinde haciz düşeceğine dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Alacaklıya yüklenen görev, süresinde satış isteyerek avansı yatırmaktır. İİK'nın 123. maddesinde satış görevi, icra dairesine yüklenmiş olup, satış ne zaman yapılırsa yapılsın, haciz ve satış talebi ayaktadır. Dairemizin son uygulaması bu yöndedir. İİK'nın kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri yapılamayacağını öngören 128/a-3 fıkrası, varılan bu sonucu bertaraf eden bir düzenleme değildir. Dairemizin 12.06.2012 tarih ve 2868 E, 4131 K; 26.03.2012 tarih ve 1020 E, 2296 K; 19.09.2013 tarih ve 4536 E., 5532 K; 27.09.2013 tarih ve 4460 E, 5835 K; 23.06.2014 tarih ve 5599 E., 4814 K. sayılı ilamları bu yöndedir.

Bu durumda, mahkemece, şikayet olunanın süresinde olan 21.10.2008 tarihli ilk satış talebinin, dolayısıyla haczinin ayakta olduğu, gözetilerek, şikayetin reddine karar verilmek gerekirken, yasal dayanağı bulunmayan yazılı gerekçeyle şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulu ile hükmün şikayet olunan yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


S
Alıntı yapılan: Deniz034 - 24 Ocak 2017, 22:30:15
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2013/22170 KARAR NO: 2013/31844 İçtihat
Satış isteme süresi satış talebi ile durduktan sonra ihalenin feshedilmesi halinde süre kaldığı yerden işlemeye devam eder. Herhangi bir nedenle sürenin durması halinde ise süre kalan yerden hesaplanır. Bir diğer ifade ile sürenin hesabında zamanaşımının kesilmesine benzer bir uygulama yapılmayıp durmaya ilişkin yöntem izlenmelidir. Yani iki yıllık süre yeni baştan değil kaldığı yerden hesaplanmalıdır.   
(Karar Tarihi : 08.10.2013)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının düzelterek onanmasını mutazammın 26.04.2013 tarih ve 2013/ 8722 E.2013/16024 E.K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Tuncer Kaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Dairemizin 26.04.2013 tarih ve 2013/ 8722 E.2013/16024 K. sayılı kararı ile; şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı belirtilerek isteminin bu nedenle reddi gerektiği dolayısıyla para cezasına hükmedilemeyeceği belirtilerek, yerel mahkeme kararının para cezasına ilişkin kısmı çıkartılmak suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verildiği, ancak mevcut tapu kaydına göre alacaklının Büyükçekmece 2.İcra Müdürlüğünün 2007/12746 E. sayılı dosyası üzerinden takip yapıp taşınmazın tapu kaydına haciz koydurduğu anlaşılmakla dairemizin şikayetçinin aktif husumet ehliyeti bulunmadığına ilişkin kararı maddi hataya dayalı olduğu anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizin kararının oy birliğiyle kaldırılmasına karar verildikten sonra şikayetçinin temyiz dilekçesinin incelenmesine geçildi;

Alacaklı tarafından borçlular aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla takipte şikayetçi tarafından taşınmaz ihalesinin feshi talep edilmiş olup mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.

İİK.nun 106.maddesinde, "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden nihayet bir sene ve taşınmaz ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 110.maddesinde ise, "bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. "hükmü yer almaktadır.

Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re'sen gözetmelidir. Satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tabidir. Satış isteme süresinin geçmesinden dolayı haczin kalkmasına rağmen satışın yapılması halinde ihalenin feshi gerekir(Baki Kuru, İcra El Kitabı,s.520).

Öte yandan satış isteme süresi satış talebi ile durduktan sonra ihalenin feshedilmesi halinde süre kaldığı yerden işlemeye devam eder. Herhangi bir nedenle sürenin durması halinde ise süre kalan yerden hesaplanır. Bir diğer ifade ile sürenin hesabında zamanaşımının kesilmesine benzer bir uygulama yapılmayıp durmaya ilişkin yöntem izlenmelidir. Yani iki yıllık süre yeni baştan değil kaldığı yerden hesaplanmalıdır.

Somut olayda; 804 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 22.02.2005 tarihinde haciz konulmuş olup alacaklı tarafından 16.08.2005 tarihinde satış talep edildiği satış isteme süresinden bakiye 18 ay 5 gün kaldığı,13.10.2005 tarihli satışın vazgeçme nedeniyle durdurulduğu, 17.10.2005 tarihinde yeniden satış talep edildiği satış isteme süresinden bakiye 18 ay 1 gün kaldığı 02.12.2005 tarihli satışın vazgeçme nedeniyle durdurulduğu, 18.01.2006 tarihinde satış talep edildiği, satış isteme süresinden bakiye 16 ay 15 gün kaldığı 01.09.2006 tarihli satışın vazgeçme nedeniyle durdurulduğu, 09.04.2007 tarihinde satış talep edildiği, satış isteme süresinden bakiye 9 ay 7 gün kaldığı, akabinde arada satış isteme süresini kesen başka işlem yapılmayıp 09.04.2009 tarihinde satış talep edildiği, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde haciz tarihinden itibaren İİK nun 106-110. maddelerinde öngürülen iki yıllık sürenin geçtiği bu nedenle taşınmaz üzerindeki haczin düştüğü anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece, İİK.nun 110.maddesi gereğince, şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczin ihale tarihinden önce kalktığı dikkate alınarak, ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
KARAR : Şikayetçinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 26.04.2013 tarih ve 2013/ 8722 E.2013/16024 K. sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 08.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 110 :(Değişik madde: 6352 S.K.-02.07.2012/m.22) "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. Hacizli malın satılması yönündeki talep bir defa geri alınabilir.

Haczedilen resmi sicile kayıtlı malların, icra dairesiyle yapılacak yazışmalar sonucunda haczinin kalktığının tespit edilmesi hâlinde, sicili tutan idare tarafından haciz şerhi terkin edilir ve işlem ilgili icra dairesine bildirilir.

Birinci fıkra gereğince haczin kalkmasına sebebiyet veren alacaklı o mala yönelik olarak, haczin konulması ve muhafazası gibi tüm giderlerden sorumlu olur."

Benzer Konular (10)

873

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4229

556

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4442