İSTİHKAK İDDİASINA İTİRAZ EDİLMESİ

Başlatan Deniz034, 05 Şubat 2018, 22:18:44

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
 

İSTİHKAK İDDİASINA İTİRAZ EDİLMESİ

(İİK. mad. 97/I-V)





I- İİK. mad. 96 gereğince ileri sürülen istihkak iddiası'na karşı, «alacaklı» ya da «borçlu» -veya her ikisi- üçgün içinde (mad. 96/II) itiraz ederse, icra müdürü -tarafların ayrıca istemde bulunmasını beklemeden, kendiliğinden(1) (2)- gerekli kararın verilmesi için dosyayı hemen icra mahkemesine gönderir.(3) Eğer itiraz, «üç günlük süreden sonra» yapılırsa, geçersiz olur ve sonuç doğurmaz.(4) Bu durumda, icra müdürü dosyayı icra mahkemesine gönderemez. Çünkü; «üç günlük hak düşürücü süre(5) içinde istihkak iddiasına itiraz etmemiş olan alacaklı (ve borçlu) istihkak iddiasını kabul etmiş» sayılır.(6)

İcra müdürünün, istihkak iddiasına itiraz üzerine 97. maddeye göre işlem yapmaması, süresiz şikâyet konusu olur.(7) Bunun dışında, istihkak iddiasına itiraz edilmesi üzerine, takip dosyasına -«takibin ertelenmesi» ya da «takibin devamı» konusunda karar vermek üzere -icra mahkemesine göndermeyerek takibe davanın edip -hiç istihkak iddiasında bulunulmamış gibi- hacizli malı satan icra müdürü kusurlu hareket etmiş sayılır ve -İİK. 5 vd. göre- Adalet Bakanlığı aleyhine tazminat davası açılmasına neden olur...(8)



Ayrıca belirtelim ki; icra müdürünün istihkak iddiasına itiraz üzerine yapacağı işlem; takip dosyasına icra mahkemesine göndermekten ibaret olup, bunun yerine kendisi «istihkak davası açmak üzere» borçluya süre veremez...(9)



«Borçlu» ya da «alacaklı» istihkak iddiasına sözlü olarak -bu takdirde, icra müdürünün «istihkak iddiasına itiraz edildiğini» icra tutanağına yazıp altını ilgilisi ile birlikte imzalaması gerekir- itiraz edebileceği gibi, yazılı olarak (dilekçe ile) de itiraz edebilir.(10)



Yüksek mahkeme;



√ «Alacaklının 'haczedilen malların yediemine teslimini' isteyip, muhafaza altına aldırmasının 'istihkak iddiasına itiraz' niteliğinde olduğunu»,(11)



√ «Borçlunun üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunan alacaklının bu beyana karşı susmuş olmasının, 'istihkak iddiasını kabul ettiği' anlamına gelmeyeceğini»,(12)

belirtmiştir.



Gerek «borçlu» ve gerekse «alacaklı» haczedilen mal hakkında üçüncü kişi tarafından ileri sürülen istihkak iddiasına karşı bir takipte itiraz ettikleri halde, başka bir takipte itiraz etmeyebilirler. Yani, bir takipte, istihkak iddiasına karşı yapılan itiraz, diğer bir takipte müdür (memur) tarafından doğrudan doğruya dikkate alınmaz.(13)



Bu konu ile ilgili olarak ayrıca şu hususu da hatırlatalım; taşınmazlara ilişkin açık arttırma ile satışlarda «yükümlülük listesi»ni (İİK. mad. 128) hazırlayan icra müdürü bunun birer örneğini «haciz koydurmuş olan alacaklılar» ile «borçlu»ya tebliğ ettikten sonra alacaklı»(lar) ya da «borçlu» yükümlülük listesine üç gün içinde itirazda bulunurlarsa,(14) icra müdürünün dosyayı hemen -İİK. mad. 97/I gereğince- icra mahkemesine göndermesi gerekir.



Bu durumda, icra mahkemesinin -biraz sonra belirteceğimiz gibi- 'dosya üzerinde' ya da 'duruşmalı olarak' inceleme yapıp «takibin devamına» -yükümlülük listesine; tapu kaydına ya da geçerli bir belgeye dayanılmadan itiraz edilmişse veya itiraz konusu hak, hacizden yahut ipotekden sonra kurulmuşsa- veya «takibin ertelenmesine» -itiraz tapu kaydına dayanıyorsa- karar vermesi gerekir.(15) (16)



Ayrıca belirtelim ki; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi(17) (18) -çok yeni tarihli içtihatlarında- «İİK. mad. 97/I hükmünün taşınmaz hacizlerinde değil taşınır hacizlerinde uygulanabileceğini» belirtmiştir...



II- a) İstihkak iddiasına borçlu itiraz ederse; itirazında haklı çıktığı takdirde, bundan -istihkak iddiasına itiraz eden ve etmeyen- tüm alacaklılar yararlanırlar. Çünkü, borçlunun itirazının yerinde görülmesi, «istihkak iddiasına konu teşkil eden malların hacizden ayrık tutulamayacağını» belirtir. Bu nedenle, itiraz eden borçlu haciz koydurmuş olan tüm alacaklıların temsilcisiymiş gibi hareket etmiş sayılır.(19)



b) İstihkak iddiasına takipte bulunan alacaklıların bir ya da birkaçı itiraz etmişse; üçüncü kişinin istihkak iddiasında haksız çıkması halinde, bundan sadece «istihkak iddiasına itiraz etmiş olan» alacaklılar yararlanırlar ve yalnız onlar haczedilen şeyden alacaklarını alabilirler.(20) İtiraz etmeyen alacaklılara düşen pay, istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişiye ait olur. İstihkak iddiasına itiraz etmemiş olan alacaklılar, davacı üçüncü kişi lehine haklarından feragat etmiş sayılırlar.(21) Ancak şu hususu da belirtelim ki, istihkak iddiasına itiraz etmemiş olan bir alacaklı da, itiraz etmiş olan alacaklının alacağının gerçekte bulunmadığına ya da miktarının fazla olduğuna itiraz edebilir. Bu durumda, İİK. mad. 142 uygulanarak, itirazında haklı çıkarsa, o alacaklının payına düşen paradan alacağını alabilir.(22)



İstihkak iddiası, üçüncü kişi tarafından bildirilmişse; bu iddianın hem alacaklı ve hem de borçluya bildirilmesi ve bunlardan biri tarafından itiraz edilmesi halinde dosyanın icra müdürünce icra mahkemesine gönderilmesi gerektiği halde, borçlu tarafından üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde; durumun sadece alacaklıya bildirilmesi ve onun tarafından bu iddianın kabul edilmemesi halinde dosyanın icra müdürlüğünce icra mahkemesine gönderilmesi gerekir. Bu son durumda, istihkak iddiasının ayrıca üçüncü kişiye bildirilmesine ve onun cevabının beklenmesine gerek yoktur.(23)



III- Dosyayı alan icra mahkemesi; ya «takibin ertelenmesine» ya da «takibin devamına» karar verir. İcra mahkemesinin, istihkak iddiasının esası hakkında (yani mülkiyet ya da rehin uyuşmazlığını çözümler biçimde) «haczin kaldırılmasına»(24) (veya «istihkak davasının kabulüne», «dava konusu şeyin davacıya teslimine»(25) vb. şeklinde) karar vermesi isabetsiz ve yasaya aykırı olur... Yine bu durumda icra mahkemesi «takibin iptaline» de karar veremez...(26)



İcra mahkemesi bu kararını «dosya üzerinde yapacağı inceleme ile» ya da «tarafları çağırıp duruşma yaparak» verir (mad. 97/I).(27)



Uygulamada, genellikle duruşmaya gerek görülmemekte ve dosya üzerinde inceleme ile yetinilerek gerekli karar verilmektedir.



İstihkak iddiasına itiraz üzerine «takibin devamına» ya da «takibin ertelenmesine» karar verecek olan icra mahkemesi, asıl takibin yapıldığı icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesidir. Yoksa, haczi talimatla -istinabe olunan icra müdürlüğünce- uygulandığı durumlarda, talimat (istinabe olunan) icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinin bu konuda karar verme yetkisi yoktur.(28) Bu yetki kuralı kamu düzeni ile ilgili olduğundan, yetki konusu icra mahkemesi doğrudan doğruya araştırır.(29)



IV- İcra mahkemesince neye göre «takibin ertelenmesi» ya da «takibin devamı» kararı verilecektir? İİK. mad. 97/II bu hususu aydınlatmaktadır. İcra mahkemesince «istihkak iddiasının sırf satışı geri bırakmak amacı ile, kötüniyetle (dürüstlük kuralına aykırı olarak)(30) yapıldığını gösteren ciddi nedenler bulunduğu takdirde» «takibin devamına» aksi halde «takibin ertelenmesine» karar verilecektir.



Doktrinde,(31) 'icra mahkemesinin «kural olarak» takibin ertelenmesine karar vermesi gerekeceği' ileri sürülmesine rağmen yüksek mahkeme;



√ «Haciz işleminin borçlunun elindeki mallara uygulanması ve halinde haciz yerinde bulunan borçlunun üçüncü kişi adına vergi levhası ibraz etmesinin bu işyerinin üçüncü kişiye ait olduğunun yeterli kanıtı olamayacağı, icra mahkemesince bu durumda 'takibin devamına' yerine, 'takibin ertelenmesine' karar verilmesinin yerinde olmadığını»(32)



√ «Borçlu adresinde yapılan haciz sırasında borçlu yerine üçüncü kişiyle karşılaştırılması halinde icra müdürlüğünce İİK'nun 97 vd.'na göre işlem yapılması gerekirken İİK'nun 99. maddesine göre işlem yapılmasının yerinde olmadığını»(33)



√ «Haciz sırasında borçlu ile babasının hazır bulunması ve borçlunun babasının istihkak iddiasında bulunması halinde istihkak davası açma yükümlülüğü üçüncü kişiye ait iken icra mahkemesince mevcut kanıtlar karşısında «takibin devamına» karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu/olumsuz bir karar verilmeden, istihkak davası açma yükümlülüğünün alacaklıya yükletilmesinin isabetli olmadığını»(34)



√ «Haciz yapılan yerin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adres olması nedeniyle, haciz sırasında karşılaşılan üçüncü kişinin ödeme emrinin tebliği tarihinden bir hafta sonraya ait vergi levhası ibraz etmesinin, bu yerdeki malların borçluya ait olmadığını göstermeyeceğini»(35)



√ «Haciz uygulanan yerin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği yer olması durumunda icra müdürlüğünce İİK'nun 97. maddesi yerine 99. maddesi doğrultusunda işlem yapılamayacağını»(36)



√ «Haciz yapılan yerde borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olmasına rağmen bu yerin kapı zilinde borçlunun isminin yazılı olmasının ve borçlunun icra müdürlüğüne vermiş olduğu dilekçede 'burasını üçüncü kişiyle birlikte kullandığını' belirtmiş olması nedeniyle İİK. 97a uyarınca hacizli taşınır malların borçluya ait olduğunun kabulü gerekeceğini»(37)



√ «Mülkiyet ya da rehin hakkı iddiasında bulunmadan sadece kiracı olduğunu ileri süren üçüncü kişinin bu istemi, İİK'nun 99. maddesinin kapsamına girmeyeceğinden, 'İİK.'nun 97. maddesinin uygulanması' yönünden icra müdürlüğü kararının kanuna uygun olduğunu»(38)



√ «Yediemine teslim edilmiş taşınırlar üzerindeki haczin de, 'borçlu yedinde yapılmış haciz' sayılması gerekeceğini»(39)



√ «Borçlu ile üçüncü kişinin hacizli malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde -99. maddenin değil- 96 ve 97. maddeye göre işlem yapılacağını»(40)



√ «İstihkak iddiasının şüpheli görülmesi halinde 'takibin devamına' karar verilmesi gerekeceğini»(41)

belirtmiştir.



Doktrinde, icra mahkemesince verilen «takibin ertelenmesi» kararının hukuki niteliği hakkında görüş birliği bulunmamaktadır. Bir görüşe göre(42) «icra mahkemesince verilen takibin ertelenmesi kararı teknik anlamda 'ihtiyati tedbir kararı' sayılmaz... Bu nedenle, ihtiyati tedbir ile ilgili hükümler (HUMK. mad. 104 vd.) bu karar hakkında uygulanamaz...» Diğer bir görüşe göre(43) ise «buradaki takibin ertelenmesi kararına, ihtiyati tedbir kararı olarak nitelendirilebilir. Çünkü, icra mahkemesi istihkak iddiasına konu olan mal hakkında, bu malın satılmasını önleyici nitelikte bir karar almaktadır. Bu karar hakkında öncelikle İİK'ndaki özel hükümler (İİK. mad. 97/VI, XIII) özel hüküm bulunmayan hallerde ise, HUMK'nun ihtiyati tedbire ilişkin genel hükümleri uygulanır...»



Bu konuda şu önemli hususları belirtmek gerekir:



a- Acaba mad. 97/II; «takibin devamına karar verilebilecek tek durumu» mu belirtmektedir, yoksa maddede bu husus sadece örnek olarak mı belirtilmiştir? Kanımızca, mad. 97/II merci hakiminin «takibin devamı» kararı verebileceği bir durumu sadece örnek olarak belirtilmiştir. Eğer yasa yapıcının amacı, takibin devamı kararı verilmesi sadece ikinci fıkrada yazılı durum için öngörmek olsaydı bu fıkrayı, takibin ertelenmesi ya da devamı kararının «yapılacak inceleme sonucunda varılacak kanıya göre verilmesini» emreden kaypak ve genişletici yoruma müsait olan birinci fıkra hükmünden ayrı ve bağımsız olarak düzenlemezdi. Üçüncü kişinin, pekalâ «sırf satışı geri bırakmak» amacı ile hareket etmeksizin, iyiniyetle bağdaşmayan bir istihkak iddiasında bulunmuş olması mümkündür.(44)



Ayrıca İİK. mad. 97/VII'de de, «takibin devamına» karar verilmesini gerektiren bir başka durum öngörülmüştür. Kanun yapma tekniği bakımından, ikinci fıkradan sonra gelmesi gereken bu hükme göre; kiralayan, hapis hakkını kullanırken, üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunursa, hapis hakkının kullanılması ile ilgili takibin «ertelenmesi»ne karar verilebilmesi için, üçüncü kişi, üçüncü kişi, BK. mad. 268/I'deki durumu mevcut olduğunu kanıtlamalıdır. Yani, üçüncü kişi, kiralanan yerdeki hapis hakkına konu olan eşya hakkında istihkak iddiasında bulunursa, icra mahkemesi, «alacaklının, eşyanın üçüncü kişiye ait olduğunu bilip bilmediğini ya da bu eşyanın istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişinin elinden, rızası dışında çıkmış olup olmadığını» araştıracaktır. Bu araştırma sonucunda, alacaklının, «hapsedilen eşyanın borçluya ait olmadığını» bildiği ya da bilmesi gerektiği kanısına varırsa veya sözü geçen eşyanın «üçüncü kişinin elinden rızası dışında çıktığını» anlarsa, «takibin ertelenmesine» karar verecektir. Çünkü, kiralananda bulunsa bile, kiralayan, kiracıya ait olmadığını bildiği veya çalınmış olan eşya üzerinde hapis hakkı kullanamaz.(45) Bu nedenle, davacının sadece «hapsedilen malın kendisine ait olduğunu» kanıtlaması yeterli değildir.



b- İkinci fıkrada geçen «istihkak davası» ve «takibin taliki (ertelenmesi) talebini reddeder» sözcükleri maddede yersiz olarak kullanılmıştır. Gerçekten, burada geçen «istihkak davası» ile belirtilmek istenen, «istihkak iddiası»dır. Çünkü, «istihkak davası» haczin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde açılabileceği gibi, «istihkak iddiası» üzerine, «takibin ertelenmesi» ya da «devamı» kararının bildirilmesinden (tefhim veya tebliğinden) itibaren yedi gün içinde açılabilir.



Keza, fıkranın son kısmında yer alan; «takibin taliki (ertelenmesi) talebini reddeder» sözcükleriyle ifade edilmek istenen husus da icra mahkemesinin «takibin devamına karar vermesi» olduğundan, fıkrayı bu şekilde anlamak gerekir.



V- A- İcra mahkemesi, «takibin ertelenmesine» karar verirse, haksız çıktığı takdirde, alacaklının uğrayacağı zararı karşılamak üzere (mad. 97/XIII), davacı üçüncü kişiden HUMK. mad. 36'de gösterilen türden bir güvence ister.(46) Güvencenin miktarının, mevcut delillerin durumuna göre takdir olunacağı mad. 97/III'de yazılı ise de,(47) bunu mad. 97/XIII ile birlikte yorumlamalıdır. Yani, gösterilecek güvence her halde İİK. mad. 97/XIII'deki asgari yüzde kırkı karşılayacak düzeyde olmalıdır.(48) (49)



Üçüncü kişinin, istenen teminatı göstermemesi, daha sonra «istihkak davası» açmasına engel değildir. Teminat gösterilmemesi sadece «takibin ertelenmesi» kararının uygulanmasına engel olur.(50) Başka bir deyişle,teminat yatırılmazsa, icra müdürü alacaklının «satış talebi» üzerine satış hazırlıklarına başlar ve satışı yapar.(51)



İcra mahkemesince -İİK. mad. 97/III ve XIII hükümleri gözardı edilerek- hiç güvence istenmeden «takibin ertelenmesine» karar verilemez.(52)



Ayrıca belirtelim ki, «36. maddede öngörülen güvence gösterme zorunluğundan, Devletin ayrık tutulmasına ilişkin hükmün, örnekseme (kıyas) yoluyla 33. madde hakkında uygulanmasına imkân olmadığını» belirten 4.4.1945 T. 18/7 sayılı İçt. Bir. Kararının(53) ışığı altında, istihkak davacısı Hazine de olsa, «takibin ertelenmesi»ne karar verilen durumlarda, hükmedilen güvencenin gösterilmesi gerekir.



«Takibin ertelenmesi»ne karar verilen durumlarda;



a) Eğer üçüncü kişi mülkiyet iddia etmişse, «ertelenme kararı» satışı önler. Yani alacaklı, hakkında istihkak iddiasında bulunulan malın satışını isteyemez. Bu durumda, alacaklı için, İİK. mad. 106'da öngörülen satış isteme süreleri işlemez.(54) (55)



b) Eğer istihkak iddiasının konusu rehin hakkı ise, bakılır; haczedilen şeyin kıymeti istihkak iddia eden kimsenin alacağından az ise satış yapılamaz. Haczedilen şeyin kıymeti, istihkak iddia eden kimsenin alacağından fazla ise, «takibin ertelenmesi» kararı verilmiş olmasına rağmen, haczedilen şey paraya çevrilir ve rehin hakkı iddia eden üçüncü kişinin alacağını karşılayacak miktardaki para, satış bedelinden ayrılır.



c) Diğer aynî (nesnel) hak iddialarında ise, haczedilen mal, bu haklara zarar vermeyecek şekilde, bu haklarla kısıtlı olarak satılır.



Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, İİK. mad. 97'de geçen«takibin ertelenmesi (taliki)» ve «takibin devamı» sözcükleriyle, asıl icra takibinin değil, haciz edilen şeye ilişkin takip işlemlerinin «ertelenmesi» ve «devamı» kastedilmiştir.(56) Bu nedenlerle, icra mahkemesinin vereceği kararda bu hususu açıklaması, kararın yerine getirilmesinde herhangi bir sorun çıkmasını önler. örneğin; icra mahkemesinin tüm icra takibinin değil, «haczedilen X'e ilişkin icranın ertelendiğini» kararında belirtmesi, her türlü duraksamayı giderir.



B- İcra mahkemesi -üçüncü kişinin sunduğu kanıtlara göre, istihkak iddiasının haksız olduğu yani, «sırf satışı geri bırakmak amacı ile kötüniyetle yapıldığı» kanısına vararak- «takibin devamına» karar verirse; istihkak iddiasına konu olan hakkın niteliğine olursa olsun, artık hacizli malın satılmasına bir engel kalmaz. İcra mahkemesinin, «takibin devamına» karar vermesi halinde, satış isteme süresi (İİK. mad. 106) işlemeye devam eder.



VI- İcra mahkemesinin vereceği «takibin ertelenmesi kararı» temyiz edilebilir.(57) (İİK. mad. 363/7). Buna karşın, icra mahkemesinin vereceği «takibin devamı kararı» temyiz edilemez. (İİK. mad. 97/V).(58)   28.09.2005



                                                                       Av. Talih UYAR


(1) POSTACIOĞLU, İ. İcra Hukuku Esasları, 1982, s: 392 - AKYAZAN, S. İnceleme ve Açıklamalar, 1965, s: 75 - TEKİNAY, S. S. Hacizden Mütevellit İstihkak Davaları, 1953, s: 24 - KAYGANACIOĞLU, M. İcra Hukukunda İstihkak Davası (Yarg. D. 1983/1-2, s: 120) - ASLAN, K. Hacizde İstihkak Davası, 2005, s: 308

(2) Karş: BELGESAY, M. R. İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 1954, s: 231 vd.

(3) Bknz: 12. HD. 20.9.1993 T. 9587/13706 - 15. HD. 1.11.1988 T. 2979/3499 - 15. HD. 27.5.1983 T. 1275/1467

(4) Bknz: 13. HD. 26.5.1977 T. 2518/3005

(5) Bknz: 15. HD. 4.12.1985 T. 3232/4072; 16.9.1985 T. 1095/2711

(6) Bknz: 15. HD. 23.5.1990 T. 1293/2379; 13.9.1988 T. 3210/2835

(7) Bknz: 12. HD. 8.7.1980 T. 3435/5981 - 12. HD. 20.9.1993 T. 9587/13706

(8) Bknz: 4. HD. 11.10.1994 T. 2588/8350

(9) Bknz: 21. HD. 5.12.2000 T. 8594/8831; 12. HD. 20.9.1993 T. 9587/13706

(10) S.AZMİ/N. İZZET, İcra ve İflas Kanunu Esasları ve Şerhi, 1932-1933, s: 207

(11) Bknz: 12. HD. 20.2.1986 T. 304/598

(12) Bknz: 12. HD. 6.6.1988 T. 10361/7354; 13. HD. 1.2.1982 T. 623/907

(13) TEKİNAY, S. S. age. s: 23

(14) Bknz: 13. HD. 26.5.1977 T. 2518/3005

(15) Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. İcra Hukukunda İhale ve İhalenin Bozulması, 3. Bası, s:140 vd.

(16) Doktrinde (POSTACIOĞLU, İ. İpotekle Yüklü Bir Gayrimenkulü Haczeden Alacaklı, İpoteğin Hükümden Düştüğünü Ne Yolda Ortaya Koyabilir? «İzmir Bar. D. 1985/1, s: 30 vd.); «İpoteği sona ermiş (hükümden düşmüş) bulunan bir ipotekli taşınmazı haczettirmiş bulunan alacaklının, satış aşamasında bu ipoteğin 'arttırma şartnamesi'ne geçirilmesi üzerine, icra dairesine ípoteğin gerçekte sona ermiş olduğunu' bildirerek (istihkak iddiasına itirazda bulunarak) bunun alacaklıya tebliğini sağlaması ve alacaklının alacağında ısrar etmesi halinde, dosyanın icra mahkemesine -İİK. 97/I uyarınca- gönderilmesini temin edip, icra mahkemesinin vereceği karardan sonra -7 gün içinde- ipotekli alacaklıya karşı dava açması gerektiği» görüşü ileri sürülmüştür.

(17) Bknz: 12. HD. 10.2.2004 T. 11281/841; 29.1.2001 T. 504/1331

(18) Çünkü yüksek mahkeme yeni içtihatlarında «taşınmazların istihkak davasına konu olamayacağını, taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasının şikayet yoluyla sağlanabileceğini» belirtmektedir: Bknz: 12. HD. 4.3.2005 T. 4032/4477; 10.1.2005 T. 23143/236 (UYAR, T. İcra ve İflas Kanunu Şerhi, C:5, 2005, s:7915 vd.)

(19) POSTACIOĞLU, İ. age. s: 392 - BELGESAY, M. R. age. s: 280 - KANIK, T. İstihkak Davaları (Ad. D. 1951/4, s: 572)

(20) BELGESAY, M. R. a.g.e. s: 280 - POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 392 vd.

(21) TEKİNAY, S. S. a.g.e. s: 23

(22) BELGESAY, M. R. a.g.e. s: 280

(23) Bknz: UYAR, T. İİK. Şerhi, C:5, s:8005

(24) Bknz: 12. HD. 10.6.2004 T. 10540/14757; 2.12.1994 T. 15177/15358

(25) Bknz: 12. HD. 4.2.2003 T. 29759/1965; 29.9.1998 T. 8827/9831

(26) Bknz: 12. HD. 30.12.1997 T. 14373/14808

(27) Bknz: UYAR, T. İcra Hukukunda Yetki - Görev ve Yargılama Usulü, 1991, 2. Bası, s:391 - KUT, K. H. İstihkak İddiasına İtiraz (İleride Hukuk Dergisi, 1951/Ağustos, s: 1243 vd.)

(28) Bknz: 12. HD. 21.6.2004 T. 11434/16344; 2.6.2003 T. 10638/12695; 15.5.2003 T. 8340/11087 vb.

(29) Bknz: 12. HD. 28.6.1993 T. 7129/11692

(30) Bu konuda ayrıca bknz: ARSLAN, R. Medeni Usul Hukukunda Dürüstlük Kuralı, 1989, s: 135 vd.

(31) POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 393 vd. - ÜSTÜNDAĞ, S. İcra Hukukunun Esasları, 2004, s:215 - PEKCANITEZ, H./ATAKAY, O./ÖZKAN, M. S./ÖZEKES, M. İcra ve İflâs Hukuku, 2004, s: 178 - KAYGANICIOĞLU, M. a.g.m. s: 120

(32) Bknz: 12. HD. 1.2.2005 T. 24457/1507

(33) Bknz: 12. HD. 16.9.2004 T. 14116/19286

(34) Bknz: 12. HD. 16.1.2004 T. 23902/454

(35) Bknz: 12. HD. 30.12.2003 T. 22703/26736

(36) Bknz: 12. HD. 26.6.2003 T. 13047/15197

(37) Bknz: 12. HD. 7.6.2002 T. 10537/12188

(38) Bknz: 12. HD. 9.4.2001 T. 5030/5983

(39) Bknz: 12. HD. 5.10.1998 T. 9461/10156

(40) Bknz: 12. HD. 28.5.1990 T. 273/6462

(41) Bknz: İİD. 23.1.1980 T. 9914/396

(42) YILMAZ, E. Geçici Hukuki Himaye Tedbirleri, C: 1, 2001, s: 804

(43) KURU, B. Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, C: IV, s: 4324, 4408 vd. - KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, 2004, s: 475 - UYAR, T. İcra Tetkik Merciinde Yargılama Usulü (75. Yaş Günü için Prof. Dr. Baki Kuru Armağanı, s: 739 vd.) - ULUKAPI, Ö. İcra ve İflâs Hukuku, 2001, s: 159 - ÖZKÖK, S. İhtiyati Tedbirler, 2002, s: 100 vd. - ASLAN, K. a.g.e. s: 317 vd.

(44) TEKİNAY, S. S. a.g.e. s: 26

(45) BERKİN, N. İcra Hukuku Rehberi, 1980, s: 279 - ERTEN, S. İİK'nun Bazı Maddelerini Değiştiren Yeni Kanun Tasarısı Muvacehesinde Haczedilen Mallara Ait İstihkak İddiaları ve Davaları (Ansay Armağanı, s: 297) - BUDAK, C. İcra ve İflâs Hukukunda Kiralayanın Hapis Hakkının Kullanılması, 2003, s: 96

(46) Bknz: 12. HD. 19.2.2001 T. 2377/3064

(47) Bknz: 12. HD. 28.6.1984 T. 5910/8252; 9.9.1976 T. 7818/8929

(48) KURU, B. age. C: 1, s: 984 - TEKİNAY, S. S. age. s: 30 - ASLAN, K. age. s: 320 vd. – ERTEKİN, E./KARATAŞ, İ. İstihkak Davaları, 1998, s: 69

(49) Karş: BELGESAY, M. R. İcra ve İflâs Kanunu Değişen Maddeler Şerhi, s: 74

(50) KURU, B. age. C: 2, s: 985 - ÜSTÜNDAĞ, S. age. s: 216 - POSTACIOĞLU, İ. age. s: 394, dipn. 22 - BERKİN, N. İcra Hukuku Rehberi, s: 279 - MUŞUL, T. İcra Hukuku, 2001, s: 631 - TEKİNAY, S. S. age. s: 30 - ASLAN, K. age. s: 321

(51) Bu durumda, teminat gösterememiş olan üçüncü kişi, sonuçta istihkak davasını kazansa bile, satılan malı bu dava ile alıcıdan geri alamaz, ancak borçluya karşı teminat davası açabilir... (AZMİ, S./İZZET, N. age. s: 210)

(52) Bknz: 21. HD. 9.2.2004 T. 10536/781

(53) Bknz: RG. 25.7.1945 T. No: 6066

(54) Bknz: 12. HD. 27.3.1990 T. 10777/3410 14.11.1983 T. 7570/8852

(55) Buna karşın; icra mahkemesi «takibin ertelenmesine» (talikine) değil de «takibin devamına» («takibin tâliki talebinin reddine») karar verirse, bu karar alacaklının «satış isteminde bulunmasını» önlemediğinden, icra mahkemesinin bu kararı «satış isteme süreleri»nin işlemesini durdurmaz.

(56) Bknz: 15. HD. 23.9.1986 T. 3023/2947

(57) Bknz: 12. HD. 1.10.1999 T. 10181/11438

(58) Bknz: 12. HD. 1.10.1999 T. 10181/11438
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (6)