NAFAKA BORCUNA İSTİNADEN YAPILAN ÖDEMELER, AHLAKİ ÖDEMELER

Başlatan Deniz034, 14 Nisan 2018, 21:08:35

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034

NAFAKA BORCUNA İSTİNADEN YAPILAN ÖDEMELER, AHLAKİ ÖDEMELER,İTFA İTİRAZI KURALLAR

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2016/7355
KARAR NO: 2017/14188
KARAR TARİHİ: 31.10.2017

>NAFAKA BORCUNA İSTİNADEN YAPILAN ÖDEMELER İDDİASI-AHLAKİ ÖDEMELER-BORCUN ÖDENDİĞİNE DAİR İTFA İTİRAZINDA KURALLAR.

Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HMK'nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


KARAR

Borçlu vekili icra emrinde alacaklı asilin adres ve icra dairesinin hesap numarası bilgilerinin yer almadığını, icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, icra emrinde alacağın tutarı, faizin miktarı ile işlemeye başladığı günün belirtilmediğini, takibe konu alacağın zamanaşımına uğradığını ve nafaka alacaklarının fazlası ile ödendiğini belirterek icra takibinin iptalini istemiştir.

Mahkemece, ... 25. İcra Dairesinin 2015/14496 Sayılı dosyasındaki takip borcunun toplam 1.558,79 TL olarak kabul edilip takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla istenen miktarın iptaline ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm alacaklı ve borçlu vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2-)Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine,

3-)Alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine dair iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın miktarda ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna dair olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce,aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir.

Somut olayda borçlu tarafça müşterek çocuk ve alacaklıya yapıldığı belirtilen okul taksitleri, okul servis ücreti, ev kirası, aidat, bireysel kredi, kredi kartı, ... Telekom, ... fatura, vergi dairesi sağlık harcamaları gibi ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığı kabul edilemez.Bu durumda Mahkemece, alacaklının hesabına yapılan ve açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığı belirtilen ödemeler ile aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılan diğer ödemelere dair borçlu tarafından dosyaya ibraz edilen dekont örnekleri ilgili bankalardan temin edilerek gerektiğinde bilirkişi raporu da aldırılmak suretiyle nafaka borcunun tespiti gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda (3) numaralı bentte açıklanan sebeplerle alacaklı vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366. ve 6100 Sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarda (2) numaralı bentte ve borçlu vekilinin temyiz itirazlarının yukarda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle REDDİNE, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2016/22840
KARAR NO: 2017/14212
KARAR TARİHİ: 15.11.2017

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçeyle borca itiraz ettiği, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece bilirkişi raporu aldırılarak istemin kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği görülmektedir.

İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir.

Somut olayda, takibe dayanak yapılan ... 7. Aile Mahkemesi'nin 2013/710 E. sayılı dosyasında verilen 07.07.2015 tarihli ara kararı ile; "velayeti tedbiren davalı anneye verilen küçükler için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı 250'şer TL tedbir nafakasının davacı-karşı davalıdan alınıp davalı karşı davacıya verilmesine, davalı kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalıdan alınıp davalı karşı davacıya verilmesine" karar verildiği, borçlunun icra dosyasındaki itirazında borcun ödendiğini, çocukların dershane masraflarını karşıladığını, kendisine ait evde oturdukları için kira vermediklerini, alacaklının oturduğu evin elektrik, doğal gaz, su faturalarını otomatik ödeme talimatı ile ödediğini, alacaklının, kendisine ait dairenin kirasını aldığını ve borcu fazlasıyla ödediğinden borcun tamamına itiraz ettiğini beyan ettiği, ödemelerin Bursa 7. Aile Mahkemesi'nin nafakaya dair tedbir ara kararından önce olduğu görülmektedir.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; borçlunun mahkemeye sunduğu ödemelerin ahlaki ödemelere dair olduğu bildirilmiş olup, ödeme belgelerinin nafaka borcuna mahsuben yapılan ödemelere dair olmadığı nazara alınmadığı gibi, yapılan bu ödemelerin nafaka borcuna mahsup edileceği yönünde bir belge de ibraz edilmediğinden, ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü mümkün değildir.

O halde mahkemece; itirazın kaldırılması talebinin tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)