Tİcaret Terk suçlarında Teb.K.35'e göre tebligat çıkartılamaz

Başlatan Deniz034, 04 Nisan 2016, 18:52:26

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034

Tİcaret Terk suçlarında Teb.K.35'e göre tebligat çıkartılamaz
Anayasa'nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkı gözönünde bulundurularak, ticareti terk suçlarında duruşma davetiyesinin ya da mahkeme kararının terk ettiği ileri sürülen adresine Tebligat Kanunu'nu 35. maddesine göre yapılan tebligat geçersiz olup, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
TİCARETİ TERK EDENLERİN CEZASI:

(Ek madde: 18/02/1965 - 538/133 md.;Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./8.mad)

44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlu, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Birinci fıkradaki fiillerin işlenmesinden alacaklının zarar görmediğini ispat eden borçluya ceza verilmez.

Borçlunun iflası halinde, birinci fıkradaki durum ayrıca taksiratlı iflas hali sayılır.


T.C.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi
Esas No:2015/20362
Karar No:2016/2313


Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, sanığın yokluğunda verilen hükmün sanığın terk ettiği bildirilen adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğinin geçersiz olması nedeniyle öğrenme üzerine gerçekleştirilen temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin başkaca reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1)Anayasa'nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkı gözönünde bulundurularak, ticareti terk suçlarında duruşma davetiyesinin ya da mahkeme kararının terk ettiği ileri sürülen adresine Tebligat Kanunu'nu 35. maddesine göre yapılan tebligat geçersiz olup, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Bu sebeple borçlu şirket yetkilisi olan sanığa Tebligat Kanunu'nda 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı kanunla yapılan değişiklikler de dikkate alınmak suretiyle, tespit edilecek adresine yeniden usulüne uygun duruşma davetiyesinin tebliğini müteakip yargılamaya devam edilmesi gerekirken, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2)Borçlu şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği sorulup ve en son verilen beyanname örnekleri getirtilip sonucuna göre hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi







''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

avatar_de_legibus
Karar çok incelikli bir hususa değiniyor. Zira ticareti terk ettiği iddia olunan firma yetkilisi olan sanığın ikamet/MERNİS adresine tebligat yapılmadığı durumlarda, sanığın gıyabında ceza verilmesi durumu doğuyordu ki bu da temel bir hak olan savunma hakkının kısıtlanmasına neden oluyordu. 

Benzer Konular (3)