Haczedilen Bir Malın Üçüncü Kişi Elinde Bulunması HGK

Başlatan Özgür KOCA, 08 Temmuz 2015, 01:50:47

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
YHGK Esas : 2012/12-241Karar : 2012/446Tarih : 04.07.2012

HACZEDİLEN ŞEYİN 3. KİŞİ ELİNDE BULUNMASI ( İstihkak İddiası - Alacaklının Dava Açmaması )
İSTİHKAK DAVASI ( Haczedilen Şeyin 3. Kişi Elinde Bulunması )
ŞİKAYET ( Haczedilen Şeyin 3. Kişi Elinde Bulunması )


HUMK.74

İİK.16, 96, 97, 99

HMK.26
Şikayetçi 3.kişi, maktu harç yatırmak suretiyle İcra Mahkemesi`nden İcra Müdürlüğü`nün 17.11.2008 tarihli İİK`nun 99.maddesinin uygulanması talebinin reddine ilişkin işleminin iptalini, İİK`nun 16.maddesi uyarınca şikayet yolu ile istemiştir.

Yerel Mahkemece, şikayetçinin istemi aşılarak,ortada bir istihkak davası olmadığı halde talebi istihkak davası olarak nitelendirilerek haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.

Talepten başka şeye kural olarak karar verilemez.
Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.fk

DAVA VE KARAR:
"Şikayet" üzerine yapılan yargılama sonunda;

İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesi`nce istemin kabulüne dair verilen 20.11.2009 gün ve 1754 E.1669 K.sayılı

kararın incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi`nin 22.6.2010 gün ve 3930 E., 16083 K. sayılı ilamı ile;

(...HUMK'un 74.maddesinde; mahkemelerin tarafların talepleriyle bağlı olup, fazlasına veya başka bir şeye hükmedemeyecekleri hüküm altına alınmıştır.

Somut olayda şikayetçi, haczin İİK.'nun 99.maddesine göre yapılmasını, alacaklıya istihkak davası açması için süre verilmesini talep etmiş, bunun için istihkak davasına ilişkin nispi harç yerine maktu harç yatırmış olmasına rağmen, açılmış bir istihkak davası olmadığı halde, mahkemece talep istihkak davası gibi değerlendirilerek mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Yukarıda anılan yasa maddesine aykırı olarak üçüncü kişi tarafından talep edilmemesine rağmen, talepten başka bir konuda karar verilmesi doğru olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:İstem, icra memuru muamelesini şikayete ilişkindir.

İstanbul 13.İcra Müdürlüğü`nün 2008/24065 esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklı Tülin Erdin tarafından borçlular Camalettin Bağdatlıoğlu vs. aleyhinde bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığı, İcra Müdürlüğü tarafından 11.11.2008 tarihinde borçlu Cemalettin`in bildirilen adresine hacze gidildiği ve evde bulunan menkullerin haczedildiği anlaşılmaktadır.

Haciz sırasında şikayetçi 3.kişi Dilek A. tarafından borçlu Cemalettin`in haciz mahallinde oturmadığını, 2007 yılında boşandıklarını, hacze konu menkullerin de kendisine boşanma protokolü ile bırakıldığını belirterek, istihkak iddiasında bulunulmuş,
alacaklının buna karşı koyması üzerine,12.11.2008 tarihinde İcra Müdürlüğü`nce borçlunun haciz mahallinde oturduğu kanaatı ile İİK'nın 97.maddesi uyarınca işlem yapılarak, istihkak iddiası hakkında karar verilmek üzere dosyanın İstanbul 11.İcra Hakimliği'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

Öte yandan şikayetçi Dilek tarafından sunulan 17.11.2008 tarihli dilekçe ile anılan İcra Müdürlüğü`nden alacaklıya İİK.nun 99.md.si uyarınca dava açması için süre verilmesi istenilmiş; ancak 13.İcra Müdürlüğü 17.11.2008 tarihli kararı ile yapılan haciz hakkında İİK' nun 97. maddesi uygulanarak dosya İstanbul 11. İcra Hukuk Hakimliği`ne sevk edildiğinden bu istemin reddine karar vermiştir.

İstihkak; İcra İflas Kanunu`nda istihkak iddiası 96-99.maddelerde düzenlenmiştir.

İİK`nun 96.maddesinde:
Borçlunun, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra zabıtlarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir. İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir.

İİK`nun 97.maddesinde ise:
İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir.

İİK`nun 99.maddesine göre de:
Haczedilen şeyin borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa, icra memuru o şahıs aleyhine icra mahkemesine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet verir. Bu mühlet içinde merci hakimliğine dava açılmazsa üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır.

Görüldüğü üzere
Haczedilen menkuller eğer borçlunun elinde kabul edilir ve 3.kişi istihkak iddiasında bulunur da alacaklı veya borçlu buna itiraz ederse, dosya İİK`nun 97.maddesi uyarınca istihkak iddiası ile ilgili olarak karar verilmek üzere İcra Mahkemesine gönderilir.
3.kişinin elinde olursa, İcra Müdürlüğü istihkak iddiası üzerine alacaklıya istihkak davası açması için İİK`nun 99.maddesi uyarınca süre verecektir.

Somut olayda,
Şikayetçi 3.kişi, maktu harç yatırmak suretiyle İcra Mahkemesi`nden İcra Müdürlüğü`nün 17.11.2008 tarihli İİK`nun 99.maddesinin uygulanması talebinin reddine ilişkin işleminin iptalini, İİK`nun 16.maddesi uyarınca şikayet yolu ile istemiştir.

Yerel Mahkemece, şikayetçinin istemi aşılarak,ortada bir istihkak davası olmadığı halde talebi istihkak davası olarak nitelendirilerek haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Talepten başka şeye kural olarak karar verilemez.(Mülga 1086 sayılı HUMK madde 74; 6100 sayılı HMK madde 26)

O halde, Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ:
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), hükmün tebliği tarihinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
YHGK 04.07.2012 E.2012/12-241 - K.2012/446
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)