EMEKLİ MAAŞINDAN KESİNTİLERE UZUN SÜRE SESSİZ KALINMASI RIZA ANLAMINDA OLDUĞU

Başlatan Deniz034, 10 Mayıs 2018, 23:13:48

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034

EMEKLİ MAAŞINDAN KESİNTİLERE UZUN SÜRE SESSİZ KALINMASI RIZA ANLAMINDA OLDUĞU

İİK--MADDE 72
MENFİ TESBİT VE İSTİRDAT DAVALARI:
(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.








T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2016/7301
KARAR NO: 2017/5558
KARAR TARİHİ: 4.7.2017

>EMEKLİ MAAŞINDAN İCRA YOLU İLE YAPILAN KESİNTİLERE UZUN SÜRE SESSİZ KALINMASININ RIZA GÖSTERME ANLAMINA GELECEĞİ

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, müvekkili aleyhine... Bankası A.Ş. tarafından 10.11.2005 tarihinde icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesinden sonra müvekkilinin emekli maaşının 1/4'ünün haczedildiğini, emekli maaşından yapılan kesintilerin yasal dayanağı bulunmadığını ileri sürerek maaşından haksız olarak yapılan kesintilerin toplamı 14.684,57 TL'nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece toplanan delillere göre, davanın İİK'nun 72/7 maddesi uyarınca bir yıllık süreden sonra açıldığı, 19.02.2007 tarihli maaşa haciz tarihi itibari ile yürürlükteki İİK'nun 83. maddesi gereği yapılan işlemin yerinde olduğu, 5510 Sayılı Kanun'un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğüne rağmen dava tarihi itibari ile davacının aradan geçen sürede kesintilere itirazının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İcra dosyasındaki borç tamamen ödenmedikçe İİK'nun 72. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süre başlamayacağından mahkemenin hak düşürücü süreyle ilgili gerekçesi yerinde değildir.

SONUÇ : Ancak dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle kesintilere davacının uzun süre sessiz kalmasının rıza gösterme anlamına geleceğinin anlaşılmış olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 04/07/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)