Şüfa davası - haczin kaldırılmasına

Başlatan Deniz034, 14 Temmuz 2016, 21:39:47

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/4670
Karar: 2006/6674
Karar Tarihi: 12.06.2006


ÖZET: Önalıma konu payın ...-TL ye satılmasına rağmen dava açılması üzerine satış bedelinin kat kat üzerinde iki icra dosyasında toplam ...-TL haciz konmasında davalının tamamen kötü niyetli olduğu ve işlemin davacının önalım hakkının önlenmesine yönelik olduğu ortadadır. Bu nedenle davanın açılmasından sonra davalı payı üzerine konulan haciz şerhinin iyi niyetli olarak konulduğundan bahsedilemez.


(4721 S. K. m. 732, 734)


Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davacı-davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:


Karar: Dava konusu payın iptali ve tesciline ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş, hükmü davacı ve davalı temyiz etmiştir.


1- Dosya kapsamına toplanan delillere hükmün dayandığı gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.


2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince:


Davacı vekili dava dilekçesinde, önalıma konu payın bulunduğu dava konusu 2 nolu bağımsız bölümün 66/104 hissesinin müvekkiline ait bulunduğunu, 38/104 hisseye sahip K.E. payını 3.6.2003 tarihinde davalıya sattığını, önalıma konu payın devir ve temlikini önlemek için tedbir konmasını belirterek önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Davalı vekili ise davanın süresinde açılmadığım, 2001-2002 yıllarında nüvene dayalı olarak 53.000.000.000.-TL'ye ve satın aldığım, satın aldıktan sonrada rızai taksim yapılarak kullanılmaya başlandığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.


Davacı vekili davalıya 3.6.2003 tarihinde satılan 38/104 paya ilişkin önalım hakkının tanınmasını ve üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için tedbir konması işlemiyle 20.9.2004 tarihinde süresinde iş bu davayı açmıştır. Önalıma konu payın bulunduğu taşınmaza ilişkin tapu kaydının incelenmesinde dava konusu pay üzerine 1.10.2004 tarihinde tedbir konulduğu ve bilahare aynı paya 9.12.2004 tarihinde Şişli 1. İcra Müdürlüğünün 2004/20137 sayılı yazısı ve 15.5.2005 tarihinde ise Bakırköy 1. İcra müdürlüğünün 2005/2091 sayılı yazılarıyla haciz şerhi konduğu anlaşmaktadır. Önalıma konu payın 1.500.000.000.-TL ye satılmasına rağmen dava açılması üzerine satış bedelinin kat kat üzerinde iki icra dosyasında toplam 51.500.000.000.-TL haciz konmasında davalının tamamen kötü niyetli olduğu ve işlemin davacının önalım hakkının önlenmesine yönelik olduğu ortadadır. Bu nedenle davanın açılmasından sonra davalı payı üzerine konulan haciz şerhinin iyi niyetli olarak konulduğundan bahsedilemez. Bu durumda payın haciz şerhiyle yükümlü tutulmadan davacı adına tescili gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kabule göre de 38/104 payın iptaline karar vermek gerekirken 38/100 payın iptaline karar verilmesi de isabetsiz olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.


Sonuç: Hükmün yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.03.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi


Esas: 2004/8180
Karar: 2004/7986
Karar Tarihi: 30.06.2004


ÖZET: Şufa davası ile oluşan kararlar kurucu nitelikte olup kararla birlikte sonuç doğurmaktadırlar, bu itibarla karardan önce konulan haczin geçerliliğine şufa davasının etkisinin bulunması söz konusu değildir. Kaldı ki haciz, şufa davası açılmadan önce tahakkuk etmiş ve tapuya bildirilmiş olan S.S.K. alacaklarından dolayı tapuya işlenmiş olup gerek haciz kararının tapuya bildirildiği tarih, gerekse haczin uygulandığı tarih şufa davasının açıldığı tarihten önceki tarihler olup, hacze konu olan borç da çok daha önce tahakkuk etmiş olduğundan haciz şerhinin danışıklı olarak konulduğunun kabulü de mümkün değildir.


(4721 S. K. m. 732, 733)


Dava: Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı bulunduğu 35 parsel sayılı taşınmazdaki diğer payları da şuf'a davası sonucu elde ederek taşınmazın tamamına malik duruma geldiğini; taşınmaz kaydı üzerine önceden konulan haciz şerhi bulunduğunu bildirip, haczin davalılardan Etlik Eğitim, İnş. Turizm A.Ş. ile M. Karaduman'a ait olduğunu, bunun satış bedeli içinde yer almadığının ve S.S.K. Genel Müdürlüğünün hacizden doğan alacağının şufa davasının bedeli ile sınırlı olduğunun tespiti ile taşınmaz üzerindeki haciz şerhin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.


Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.


Mahkemece, iddiaların sabit bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.


Karar, davalılar tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.3.2002 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Etlik Eğt. Turizm A.Ş. vekili avukat O.Şeref Bozkurt ve S.S.K. Başkanlığı vekili Av. H. A. Özpınar ile temyiz edilen vekili avukat E. Dedeağaç geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi N. S. Soydaş tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:


Karar: Dava borç tespiti, taşınmaz üzerinde bulunan haciz şerhinin kaldırılması istemi ile açılmış olup yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.


Çekişme konusu Etlik 9251 ada 35 parselde bulunan taşınmazın bir kısım payı dava dışı P. Proje Limitet Şirketine ait iken davalılar Etlik Eğitim İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş. ve M. Karaduman'a 12.10.1998 tarihinde satılmış ve aynı tarihte diğer davalı S.S.K.nın daha önce tahakkuk ettirilen alacaklarından dolayı her iki davalının paylarına alacaklının 28.9.1998 tarihli talebi üzerine haciz konulmuştur. Davalılara satış yolu ile geçen bu paylardan dolayı diğer paydaş H. Gündoğdu tarafından Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesine 15.1.1998 tarihinde açılan şufa davasında verilen ihtiyati tedbir kararı 16.10.1998 tarihinde tapuya işlenmiştir.


Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar sonucu davalı paydaşlara ait olan hisseler davacı H. Gündoğdu adına üzerinde bulunan haciz şerhi ile birlikte tescil edilmiştir. Temyize konu olan bu davada davacı davalılardan S.S.K. tarafından konulan haciz şerhinin kaldırılmasını istemektedir.


Bilindiği gibi şufa davası ile oluşan kararlar inşai (kurucu) nitelikte olup kararla birlikte sonuç doğurmaktadırlar, bu itibarla karardan önce konulan haczin geçerliliğine şufa davasının etkisinin bulunması söz konusu değildir. Kaldı ki haciz, şufa davası açılmadan önce tahakkuk etmiş ve tapuya bildirilmiş olan S.S.K. alacaklarından dolayı tapuya işlenmiş olup gerek haciz kararının tapuya bildirildiği 28.9.1998 tarihi, gerekse haczin uygulandığı 12.1.1998 tarihi şufa davasının açıldığı tarihten önceki tarihler olup, hacze konu olan borç da çok daha önce tahakkuk etmiş olduğundan haciz şerhinin danışıklı olarak konulduğunun kabulü de mümkün değildir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu haczin danışıklı olarak konulduğu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değildir.


Sonuç: Hükmün açıklanan HYUY. nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 375.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.06.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)