Üst hakkının ipotek takibi ve satışı

Başlatan Deniz034, 30 Aralık 2019, 21:44:01

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034

12. Hukuk Dairesi         2016/1035 E.  ,  2016/9606 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizine ilişkin dilekçenin reddini mutazammın 29/09/2015 tarih, 2015/23044-22276 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi ... icra mahkemesine başvurusunda, mülkiyeti orman vasfı ile hazine adına kayıtlı olan taşınmaz üzerindeki tesisisin borçlu ...'ye 49 yıllığına kiraya verildiğini, söz konusu tesis üzerinde ... lehine ipotek kurulduğunu, anılan tesisin icraca satışının istendiğini, icra müdürlüğünce, satışın yapılmasının mümkün olup olmadığının ...'ndan sorulması gerekirken bunun yapılmadığını ileri sürerek satışın durdurulmasını ve iptalini talep etmiş, mahkemece istemin kabulüne dair verilen kararın alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın kesin nitelikte olduğu gerekçesi ile temyiz talebinin reddedildiği görülmüştür.

Satış kararının iptaline dair talebin kabulüne yönelik kararların, nitelik itibariyle İİK'nun 363. maddesinde öngörülen temyizi kabil kararlardan olduğu anlaşılmakla, karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 29/09/2015 tarih ve 2015/23044 E., 2015/222276 K. sayılı temyiz dilekçesinin reddi kararının kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildikten sonra, alacaklının ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26/03/2015 tarih ve 2015/311 E.- 2015/362 K. sayılı kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesine geçildi:
Üst hakkı, 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 826. maddesinde düzenlenmiş olan ve sahibine "bir arazinin altında veya üstünde yapı yapmak veya mevcut bir yapıyı muhafaza etmek" hakkını veren, kapsamı kanunla belirlenmiş bir irtifak hakkıdır. Üst hakkının önemi, "arazinin mülkiyetinden bağımsız olarak, arazi üzerindeki bir yapının mülkiyetinin kazanılmasından" kaynaklanmaktadır (Jale Akipek, Türk Eşya Hukuku, Üçüncü Kitap Mahdut Haklar, S.134).
Yine üst hakkının ipoteğe konu olabilmesi için, her şeyden önce bağımsız ve sürekli olması elzemdir. Sadece bağımsız veya sadece sürekli olması tek başına yeterli olmayacak, iki özelliğin bir arada bulunması gerekecektir. Üst hakkı en az otuz yıl için kurulmuşsa, sürekli niteliktedir (TMK. m. 826). Bağımsız ve sürekli bir üst hakkının, ipoteğe konu olabilmesi için gereken son şart ise, bu üst hakkının tapuya gayrimenkul olarak kaydedilmiş olmasıdır (Osman Berat Gürzuman, Türk Medeni Hukukunda Üst Hakkı, S.58, 2001-Beta Yayınları). Üst hakkı ipoteği, gayrimenkulün bütünleyici parçalarını kapsadığı gibi, eklentilerini de kapsayacaktır. Üst hakkı sona erince taşınmaz üzerindeki yapılar, arazinin bütünleyici parçası olur ve arazi sahibine kalırlar (TMK. m. 826).


Üst hakkı ipoteği ile güvence altına alınmış olan alacak ödenmediği takdirde, ipotek alacaklısı, ipotek konusu "üst hakkı"nın paraya çevrilmesi için, üst hakkı sahibini borçlu göstermek suretiyle cebri icraya başvuracak ve taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; cebri icrada paraya çevrilecek değer, üst hakkının üzerinde kurulduğu gayrimenkul değil, bağımsız ve sürekli nitelikteki üst hakkıdır. (Davut Gürses, Kredi Teminatı Olarak Üst Hakkı İpoteği, Bankacılar Dergisi, Sayı 76, Yıl 2001, S. 6).
Tapu kaydının incelenmesinde, ... İli ... İlçesi ... Mahallesinde bulunan 1968 parsel ve aynı yer 128 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazlar üzerine, ... tarafından sırasıyla 26.04.1994 ve 09.11.1993 tarihleri itibarı ile 49 yıl süreli borçlu ... lehine üst hakkı tesis edildiği ve bunun da tapuya şerh edildiği belirlenmiştir. Satış kararının konusu, borçlu lehine kurulan bu üst hakkı olup bu hakkın satılmasında yasaya uymayan bir yön yoktur.
O halde mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)

2665

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4517