İlamlı takip düşmüş ise iik'nun 361. ödenen paranın geri iadesi sağlanır.

Başlatan Deniz034, 23 Ağustos 2016, 17:43:11

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034

Özet:
İİK'nun 40/2. maddesi gereğince; "Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hâline iade olunur." 

Bu madde hükmü, ilamlı  takiplerde uygulanabilen bir hüküm olup,  uyuşmazlık konusu  olayda takip, genel haciz yolu ile ilamsız takip olarak başlatıldığından bu takip bakımından anılan maddenin uygulama yeri bulunmamaktadır.,, Bu halde icra takibinin düştüğününün kabulü zorunludur. Alacaklının itirazın iptali isteminde bulunma süresi de geçmiş ise de İİK'nun 67/4. maddesi gereğince umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.  Bu nedenle  şikayetçi borçlular alacaklıya  Gebze 3. İcra  Müdürlüğü'nün 2010/1204 Esas no'lu takip dosyasından ödenen paranın iadesini İİK'nun 361. maddesine göre talep edebilirler.

T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/20888
Karar No:2015/30996

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı E. Sigorta A.Ş. tarafından, borçlular aleyhine, sigortalı araç hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla yapılan genel haciz yoluyla takipte; şikayetçi borçluların icra müdürlüğüne itiraz ettikleri, icra müdürlüğünce takibin durmasına karar verilmesi ile duran takibin devamını sağlamak için alacaklı vekilinin, itirazın iptali istemi ile Gebze 2.Sulh Hukuk Mahkemesine  başvurduğu 15.02.2012 tarih ve 2011/471 Esas 2012/149 Karar sayılı ilamı ile itirazın iptaline, takibin devamına ve alacaklı aleyhine %40 tazminata hükmedilmesine karar verildiği, kararın borçlular tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 10/10/2012 tarih 2012/5906 Esas-10810 Karar sayılı bozma ilamı sonrasında yerel mahkemeye iadesi ile yeniden esasa kaydı ile Gebze 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 27/11/2013 tarih ve 2013/192 Esas 2013/1252 Karar sayılı ilamında takip edilmeyen davanın HMK'nun 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu kararın bu kez alacaklı tarafından temyizi ve Yargıtay denetimi neticesinde bozulması sonrasında Gebze 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 29/12/2014 tarih ve 2014/724 Esas 2014/ 1335 Karar sayılı ilamı ile davanın HMK'nun 150.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek kesinleştiği ve bu süreç içerisinde borçluların icra tehdidi altında icra dosyasına takip borcunu yatırmış olduğu  anlaşılmıştır.Şikayet eden borçluların icra müdürlüğüne başvurarak; anılan  Gebze 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 29/12/2014 tarih ve 2014/724 Esas 2014/ 1335 Karar sayılı ilama dayanarak, icra dosyasına ödenen  takip borcu 6.634,00 TL  paranın iadesi  için İİK'nun 40.maddesi gereğince Alacaklı E. Sigorta A.Ş.'ye muhtıra çıkartılmasını talep ettiği ve icra müdürlüğünün 10.04.2015 tarihli icra kararı ile anılan ilamın İİK'nun 40/2. maddesi gereğince kesin hüküm içermediğinden bahisle istemin reddine karar verildiği, 10.04.2015 tarihli bu icra kararının kaldırılması için icra mahkemesine yapılan şikayetin ise, mahkemece  reddedildiği belirlenmiştir.

İİK'nun 40/2. maddesi gereğince; "Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hâline iade olunur." 

Bu madde hükmü, ilamlı  takiplerde uygulanabilen bir hüküm olup,  uyuşmazlık konusu  olayda takip, genel haciz yolu ile ilamsız takip olarak başlatıldığından bu takip bakımından anılan maddenin uygulama yeri bulunmamaktadır.

İİK'nun 361. maddesi ise; "İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır."  şeklinde emredici bir düzenlemeyi içermektedir.Belirtilmelidir ki; 361. madde hükmü, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulunan, özel bir hükümdür. Buna göre, icra daireleri, hesaplama sonucunda fazladan tahsil edildiği ortaya çıkan tutarları, ayrı bir mahkeme hükmüne gerek olmaksızın, borçluya geri vermekle yükümlüdürler. Açıktır ki, burada, icra müdürüne kanun tarafından verilmiş, özel bir görev ve daha da önemlisi cebri icra gücünün kullanılması kapsamındaki bir yetki söz konusudur: İcra müdürü, dayanağı ve şekli ne olursa olsun, girişilmiş bir icra takibinde, borçludan tahsil edilen paranın, tahsili gerekenden daha fazla olduğunun (veya yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğunun)  hesap sonucunda belirlediği durumlarda,  cebri icra gücünü kullanarak, fazla tahsilatı borçluya geri verecektir (HGK'nun 2009/17-242 E., 2009/290 K. ve 24.06.2009 tarihli kararı) .

Gebze 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 29/12/2014 tarih ve 2014/724 Esas 2014/ 1335 Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu halde borçlu tarafından icra dairesine yapılmış olan itirazın iptaline ilişkin bir mahkeme kararı bulunmadığından ve itirazın tebliğinden itibaren 1 yıllık itiraz iptal süresi de geçtiği için, alacaklının böyle bir icra takip dosyasından alacağını almasına hukuken bir imkan bulunmamaktadır. Bu halde icra takibinin düştüğününün kabulü zorunludur. Alacaklının itirazın iptali isteminde bulunma süresi de geçmiş ise de İİK'nun 67/4. maddesi gereğince umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.  Bu nedenle  şikayetçi borçlular alacaklıya  Gebze 3. İcra  Müdürlüğü'nün 2010/1204 Esas no'lu takip dosyasından ödenen paranın iadesini İİK'nun 361. maddesine göre talep edebilirler.

O halde İİK'nun 361. maddesi uyarınca şikayetçilerin alacaklıya   ödenen paranın iadesine ilişkin muhtıra çıkarılması isteminin reddine ilişkin icra kararının kaldırılması ve   şikayetin kabulü gerektiği halde yazılı gerekçe ile şikayetin reddine ilişkin    hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ  : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)