Takipten Önce Yapılan Ödeme - Alacaklının Bu Ödemeden Haberdar Olduğu İspatlanmalıdır

Başlatan Özgür KOCA, 26 Ekim 2015, 21:37:21

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2014/ 7894 Esas 2014/8474 Karar İçtihat


Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/690 Esas-2013/555 Karar sayılı ilamına dayanılarak ilamlı icra takibine başlandığı; borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvurarak, takip konusu borcun icra emri tebliğinden önce dosya numarası da belirtilerek alacaklı vekilinin banka hesabına ödendiğinden icra takibinin iptalini istediği, alacaklı vekilinin tarafına bildirim yapılmadan şahsına ait banka hesap numarasına yapılan ödemeden 17.02.2014 tarihinde haberdar olduğu, icra takibinden sonraki ödeme olması nedeniyle dosya borcunun tamamının ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep ettiği, mahkemece borçlu tarafından yatırılan 5865 TL yönünden ödeme sebebi ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.

Başvuru bu hali ile İİK'nun 33/1. maddesine dayalı, icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır.

6098 sayılı T.B.K'nun 100. (Eski 818 sayılı BK 84.) maddesinde, ''Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. '' hükmü yer almaktadır.

Somut olayda, dayanak ilamdaki alacak, yargılama gideri, ilam vekalet ücreti ve faizlerinin tahsili amacıyla toplam 5.888.51 TL üzerinden icra takibinin 13.02.2014 tarihinde başlatıldığı, icra emrinin borçlu vekiline 17.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 13.02.2014 tarihinde 5865 TL ödemenin alacaklı vekilinin adı, ilamın esas ve karar numarası belirtilerek alacaklı vekiline havale edildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında bu ödemeden takipten önce alacaklı vekilinin haberdar edildiği ispatlanamadığından, anılan ödemenin kısmi ödeme olduğunun kabulü gerekir.

Mahkemece, TBK'nun 100. maddesi (BK'nun 84. maddesi) ve İİK'nun 33. maddesi gözetilerek Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

KARAR : Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2013/ 4637 Esas 2013/8282 Karar İçtihat


Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ve davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

TBK 100. maddesinde, borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise kısmen icra eylediği tediyeyi resulmale mahsup edebilir. hükmü yer almaktadır.

Somut olayda Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03.07.2012 tarih 2011/459 E. - 193 K. sayılı ilamında, şikayetçi aleyhine 12.467.00 TL'nin dava tarihi 12.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline dair hüküm kurulmuş ilamın 04.09.2012 tarihinde infazı için ilamlı takip başlatılarak toplam 15.505,71 TL'nin tahsili talep edilmiştir. Borçlu Banka süresinde İcra Mahkemesi'ne başvurusunda 7.830,75 USD (14.275,45 TL'nin) alacaklı adına şubelerinde açtıkları hesaba 03.09.2012 de yatırıldığı ve 04.09.2012 tarihli yazı ile bildirildiği, borcun takipten önce ödendiğinden ve ilam vekalet ücretine icra vekalet ücreti talep edilemeyeceğinden takibin iptali talebinde bulunulmuştur. Mahkemece alacaklı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilam yargı gideri ve vekalet ücretine, icra vekalet ücreti talebinde bulunmasında bir usulsüzlük olmadığı ancak borcun takipten önce ödendiğinden takibin iptaline karar verilmiştir.

Borçlunun ödeme iddiasını dayandırdığı belgeler incelendiğinde, ödemenin takip tarihinden önce yapıldığı görülmekte ise de, alacaklının bu ödemeden takipten önce haberdar edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığından, alacaklının takibi başlatmasında usule aykırı bir durum bulunmamaktadır.

Bu durumda yapılan ödemenin yukarıda açıklanan yasa hükmü gereğince öncelikle faiz, icra takip harç ve masraflarından düşüleceğinin kabulü gerekir. Mahkemece gerektiğinde bilirkişi aracılığı ile takibin hangi miktar üzerinden devam edeceği tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ödemenin takipten önce yapıldığından bahisle takibin iptali yönünde hüküm tesisi doğru değildir.

KARAR : Alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK' nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK nun 428. ve İİK'nun 366 maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığını, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 03.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)