Satış Talep Edilerek Masrafı Yatırıldığında İhale Feshedilse Dahi Artık Haciz Düşmez

Başlatan Özgür KOCA, 17 Ocak 2016, 22:04:34

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
Özet:

İİK'nın 59. maddesine uygun olarak satış talep edilerek avansı yatırılmış olmakla, bir daha satış istemesine gerek kalmaksızın, haczinin ve satışının ayakta olduğunun kabulü gerekir. Satışın da aynı iki yıl içinde yapılmasının zorunlu olduğu, aksi halde haczin düşeceği yönünde yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Satış, satışı isteme süresi geçtikten sonra yapılsa da geçerlidir ve alacaklı satış bedelinden alacağını alır. Süresinde satış istenmemesi ile yalnız haciz kalkar, icra takibi düşmüş olmaz, icra takibi derdest kalmaya devam eder.



T.C.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/1819
Karar No:2014/6058



Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra Demirci İcra Müdürlüğü'nün 2006/774 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, şikayet olunanın haczinin iki yıllık sürede satış istenmemesi nedeniyle düşmesine rağmen birinci sırada yer verildiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.

Şikayet olunan vekili, müvekkilinin haczinin düşmediğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; paylaşıma konu taşınmazın 14.05.2009 tarihinde satıldığı, açılan ihalenin feshi davasının kabulüne ilişkin kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, ihalenin feshi durumunda taşınmaz üzerinde bulunan hacizlerin kalkmayacağı ve satılan malın mülkiyetinin borçluya geri döneceği, bu durumda yeniden satış istenmesinin gerektiği, ancak yeniden satış istenebilmesi için taşınmazın üzerinde haczin devam ediyor olmasının şart olduğu, ihalenin feshi durumunda satış isteme süresinin duracağı ve ihalenin feshi kararı kesinleştikten sonra yeniden işlemeye başlayacağı, taşınmaz üzerindeki haczin 27.10.2006 tarihinde konulduğu, 21.10.2008 tarihinde satışın istendiği, satıştan sonra ihalenin feshinin talep edildiği, bu talep üzerine ihalenin fesh edildiği, feshi kararının kesinleşmesinden sonra satış isteme süresinin yeniden işlemeye başlayacağı, kararın kesinleştiği tarihten sonra kalan süre kadar satış isteme süresinin uzayacağı, bu durumda ihale fesh edilmemiş olsaydı satışın son isteme süresi 30.10.2008 tarihi olduğuna göre 21.10.2008 ile 30.10.2008 arasındaki 9 günlük sürenin ihalenin feshi kararının kesinleştiği 15.09.2009 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı, satışın en geç 24.09.2009 tarihinde istenmesi gerekirken 16.02.2012 tarihinde istendiğine göre satış isteme süresinin geçtiği, taşınmaz üzerindeki haczin 24.09.2009 tarihinde kalkmış sayılması gerektiği, haciz bulunmayan bir taşınmaz için icra müdürünün süresi geçtikten sonra yapılan satış talebini reddetmesi gerekirken olmayan haciz için satış istemi üzerine satışın yapılması ve haciz varmış gibi satıştan sonra sıra cetvelinin düzenlenmesinin yasaya aykırı olduğu, sıra cetvelinde şikayet olunana pay ayrılamayacağı gerekçesiyle, şikayetin kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir.

Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.

Somut olayda, şikayet olunanın alacaklı olduğu icra dosyasında 27.10.2006 günü bedeli paylaşıma konu taşınmaza haciz konulduğu, 21.10.2008 tarihinde satış avansı yatırılarak satış istendiği, bu talep üzerine 14.05.2009 tarihinde ihale yapıldığı, ancak Demirci İcra Hukuk Mahkemesi'nin 24.06.2009 tarih ve 42 Esas, 68 Karar sayılı ilamı ile ihalenin feshine karar verildiği, kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, ihalenin feshi davası nedeni ile satışın iki yıllık süre içinde yapılamadığı, şikayet olunanın 03.11.2010 tarihinde satış avansı yatırarak satış talebinde bulunması üzerine 24.08.2012 tarihinde ihalenin yapıldığı ve hazırlanan 18.03.2012 tarihli sıra cetvelinde satış bedelinin garameten şikayet olunan alacaklı A.. Ö.. ve Vergi Dairesine paylaştırılarak ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

İİK'nın 106. maddesi, "Alacaklı haczolunan mal taşınır ise bir sene, taşınmaz ise iki sene içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü; İİK'nın 59. maddesi, "bir talepte bulunan taraf bununla ilgili masrafları peşin olarak verir" hükmünü; İİK'nın 110. maddesi, "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya takip geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar." hükmünü içermektedir. Haciz düşse dahi icra takibi ayakta kalmaya devam eder.

İİK'nda, süresinde satış istendikten ve masrafı verildikten sonra haczi ve satışı düşüren sebepler öngörülmemiş, sadece aynı Kanun'un 129/son maddesinde, ikinci ihalede alıcı çıkmazsa ''satış talebinin'' düşeceği düzenlenmiştir. İİK'nın 106 ve 110. madde hükümleri alacaklının takibi sürüncemede bırakmaması amacıyla getirilmiş olup, bu amaca uygun olarak şikayet olunan tarafından İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık süre içerisinde İİK'nın 59. maddesine uygun olarak satış talep edilerek avansı yatırılmış olmakla, bir daha satış istemesine gerek kalmaksızın, haczinin ve satışının ayakta olduğunun kabulü gerekir. Satışın da aynı iki yıl içinde yapılmasının zorunlu olduğu, aksi halde haczin düşeceği yönünde yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Satış, satışı isteme süresi geçtikten sonra yapılsa da geçerlidir ve alacaklı satış bedelinden alacağını alır. Süresinde satış istenmemesi ile yalnız haciz kalkar, icra takibi düşmüş olmaz, icra takibi derdest kalmaya devam eder. Ödeme emrinin tebliğine gerek kalmadan, alacaklı yeniden haciz isteyebilir. (Bkz: Prof Dr. Baki Kuru, İcra ve Uflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, sh 607)  (A.g.e sh 608).

Satış süresi, hak düşürücü süre olup, İİK'nın 20. madde hükmünde, İİK'nın tayin ettiği sürelerin kesin olduğu, sözleşme ile değiştirilemeyeceği öngürülmüştür. Yasada aksi yönde açık bir hüküm bulunmadıkça, hak düşürücü süreler kesilmez ve durmaz. İhalenin feshi kararı kesinleşmeden İİK'nın 134/6. maddesi uyarınca satış cetveli düzenlenemez ise de, ihalenin feshinin kesinleşme tarihinden sonra alacaklının yeni ihale için yeni bir satış talebinde bulunmaması halinde haczinin düşeceğine dair yasal düzenleme bulunmamaktadır. İİK'nın menkullerle ilgili 113/1. maddesinde alacaklı talep etmeden borçlunun talebiyle de satış yapılabileceği düzenlenmesi, taşınmaz satışlarında da kıyasen uygulanmalıdır. Borçlunun borcunu ödeyerek ya da satış talep edip, satışı sağlayarak, alacaklının haciz ve satış baskısından kurtulması mümkündür. Yeni ihale için yeni bir satış talebinin ve masraf yatırılmasının gerekmesi, feshedilen ihalenin zorunlu bir sonucu olup, yeni bir satış talebinde bulunulmaması halinde haciz düşeceğine dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Alacaklıya yüklenen görev, süresinde satış isteyerek avansı yatırmaktır. İİK'nın 123. maddesinde satış görevi, icra dairesine yüklenmiş olup, satış ne zaman yapılırsa yapılsın, haciz ve satış talebi ayaktadır. Dairemizin son uygulaması bu yöndedir. İİK'nın kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri yapılamayacağını öngören 128/a-3 fıkrası, varılan bu sonucu bertaraf eden bir düzenleme değildir. Dairemizin 12.06.2012 tarih ve 2868 E, 4131 K; 26.03.2012 tarih ve 1020 E, 2296 K; 19.09.2013 tarih ve 4536 E., 5532 K; 27.09.2013 tarih ve 4460 E, 5835 K; 23.06.2014 tarih ve 5599 E., 4814 K. sayılı ilamları bu yöndedir.

Bu durumda, mahkemece, şikayet olunanın süresinde olan 21.10.2008 tarihli ilk satış talebinin, dolayısıyla haczinin ayakta olduğu, gözetilerek, şikayetin reddine karar verilmek gerekirken, yasal dayanağı bulunmayan yazılı gerekçeyle şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulu ile hükmün şikayet olunan yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)

873

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4229

556

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4442