TAKIPTEN SONRA ALINAN IHTİYATİ HACZIN UYGULANMASI

Başlatan Deniz034, 18 Mayıs 2017, 19:41:53

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034

T.C.

İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
  21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO   : 2017/609  Esas
KARAR NO   : 2017/529 Karar
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
İ S T İ N A F   K A R A RI

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ   : İSTANBUL 5. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ      : 07/02/2017
NUMARASI      : 2017/94 Esas- 2017/124 Karar

İSTİNAF TALEBİNDE
DAVALI    :  - 
DAVANIN KONUSU   : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR TARİHİ   : 28/03/2017
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH      : 31/03/2017

   Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağından dolayı borçlu hakkında İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2017/1375 Esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, borçlunun mal kaçırmasını önlemek amacıyla İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haciz kararı alındığını ve icra  dairesine sunulduğunu, icra müdürlüğünce 10/03/2016 tarihli İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı' nın kararına atıf yapılarak  esas takibe geçildikten sonra ihtiyati haciz talebi olsa bile alınan mahkeme kararının kotadan bağımsız olarak tevziye tabi  tutulması gerektiği şeklinde karar verdiğini ve  ihtiyati haczin işleme konulmadığını, müdürlük kararının yasal olmadığını ileri sürerek, icra müdürlüğünün 23.01.2017 tarihli işleminin  iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

   İlk derece mahkemesince, İhtiyati haczin, icra takip işlemi niteliğinde olmadığı, asıl icra takip işlemine yardımcı olan, güvence sağlayan, koruyucu nitelikte bir düzenleme olup, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan bir nevi tedbir işlemi olduğu, bu nedenle ayrıca tevziye tabi tutulmasında da hukuka aykırı bir yön bulunmadığı şikayete konu icra dosyasında  takip talebinde bulunulmasına rağmen ödeme emrinin tebliğe çıkartılmadığı,  ve bu suretle  komisyonun  istikrar  kazanmış  kararları  uyarınca  kotadan bağımsız  tevzi uygulamasından  kaçınmak  niyetinde  olduğunun anlaşıldığı, mevcut  uygulamanın  bu haliyle  adliyede adaletsiz  iş yükü  dağılımına  sebebiyet  verebileceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.
   Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle,  müvekkilinin çekten kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2017/1375 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlandığını, akabinde ihtiyati haciz kararı alındığını, şikayete konu taleplerinin kotadan bağımsız tevzi uygulamasından kaçınma niyetini içerdiği gerekçesiyle  şikayetin reddine karar verildiğini, ancak yetkili icra mahkemelerinde istem sahiplerinin amacının tespitine yönelik karar verilmesinin olanaksız olduğunu, yerel mahkemenin müdürlükçe yapılan işlemin kanuna uygun olup olmadığını denetlemekle yükümlü olduğunu, icra dairelerinin İİK'na göre işlem tesis etmesi gerektiğini, ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Alacaklı tarafından İstanbul 28 İcra Müdürlüğü'nün 2017/... Esas sayılı dosyası ile  17/01/2017 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlanmasından sonra, alacaklının aynı takip dosyasına İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18/01/2017 tarih 2017/81 Değişik iş, 2017/85  Karar sayılı  ihtiyati haciz kararını sunarak infazını istediği, icra müdürlüğünce, ihtiyati haczin tevziye tabi olacağına ilişkin İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyon Başkanlığı 2016/9309 Muh. nolu kararı gereğince  tevziye tabi tutulması gerekip aynı dosyadan infazının istenemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği  anlaşılmaktadır.
İİK'nun 261. maddesi uyarınca alacaklı ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. İhtiyati haciz kararı takip başladıktan sonra ise, ihtiyati haciz kararının takip dosyasından infazının istenmesi gerektiği gibi asıl takip dosyası yerine başka bir takip dosyasından infaz edilmesi takip hukuku kuralları ile bağdaşmaz.



İcra müdürlüğünün  İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre işlem yapması gerekir. İdari nitelikteki Adalet Komisyonu kararı gerekçe gösterilerek yasaya aykırı olmayan talebin yerine getirilmemesi söz konusu olamaz.  Bu nedenle icra müdürlüğünce verilen karar ve ilk derece mahkemesinin şikayetin reddi kararı yerinde olmadığından istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.                   

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
     1- Davacının istinaf talebinin KABULÜNE, İSTANBUL 5. İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 07/02/2017 tarih ve 2017/94 Esas- 2017/124 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA;
   2-Sikayetin kabulü ile İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2017/1375 dosyasında 23.01.2017 tarihli şikayete konu  müdürlük kararının iptaline,
                      3- Talep halinde istinaf karar harcının davacıya iadesine,
4-Yapilan yargılama giderlerinin  şikayetin niteliği gereği başvuran üzerinde bırakılmasına,
   Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren bir ay içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi.28/03/2017
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (8)