EMEKLILIK BAŞVURUSU OLMADAN EMEKLI IKRAMIYESININ HACZI

Başlatan Deniz034, 19 Eylül 2017, 20:35:20

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034

23. Hukuk Dairesi   2013/6748   2014/280   20.01.2014

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ   : Isparta İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ   : 28/03/2013
NUMARASI   : 2013/58-2013/200

Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonucunda verilen hükmün değişik gerekçe ile onanmasına ilişkin Dairemizin 03.06.2013 gün ve 2013/3647 Esas, 2013/3733 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.

- KARAR -

Şikayetçi vekili, borçlu E.. A..'ın henüz emeklilik başvurusu mevcut değilken, alacaklı D.. Ö.. tarafından emekli ikramiyesi üzerine haciz konulmasının ve şikayet olunanın alacaklı olduğu Isparta 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2715 sayılı dosyasında sıra cetvelinin hazırlanması sırasında doğmamış bir alacak için yazılan müzekkerenin dikkate alınarak, şikayet olunanın alacağının paylaşımda 1. sırada alacak olarak gösterilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, şikayet olunanın haczinin 18.07.2011 kabul edildiğini ve 13.08.2012 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmadığından haczin düştüğünü ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.   
Şikayet olunan D.. Ö.., şikayetin reddini istemiştir.
Şikayet olunan E.. A.. duruşmada alınan beyanında, iki tarafa da borcunun olduğunu, bir diyeceği olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, borçlunun emekli ikramiyesinin ancak emeklilik hakkı kazandıktan sonra haczedilebileceği, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında 18.07.2011 tarihli yazı ile 26.07.2011 tarihinde ileride doğacak olan emekli ikramiyesine haciz konulduğu, şikayetçinin alacaklı olduğu takip dosyasında ise 08.06.2012 tarihli yazı ile 11.06.2012 tarihinde ileride doğacak olan emekli ikramiyesine haciz konulduğu, alacaklının talebiyle yapılan haciz işlemlerine karşı ileride doğacak olan emekli ikramiyesinin haczedilemeyeceği hususunda şikayet yolu ile herhangi bir dava açılmadığı gibi, haciz talebinin iletildiği kurumun da bu işlemlere karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı, her iki dosyada doğmamış emekli ikramiyesinin haczine ilişkin işlem yapıldığı, emekli ikramiyesinin haczedilmesi için borçlunun emeklilik hakkını elde etmiş olması ve tüm şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, bu şartların gerçekleştiği tarihin, SGK yazısından anlaşıldığı üzere Ağustos 2012 olduğu, her iki dosyada borçlu emeklilik hakkını kazanmadan önce haciz talebi kabul edilerek bu hacizler gerçekleştirildiği, 19.11.2011 tarihli SGK yazısında belirtildiği üzere bu hacizlerden şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında yapılan haczin önceki tarihli olduğu, eş deyişle, emeklilik hakkı doğmadan önce yapılan haciz işlemlerinin, şikayet hakkına başvurulmadığı için geçerli kabul edilmesi ve önceki tarihte konulan haczin ilk haciz sayılması gerektiği, alacak ve para hacizlerinde menkul hükümlerine göre haciz işlemi yapılacak olup, bu paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından İİK'nın 106 ve 110. maddelerinin uygulanmasının düşünülemeyeceği, Yasada para alacağı üzerine konulan haczin varlığını ne kadar süre ile koruyabileceği yönünde herhangi bir açıklık bulunmadığı, ancak Yargıtay içtihatları ile bu süre menkul mallar için öngörülen 1 yıllık sürenin para alacakları yönünden de geçerli olacağı şeklinde kabul edildiği, her iki icra dosyasında henüz doğmamış olan emekli ikramiyesi üzerine haciz konulmuş olup, paranın istenebilirlik şartı olan emeklilik olgusu gerçekleşmediğinden haciz tarihinden itibaren 1 yıllık paraya çevirme süresinin burada uygulanmasının düşünülemeyeceği, emekli ikramiyesinin istenilebilirliği ancak borçlunun bu şartları taşıyarak emekli ikramiyesine hak kazandığı tarihte oluşacağı, bu durumda şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında konulan haciz üzerinden 1 yıllık süre geçtiği için haczin düştüğünün kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine dair verilen kararın şikayetçi vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 2013/3647 Esas, 2013/3733 Karar sayılı ve 03.06.2013 tarihli ilamıyla, değişik gerekçeyle onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez, şikayetçi vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1)Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan şikayetçi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir.
2) Şikayet, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece şikayetin reddine dair verilen karar, Dairemizin 03.06.2013 tarihli ilamıyla değişik gerekçe ile onanmış ise de, tüm dosya kapsamı, tarafların alacaklı oldukları takip dosyalarındaki talep ve kararlar ile her iki takip borçlusunun emekli ikramiyesi üzerine uygulanan haciz aşamaları dikkate alındığında şikayet olunanın haczinin 13.08.2012 tarihli, şikayetçinin haczinin ise 28.08.2012 tarihli müzekkereler ile konulduğu, dolayısıyla şikayet olunanın haczinin şikayetçinin haczinden daha önce olduğu, hükmün bu gerekçe ile onanması gerekirken, aynı sonuca farklı gerekçelerle varılması isabetsiz ise de, şikayetçi vekilinin bu husustaki karar düzeltme talebinin kabulü ile sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK'nın 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin diğer karar düzeltme isteminin reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenle, şikayetçi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile gerekçeye ilişkin olmak üzere Dairemizin 03.06.2013 gün ve 2013/3647 Esas, 2013/3733 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile ONANMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)

4582

Yanıtlar: 0
Gösterim: 2552