Nafaka alacağı sıra cetvelinde öncelik durumu

Başlatan Deniz034, 23 Ağustos 2020, 20:48:47

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034

23. Hukuk Dairesi         2015/5578 E.  ,  2015/8620 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Şikayetçi vekili, bedeli paylaşıma konu araca müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyasında 14.01.2013 tarihinde, şikayet olunanın alacaklı olduğu icra dosyasında ise 19.03.2013 tarihinde haciz uygulandığını, ayrıca şikayet olunanın alacağının kesinleşmiş mahkeme kararına dayalı olmadığını, tedbir nafakası olduğunu, buna rağmen, sıra cetvelinde şikayet olunana öncelik tanındığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile satış bedelinin öncelikle müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyasına ödenmesini istemiştir.
Şikayet olunan vekili, müvekkilinin alacağının ... Aile Mahkemesi'nin 31.01.2013 tarih ve 2011/866 E., 2013/56 K. sayılı nafaka ilamına dayalı olduğunu, İİK'nın 206. maddesinde, nafaka alacağının imtiyazlı alacaklar arasında sayıldığını savunarak, şikayetin reddine istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, şikayet olunanın alacağının ... Aile Mahkemesi'nin 2013/56 K. sayılı nafaka ilamına dayalı olduğu, nafaka alacaklarının İİK'nın 206. maddesi uyarınca imtiyazlı alacaklardan olduğu ve sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği, bu husus gözönünde bulundurularak düzenlenen sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.
İİK'nın 101. maddesinin 1. fıkrası; "Borçlunun eşi ve çocukları ve vasi veya kayyımı olduğu şahıslar evlenme, velayet veya vesayetten mütevellit alacaklar için önce icrası lazım gelen takip merasimine lüzum olmaksızın ilk haciz üzerine satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar aynı derecede hacze iştirak edebilirler. Şu kadar ki bu hak ancak haciz, vesayetin veya velayetin veya evliliğin devamı esnasında veya zevalini takip eden sene içinde yapıldığı takdirde istimal olunabilir. Bir dava veya takibin devam ettiği müddet hesaba katılmaz..." hükmünü, 3. fıkrası da; "Nafaka ilamına istinat eden alacaklı önce takip merasiminin icrasına lüzum olmaksızın her zaman aynı derecede hacze iştirak edebilir..." hükmünü içermektedir. Buna göre, bir yıllık süre ile sınırlı olmaksızın nafaka ilamına bağlı alacak için önceden takip yapılmadan her zaman hacze iştirak edilebilir. Yasadaki "her zaman" ibaresini, satış bedelinin vezneye girmesine kadar iştirak edebileceği şeklinde anlamak gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 19.02.2009 tarih ve 2008/12471 E., 2009/1290 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; nafaka alacaklısı takip talebinde bulunmasına, takibi kesinleştirmesine ve bunun sonucunda kendisine kesin haciz yetkisinin gelmesine gerek olmaksızın hacizli malın paraya çevrilip bedelinin icra veznesine girmesi anına kadar hacze takipsiz iştirak etme hakkına sahiptir.
Öte yandan, İİK'nın 206. maddesi, anılan Yasa'nın "İflasın hukuki neticeleri" başlıklı yedinci babında yer almaktadır. Bu madde hükmü, iflas tasfiyesi sırasında düzenlenen sıra cetvelindeki imtiyazları düzenlemekte olup, hacze iştirak hali dışında haciz yolu ile ilgili takiplerde uygulanmaz. Haciz yolu ile takiplerde bedeli paylaşıma konu malın satış tutarı bütün alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmezse, bir sıra cetveli düzenlenir. Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde kural, alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanmasıdır. Bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri ve her derece içinde de sıralar oluşturulur. İİK'nın 140. maddesinin ikinci fıkrasında 206. maddeye atıf yapılmış ise de, bu maddedeki imtiyazların sadece aynı derecede hacze iştirak eden ve kamu alacağı sahibi olmayan alacaklılara karşı ileri sürülmesi mümkündür. Diğer bir deyişle, İİK'nın 206. maddesindeki imtiyazlar, (hacze iştirak hali hariç, İİK.m.100-101) haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde, sonraki tarihli haciz sahibi alacaklıyı önceki tarihli haciz sahibi alacaklının önüne geçiremez.
Somut olayda, şikayet olunanın, nafaka ilamına dayalı olarak satış bedelinin vezneye girmesine kadar ilk hacze iştirak etmesi mümkün iken, bu yolu seçmediği, Niğde 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1120 E. dosyası ile icra takibine başladığı, bedeli paylaşıma konu taşınır üzerine haciz koydurduğu anlaşılmış olup; şikayet olunanın, şikayetçi tarafından haciz konulan taşınır üzerine haciz koydurmasının, bu hacze iştirak iradesini içerdiğinin kabulü gerekir.
Kural olarak iştirak alacaklısı, haczi koyduran takip alacaklısı ile birlikte malların satış bedelinden alacağını alır. Satış sonunda bu para, alacaklılar arasında garameten paylaşılır. Ancak imtiyazlı alacaklılar İİK.'nın 206. maddesinde düzenlenmiş olup, şikayetçi hem İİK.'nın 101. maddesi anlamında takipsiz iştirak alacaklısı, hem de 206/4-C maddesi anlamında imtiyazlı alacaklıdır. Eğer hacze takipsiz iştirak eden alacaklının alacağı İİK.'nın 206. maddesine göre imtiyazlı alacak durumunda ise, iştirak edebileceği alacaklının da aynı sırada olması halinde satış bedeli garameten paylaştırılır, iştirak edebileceği alacaklı daha sonraki bir sırada ise takipsiz iştirak alacaklısına satış bedelinden öncelikli pay ayrılır, yani bu durumda satış bedeli, hacze takipsiz olarak iştirak eden alacaklı ile ilk haczi koyduran alacaklı arasında alacakları oranında paylaştırılmaz, satış bedelinden önce, "imtiyazlı alacaklı" durumundaki alacaklı faydalanır. Eğer para artarsa ilk haczi koyduran alacaklıya verilir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 10.11.2010 tarih ve 10107 E., 12780 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 11.10.2011 tarih ve 580 E., 983 K. 25.06.2014 tarih ve 5075 E., 4871 K sayılı ilamları bu yöndedir.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklama ve ilkelere uygun olarak, şikayet olunanın haczinin, haczi daha önceki tarihli olan şikayetçinin haczine iştirak koşullarının oluştuğu, aynı derece içerisinde şikayet olunanın, bedeli paylaşıma konu taşınırın satış bedelinin icra veznesine girdiği tarihten önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan nafaka alacaklarının İİK.'nın 206/4-C maddesindeki imtiyazlı durumu nedeniyle satış bedelinden öncelikli olarak karşılanması, para artması durumunda, artan paranın, şikayet olunanın alacağının anılan imtiyazdan yararlanmayan kısmı ile şikayetçinin alacağı arasında garameten paylaştırılması gerektiği gözetilerek, bu miktarların bilirkişi raporu ile belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayet olunanın 08.09.2011-08.02.2013 tarihleri arasında tahakkuk ettiği anlaşılan nafaka alacaklarının tamamının İİK'nın 206/4-C maddesindeki imtiyazı haiz olmadığı gözardı edilerek, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)