Şirket Hisselerinin Haczi Ve Uygulanma Şekli

Başlatan Deniz034, 11 Ekim 2017, 20:53:39

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
Şirket Hisselerinin Haczi Ve Uygulanma Şekli
Bilindiği üzere anonim şirketlerde hisse senetlerinin devri Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olup, buna göre hamiline yazılı hisse senetlerinin devri şirket ve üçüncü şahıslar hakkında ancak teslimle, nama yazılı hisse senetlerinin devri ise esasa mukavelede aksine bir hüküm yoksa ciro edilmiş senedin devralana teslimi suretiyle gerçekleştirilmektedir. Hisse senedi ihraç edilmiş ise devir senet ile yapılmaktadır. Ancak, devrin şirkete karşı geçerlilik kazanabilmesi için yönetim kurulunca kabul edilmesi ve ortaklar pay defterine kayıt edilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla mahkeme veya icra ve iflas müdürlüğü tarafından şirket hissedarlarının hisselerine haciz şerhi konulması talebinden sonra yapılan genel kurul toplantısına ait hazirun cetvellerinde üzerine haciz şerhi konulan ortakların yerine başka ortaklara rastlanılması durumunda, pay devrinin haciz kararından önce veya sonra yapıldığının tespiti için pay devrine muvafakat edildiğini gösteren yönetim kurulu kararı ile ortaklar pay defterinin noter tasdikli suretinin istenmesi, pay devrinin haciz kararından sonra yapıldığını tespit edilmesi halinde ise konu hakkında haciz kararı veren mahkeme veya icra ve iflas müdürlüğünün uyarılması gerektiği değerlendirilmektedir.

Mahkemeler ile İcra ve İflas Müdürlükleri tarafından, şirket paylarına ve pay senetlerine haciz şerhi konulması talebi karşısında ticaret sicili müdürlüklerince yapılacak işlem hakkında bakanlık görüşü aşağıda sunulmaktadır.

Bilindiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 94. maddesinde " Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi haczedilirse icra dairesi, yerleşim yerleri bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder. Bu suretle borçlunun muayyen bir taşınmazdaki tasfiye sonundaki hissesi haczedilmiş olursa icra memuru haciz şerhinin taşınmazın kaydına işlenmesi için tapu sicil muhafızlığına tebligat yapar. (Ek cümleler:17/07/2003 – 4949 S.K./25. md.) Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Bu haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunludur; ancak haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır. Haciz, icra dairesi tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline bildirilir. Bu durumda haczedilen payların devri, alacaklının haklarını ihlal ettiği oranda batıldır. Haczedilen payların satışı, taşınır malların satışı usulüne tabidir. Diğer taşınırlarda icra dairesi başkasına devre mani tedbirleri alır.    Borçlunun reddetmediği miras veya başka bir sebeple iktisap eyleyip henüz tapuya veya gemi siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu namına tescili alacaklı tarafından istenebilir. Bu talep üzerine icra dairesi alacaklının bu muameleyi takip edebileceğini tapu veya gemi sicili dairesine ve icabında mahkemeye bildirir.    Borçlunun zilyed bulunduğu bir taşınmaz üzerindeki fevkalade zamanaşımı ile iktisabını istemek hakkının haczedilmesi halinde, icra dairesi zilyedliğin başkasına devrine mani olacak tedbirleri alır ve alacaklıya bir ay içinde taşınmazın borçlusu adına tescili için dava açması yetkisini verir. Mahkemenin tescil kararı ile taşınmaz bu alacaklı lehine mahcuz sayılır.    İkinci fıkra hükmü, almaya hak kazandığı veya almakta bulunduğu emekli veya yetim maaşını istifa için icap eden yoklama muamelesini yaptırmayanlar hakkında yetkili makama bildirmek suretiyle tatbik olunur.Alacaklının bu sebeple yapacağı kanuni masraflar ayrıca takip ve hükme hacet kalmaksızın dairece borçludan tahsil olunur. " hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan; Türk Ticaret Kanununun 133. maddesinde "(1) Bir şahıs şirketi devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından ve şirket fesih olunmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço düzenlenmemişse alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kar ve tasfiye payı üzerine haciz koydurabilir.(2) Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kar veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.(3) Bunun dışında, alacaklılar, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haizdir.(4) Yukarıdaki hükümler borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına alacaklıların başvurmalarına engel olmaz." hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, ticari şirketlerde şirket ortağının kişisel alacaklısı;

Kollektif ve komandit şirketlerde, ortağın kar payını haczettirebilir. Alacaklı bu kar payından alacağını alamazsa, şirketin tasfiyesi sonunda borçlu ortağa düşecek paya haciz koydurabilir ve şirketin feshini isteyebilir.

Limited şirketlerde, ortağın şirketteki kar payından başka, ortağın şirketteki hissesini de haczettirebilir ve şirketin feshini de isteyebilir.

Kooperatiflerde, ancak ortağa ait faiz ve gelir gider farklarından hissesine düşen miktarı ve kooperatifin dağılmasında ona ödenecek payı haczettirebilir.

Anonim şirketlerde ise, borçlu ortağın şirketteki kar payına ve tasfiye payına haciz koydurabilir.

Bu durumda; borçlunun bir şirketteki kar payı, tasfiye payı, faiz veya şirket hissesini haczeden icra müdürü bu haczi, adresleri bilenen üçüncü kişilere; yani şirkete veya kooperatife ve diğer ortaklara bildirir. Bu bildiri ile, şirkete ve diğer ortaklara, bundan böyle borçlu ortağa ödenmesi gereken faiz, kar payı ve tasfiye payının, icra dairesine ödenmesi ve borçlu ortağın hissesinin haczedilmiş olması halinde, borçluya hissesi ile ilgili yapılacak bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvaffakatının alınması gereken bütün müşterek tasarruflar için bundan böyle borçlu ortak yerine, icra dairesinin muvaffakatının alınması gerektiği ihtar olunur. (İ.İ.K.94.mad.)

Böylece, borçlunun haczedilen kar payı, faiz, tasfiye payı ve şirket hissesi üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu şirkete ve diğer ortaklara bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri alınmış olur. Zira, icra dairesi, İ.İ.K. Nun 90.maddesi hükmü uyarınca haczedilen hakların muhafazası için lazımgelen tedbirleri almak zorundadır.

Ancak; hisse senetlerinin haczi, şirket paylarının haczinden farklıdır. Kıymetli evraklardan sayılan hisse senetleri, menkul hükmündedir. İ.İ.K. Nun 88. maddesine göre; haciz olunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeleri ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve diğer kıymetli şeyleri, icra dairesi muhafaza eder. Bu kabil kıymetli evrakın İ.İ.K nun 88. maddesi uyarınca, menkul mala ilişkin hükümler çerçevesinde, menkul mal gibi haczedilip el konulması ve paraya çevrilmesi gerekir.

Keza; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 9,12,1967 tarih ve 515 Esas, İcra.İf.611 Karar sayılı karar ile 12 Hukuk Dairesinin 11,4,1995 tarih ve 5747 Esas, 5411 Karar sayılı kararında anonim şirket hisse senetlerinin haciz ihbarnamesi gönderilerek İ.İ.K.nun 89. maddesine göre değil, fiilen haczedilip muhafaza altına alınarak İ.İ.K nun 88. maddesine göre haczinin gerekeceğine açıkça işaret olunmuştur.

Öte yandan; Anonim şirketlerde pay sahipliğini belgelemek ve ayrıca paylar üzerinde yapılacak her çeşit hukuki muameleleri kolaylaştırmak maksadıyla, payları temsil eden hisse senetleri çıkarılabilir.

Türk Ticaret Kanununun 489.maddesi hükmüne göre hamiline yazılı senetlerin devri için zilyedliğinin devri, yani senedin teslimi yeterlidir. 490,499. maddeleri hükmüne göre ise, nama yazılı hisse senetleri ciro ve teslim yoluyla bir başkasına devredilebilir. Ancak devrin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için pay defterine kaydı ile eski kaydın alıcı namına düzeltilmesi gerekir.

Kıymetli evraktan madut olan hisse senetleri yukarıda da değinildiği üzere, menkul hükmünde olduğundan, İ.İ.Knun 88. maddesine göre el konulup, muhafaza altına alınarak haciz edilirler.

Türk Ticaret Kanununun ticari şirketleri düzenleyen 124 ve müteakip maddelerinde ticaret siciline tescili ile ilanı gereken hususlar açıkça belirtilmiş olup, hisse senetlerinin ve ayın devri konusunda tescil ve ilan zorunluluğu getirilmemiştir.

İcra dairesinin, hisse senetlerinin haczi talep edildiği taktirde fiilen el koyarak haczedip, muhafaza altına alması; şirket hissesinin haczi talep edildiğinde ise alacaklının hakkının korunması kabilinden hissenin üçüncü bir şahsa devrinin önlenmesi için lazım gelen tedbirleri alması kanun gereğidir.Bu itibarla hisse devrinin önlenmesi açısından mahkemece ya da icra dairelerince yazılan müzekkerelerle konulan hacizlerde yorum yapılması mümkün olmayıp yazılı olan hususların aynen tatbiki gerekmektedir.Tedbir ya da haciz yazılarında şüpheye düşülecek her noktada hisse devri taleplerinin reddedilmesi ya da ilgili kurumdan konu hakkında görüş alınması gerekmektedir
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

M
bu bakanlık yazısı/görüşü mü? ilgisi ve sayısını paylaşabilir misiniz ? ..

Benzer Konular (10)

3641

Yanıtlar: 0
Gösterim: 5552

1101

Yanıtlar: 1
Gösterim: 16968