İİK 150/I MADDESİNİN BANKA VE KREDİ KURULUŞLARI YÖNÜNDEN GEÇERLİDİR

Başlatan Deniz034, 11 Nisan 2016, 21:38:45

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
12. Hukuk Dairesi         2012/18021 E.  ,  2012/23873 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Besni İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/05/2011
NUMARASI : 2011/15-2011/36

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı  .... Hizmetleri A.Ş. tarafından  yurtiçi faktoring  sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlandığı, taşımaz maliki olan borçluya örnek 6 numaralı icra emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, ipoteklerin alacaklı şirket ile asıl kredi borçlusu İsmail Ayyıldız  arasında doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği ve üst sınır (limit) ipoteği olduğu, alacaklı tarafından yurtiçi faktoring    sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmesi için borçlu İ.. A..'a ihtarname gönderilerek,  İİK.nun 150/ı maddesi uyarınca takibin başlatıldığı görülmüştür.
İİK.nun l50/ı maddesinde "Borçlu cari hesap veya kısa orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran ... "başvurusu üzerine ve anılan maddede yazılı koşulların oluşması halinde "icra müdürünün aynı kanunun 149.maddesi uyarınca işlem yapacağı" yazılıdır. Bu maddede krediyi kullanan tarafın banka ya da finans kurumları veya hükmi şahıslar olması gerektiği yönünde bir kısıtlama getirilmemiştir. Taraflar arasında yasa maddesinde öngörüldüğü şekilde işleyen bir kredinin varlığı ön koşul olarak belirlenmiştir. İİK. nun l50/ı maddesi uyarınca taraflar arasında cari hesap, kısa orta, uzun vadeli şeklinde işleyen bir ilişki bulunmadığı takdirde borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamaz.
Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı yurtiçi faktoring    sözleşmesi olup, cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen bir ilişki bulunmadığı için alacaklı İİK. nun 150/ı maddesine dayanamaz.
Öte yandan, İİK.nun 150/ı ve buna bağlı olarak uygulanacak olan 68/b maddesi alacaklı banka lehine düzenlemeleri içermekte olup, kurumsal ve ciddi bir yapıya ve devletin sıkı denetimine tabi olan bankalar ve kredi veren kuruluşlar yönünden yapılan bu düzenlemelerin, herhangi bir gerçek ya da tüzel kişi alacaklı için de uygulanacağının kabulü ağır sonuçlara yol açabilecektir. Bu nedenle anılan maddedeki düzenlemenin banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda alacaklının teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması mümkün olmayıp, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece borçlunun isteminin kısmen kabulü ile  icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/07/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (4)