Son İletiler

#1
Soru & Cevap Bölümü / Haberimiz olmadan Yediemin e ç...
Son İleti Gönderen Deepblue - 30 Mart 2025, 21:25:44
İyi günler bu yazıyı bir tanıdığım adına yazıyorum ve bilgi edinmek istiyorum. Hanımefendin Babası 2015 yılında vefat ediyor. Abisiden başka bir yakını bulunmamakta. Çoğu vefat etmiş. Kendisi bir kız çocuğu ile babasından almış olduğu yetim maaşı ile hayatını idame ettirmektedir. Babasının 98 model elden düşme arabası vefat ettiği halasının evinin önünde durmaktaydı. Üç beş sene orda durmaktan zaten hurda bir araç olmuştu. Geçen süre zarfında bu araba ordan kayboluyor. Bu hanımefendi zaten oradan çok uzakta yaşamakta. Araba kaybolunca birisi aldı hurdalığa attı yada hurdacı birisi aldı götürdü vb herhalde diye düşünüyor. Fakat bir kaç gün önce yedieminden kendisine icra mektubu geliyor ve 84 bin tl otopark ücreti isteniyor. Arabanın ruhsatı babasının yıllar önce kapattığı şirket üzerine kayıtlı ve bu kişi varis olduğu için bu hanımefendiyi buluyorlar. Bu borcu ödemesi çok zor. Buna nasıl itiraz edebilir yada nasıl bir yol izlemeli. Yardımcı olursanız sevinirim. Çok teşekkürler. İyi bayramlar``
#2
Mahkemece dosyaya ödeme yapıldığı ve takibin durdurulduğu gerekçesiyle hacizlerin aşkın haciz niteliğinde bulunduğundan şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 08/04/2022 tarihli işleminin iptali ile aşkın haciz nitelindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, davacı borçlunun İİK'nun 62.maddesi gereğince yetkiye, borca ve ferilere itirazda bulunması üzerine takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlüğünce karar verildiği, yine takibe dayanak Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1** D.İş Esas 2022/1** Karar sayılı ihtiyati haciz kararına da itiraz edildiği ve takip dosyasından yapılan ödemenin de ihtirazi kayıtla yapılmış olduğu ve alacaklının alacağına kavuşmamış olması birlikte değerlendirildiğinde takip dosyasından konulan hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin şikayet konusu müdürlük kararının usul ve yasaya uygun olduğundan.... (Kayseri BAM 5. HD. T:07/06/2022, E:2022/1073, K:2022/1060 - Yargıtay 12. HD. T:13.03.2023, E:2022/8516, K:2023/1621)
#3
Soru & Cevap Bölümü / Ynt: Velayet
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 25 Mart 2025, 21:52:46
Dava ve takip ehliyeti, kişinin kendisi veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler, dava ehliyetine de sahiptir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, bazı istisnai hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, dava ve takip ehliyeti yoktur. İstisnai haller dışındaki dava ve takiplerde, kanuni temsilcileri tarafından temsil olunurlar.

HMK'nun 124/3. maddesi uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4. fıkrasında da; "Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir" düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir.

Vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığında, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kıstlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK.nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür.

Alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine vasi gösterilmeksizin düzenlenen ilk ödeme emrinin vasiye gönderilmesi usulsüzdür.

HMK.'nun 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin ek takip talebi ile takipte gösterilmesi ve buna uygun olarak düzenlenen ödeme emrinin vasiye tebliği zorunludur (Yargıtay 12. HD E:2021/12365, K:2022/4734).

Özgür Koca
(Forum) Adalet, hakkın terazisidir.
#4
Soru & Cevap Bölümü / Velayet
Son İleti Gönderen Şeyhmus - 25 Mart 2025, 11:24:01
Velayet altına alına borçluya takip başlatılmış. Sistemde Velayet altına alındığı uyarısı çıktığından ödeme emri gönderilmedi. Daha sonra dosyaya ilam sunuluyor Veli bilgileri ismi ve TC talepte belirtilerek ödeme emri gönderilmesi talebinde bulunuyor. Takip kesinleşmemiş Yeni bir takip talebi sunması gerekiyor mu?
#5
Uyuşmazlık, icra memur işleminin şikayeti istemine ilişkindir.
   
6100 sayılı HMK'nın 355. maddesinde istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak kamu düzenine aykırılıkların re'sen gözetileceği düzenlenmiştir.

İhtiyati haciz geçici bir hukuki koruma türüdür. Bu nedenle ihtiyaten haczedilen mallar kesin hacze dönüşmediği sürece satışı istenemeyecektir. İİK'nın 264/5 hükmüne göre ihtiyati haciz takibin kesinleşmesiyle kesin hacze dönüşür. İhtiyaten haczedilen malların satışı istenemeyeceğinden bu mallara yönelik yapılan muhafaza ve satış işlemleri alacağın tahsiline yönelik olduğundan geçici hukuki koruma tedbirlerinden sayılamaz.

Bunun yanında ihtiyati haczin icrası kapsamında İİK'nın 261/2. maddesi atfı ile uygulanması gereken İİK'nın 88/2. maddesinin son cümlesinde hacizli malların muhafazasına yönelik olarak sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından 106. madde hükmünün saklı olduğu düzenlenmektedir. İİK'nın 106/4. maddesine göre de sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza, kıymet takdiri ve satış talebinin birlikte yapılması zorunludur. Bu haliyle sicile kayıtlı motorlu kara araçlarına ilişkin muhafaza işlemi yapılması satış aşamasına geçilmediği sürece mümkün değildir. 

Somut olayda borçluya ait olan ve ihtiyaten haczedilen motorlu kara araç ve hattı üzerine ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden, yani satış aşamasına geçilmeden muhafaza ve satış işlemlerine geçilemeyecek olup bu doğrultudaki mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir (Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi T:03/12/2024, E:2024/1072, K:2024/656).
#6
T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 .   H U K U K    D A İ R E S İ


Esas  No   : 2022/9198
Karar No   : 2023/2596



*********
*********
*********

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 3. kişinin şirket hissesi üzerine ticaret sicil kaydına haciz şerhinin işlendiği, haciz şerhi sebebiyle tasfiye işlemlerine devam edemediğini beyan ettiğinden şikayetçinin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, ayrıca müdürlük kararının 10.07.2019 tarihli olduğu, şikayetin 16.07.2019 tarihinde süresi içerisinde yapıldığı, İlk Derece Mahkemesi kararının bu nedenle gerekçelerinin yerinde olmadığını, anonim şirketlerde hisse haczi İİK'nın 94. maddesinde düzenlenmiş olup, ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılarak haciz yapılamayacağından ticaret sicile yapılan bildirim açıklayıcı mahiyette olduğundan, ortada geçerli bir haciz bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken anılan gerekçelerle davanın reddi yerinde olmadığından mahkemenin gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-b(2) maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi 3. kişi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
İstinaf dilekçesinin tekrar edildiği görülmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 16 ıncı ve 94 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

******

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
#7
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
                                                                           

ESAS NO   : 2024/529
KARAR NO: 2024/6580
   

 
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

İcra mahkemesi icra dairelerinin işlemlerinin doğru ve kanuna uygun olup olmadığını denetlemek ve kanunla kendisine verilen işlere bakmak üzere kurulmuştur (İİK m.4). İcra dairelerinin işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri (m.16-18), borçlu ve alacaklının itiraz ve itirazın kaldırılması taleplerini (m. 68-68/a, 147, 150/a, 169/a, 170, 269/b, 269/c, 275 kapsamında) inceleyip karara bağlar. Hacizde ve iflastaki istihkak davalarına icra mahkemesinde bakılır. (m. 97-99, 228) İİK'nın 331 ve sonraki maddelerindeki icra-iflas suçlarından büyük bir kısmına bakmak icra mahkemesi görevindedir. Yine İİK'nın özel hükümlerle görevlendirdiği (m. 26, 33, 71, 89, 121, 153, 251, 254, 256, 285, 297, 318) konularda da inceleme yapar.

İcra mahkemesinin görevine giren şikayet, icra müdürünün icra-iflas hukuku ile ilgili hükümleri uygulamaması veya yanlış uygulaması nedenine dayanır. Başka bir deyişle, şikayet maddi hukuka değil, takip hukukuna ilişkin hükümlerin yanlış uygulanması halinde söz konusu olur. Şikayet ile İcra Müdürünün takip hukukuna ilişkin görevlerini hiç yapmadığı veya yanlış yaptığı ileri sürülür. Bu sebeple İcra Müdürü işleminin kanuna aykırı olması, hadiseye uygun bulunmaması, bir hakkın yerine getirilmemesi, bir hakkın sebepsiz sürüncemede bırakılması nedenleri ile şikayete gelinebilir. (Prof.Dr. Baki Kuru-İcra İflas Hukuku El Kitabı sayfa 97 ve devamı)

Kural olarak şikayet hakkı takibin taraflarına ait ise de takibe taraf olmayan üçüncü kişiler, şikayet konusu ettikleri yolsuz işlemlerin iptalinde hukuken korunan yararları bulunmak koşuluyla, şikayet hakkına sahiptirler.(Pekcanıtez H/Simil C - İcra ve İflas Hukukunda Şikayet 2. Baskı s. 49)

Şikayetin konusunu, icra ve iflas memurlarının idari nitelikteki işlemleri oluşturduğundan şikayet medeni usul hukuku anlamında bir dava değildir. Şikayet ile memur işlemlerinin kanuna ve olaya aykırılığı ileri sürülür. Şikayetin esasını oluşturan konuların maddi hukuk açısından incelenmesi bunun hakkında karar verilmesi mümkün değildir. Şikayet sonucu verilen kararlar sübjektif hakların tartışıldığı davalar yönünden kesin hüküm teşkil etmez. İİK 16. maddesine göre İcra İflas Dairesi işlemlerine karşı şikayet yoluna ancak kanunun çözümünü genel mahkemeye bırakmadığı konularda gidilebilir.(Pekcanıtez/s. 31)

Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi takip hukuku açısından icra memurunun işlemini şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK 24.9.1997 tarih1997/15-461E.-1997/729 K., HGK 13.6.2001 tarih 2001/12-461 E.-2001/516 K., HGK 07.04.2004 tarih 2004/12-210 E.-2004/208 K., HGK 21.01.2020 tarih  2020/12-582 E.).

Şikayet konusu işlemin icra mahkemesince denetlenmesi sırasında ise işlemin yapıldığı tarihin esas alınması tabiidir. İcra müdürlüğünce taşınmaza haciz konulabilmesi için o tarihte borçlu adına kayıtlı olması gerekli ve yeterlidir (HGK 13.6.2001 tarih 200112-461 E.- 2001/516 K.). Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kural olarak şahsi hak doğurur nitelikte olup, tapu kaydına işlenmekle ayni nitelik ve aleniyet kazanıp 5 yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir ise de; bu ileri sürme yetkisi önleyici nitelikte değildir. Bu nedenle, taşınmazın satış vadi alacaklısı taşınmazın rızaen temliki; satışı, bağışlanması veya üzerine ipotek konulması yada taşınmazın haczedilmesini engelleyemez (HGK 1.4.2015 tarih 2013/12-1693 E.-2015/1135 K.). Satış vaadi sözleşmesine dayanılarak taşınmaz üzerinde hak iddia edilmesi ve haczin kaldırılmasının şikayet yolu ile istenilmesi halinde icra mahkemesince yapılacak iş İcra Müdürünün işleminde haciz tarihinde bir usulsüzlük olup olmadığını tespit etmekten ibarettir.

Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin hacizden sonra kazandığı mülkiyet hakkına dayalı olarak haczin kaldırılması talebi maddi hukuka dayalı açacağı davanın konusunu oluşturur. Bir başka anlatımla icra müdürlüğünce usulüne uygun konulan haciz, artık genel mahkemeden alınan kararla kaldırılabilir.

Somut olayda İcra Müdürünün haciz uyguladığı tarihte taşınmaz borçlu adına kayıtlıdır, o tarihte, satış vaadi şerhinin tapuda kayıtlı olması ise haczin konulmasına engel değildir. Bu durumda İcra Müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Başvuruda bundan sonra taşınmazın mülkiyetinin kazanıldığı belirtilip mülkiyet hakkına dayanılarak haczin kaldırılması talep edilmiştir. Bu hususlar İcra Mahkemesince icra müdürünün haciz uygulama işlemi kapsamında incelenemez.

Şikayetin takip hukuku kurallarına göre reddi gerekirken maddi hukuk kuralları ile denetlenerek kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ :
Davalı/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 21.12.2023 tarih ve 2023/1602 E.-2023/1622 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 06.11.2023 tarih ve 2023/548 E. - 2023/538 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
#8
Şikâyete konu icra dosyalarında adi ortaklığı oluşturan tüm borçlular hakkında takip başlatılmamıştır. Borçlu şirketin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip sonucu kesinleşen borcunun tahsili için borçlu şirketin üçüncü kişilerde bulunan alacaklarının haczi talep edilmiştir. Haciz müzekkereleri ve haciz ihbarnameleri adi ortaklığı oluşturan tüm ortaklar hakkında olmayıp, haciz konusu olarak adi ortaklığın doğmuş ve doğacak hak ve alacakları gösterilmemiştir. TBK'nın 638. maddesinin 3. fıkrası uyarınca her bir ortak ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçtan şahsen, sınırsız ve müteselsilen sorumlu ise de, sadece borçlu K. İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen haciz müzekkereleri ve haciz ihbarnameleri ile aynı Kanun'un 638. maddesinin 1. fıkrasına göre elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olan hak ve alacaklar üzerine haciz konulamaz. Nitekim bu husus Hukuk Genel Kurulunun 25.05.2021 tarihli ve 2018/12-164 E., 2021/163 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.

Şu hâle göre alacaklıların vekillerinin talepleri üzerine Kurumlara gönderilen haciz müzekkereleri ve haciz ihbarnamelerine aykırı olarak adi ortaklığın hak ve alacakları üzerine Kurumlar tarafından haciz şerhi işlenmesi usulsüz olacaktır. Bu durumda usulsüz olan haciz işlemini kaldırma yetkisi icra müdürlüğüne değil icra mahkemesine ait olduğundan, adi ortaklığın hak ve alacakları üzerine haciz konulup konulmadığının icra mahkemesince Konya Valiliği ile Aksaray Valiliğine sorularak açıklığa kavuşturulması ve oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir (Yargıtay HGK T:12.10.2021, E:2017/12-754, K:2021/1205).
#9
Şikâyete konu icra dosyalarında adi ortaklığı oluşturan tüm borçlular hakkında takip başlatılmamıştır. Borçlu şirketin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip sonucu kesinleşen borcunun tahsili için borçlu şirketin üçüncü kişilerde bulunan alacaklarının haczi talep edilmiştir. Haciz müzekkereleri ve haciz ihbarnameleri adi ortaklığı oluşturan tüm ortaklar hakkında olmayıp, haciz konusu olarak adi ortaklığın doğmuş ve doğacak hak ve alacakları gösterilmemiştir. TBK'nın 638. maddesinin 3. fıkrası uyarınca her bir ortak ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçtan şahsen, sınırsız ve müteselsilen sorumlu ise de, sadece borçlu K. İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen haciz müzekkereleri ve haciz ihbarnameleri ile aynı Kanun'un 638. maddesinin 1. fıkrasına göre elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olan hak ve alacaklar üzerine haciz konulamaz. Nitekim bu husus Hukuk Genel Kurulunun 25.05.2021 tarihli ve 2018/12-164 E., 2021/163 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.

Şu hâle göre alacaklıların vekillerinin talepleri üzerine Kurumlara gönderilen haciz müzekkereleri ve haciz ihbarnamelerine aykırı olarak adi ortaklığın hak ve alacakları üzerine Kurumlar tarafından haciz şerhi işlenmesi usulsüz olacaktır. Bu durumda usulsüz olan haciz işlemini kaldırma yetkisi icra müdürlüğüne değil icra mahkemesine ait olduğundan, adi ortaklığın hak ve alacakları üzerine haciz konulup konulmadığının icra mahkemesince Konya Valiliği ile Aksaray Valiliğine sorularak açıklığa kavuşturulması ve oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir (Yargıtay HGK T:12.10.2021, E:2017/12-754, K:2021/1205).
#10
T.C.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ

ESAS: 2016/31954
KARAR: 2020/3540



"Ücretin her ayın değişik günlerinde ve düzensiz şekilde ödenmesi işçiye haklı fesih hakkı verir"