NAFAKA, İŞTİRAK NAFAKASI KESİNLEŞMEDEN İCRA TAKİBİNE KONULAMAZ

Başlatan Deniz034, 27 Ağustos 2016, 12:58:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2015/16421
KARAR NO. 2015/18638
KARAR TARİHİ. 20.10.2015



DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Borçlu baba aleyhine boşanma davası sonucu boşanma kararı ile birlikte velayatleri anneye bırakılan müşterek çocuklar için iştirak nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. İlamın boşanmaya ilişkin kısmı kesinleşmeden maddi manevi tazminat, iştirak nafakası, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsili için ilamlı icra takibi başlatılmıştır. Borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceğinden bahisle takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece boşanma ilamı kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle maddi- manevi tazminat, işlemiş faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden takibin iptaline, nafakaya dair ilamın ise kesinleşmeden takibe konulabileceği gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

HMK'nun geçici 3.maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken HUMK'nun 443/4 ( HMK'nun 367/2. ) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan iştirak nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. İlamın esasının kesinleşmesi zorunlu olan hallerde fer'ilerinin de kesinleşmeden takibe konulabilmesi mümkün değildir. ( HGK 07.11.1990 tarih 1990/12-446 Esas 564 Karar ). Ayrıca çocuk için hükmedilen iştirak nafakası, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesi tarihinden itibaren istenilebilir hale gelecektir.

Bu durumda Mahkemece, boşanma ve iştirak nafakasına dair ilamı kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin tümden iptaline karar verilmesi gerekirken, iştirak nafakası yönünden yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. ( HMK m.297/ç ) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

H

Benzer Konular (10)

1354

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4885

3038

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4770