3. Kişi ihtirazı kayıtla ödeme yapması, istihkak davasının yatan bedel üzerinden devamı anlamına gel

Başlatan Deniz034, 02 Kasım 2017, 18:59:58

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034
T.C.
Yargıtay
8. Hukuk Dairesi
Esas No:2013/7720   Karar No:2013/15600

3. Kişi ihtirazı kayıtla ödeme yapması, istihkak davasının yatan bedel üzerinden devamı anlamına gelir

Özet:
Davacı üçüncü kişi, hacizli malların ileride muhafaza altına alınmasını önlemek amacı ile ve ihtirazı kayıtla dosya borcunu 26.08.2011'de icra dosyasına yatırmıştır. İİK'nun 12. maddesi gereğince borçlu, yatırılan bu miktar üzerinden borcundan kurtulacağı, dolayısıyla haciz de ortadan kalkacağı için, bu koşullarda istihkak davasına dosyaya yatırılan bedel üzerinden devam edilmesi gerekecektir ki Yargıtay'ın ve Dairemizin bir süredir istikrar kazanan uygulaması da bu yöndedir.



Karar:

İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili, İstanbul 11. İcra Müdürlüğü'nün 2011/5952 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Ümraniye 3. İcra Müdürlüğü'nün 2011/1995 sayılı Talimat dosyasında yapılan 28.07.2011 günlü hacze konu makinenin üçüncü kişiye ait faturalı eşya olduğunu, haczin kaldırılması ile mahcuzun muhafazasının önlenmesi amacıyla yatırdıkları nakdi teminat tutarının da faizi ile birlikte alacaklıdan alınarak üçüncü kişiye verilmesi gerektiğini belirterek açtıkları davanın kabulüne ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava konusu haciz yapıldıktan çok sonra dosya borcunun yatırıldığını, üçüncü kişinin dava açmakta hukuki yararının kalmadığını, bu nedenle ancak bir başka istihkak davasına konu edilebileceğini, diğer yandan hacizde borçlu Sefer Doğanay'ın hazır bulunduğunu ve kendisine ait ikametgâh senedinin ele geçtiğini, iş yeri çalışanının borçlunun ikinci katta ofisi olduğu yönünde beyanda bulunduğunu ve bu durumun tutanağa geçirildiğini, mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğunu, aksinin kanıtlanamadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlular, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: davacının sunduğu faturanın marka ve tür itibarı ile mahcuza uyduğu, davacının 2007 yılına ait ticari kayıtlarında yer aldığı, ödemesinin de yapıldığı, davacı şirketin 17.12.2002'den beri haciz adresinde çalıştığı, borçlu Doğanay Ltd. Şti. ile aralarında organik bağ bulunmadığı, borçlu Sefer Doğanay'ın üçüncü kişinin müşterisi olması nedeni ile haciz mahallinde hazır bulunduğu, zaten bu sırada borçlulara ait belgelerin de ele geçmediği, mahcuzun davacıya ait olduğunun belirlendiği, muhafazanın önlenmesi amacı ile icra dosyasına yatırılan 20.373,55.-TL paranın İİK'nun 263. maddesi kapsamında teminat amacı ile yatırıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı alacaklı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı "istihkak" davası niteliğindedir.
2004 sayılı İİK'nun 12. maddesinde: "İcra dairesi, takip edilmekte olan bir para alacağına mahsuben veya üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla borçlu bu miktar borcundan kurtulur" düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hüküm, 6352 sayılı Yasa'nın 105. maddesinin birinci bendi ile yürürlükten kaldırılmış olmakla birlikte; bu değişiklik Yasa'nın yürürlüğe girmesinden 6 ay sonra, yani 05.01.2013'ten sonra yürürlüğe girecektir (6352 sayılı Yasa'nın 106. maddesinin (a) bendi).


Buna göre; takip ve dava tarihi itibarı ile 2004 sayılı İİK'nun 12. maddesi halen yürürlüktedir.


Davacı üçüncü kişi, hacizli malların ileride muhafaza altına alınmasını önlemek amacı ile ve ihtirazı kayıtla dosya borcunu 26.08.2011'de icra dosyasına yatırmıştır. İİK'nun 12. maddesi gereğince borçlu, yatırılan bu miktar üzerinden borcundan kurtulacağı, dolayısıyla haciz de ortadan kalkacağı için, bu koşullarda istihkak davasına dosyaya yatırılan bedel üzerinden devam edilmesi gerekecektir ki Yargıtay'ın ve Dairemizin bir süredir istikrar kazanan uygulaması da bu yöndedir.

Mahkemece davanın konusunu teşkil eden para teminat olarak değerlendirilmişse de; somut olayda İİK'nun 263. maddesinin uygulanma koşulları bulunmamaktadır, çünkü üçüncü kişinin icra dosyasına teminat yatırması konusunda alınmış bir müdürlük ya da Mahkeme kararı yoktur. Davacı, İİK'nun 12. maddesi gereğince ancak ihtirazı kayıtla dosya borcunun tamamını yatırmıştır. Dosyaya yatırılan bu tutar da doğrudan istihkak davasının konusunu teşkil etmektedir.

Davacı üçüncü kişi, istihkak iddiasını kanıtladığından verilen kabul kararı yerinde olmakla birlikte dosyaya yatan bedelin üçüncü kişiye ödenmesi yönünde hüküm kurulması gerektiğinin dikkate alınmaması isabetli değildir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK'nun ek geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın hüküm fıkrasının 1. bendindeki "...haczin kaldırılmasına" ibaresinin çıkartılarak yerine "...26.08.2011 tarihli makbuzla dosyaya yatırılan 20.373,55.-TL'sinin davacıya iadesine" ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 303,00 TL peşin harcın temyiz edene iadesine
01.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)