YENİDEN KIYMET TAKDİRİ İSTENEBİLMESİ İÇİN ÖNGÖRÜLEN SÜRE

Başlatan By-leyl-i Lal, 28 Haziran 2014, 11:03:00

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_By-leyl-i Lal
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/14753
KARAR: 2013/21862

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına, HUMK.nun 438. ve İİK.'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:

2-Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan genel haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, yapılan ihalenin usulsüz olduğunu belirterek feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ihalenin feshine ilişkin şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

A-İİK.nun 106.maddesine göre, alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden nihayet bir sene ve taşınmaz ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir. Aynı kanunun 110.maddesine göre ise, bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar.

Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürü re'sen gözetmelidir. Satış talebi, bu sürelerden sonra ise, istemi reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle süresiz şikayete tabidir. Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekir(Baki Kuru, İcra El Kitabı, s. 520).

Somut olayda, ihale konusu taşınmazın 25/03/2008 tarihinde kayden haczedilmesinden sonra, alacaklı vekilinin, haciz tarihinden itibaren iki yıllık süre geçmesi nedeniyle yeniden haciz uygulanması talebi üzerine 04/02/2011 tarihinde taşınmaza haciz konulduğu görülmektedir. Bu tarihe göre alacaklı vekilinin 10/07/2012 tarihli satış talebi İİK.nun 106.maddesindeki iki yıllık yasal sürede olup, mahkemenin, bu yöndeki fesih gerekçesi yerinde değildir.

B-Ayrıca;

İİK'nun 128/a-2. maddesinde "kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez." hükmüne yer verilmiştir.
HGK'nun 26/02/1992 gün 92/70-130 sayılı kararında, satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten iki sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı benimsenmiştir. Ayrıca, sözkonusu kararda, iki yıllık sürenin başlangıcının, bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu açıkça vurgulanmıştır.

Somut olayda, ihaleye konu taşınmazların 31/08/2010 tarihinde kıymetinin takdir edildiği, borçlu vekilinin kıymet takdirine ilişkin itirazının Antalya 2.İcra Mahkemesinin 30/09/2011 tarih ve 2011/518 E-924 K.sayılı kararı ile 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazlar yönünden reddedildiği, 89 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise kabulüne karar verildiği görülmektedir. Her ne kadar, 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak 31/08/2010 tarihli kıymet takdirinden itibaren iki yıllık süre geçtikten sonra ihale yapılmış ise de, sözkonusu parseller hakkındaki kıymet takdirine itiraz reddedilmiş olsa da, icra mahkemesince 09/08/2011 tarihinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporundaki değerler esas alınarak taşınmazların satışa çıkarıldığı anlaşılmakla, satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarihe göre İİK.nun 128/a. maddesindeki iki yıllık süre geçmediğinden bu hususun fesih nedeni olarak kabulü de doğru değildir.

O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetçinin diğer fesih nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ihalenin feshi isteminin kabulü isabetsizdir.

Öte yandan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Gülüşlerim yüregimin sessiz cıglıklarının imzasıdır..Elinde ne varsa hayata dair,ötesi hiçbir şey ya da vesair...Hani demiş ya şair: Mutluluğu sende bulan senindir; ötesi misafir...
BY-KA-DE-ME

Benzer Konular (10)