Belediyenin Haczi Kabil Olan ve Olmayan Paralarının Aynı Hesapta Bulunması Hali

Başlatan Özgür KOCA, 25 Haziran 2015, 09:22:40

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
T.C.
YARGITAY                                 
12. Hukuk Dairesi                                              
                                                                   
ESAS NO   : 2013/12554
KARAR NO: 2013/18240



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi T.Y. tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı şikayet dilekçesinde, K. İcra Müdürlüğü'nün 2006/1186 E. sayılı takip dosyası  ile K. Belediye Başkanlığı aleyhine takip başlattığı, takibin kesinleştiği, kesinleşen takip dosyasında borçlu K. Belediyesine ait hesaplar üzerine haciz konulmasının talep edildiği, söz konusu talebin, K.  İcra Müdürlüğü'nün 05/10/2012 tarihli kararı ile "borçlu  belediyenin, ....maaş hesabı, iller bankası hesabı, vergi gelirleri, yapı denetim ve bağış hesapları üzerine haciz konulmasına ilişkin taleplerinin reddine, kira ve su geliri başta olmak üzere  başkaca haciz taleplerinin kabulü ile buna ilişkin masraf verilmesi halinde ilgili kurumlara müzekkere yazılmasına şikayet yolu açık olmak üzere" karar verildiği, haczin  kanuna uygun olup olmadığına karar verme yetkisinin icra dairesinin bağlı bulunduğu hakime ait olduğu, K. İcra Müdürlüğü'nün  takdir hakkı olmadığından K. İcra Müdürlüğü'nün 05/10/2012 tarihli red kararının  kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, Vakıflar Bankası Kadirli Şubesi'nin 23/10/2012  tarihli ve Halk Bankası  Kadirli Şubesi'nin 01/11/2012 tarihli cevabi yazılarına göre borçlu Belediye Başkanlığı'nın  haczi kabil olan vergi, resim, harç niteliğinde bulunmayan su gelirleri ile diğer gelirlerinin tek bir hesapta karışık olarak yer aldıkları, borçlu belediyenin haczi kabil paraları ve haczi kabil olmayan paralarının aynı hesapta tutularak birbirine karıştırılmasının haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabulü gerekeceğinden Kadirli İcra Müdürlüğü'nün 2006/1186 esas sayılı dosyası kapsamında alacaklı şikayetçi vekilinin haciz talebinin reddine ilişkin 05/10/2012 tarihli Kadirli İcra Müdürlüğü red kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.

5779 Sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'un 7. Maddesinde ise; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir.

İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur.

Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Ayrıca, bir üst norm olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90/4. maddesi ile de; usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklerin düzenlendiği milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve uyuşmazlıklarda gözetilmesi gerektiği kuralına yer verilmiştir.
         
Buna göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 nolu Protokol'ün 1. maddesinde; "....Her gerçek ve tüzel kişi, maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahiptir. Kamu yararı gerektirmedikçe ve Uluslararası Hukukun genel ilkeleri ile hukukun aradığı koşullara uyulmadıkça, bir kimse mülkiyetinden yoksun bırakılamaz ... " hükmü yer almaktadır.

Ek protokol'ün mülkiyet hakkı ile ilgili 1. maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisince onanmış ve onaylayan yasada; "... Her hakiki veya hükmü şahıs malların masuniyetine (dokunulmazlığına) riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak amme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve devletler hukukunun umumi prensipleri dahilinde mülkiyetinden mahrum edilebilir ... " ilkelerine yer verilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 16 Ocak 2007 tarih ve 31277/03 sayılı, Kuzu-Türkiye davası hakkındaki kararında, davacının lehine alınan yargı kararının altı yıldır uygulanmaması, bir diğer anlatımla ilama konu borcun borçlu belediyece ödenmemesi nedeniyle, AİHM'nin AİHS'nin 6 § 1. ve Ek 1 no'lu Protokol'ün 1. maddelerinin ihlal edildiği sonucuna vararak tazminata hükmetmiştir.

Yine 17 Ocak 2006 tarih ve 13062/03 sayılı, Kranta - Türkiye davası ve 18 EKİM 2005 tarih ve 74405/01 sayılı Tütüncü Ve Diğerleri - Türkiye davası hakkındaki kararında da aynı sonuca varmıştır. 

Bütün bu açıklamalar ışığında, 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin dar yorumlanması gerektiği sonucuna varılmalıdır. Maddede açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. Bu konuda ispat yükü ise borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediye ispatlamalıdır. Aksi halde şikayetin reddi gerekecektir.

Öte yandan borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir.

Ayrıca belediyenin su gelirleri, vergi, resim ve harç hükmünde olmayıp, 5393 Sayılı Kanunun 15/son maddesi uyarınca kamu hizmetinde fiilen kullanılmadığı sürece haczine engel bir hüküm bulunmamaktadır.

Somut olayda ise, borçlu belediyenin haciz konulması istenen Halk Bankası Kadirli Şube Müdürlüğü'nün ve Vakıfbank Kadirli Şubesi tarafından mahkemeye verilen yazı cevaplarında, belediye başkanlığının  şube  nezdinde  bulunan hesap numaraları ve  bakiye miktarları belirtildiği ancak hesapların ayrıntılı dökümleri gönderilmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda mahkemece yapılması gereken, haciz konulması istenen hesapların ayrıntılı dökümleri getirtilmeli, hesapların niteliği ayrı ayrı değerlendirilerek  gerektiğinde bilirkişiden rapor da alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)

1390

Yanıtlar: 0
Gösterim: 5514