İşe geç gelen memurdan, 1 ay sonra savunma alınamaz

Başlatan Özgür KOCA, 25 Haziran 2020, 19:15:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
Danıştay 12. Dairesi, işe geç geldiği tespit edilen bir memur için, tam 6 ay sonra olur alınarak, konunun başka bir soruşturmaya dahil edilmesinin, 657'ye aykırı olduğuna karar verdi.

Sağlık Bakanlığında yaşanan bir olayda, idare 24.6.2010 tarihinde işe geç gelen bir memur için 9.3.2011 tarihinde Olur alarak, konunun başka bir soruşturma kapsamında ele alınmasına karar vermiş ve memura disiplin cezası vermiştir. Oysaki 657'nin 125. maddesine göre, bu fiile karşılık gelen Uyarma cezası için, olayın öğrenildiği tarihten itibaren 1 ay içinde disiplin soruşturmasına başlanılması gerekmektedir. Açılan davada, zamanaşımına bakılmadan disiplin cezası verildiği için cezanın iptaline karar verilmiştir.

İŞTE MAHKEME KARARI

Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2012/8803 E. , 2015/6562 K.

disiplin, zamanaşımı

"İçtihat Metni"

İstemin Özeti : İstanbul 4. İdare Mahkemesince verilen 27/02/2012 tarihli ve E:2011/1246, K:2012/329 sayılı kararının dilekçede yazılı gerekçelerle incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Dava, anestezi teknisyeni olarak görev yapan davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/A-(b,e,h) maddeleri uyarınca uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 11.05.2011 tarihli ve 147236 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, soruşturma kapsamında davacı ve şikayetçi dışında ayrıca tanık ifadelerine başvurulmadığı, eksik incelemeye dayalı olarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "zamanaşımı" başlıklı 127. maddesinde,
"Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;
a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına,
...
Başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar."
hükmüne yer verilmiştir.

Disiplin cezaları kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.

Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatta belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.

Bakılan olayda, davacının üç ayrı fiili nedeniyle üç ayrı madde kapsamında tek ceza verilerek uygulama yapıldığı, davacının 657 sayılı Kanunun 125/A-(b) maddesi kapsamına giren 24.06.2010 tarihinde görevine geç kaldığı iddiasına ilişkin olarak Başhekimlik tarafından daha önce aynı tarihli yazıyla savunmasının istenildiği ve 28.06.2010 tarihli yazıyla da ikaz edildiği, disiplin amiri tarafından 24.06.2010 tarihi itibarıyla öğrenilen bu hususa ilişkin olarak verilen 09.03.2011 tarihli olurun yukarıda belirtilen zamanaşımına ilişkin açık düzenlemeye aykırı olduğu görülmektedir.

Yukarıda metnine yer verilen düzenlemede öngörülen süreler geçtikten sonra, diğer bir ifadeyle disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğramış bir fiile ilişkin olarak, disiplin işlemine esas inceleme/soruşturma yapılması ya da zamanaşımına uğramamış başkaca fiillere ilişkin olarak yürütülen bir inceleme/soruşturma kapsamına dahil edilmesi hukuken mümkün olmadığından, dava konusu işlemin 24.06.2010 tarihli isnada ilişkin kısmında bu nedenle hukuka uyarlık görülmemiştir.


İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçe eklenmek suretiyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 07/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (4)