Her takibin açıldığı tarih itibariyle değerlendirilmesi gerektiği

Başlatan Özgür KOCA, 30 Nisan 2021, 15:44:25

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
Her takibin açıldığı tarih itibariyle değerlendirilmesi gerektiği, HMK'nın 141.maddesi gereğince alacaklının takip talebiyle bağlı olduğu, bu sebeple alacaklının takip talebinde dayanmış olduğu belgelere ek olarak yeni bir belge düzenleyerek aynı takip dosyasında bu belgeye dayanarak yeni bir icra emri göndermesinin mümkün olmadığı (İstanbul BAM 23.HD'nin T:05/02/2019, E:2018/1834, K:2019/194, ONAMA Yargıtay 12. HD'nin T:08/07/2020, E:2019/6499, K:2020/6656)




T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ


DOSYA NO   : 2018/1834
KARAR NO   : 2019/194



..........

Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi taraflarca talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacı/şikayetçi vekili  asıl dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine daha önce başlatılan takipte mahkemece icra emrinin iptaline karar verildiğini, buna rağmen davalının takipten sonra gönderdiği hesap kat ihtarına dayanarak aynı icra dosyasından müvekkiline yeni bir icra emri gönderilmesini sağladığını, müvekkiline gönderilen son icra emrinin de hukuka aykırı olduğunu beyan ederek takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, davacı/şikayetçi vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan takipte müvekkiline gönderilen birinci icra emrinin mahkemece iptaline karar verildiğini, daha sonra aynı icra dosyasından davalı tarafından hukuka aykırı olarak müvekkiline ikinci icra emri gönderildiğini, bu icra emrinden sonra üçüncü kez icra emri gönderildiğini, üçüncü icra emrinin mükerrer olduğunu, icra emri ile asıl alacak miktarı ve takip dosyası dayanaklarının değiştirildiğini, kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesinin yasaya uygun olmadığı belirterek takibin ve icra emrinin iptalini talep etmiştir.

Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilk icra emrinin iptali üzerine yeni bir  icra emri gönderildiğini, farklı belgeler ve asıl alacağın söz konusu olmadığını, icra emrinin iptali üzerine borçluya yeni hesap kat ihtarnamesi gönderdiklerini ve bu şekilde usuli eksikliğin giderildiğini, davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek şikayetlerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme; bilirkişi raporu alınmak suretiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar vermiştir.

Davacı/şikayetçi vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçelerindeki beyanlarını tekrar ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verildiği halde müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu beyan ederek kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme sonucunda; davalının istinaf isteminin hüküm tarihindeki AAÜT'ne göre mahkemece takdir edilebilecek olan 660-TL  maktu vekalet ücretine yönelik olduğu, 6763 sayılı Yasa'nın 3.maddesi ile değişik İİK'nın 363/1. maddesindeki parasal kesinlik sınırının, aynı Kanunun Ek 1/1. maddesi uyarınca yeniden değerleme oranına göre artırılan miktar dikkate alındığında, hüküm tarihinde istinafa konu edilen vekalet ücretinin 7.260-TL'yi geçmediği anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacının istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme sonucunda; asıl  dosya yönünden takipteki icra emrinin İstanbul 19. İcra Mahkemesinin 2015/*** 2016/***  esas ve karar sayılı ilamışla iptal edildiği, icra emrinin iptalinden sonra alacaklıya yeni bir hesap kat ihtarı gönderdiği ve takipten sonra gönderilen hesap kat ihtarına dayanırakak aynı takip dosyasından borçluya yeni bir icra emri gönderildiği, her takibin açıldığı tarih itibariyle değerlendirilmesi gerektiği, HMK'nın 141.maddesi gereğince alacaklının takip talebiyle bağlı olduğu, bu sebeple alacaklının takip talebinde dayanmış olduğu belgelere ek olarak yeni bir belge düzenleyerek aynı takip dosyasında bu belgeye dayanarak yeni bir icra emri göndermesinin mümkün olmadığı, birleşen dosya yönünden  ise; alacaklı vekilinin talebi üzerine ikinci icra emri düzelendikten sonra, 23.08.2017 tarihinde borçlu şirkete gönderilen icra emrinin dosyaya bila tebliğ iade dönmesi nedeniyle alacaklı vekilinin icra emrinin dosyada vekaleti bulunan borçlu vekiline tebliğe çıkartılmasını talep ettiği, ancak icra müdürlüğünce bu talep yanlış değerlendirilerek borçlu aleyhine 3.kez  icra emri düzenlendiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi kararının tüm bu sebeplerle asıl ve birleşen şikayetin kabulüne karar vermesi gerekirken reddine karar vermesi isabetsiz olduğundan, davacı/şikayetçinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derecemahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen şikayetlerin kabulü ile 24.08.2016 tarihli ve 17.06.2016 tarihli icra emirlerinin iptaline karar vermek gerek gerekmiştir.

H Ü K Ü M  : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl ve birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 12.12.2017 tarihli ve 2016/*** Esas - 2017/*** Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

Asıl ve birleşen dosyaya konu şikayetlerin KABULÜNE, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2014/*** esas sayılı dosyasından davacı/şikayetçi borçluya gönderilen 17.06.2016 tarihli ve 24.08.2016 tarihli icra emirlerinin İPTALİNE,
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)