YURT DIŞINDA İCRA DAİRESİ İŞLEYİŞİ ÜZERİNE BİR YAZI

Başlatan By-leyl-i Lal, 01 Ocak 2015, 15:40:45

« önceki - sonraki »
avatar_By-leyl-i Lal
İCRA DAİRESİ İÇİNDEKİ ALANLAR:

İLAMSIZ İCRA TAHSİLATBİLGİ İŞLEM SİSTEMLERİ

KRONOFOGDEN (İcra Dairesi) Bölümleri:
Önleyici iletişim,
İlamsız İcra,
Kişiler için konkordato,
İflas,
Müşteri hizmetleri.

Asıl görev icra olduğu için yaklaşık 400 personel burada çalışıyor.
İcra biriminin  ana görevini ödenmemiş borçların tahsili oluşturuyor. Yanı sıra tahliye de bu birimi görevi. Bunun dışında bir de emniyet tedbiri görevleri var. Ödemenin garanti altına alınması, malların yediemin olarak bırakılması ve teminat... El atmanın önlenmesi konusundaki mahkeme kararlarının tatbiki de birimin görevi sayılıyor.
El koyma suretiyle alınan mallar kurum içinde saklanıyor ama mal çoksa özel kurumlara yediemin olarak bırakılabiliyor.
Bir de geriye alma görevleri var. Taksitle mal alınmış ve sözleşmede taksit ödenmemesi durumunda malın geri alınması şartı konulmuşsa, talep halinde  malın borçludan alınması bu görev kapsamında yer alıyor.
Mahkemeden icrası gereken bir karar çıkmışsa bu kararın yerine getirilmesi konusunda Kronofogden tek yetkili/monopol.

Alacakları devralan faktöring şirketleri de devraldıkları alacakları icra kurumu (kronofogden) aracılığı ile talep ve tahsil edebiliyorlar.

İLAMSIZ İCRA

İcraya gitmeden önce elinizde icraya gidebileceğinize dair bir karar olması gerekiyor. Bunun en kolay yolu; İlamsız icra yoludur. Son yıllarda bu yolla takibe konulan dosya sayısı 1.200.000.
Gelen başvuruların tamamı çekişmesiz borçlar, yani borçlunun itiraz etmediği borçlar.
Eğer borçlu bu borcu kabul etmiyorsa bu yola başvurulamıyor, doğrudan mahkemeye başvurmak gerekiyor. İlamsız icra usulünü kullanabilmek için, borç konusunun tarafların üzerinde tasarruf edebileceği bir konu olması gerekiyor. Bu yol ucuz, hızlı, basit ve daha adil bir yol olarak tanımlanıyor.
Başvuru harcından başka bir masrafı yok. Başvuru harcı 300 Kron yaklaşık 80 TL...
Ödenilen harç borçludan talep ediliyor.
Avukatlık ücreti ise maksimum 1014 Kron. Bu ücret karşı taraf vekalet ücreti. Borç miktarı ne  olursa olsun bu miktarı geçmiyor.(Nispi Değil)

Satılan maldan elde edilen paradan bu masraflar öncelikle tahsil ediliyor.
Kıymetli evrak için de aynı yöntem kullanılıyor. Bu durumda senedin icra kurumuna sunulması şart...

Önce icra başvurusu yapılıyor.
Gelen başvuruların %90'ına ödeme emri çıkartılıyor.
Kalan %10 luk kısım "eksik başvurular "dan oluşuyor. Alacaklıya eksiklikleri gidermek için süre veriliyor.
Bulunması gereken bilgiler :
Borçlunun ismi,
Para alacağı ise miktarı,
Borcun ne zaman ödenmesi gerektiği,
Talep edilen faiz var mı ve buna ilişkin bir sözleşme yapılmış mı,
Gecikme faizi yasal orandan fazla ise bunun sebebi,
İpotek varsa buna dair belgeler.

Bu belgelerde eksiklik varsa alacaklıya süre veriliyor. Eksiklik tamamlandıktan sonra ödeme emri çıkartılıyor.

Talepten sonra tebligat aşamasına geçilmesi genelde 5 gün alıyor ve ödeme emri borçluya tebliğ ediliyor.

Ödeme emri gönderilen borçluların %93 ü itiraz etmiyor.
Tebligat yapıldıktan sonra itiraz yoksa bu konuda bir karar veriliyor.
Bu karar ile borç kesinleşmiş oluyor. Bu karar "İcra Edilebilirlik"  kararıdır.

Ödeme emirlerinin %7 sine itiraz ediliyor. Bunun üzerine icra kurumunun karar verme durumu ortadan kalkıyor. Alacaklı bu durumda ancak mahkemeye gidebiliyor. Alacaklıların en fazla %1,5'i mahkemeye gidiyor.

Gelen ödeme emrine borçlu "reddediyorum" şeklinde basitçe itiraz etmesi halinde takip duruyor. Borçlu değilim, itiraz ediyorum gibi basitçe yazılı beyanda bulunulması yeterli...Bu itiraz ödeme emri üzerine yazılarak geri gönderiliyor.

İpotek sadece gayrimenkul, gemi ve uçak üzerinde kurulabiliyor.Taşınmaz olarak tarla,arsa ve müstakil evler anlaşılıyor.

Ödeme emri gönderildikten sonra borcunu ödemesi veya itiraz etmesi için verilen süre 10 gün. Süre geçtikten sonra cevap verilmezse icra dairesi icra edilebilirlik kararı veriyor. Ortalama 1 ay içinde icra edilebilirlik kararı çıkıyor.
Bu karardan sonra 30 gün içinde "geriye kazanma" başvurusu yapılabiliyor.
Bu adeta borçlu için ikinci bir şans, 30 günlük süre içinde borçlu itiraz ederse dosya doğrudan mahkemeye gönderiliyor.
Mahkemede haksız çıkan borçlu sadece mahkeme masraflarını ödüyor. İnkar tazminatı kurumu yok.

En yaygın kullanılan tebligat yolu; Bir zarf gönderiliyor ve imzalaması isteniliyor. Bu mümkün olmazsa kurumun tebligatçıları var.
Bu tebligatçılar bizzat giderek tebliğ ediyorlar.
Borçlunun adresi resmi olarak biliniyorsa, bir kaç kez tebligat gönderildikten sonra borçlunun kapısına "çivileniyor" . Bu yönteme "çivileme" deniyor!

Borçlu itiraz ederse, durum alacaklıya bildiriliyor. Tebligat yapılmıyor sadece posta yolu ile bildiriliyor.

Alacaklı bu durumda ya hiç bir talepte bulunmuyor ve dosya işlemden kaldırılıyor. Ya da alacaklı dosyanın mahkemeye gönderilmesini isteyebiliyor.
Mahkeme alacağın tahsiline karar verirse bu kez ilamlı icra için yeni bir dosya açılmak zorunda.

Ödeme emirlerinde ilan yolu ile tebligat kullanılamıyor.
Eğer bir ipotek varsa, itiraz edilmeksizin icra edilebilirlik kararı ile taşınmaz aynı anda ve kendiliğinden haczedilmiş sayılıyor.

İCRA (İLAMSIZ DIŞINDAKİLER) ENFORCEMENT
İCRA EDİLEBİLİR ALACAKLAR:
*Kamu alacakları,
Vergi, KDV veya sosyal güvenlik primleri,
Kamu hukukundan doğan tüm alacaklar bu kapsamdadır. Trafik cezaları da buna dahil...
Kamu alacakları konusunda borcun olduğuna devlet karar verdiği için icra kurumunun icra edilebilirlik kararı vermesi gerekmiyor.
Kamusal alacaklar bir mahkeme kararı olarak da karşımıza gelebilir. Vatandaş kamu borcuna itiraz eder, idari yargı borçlu olduğuna karar verirse bu da aynı şekilde kamu alacağı olarak icra kurumuna gelir.
Vergi borçları da bu şekilde icra kurumuna geliyor. Burada itiraz yok, itirazın takibi durdurması söz konusu değil. Vergi borçlarına karşı ancak vergi dairesine veya mahkemeye itiraz edilebiliyor.

*Özel alacaklar
Mahkeme kararları,
İcra Kurumunun ilamsız icra yöntemindeki icra edilebilirlik kararları.
İstisnai olarak, apartman veya site aidatları İsveç'te dernekler aracılığı toplanıyor. Aidat ödenmemişse, dernek icra edilebilirlik kararını kendisi vererek icra kurumuna başvurabiliyor.

UYGULAMAYA GEÇİŞ
*İcrayı başlatmak için öncelikle talep gerekiyor. Talep yazılı olabileceği gibi sözlü de olabilir. Bu durumda memur sözlü başvuruyu almak durumunda. Genel olarak talepler yazılı oluyor. Hazır matbu formlar var ve internetten de indirilebiliyor. Bu nedenle yazılı başvuru zaten basit ve kolay...

*Banka veya büyük şirketler çok sayıda dosya verdikleri için elektronik ortamda talep açabiliyorlar. Yani bir anlamda tanınan ve bilinen firmalardan gelen imzasız belgeler talep olarak kabul ediliyor.

*Ülke genelindeki 39 icra şubesinin yetki alanı, borçlunun ikametine göre belirleniyor. Ancak talebi 39 icra dairesinden 5 tanesi talep kabul ediyor!. Borçlunun adresi bu 5 icra şubesinden hangisine yakınsa talep oraya yapılıyor. Talebi kabul eden şube, dosyayı 39 icra şubesinden yetkili olana gönderiyor. İlgili icra şubesi elektronik ortamda kendisine gelen dosyayı hemen görebiliyor. Alacaklı yetkisiz icra şubesine talep açmışsa, re'sen yetkili icra şubesine gönderiliyor. İlamlı ve ilamsız icra takiplerinde yetki kuralları aynı...
Kamu alacakları için talep her zaman elektronik ortamda yapılmakta.
Takiplerde vekil ile temsil zorunlu değil.
Kişinin avukatı varsa veya vekili, tüm iletişim bu vekil aracılığı ile yapılıyor.
Avukat veya vekilsiz takip edilen dosya sayısı çoğunlukta.
(İsveç'te dava ve icra takibinde vekil olmak için hukuk fakültesi mezunu avukat olmak gerekmiyor. Ancak vekillik işlerinin %90dan fazlası avukatlara gidiyor. TŞ)
Adli yardım var ama yok denecek kadar az uygulanıyor. 30 yılda bir kez karşılaşılmış...
İcrayı durdurabilmek, sadece  mahkeme veya icra kurumu kararından sonra yeni bir durum ortaya çıkmışsa mümkün... Bu durumda icra dairesi bir inceleme yapıyor, ödeme, anlaşma gibi iddiaları inceleyip bir karar veriyor. Bu karara karşı ilgili taraf mahkemeye gidebiliyor. Ancak mahkemeye gitmek bu kararın uygulamasını kendiliğinden durdurmuyor.
Vekilin işi bilmediği veya anlamadığı saptanırsa icra kurumu kendiliğinden vekili reddedebiliyor.(vekilin avukat olmak zorunda bulunmadığını hatırlayalım. TŞ)
Takip talebi için 300 kron alınıyordu.
Kamu alacakları için bir sefere mahsus 600 kron alınıyor.
Özel alacaklar için her sene 600 kron harç alınıyor. O senenin harcı yatırılmamışsa müzekkere ile talep ediliyor.
İlamsız icra için başvuruldu. 300 kron ödendi, borçluya tebligat yapıldı itiraz edilmedi ve icra edilebilirlik kararı çıktı. Bunun icrası için yeniden başvuru zorunluluğu var ve yukarıda belirtilen 600 kron bu başvuru için yapılıyor.
Marka hakkına tecavüze ilişkin bir başvuru varsa 5000 kron alınıyor.

İCRA AŞAMASI:
İcra Dairesinin görevi haczedilebilir malları araştırmak ve bulmak.
3.kişilerde borçlunun malları varsa, borçlunun malı ve parası konusunda bilgi vermek zorundalar. Bankaların sır saklama yükümlülüğü icra kurumunun talebi ile ortadan kalkıyor.
Şahıslar bu konuda bilgi vermezlerse, örneğin borçluların  mal beyanında bulunmaları için bir form veriliyor. Bu belgeyi dolduran borçlu bilginin doğruluğu konusunda şeref ve namusu üzerine yemin ediyor. Bu bilginin yanlış olduğu ortaya çıkarsa borçlu hakkında  ceza davası açılıyor.
İcra Kurumu Devlet kurumlarındaki kayıtları, tapu, trafik vergi gibi doğrudan görebiliyor ancak banka kayıtlarını doğrudan göremiyor ve bunun için bankaya yazı yazmaları gerekiyor. Doğrudan görebildikleri bilgiler üzerine tesbit edilen mal üzerine elektronik ortamda haciz koyabiliyorlar.

Finlandiya ve İspanyada icra daireleri banka kayıtlarını da görebiliyorlar.

*Mal Beyanı
Borçlu mal beyanında bulunmazsa, "sorguya" çağrılıyor.
Borçlu yine de mal beyanında bulunmazsa mahkemeden tutuklanması talep ediliyor ve 3 aya kadar tutuklama verilebiliyor. 2 haftada bir tutukluluk kararı gözden geçiriliyor. 3 ay içinde de mal beyanında bulunmazsa salıveriliyor.

*Mal tahkikatı yaparken, çilingir vasıtası ile veya kırmak suretiyle kapı açılabilir. Ama burası bir evse, kişinin mal sakladığına dair açık bilgi ve emare gerekiyor. İş yerine girmek içinse bu özel şartlar gerekmiyor.


Mal tahkikatı sırasında mal bulunmuşsa ve borçluya aitse mal haczedilebiliyor. Bunun belirlenmesi her zaman kolay olmayabiliyor. Burada bir takım karineler var. Eğer mal borçlunun zilyetliği altında ise üçüncü kişi aksini ispat edene kadar mal borçlunun sayılır. Eşler için, ev içinde bulunan eşya borçluya ait sayılıyor. Malın kendisine ait olduğunu iddia eden eş de aksini ispat etmek zorunda. Malın ortak olduğu iddia ediliyorsa, ispat şartları daha hafifletiliyor ve ikna edici bir açıklama yeterli oluyor. İcra dairesinin bu konuda verdiği karara karşı itiraz mümkün.
Aynı evde bir başka odada (örneğin kiracı olarak) yaşayan kişinin malları konusunda, ispat külfeti icra kurumuna ait.
Taşınmaz mallar konusunda tapudaki mülk sahibi görülen şahıs dikkate alınıyor.
(burada noterlik var ama işlevi son derece sınırlı, genelde yabancılar belge tasdik ettiriyor)

HACZEDİLEBİLİR MALLAR

Her şey haczedilebiliyor hatta emekli maaşları bile...
Bazı malların haczi mümkün değil.
*Elbise, ayakkabı,
*Kişinin işyerindeki işini yaparken kullandığı aletler, ancak normal şartlarda gerekenlerden daha değerli ise borçluya ortalama aracı alacak kadar para verilerek bu aracın haczi mümkün.
*Hatıra gibi manevi değeri olan eşyalar (maddi değeri çok yüksek değilse), +kirada oturuyorsa kira hakkı , (apartmanda mal sahibi olunamıyor ama güçlendirilmiş bir kullanım hakkı mevcut, bu daireler bir derneğe ait. Bu derneğe üye olarak bedel ödüyor ve hak sahibi oluyorsunuz. Hak sahibi olduktan sonra da aidat adı altında ödeme yapmaya devam ediliyor... 250 bin kron üzerindeki evlerin kullanım hakları  haczedilebilir, altındakiler haczedilemez.)
*Paralar haczedilebilir ama kişi ve ailesinin yaşayabileceği kadar gerekli olan miktar haczedilemiyor. Banka hesapları haczedilirken de yaşam için gerekli miktar bırakılıyor.
*Taşınmaz mal bağış yolu ile borçluya verilmiş ve bağış yapılırken bağış yapanın onayı olmaksızın devredilemez şerhi konulmuşsa haczedilemiyor.
*Burslar da haczedilemiyor.
*Borçlu haczedilemez malların haczine muvafakat ederse haciz yapılabilir. Ama borçlunun ailesi varsa, muvafakat olsa bile ortak kullanılan eşyaların haczi mümkün değil.

HACZEDİLEN MALLARIN GÜVENCE ALTINA ALINMASI
Haczedilen mal doğrudan kaldırılıyor. Haczedilip de haciz mahallinde bırakılmıyor.
Banka hesaplarında ise bankaya bir "yasak bildiriminde" bulunuluyor. Bu durumda banka parayı kimseye ödemiyor.
İstisnai olarak mal haciz mahallinde bırakılmışsa mal belirgin biçimde etiketleniyor ve borçluya haciz kararı, malın elden çıkarılmaması için tebliğ ediliyor.
Henüz imal edilmemiş mallar haczedilemiyor.
Muhafazası zor mallar veya değeri hemen düşecek veya muhafazası pahalı olan (örneğin at) mallar hemen satılıyor.
Malın değerinin tam belli olmadığı durumlarda veya borçlu icra konusunda henüz bilgilendirmemişse geçici haciz konulabiliyor. Bu istisnai bir durumdur. İcra Kurumu bu durumda iki hafta içinde karar vermek zorunda. Tahkikat sonunda malın ya kesin olarak haczine ya da iadesine karar veriliyor. Bu iki hafta içinde gerekli tahkikat yapılamamışsa (değer tesbit edilememiş veya kime ait olduğu saptanamamışsa vb) bu karar düşüyor ve mal iade ediliyor.


ÖĞLEDEN SONRAKİ İKİNCİ OTURUM:
KORONOFOGDEN BİNASI

MAAŞ HACZİ
                          Yalnız yaşayanlar.          Çiftler.      Çocuklu  7 yaştan küçük       7yaş+üzeri 
Aylık                              4665                      7708.               2478.                                   2849
İki haftalık                     2177.                     3597.               1155.                                   1330.
Haftalık                          1089                      1798.               578.                                     665
Gündelik                         156.                      257.                  83.                                      95

*Yukarıdaki rakamların ilk sütunu haczi kabil olmayan maaş miktarını gösteriyor.
*Kişi evli ise ikinci sütundaki rakam dikkate alınıyor.(Eş çalışmıyorsa)
*7 yaşından küçük çocuğu varsa üçüncü sütundaki,
*7 yaşından büyük çocuğu varsa 4 sütundaki rakam ilave ediliyor.
Bu rakamlar belirlenirken yiyecek, giyecek, elektrik, sigorta gibi zaruri harcamalar dikkate alınıyor. Kirada oturuluyorsa, kira bedeli de bu rakamlara ayrıca ekleniyor. Yine hastane masrafı çıkmışsa bu da haczedilemeyecek rakama ilave ediliyor.
Kişinin mal varlığı ne olursa olsun bu rakamlar dikkate alınıyor.

HACİZ SIRASI
Önce para, sonra banka hesapları; sonra maaş, sonra kıymetli evrak ve taşınır eşya, sonra ev, sonra gemi ve son olarak uçak sırasına riayet edilerek haciz yapılıyor.
Prensip olarak en az zarar verecek biçimde haciz uygulanabiliyor.
Elektrik gibi abonelik borçları diğer alacaklar gibidirler.
Örneğin birisinin aylık geliri 20.000 kron
Vergi,    6000 kron
Kalan,  14.000kron
Tek kişi için 4665
Kira 4000 kron
Kalan 5335 kron haczedilebiliyor.

İTİRAZ
İcra dairesinin verdiği tüm kararlara karşı mahkemeye itiraz edilebiliyor. Bunun tek istisnası "hazırlık kararları".
Örneğin borçlunun evine gidip görüşme kararı alındı buna itiraz edilemiyor.
Borçlu itiraz etmişse ve verilen karar hacze ilişkinse bu itiraz icrayı durdurmuyor. Fakat mahkeme yürütmeyi durdurabilir. İtiraz süresi genel olarak 3 haftadır. Süre bir kısım kararlarda verildikten sonra, bir kısım kararlarda ise tebligatın yapılmasından itibaren başlar.

SATIŞ
İsveç'te 39 icra dairesinden 5 tanesi satışa yetkili. Stockholm de buna dahil.
Yaklaşık tüm İsveç'te satışta görev alan personel 50 kişiden ibaret.
Genelde taşınmaz satışları yapılıyor.(toprak, bina vs)
Arsa birisine ait, üzerindeki ev başkasına aitse bu durumda bu ev taşınmaz sayılmıyor.
Apartman daireleri mülkiyet hakkı içermiyor kullanım hakkı veriyor. Bu kullanım hakkına sahip olmak için tüm binanın sahibi olan derneğe üye olmak ön şarttır. Bu apartman daireleri taşınır mal olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle taşınmazı satarken uygulanan kurallarla apartman dairesi satarken kullanılan kurallar farklı.
Taşınmaz malların en yaygın satış şekli açık artırma.
Bazı durumlarda bir emlakçıyı görevlendirerek satış yapılıyor.
Taşınmaz bedelleri eksperler aracılığı ile saptanıyor.
Değerlendirme kararına karşı itiraz mümkün değil.
Satış yapıldıktan sonra satışa itiraz edilebiliyor.
İnternet aracılığı ile açık artırma mümkün değil.
Açık artırma yapan firmalar var ve daha çok taşınırlar özelde arabalar için bu firmalardan yararlanılıyor.
Tüm İsveç'te taşınmaz satış başvurusu 4000 civarında.
Satışı gerçekleşenler ise yılda 600 civarı...
Başvuruyu yapan genellikle bankalar...
Bankalar satış başvurusu yaptıktan sonra, borçlu bankaya gidip taşınmazı kendisi satmak üzere süre isteyebiliyor.
Bunun dışında en çok kamu ve iflas masası da satış istiyor.
Taşınmazlar açısından hacizden itibaren 4 ay içinde satış günü verme zorunluluğu bulunuyor.
Taşınır mallar ve apartman daireleri içinse bu süre 2 ay.
Açık artırma günü tesbit edildikten sonra alacaklı, hak sahibi ve mal sahibine bilgi veriliyor.
Taşınmazda bir kiracı varsa satıştan sonra da oturmaya devam ediyor.
Açık artırma konusunda hiç kimsenin öncelik hakkı yok.
Hisseli taşınmazlarda hisse satılıyor ancak bunun satışı daha zor. Burada tüm taşınmaz satılıyor. Elde edilen paranın hisse miktarı,  borçlu olmayan hisse sahibine veriliyor.
Tahmini bedelin altında da satış mümkün ama İcra Kurumu bu satışı onaylamayabilir.
Taşınmazların satışının yer aldığı bir internet sitesi var.
İlgililere satıştan önce ev gezdirilebiliyor. Böylece satılan malın ayıplı olduğu iddia edilemiyor. Gizli ayıp varsa bile itiraz edilemiyor.
Taşınmazlarda açık artırma limiti yok. Piyasa fiyatını göz önüne alarak tesbit edilen rakamın altında satış yapılabiliyor. Bunu icra dairesi takdir ederek satışı onaylıyor veya onaylamıyor.
Açık artırmada satış yapılır yapılmaz taşınmazların değerinin %10 u, apartman dairelerin değerinin %25 i, taşınır malların değerinin ise tamamı derhal ödenmek zorunda...

Borçlu binadan çıkmazsa ve alıcı da binaya girmek isterse, alıcı borçlunun tahliyesini talep ediyor. Bu durumda icra memuru gider, borçluyu ve eşyalarını çıkartır. Bunun için masraf istenmiyor.

Borçlu evi terk ederek evin demirbaşlarını götürmüşse icra dairesi bunu da geri alarak alıcıya veriyor.
Bir örnekte, borçlu evini terk ederken yüzme havuzunu götürmüş :)

Satıştan önce teminat istenmiyor.
Satıştan sonra peşin ödenen bedelin kalanı ödenmezse peşinatın tamamı veya bir kısmına el konulabiliyor.

Bu sırada Kronofogden internet sitesinden satış ilanları gösteriliyor.
1999 model Ford Focus 6000 kron,
Siteden İsveç'in bölgelerine göre seçim yapılabiliyor,
Bir ev ilanı var. Müstakil, adeta saray gibi. 7.500.000 kron...

APARTMAN DAİRESİ SATIŞ AÇIK ARTIRMASI
Öğleden sonraki programımızın son bölümünde bir taşınmaz satışını izlemek üzere müzayede salonuna giriyoruz.
Salonda alıcılar yerlerini almış ve satış saatini bekliyorlar.
Boş olan ön sıralara yerleşiyoruz.
Satışı yapılacak taşınmaz 1951 yapımı eski bir binada yer alan apartman dairesi.1+1 58 m2 ve tercih edilmeyen ücra bir semtte yer alıyor. Muhammen bedel olarak 650. Bin Kron tesbit edilmiş.
Türkiye'deki alışkanlıkla taşınmaz diyoruz ama yukarıda da izah ettiğimiz gibi İsveç'te apartman daireleri taşınmaz sayılmıyor.
Artırmaya başlanıyor.
Orta sıralarda oturan ve tiplerinden yabancı oldukları anlaşılan iki genç 100 bin kron vererek artırmayı başlatıyorlar.
Görüldüğü  üzere artırmaya başlamak üzere belirli bir limitten başlamak zorunluluğu yok. İhalenin geçerli sayılması için de artırmanın belirli bir limite ulaşması şartı yok. Örneğin; burada başka artıran olmasa da ihale, muhammen bedelin çok altında bir bedelle 100 bin krona gerçekleşmiş olacak ve kendiliğinden geçersiz olmayacaktı. Ancak İcra Kurumu Kronofogden bu satışı onaylamazsa ihale düşmüş olacak aksi takdirde satış gerçekleşmiş olacaktı.
Tabi, artırma 100 bin kronda kalmadı ve azar azar artırılarak 670 bin Krona kadar çıktı. Yani muhammen bedelin biraz üzerinde satıldı.
Merakımızı yenemeyerek sorduk. Evin hemen hemen değerinde satıldığını öğrendik. Ancak buradaki kat mülkiyeti (kullanımı demek daha doğru) rejimi gereği alıcı öncelikle dairenin maliki olan derneğe üye olacak ve ayda 2800 kron aidat ödeyecekmiş. Evi kiraya verirse, 2800 kron aidatı da içinde olmak üzere 5000 kron civarında kiracı bulabilirmiş.

Yine bu arada İcra Kurumunda çalışan memurların maaşlarının eşit olmadığını ve her birinin bizzat pazarlık ederek maaşını belirlediklerini hayretle öğreniyoruz. Her biri memur şahsi özellikleri ve kabiliyetine göre kurum amiri ile görüşüp maaşını belirliyor.
Burada kurumlar özerk ve devlet bu kurumlara belirli bir bütçe gönderiyor. Kurum amiri bu bütçeyi istediği gibi kullanıyor ama hesabını da veriyor. Eğer devleti ikna edemezse bir sonraki yıl bu bütçe düşürülebiliyor.
Bir savcının da maaşı konusunda Başsavcı ile görüştüğünü, bildiği yabancı diller, kaç diploma sahibi olduğu gibi hususları kullanarak maaşının eşdeğerlerine göre daha fazla olmasını talep edebildiğini ve benzerlerinden 3-4 Bin Kron kadar çok maaş almanın normal olduğunu öğreniyoruz. Burada Başsavcının emrine de bir miktar bütçe veriliyor ve bunun nasıl kullanılacağını kendisi belirliyor. Tabi belirlerken sene sonunda bu parayı yerinde harcadığını ve verimli kullandığını izah etmek zorunda olduğundan verimli olacak personele çok, diğerlerine az vererek bir anlamda rekabeti ve verimliliği teşvik ediyor.
İlginç bir sistem...
Bu nedenle memurlar arasında maaş konusu tam bir tabu.
Kimse mesai arkadaşının maaşını bilmiyor ve soramıyor.
Bu günkü programımız da sona eriyor.
Gülüşlerim yüregimin sessiz cıglıklarının imzasıdır..Elinde ne varsa hayata dair,ötesi hiçbir şey ya da vesair...Hani demiş ya şair: Mutluluğu sende bulan senindir; ötesi misafir...
BY-KA-DE-ME

Benzer Konular (10)

848

Yanıtlar: 0
Gösterim: 3918

2577

Yanıtlar: 0
Gösterim: 3553

3664

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4428