İstihkak İşlemleriyle İlgili Yargıtay İlamları

Başlatan Özgür KOCA, 14 Aralık 2020, 08:57:31

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
İstihkak davasının amacı, hacizli eşya ya da hak üzerinde cebri icranın devam edip etmeyeceğini belirlemektir. İstihkak davasının görülebilmesi için geçerli ve süresinde yapılmış bir istihkak iddiasının bulunması gerekir. BORÇLUNUN ÜÇÜNCÜ KİŞİ LEHİNE, ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN KENDİ LEHİNE, BORÇLU İLE BİRLİKTE MALI ELİNDE BULUNDURAN ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN DİĞER BİR ÜÇÜNCÜ KİŞİ LEHİNE İSTİHKAK İDDİASINDA BULUNMASI MÜMKÜNDÜR. (İİK'NUN 96/1, 85/2) Somut olayda; haciz sırasında hazır bulunan ve İŞYERİ ÇALIŞANI olduğunu söyleyen Barış Y...'nın üçüncü kişi adına İSTİHKAK İDDİASINDA BULUNMASI GEÇERLİ DEĞİLDİR. Hacizde hazır bulunmayan üçüncü kişi, daha sonraki süreçte de süresi içerisinde bir istihkak iddiasında bulunmamıştır. Ortada geçerli bir istihkak iddiası olmadığından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. YARGITAY 8. Hukuk Dairesi ESAS NO:2014/9748 KARAR NO:2015/23168



Hacizden doğan istihkak davalarını düzenleyen İİK'nin 96, 97 ve 99 maddeleriyle haczi düzenleyen İİK'nin 85/2.maddesinde istihkak davasını, haczedilen şey üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hak iddia eden kişilerin açabileceği belirtilmiştir. Buradaki mülkiyet ve rehin hakkı ifadesinin sınırlandırıcı olmadığı, diğer sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilerek güçlendirilmiş kişisel haklara mülkiyeti muhafaza kaydı sözleşmesi ve finansal kiralama sözleşmesinden doğan haklara, teferruata, hapis hakkı gibi haklara dayanılarak da istihkak davası açılabileceği Yargıtay uygulamasında ve öğretide kabul edilmektedir. Somut olayda ise DAVACI 3.KİŞİ, ANILAN HAKLARA DEĞİL, KİRACILIK SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN KİŞİSEL BİR HAKKA (KİRACILIK HAKKINA) DAYANARAK İSTİHKAK İDDİASINDA BULUNMUŞTUR. KURAL OLARAK KİŞİSEL HAKLAR İSTİHKAK DAVASINA KONU OLAMAZLAR. YARGITAY 8. Hukuk Dairesi ESAS NO:2018/13237 KARAR NO:2018/19252



İİK'nun 8. maddesi uyarınca hilafı sabit oluncaya kadar muteber kabul edilen haciz tutanağı uyarınca, üçüncü kişi ya da onun adına temsilcisi, vekili vb. yetkili bir kişinin istihkak iddiasında bulunmadığı, İCRA MÜDÜRÜNÜN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE İSTİHKAK İDDİASINDA BULUNMA OLANAĞINI TANIMADAN DOĞRUDAN, İİK'NUN 99. MADDESINI UYGULAYARAK ALACAKLI TARAFA DAVA AÇMASI İÇİN 7 GÜN SÜRE VERDİĞİ, alacaklı tarafın da dava konusu hacizden 6 gün sonra eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Buna göre, temyize konu davada, GEÇERLİ BİR İSTİHKAK İDDİASININ VARLIĞINDAN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR. YARGITAY 8. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2014/9502 KARAR NO:2015/22818



Dava konusu haciz borçlu şirket tarafından düzenlenen borç kaynağı bonoda yazılı bulunan adreste gerçekleşmiştir. Aynı zamanda haciz adresi borçlu şirketin eski şube adresi olup Ticaret Sicil bilgilerine göre 08.03.2012 tarihinde kapatılmış, hemen akabinde 3.kişi şirket 09.03.2012 tarihinde haciz adresinde kurulmuştur. Bu durumda İİK'nun 97/a maddesi 1.fıkrası 2.cümlesi gereğince mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davacı alacaklı yararınadır. İcra Müdürünün hatalı işlemi sonucu alacaklının dava açmak zorunda bırakılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekir..Davalı 3. kişi tarafında kabulünde olduğu üzere bu şirketten işyerinin tüm teçhizatı ile devir alındığı, yine daha önce borçlu şirkette sigortalı olarak çalışan bir kısım işçilerin de davacı 3. kişi yanında çalışmaya başladıkları SGK kayıtlarından anlaşılmaktadır. Tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde, haciz adresinin önceden borçlu şirkete ait iken borcun doğumundan sonra kısa aralıklarla önce dava dışı Çukurova N.... Şirketinin adreste faaliyette bulunması sonra bu şirket tarafından işyerinin davalı 3. kişi şirkete devredilmesi alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik örtülü ve danışıklı işyeri devri niteliğinde olup muvazaaya dayalı işyeri devrinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır. Bir an için işyeri devrinin danışıklı olmadığı düşünülse bile İİK.NUN 44. MADDESİ KOŞULLARINA UYGUN İŞYERİ DEVRİ YAPILMADIĞINDAN BK.NUN 179.MADDESİ GEREĞİNCE DEVİR ALAN 3.KİŞİNİN DEVREDEN BORÇLUNUN BORÇLARINDAN DA SORUMLU OLDUĞU DÜŞÜNÜLMELİDİR. Mahkeme kabulü gibi muvazaalı işyeri devri olmadığı düşünülse dahi borçlu lehine olan mülkiyet karinesinin aksi davalı 3.kişi tarafından ispatlanmamıştır. YARGITAY 8. Hukuk Dairesi ESAS NO:2014/12873 KARAR NO: 2014/21167



İİK'nun 97/a maddesi uyarınca, bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. BORÇLU İLE ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARIN TAŞINIR MALI BİRLİKTE ELLERİNDE BULUNDURMALARI HALİNDE DAHİ MAL BORÇLU ELİNDE ADDOLUNUR. Dava konusu haciz, aynı zamanda borçlu şirket ortaklarından olan Ali G....'in huzurunda yapılmış olup, uyuşmazlık konusu malları borçlu şirket ile davacının birlikte elinde bulundurduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. BU KARİNENIN AKSİ DAVACI 3. KİŞİ TARAFINDAN İSPAT EDİLMELİDİR. YARGITAY 8. Hukuk Dairesi ESAS NO:2014/21107 KARAR NO:2014/21975
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)

918

Yanıtlar: 2
Gösterim: 4501

161

Yanıtlar: 0
Gösterim: 6386