BORÇLUNUN TAKİBE İTİRAZI IHTIYATI HAVSIN HÜKÜMSÜZ KALMA SARTLARI

Başlatan Deniz034, 20 Ağustos 2020, 21:48:27

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
Hukuk Genel Kurulu         2013/1614 E.  ,  2015/1126 K.
İCRA MEMURU İŞLEMİNİN ŞİKAYET KANUN YOLUYLA İPTALİ İSTEMİ
BORÇLUNUN TAKİBE İTİRAZI
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
İHTİYATİ HACİZ İSTEMİ
İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 264
İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 16
İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 67
İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 68
HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 150

"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki şikayet kanun yoluna başvurudan dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesince istemin reddine dair verilen 16.02.2012 gün ve E:2012/137, K:2012/100 sayılı kararın incelenmesi davacı-alacaklı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15.11.2012 gün ve E:2012/15328, K:2012/33329 sayılı ilamı ile;
(...İİK.nun 264.maddesi ihtiyati haczi tamamlayan merasimin koşullarını ve ihtiyatı haczin düşmemesi için gerekli işlemlerin nelerden ibaret olduğunu düzenlemektedir. Borçlular hakkında genel haciz yolu ile başlatılan icra takibine itiraz edilmesi halinde, İİK.nun 264/2.maddesi gereğince bu itiraz alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. Alacaklının bu müddetleri geçirmesi veya davasından veya talebinden vazgeçmesi veya takip talebinin yasal sürenin geçmesi nedeniyle düşmesi veya HMK.nun 150.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması ya da davada haksız çıkması hallerinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır(İİK.nun 264/4). Bu konudaki şikayet, İİK.nun 16/2.maddesi uyarınca bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup süreye de tabi değildir.
Somut olayda, alacaklı ... Bankası tarafından İstanbul 49.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/01/2012 tarih ve 2012/16 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden İstanbul 31. İcra Müdürlüğü'nün 2012/475 E.sayılı dosyası ile 16/01/2012 tarihinde borçlular aleyhine genel haciz yoluyla takibe başlandığı, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine yasal sürede 25/01/2012 tarihinde icra dairesine itirazda bulunduğu, alacaklı vekilinin ise kendisine henüz itiraz dilekçesi tebliğ edilmeden önce 02/02/2012 tarihinde İstanbul 26. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2012/29 E. ile itirazın iptali davası açtığı görülmektedir.
Yukarıda belirtilen hükümler uyarınca borçlunun takibe itirazının, alacaklı vekiline tebliğ edildiği tarihinden itibaren itirazın iptali davasını açmak için gereken yedi günlük hak düşürücü süre işlemeye başlayacaktır. Alacaklı vekili söz konusu yasal süre içinde asliye hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açmış olduğundan ihtiyati haciz işlemi geçerliliğini sürdürmektedir.
O halde, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine isabetsizdir...)
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN:Davacı-alacaklı banka vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek; icra memuru işleminin şikayet kanun yolu ile iptali istemine ilişkindir.
Alacaklı .. Bankası A.Ş. tarafından, borçlular M... Tekstil Ltd.Şti, V.. C.., A.. C.. aleyhine toplam 1.029.903,76 TL alacağın tahsili için İstanbul 49. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.01.2012 tarih ve 2012/16-13 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararına da dayalı olarak 16.01.2012 tarihinde genel haciz yolu ile takibe girişildiği, borçluların süresinde tüm borca ve fer'ilerine itiraz ettikleri, alacaklı banka tarafından 02.02.2012 tarihinde İstanbul 26.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/29 E. sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığı, bu arada alacaklı vekilinin borçlu Ayten yönünden ihtiyati haciz kararına dayalı olarak Tekirdağ'da bulunan taşınmazının üzerine ihtiyati haciz konulması hususundaki 26.01.2012 tarihli taleplerinin 06.02.2012 tarihli memur kararı ile takibin itiraz sebebiyle durmuş olması gerekçesine dayalı olarak reddedilmesi üzerine, alacaklı bankanın anılan istemin reddine dair memurluk kararının iptali için şikayet kanun yoluna başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece; "...Takibe ihtiyati haciz kararı ile başlanılmış ise de, borçlulara ödeme emri gönderilip süresinde itiraz etmeleri üzerine artık İİK.66. madde uyarınca takibin durduğu, somut olayda borçluların itirazları borcun bir kısmına değil tamamına ilişkin olup, alacaklı yanca İİK.67-68 maddeleri uyarınca itirazın iptali yada kaldırılması sağlanmadan takibe devam edilmesinin olanaklı olmadığı, alacaklı vekilinin ihtiyati haciz kararının hükmünü sürdürdüğü, ihtiyati haczin hükümsüzlüğüne ilişkin İİK. 264. maddede şartların bulunmadığı hususundaki itirazlarının somut olaya uygun olmadığı, somut olayda tarafların ödeme emri tebliğinden sonra borca tümden itirazları sözkonusu olup artık takibin durduğu, o halde, icra memuru tarafından verilen kararın yasal ve yerinde olduğu..." gerekçesiyle icra memuru işlemine ilişkin şikayetin reddine dair verilen karar davacı-alacaklı banka vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiş; kararı davacı-alacaklı banka vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ilamsız icra takibinde itiraz üzerine takibin durdurulmasına rağmen ihtiyati haciz işleminin geçerliliğinden bahisle yeni haciz yapılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı-alacaklı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 01.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)

3329

Yanıtlar: 0
Gösterim: 9802