Muvazaalı Sıra Cetveli Kararı

Başlatan Özgür KOCA, 09 Mayıs 2015, 18:34:14

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO              : 2013/23-1208
KARAR NO            : 2015/9             

Y A R G I T A Y   İ L A M I


Taraflar arasındaki "sıra cetveline itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 21.12.2010 gün ve 2009/486 E- 2010/492 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 18.10.2011 gün ve 2011/382 E-2011/1160 K. sayılı ilamı ile;

(...Davacı vekili,  dava dışı borçlu A.O.'a ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde davalıya 1. sırada davalının alacağının, diğer alacaklılardan mal kaçırma maksadıyla ve muvazaa ile oluşturulduğunu ileri sürerek, buna ayrılan sıranın iptali ile müvekkiline ait alacağın bu sıraya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, ispat yükü üzerinde olan davalının takip konusu çeklerden dolayı alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır.

Somut olayda, davalı yanın takibine dayanak olan çeklerin ibraz tarihi (13.07.2007), davacının takip dayanağı kıldığı çekin ibrazından (16.07.2007) önce olduğu dosya kapsamı ile belirlenmiştir. Bu durumda davalı alacağının, davacı alacağından daha önce doğduğu ve sonraki alacak bakımından muvazaa yaratılamayacağı düşünülmeden,  hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir...)

gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

               HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:   

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 14.01.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)