Vasiyet olunan taşınmaza haciz - vasiyetname ile vasiyet olunan malın mülkiyetinin geçmesi için tenf

Başlatan Deniz034, 10 Şubat 2017, 19:49:33

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034
Vasiyet olunan taşınmaza haciz - vasiyetname ile vasiyet olunan malın mülkiyetinin geçmesi için tenfiz ve tescili şartı

Özet:
lehine mal vasiyet edilen, mirasbırakanın ölümü ile ayni bir hak kazanmış olmaz, şahsi hak kazanır. Vasiyet edilen mal, lehine mal vasiyet edilene doğrudan intikal etmeyeceğinden, anılan kişi tarafından vasiyet edilen malın adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davası açılması gerekir. Bu nedenle, öncelikle şikayetçinin açtığı vasiyetnamenin tenfizi davasında dava konusu taşınmazların şikayetçi adına tesciline karar verilmelidir.Haciz tarihinde taşınmaz borçlu adına kayıtlı olduğundan taşınmaz üzerine haciz konulmasında bir usulsüzlük yoktur.

T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/8170
Karar No:2014/11355
K. Tarihi:17.04.2014



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 05.12.2013 tarih, 31528/38738 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibinde, takipte taraf olmayan 3. kişi S.. H..'in icra mahkemesine başvurusu, haciz tarihinde borçlu adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın ve aracın mülkiyetinin haciz tarihinden önce Manavgat 6. Noterliği'nce düzenlenen 23.07.2010 tarihli vasiyetname ile kendisine bırakılmış olması nedeni ile haczin kaldırılması talebine ilişkin olup, mahkemece, istemin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
1-Manavgat S.... K. .... ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden;
Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi, icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK'nun 24.09.1997 tarih 1997/15-461 E. 1997/729 K.; HGK'nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 E. 2001/516 K.; HGK'nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-198 E. 2004/183 K.sayılı kararları).
Manavgat 6. Noterliği' nce düzenlenen 23.07.2010 tarihli vasiyetname ile Manavgat S.. K. ---- ada 1 parsel sayılı taşınmazın şikayetçiye vasiyet edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda vasiyetname ile mirasçı nasp edilmemiş olup, muayyen mal vasiyeti yapılmıştır.
TMK'nun 600.md'sine göre, vasiyetnamenin tenfizi davasında; mirasbırakan, ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmuş ise, vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olup, vasiyetnamenin tenfizi davası açmak zorundadır.
Başka bir deyişle; lehine mal vasiyet edilen, mirasbırakanın ölümü ile ayni bir hak kazanmış olmaz, şahsi hak kazanır. Vasiyet edilen mal, lehine mal vasiyet edilene doğrudan intikal etmeyeceğinden, anılan kişi tarafından vasiyet edilen malın adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davası açılması gerekir. Bu nedenle, öncelikle şikayetçinin açtığı vasiyetnamenin tenfizi davasında dava konusu taşınmazların şikayetçi adına tesciline karar verilmelidir.
Somut olayda; Manavgat Sarılar Köyü 242 ada 1 parsel sayılı taşınmazın borçlu E.. A.'a intikal edecek hissesine (tapu kaydına) 05.11.2010 tarihinde haciz konulduğu, anılan taşınmazın "M...D...adına olan tapu kaydının iptali ile iş bu taşınmazın S.. H.. adına tapuya kayıt ve tesciline" hükmünü içeren Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/563 E., 2011/335 K. sayılı kararının 26.12.2011 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Haciz tarihinde taşınmaz borçlu adına kayıtlı olduğundan taşınmaz üzerine haciz konulmasında bir usulsüzlük yoktur.
O halde mahkemece taşınmaz yönünden istemin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
2-07 JR 679 plakalı araç yönünden ise;
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu haczedilen menkulün kendisine ait olması nedeniyle haczin kaldırılmasına yöneliktir. Şikayetçinin takip dosyasında borçlu sıfatının bulunmadığı, üçüncü kişi durumunda olduğu ve mahcuzlar hakkında istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile şikayetçinin başvurusu istihkak davası niteliğindedir. HMK.nun 33.maddesi gereğince hukuki tavsif hakime ait olup, mahkemece istihkak kapsamında yargılama yapılması gerekir.
O halde mahkemece üçüncü kişi şikayetçinin istemi istihkak davası kapsamında değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken istemin şikayet olarak nitelendirilip yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken; maddi hataya dayalı olarak Dairemizce onandığı anlaşıldığından, karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 05.12.2013 tarih ve 2013/31528 E.-38738 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, Antalya 3.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 27.08.2013 tarih ve 2012/858 E.-2013/768 K. sayılı mahkeme kararının yukarıda (1) ve (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)