İCRA HARÇLARI

Başlatan Deniz034, 22 Mart 2017, 18:19:24

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034

İcra harçları
Maktu Harçlar Hakkında Açıklamalar

Tüm maktu harçlar Peşin Alınır.
aa.   Başvurma Harcı
Takip talebinin icra dairesine verilmesiyle birlikte tahsil edilir. Bu harcın miktarı her yıl yeniden belirlenir, mükellefi borçludur. Ancak, müracaat sırasında alacaklıdan peşin olarak tahsil edilir. Bilahare yapılan masraflara dâhil edilir.

bb. Suret Harcı
Yasal dayanağı: 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifenin B/I-1 maddesidir. İcra veya satış dosyasından istenilen her belge için ödenmesi gereken harçtır. Mükellefi sureti alan veya sunandır. Bu harç takip masraflarına dâhil edilmez.Yasal dayanağı: 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifenin D/1-a maddesidir.
cc. Vekâletname Suret Harcı
Mükellefi vekâletnameyi sunandır. Masrafa dâhil edilmez. Yasal dayanağı: 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı tarifenin D/1-c maddesidir.

dd. Yerine Getirme Harcı
Değeri belli olmayan ilamlara ilişkin icra takiplerinde ilam gereğinin yerine getirilmesi halinde alınır. Örneğin çocuk teslimi, men'i müdahale davalarının sonucunda gayrimenkulün teslimi gibi hallerde alınır. Mükellefi borçludur. Müracaat sırasında alacaklıdan peşin olarak tahsil edilir. Bilahare yapılan masraflara dâhil edilir. (1 nolu tarifenin B/I-2. maddesi)


ee. İdare Harcı

Haczedilen gayrimenkullerin idaresi, kira mukaveleleri düzenlenmesi ve hesap tutulması gibi işlemler için alınan harçtır. Mükellefi borçludur, masrafa dâhil edilir.



ff. İflas Masasına Başvurma Harcı
Alacaklının alacağını iflas masasına kaydettirmek için yapmış olduğu müracaat esnasında alınır.

Nispi Harçlar Hakkında Açıklamalar

aa.   Peşin Harç ve İstisnaları

İlama dayanmayan takip taleplerinde talep olunan toplam alacak miktarının binde beşi oranında alacaklıdan peşin olarak alınır.
Harçlar Yasası'nın 29/2 maddesine göre, peşin alınan harcın takip sonunda re'sen asıl harçtan mahsubu gerekir. İİK 59/2 maddesi uyarınca ise alacaklının talebi halinde ancak masrafların tahsili zımnında peşin harcın ilk tahsil edilen alacaktan mahsup edilmesi gerekir.
Bu harcın mükellefi borçludur. Matrahı takip talebindeki miktardır. (492 . 29. m)
İlama dayanmayan takiplerde alacaklı, itiraz vs sebeple mahkemeye müracaata mecbur kalırsa peşin alınan harç kendisine iade edilir veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir (Birden fazla borçlu bulunması ve bir borçlunun yapmış olduğu itirazın hükümden düşürülmesinde harç mahsup edilmemesi gerekir).

İstisnalar/muafiyetler ise aşağıdaki gibidir:

İlamlı takiplerde,
1581 sayılı Tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin ortakları aleyhine yaptıkları takiplerde,
İcra ve İflâs Kanununun 38 inci maddesinde sayılan ilâm niteliğindeki belgelerle ilgili takiplerde (İİK md 38: Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir).
İhtiyati hacizlerde, peşin harç alınmaz.(İhtiyati hacizlerde esas takibe geçme beyanı üzerine alınması gereken tüm harçlar alınır.)


bb. Tahsil Harcı
İcra takiplerinde tahsil harcı tahsil edilen paranın alacaklıya ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde ise harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesi ya da tahsili gerekir. İlgilisi tarafından bu süre içerisinde ödenmemesi halinde ise maliyeye harç tahsil müzekkeresi yazılmakla yetinilir. Harç alacağı icranın yerine getirilmesiyle doğar. (492 sayılı H.K. md. 28. ) Matrahı ise takip talebindeki miktarı aşmamak şartıyla tahsil edilen miktar üzerinden hesap edilir. Kısmi veya periyodik tahsilâtlarda yine tahsil edilen miktarlar üzerinden peyderpey alınır.
İcra takibi sırasında yapılan yargılama giderleri ve vekâlet ücretleri ile takipten sonra işleyen faizler matraha dâhil edilmez.
Tahsil harcı ödeme emrinin tebliğinden itibaren tahakkuk eder. Eğer ödeme emrinin tebliğinden önce borçlu veya 3.kişi tarafından borç ödenirse tahsil harcı alınmaz. İcra memuru bu ödemeyi kabule mecburdur. İhtiyati haciz kesinleştikten sonra yapılan ödemelerden tahsil harcı alınır. Yani ihtiyati haciz kesinleşmeden yapılan ödemelerden harç alınmaz.
Tahsil harcının mükellefi borçludur. Ancak uygulamada bu harç tahsil edilen paradan peşin olarak kesilir. Hesap tablosuna eklenerek borçludan tahsili yoluna gidilir.
Borcun haricen ödenmesi (bu hususun zapta geçilmiş olması) halinde cezaevi yapı harcı alınmaz.
Satıştan sonraki tahsil harcı alınırken bakılır, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifenin B.I/3-c bendi uyarınca şayet tahsil edilen para satıştan elde edilmiş bir para ise yüzde 9,9 oranında harç alınmalıdır. Eğer satıştan sonra ancak satıştan elde edilmeyen bir para dosyaya girmişse yani diyelim ki borçlu gelip satış parasının karşılamadığı kalan borcunu dosyaya yatırmış ise bu durumda satıştan elde edilmiş bir para söz konusu olmadığından hacizden sonra tahsilât sayılarak yüzde 7,92 feragat söz konusu ise bu halde de 3,96 oranında harç alınmalıdır.
Şayet taraflardan biri veya her ikisi de harçtan muaf olmamakla birlikte işlemin kendisi harçtan istisna ise, ya da her iki taraf da harçtan muaf ise bu durumda hiçbir şekilde harç alınmaz.
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 9.6.2004 tarih ve 2004/12-336 E. 2004/338 K.)
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, bu bentte belirtilen tahsil harçları dörtte biri oranında uygulanır denilmektedir.
NOT: Harç konusunda bir muafiyet söz konusu ise öncelikle üzerinde durulması gerekenin bu muafiyetin işlem veya kurum muafiyeti olup olmadığı hususudur. Şayet işlem istisnası var ise mükellef kim olursa olsun hiçbir şekilde harç alınmaması, kurum/taraf muafiyeti var ise bu durumda sadece mükellefi kurum/taraf olan hallerde ilgili kurumdan/ taraftan harç alınmayacaktır.

aaa. Feragat Halinde Alınacak Tahsil Harcı
Feragat, alacağın haricen tahsil edildiği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla feragat harcı tahsil harcının bir türevi olup, ayrı bir niteliği yoktur. Yukarıda açıklandığı üzere aşamalarına göre tahakkuk edecek tahsil harcının yarısı oranında uygulanır. İcra müdürü feragat beyanını zapta yazabilmesi için öncelikle harcı tahsil etmesi gerekir. Bu harcı alacaklının veya borçlunun ödemesi önemli değildir. Ancak kim tarafından ödendiğinin tahsilat makbuzunda veya zabıtta belli olması ileride ispat bakımından gerekir. (Bkz. Harçlar Kanunun 32 ve 127. mad. ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/06/2004 tarih ve 2004/12-336
2004/338 K. sayılı ilamı).

bbb. Haczin Fekki Halinde Tahsil Harcı
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 16.05.2007 tarih ve 2007/7454 esas, 2007/10088 karar sayılı ilamında, alacaklı icra dairesine başvurarak icra takibi nedeniyle borçlu adına taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğine göre, bu istem alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden hacizlerin kaldırılması için yasa hükmüne uygun tahsil harcının ödenmesinin zorunlu olduğu belirtilmiş olup, İİK 23. maddesi gereğince her ne sebeple olursa olsun icra takibinden vazgeçilmesi hâlinde vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısının alınması gerekmektedir.
Ancak daha sonra Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2008/2400 - 2008/5449 E-K sayılı bir ilamında, alacaklının, takip dosyasında bulunan tüm hacizlerin fekkini talebi ve/veya tüm hacizlerin kaldırılmasına muvafakat edilmesi takipten feragat anlamına geleceğinden bu halde feragat harcının alınması gerekir, anlamında başka bir karar daha vermiş, bu kararından tüm hacizlerin kaldırılması talebi halinde karinenin oluşacağı anlamı çıkmaktadır. Bu durumda haczin fekki talebinin varlığı halinde dosya münderecatına göre başka bazı hacizlerin devamının istenildiği veya başkaca haciz bulunmasına rağmen onların kaldırılmasının istenilmediğinin anlaşılması halinde artık karine oluşmadığı için tahsil harcı alınmamalıdır.
Harçlar Kanunun 32.maddesi; yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını öngörmüş, ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçların diğer tarafın ödemesi halinde işleme devam olunacağı hükmünü getirmiştir. İcra harçları da yargı harçları içerisinde kabul edildiğine göre anılan şekilde işlem yapmaktan başka yol yoktur. Harçlar Kanununun ödeme ile ilgili genel hükümlerini düzenleyen 127.maddesi; bu kanunda aksine hüküm bulunmadıkça harçların tamamı peşin olarak ödenmeden harca mevzu olan işlemin yapılmayacağını öngörmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/06/2004 tarih ve 2004/12-336 E. 2004/338 K. sayılı ilamı)
ccc. Tahsil Harcından Muaf Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (1) sayılı ve aşağıda cetvelde yazılı, Genel Bütçe Kapsamındaki Devlet tüzel kişiliğine dahil olan kamu idareleri, 5018 sayılı Kanunu'nun m. 12 ve 492 sayılı Kanunu'nun 13/j bendi gereğince tahsil harcından muaftır.

cc. Tahliye ve Teslim Harcı
aaa. Taşınmaz Malların ve Gemilerin Tahliye ve Teslimi Harcı
492 sayılı Harçlar Kanununun 18 maddesi uyarınca bir gayrimenkulün veya bir geminin tahliye ve teslimine dair olan icra takiplerinde tahsil harcı, bir yıllık kira bedeli, yoksa bu süreye göre takdir edilecek bir bedel üzerinden hesaplanır ve Harçlar Kanununun 24. maddesine göre gayrimenkul veya gemilerin tahliye veya teslimine dair icralarda Tahsil Harcı (1) sayılı tarifede yazılı miktarların yarısı nispetinde alınır. Mükellefi borçludur.
bbb.Taşınır Malların Teslimi Harcı
Bir menkulün teslimine dair olan icra takiplerinde tahsil harcı; menkulün ilamda veya takip talebinde gösterilen değeri, bu yoksa takdir edilecek değer üzerinden hesaplanır.
İlamda belirtilen menkulün muhatabına tesliminin yapılması için alınır. Kural olarak takibin kesinleşmesini müteakip alacaklının teslim talebinde bulunması halinde peşin olarak alınır. Ancak mükellefi borçlusu olduğundan alacaklıdan peşin olarak alınan bu harç borçludan alınarak alacaklıya verilmesi gerekir.

dd. Yenileme Harcı
Yenileme harcı başvurma ve peşin harcın yeniden alınması demektir. Şöyle ki;
Alacaklı, ödeme emrine herhangi bir itiraz vaki olmamışsa, ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibarın azami 1 yıl içinde haciz isteyebilir. Bu bir yıl içerisinde, haciz talebinde bulunmazsa veya talebi geri aldıktan sonra bu bir yıllık süre içerisinde yenilemezse haciz isteme hakkı düşer ve dosya muameleden kaldırılır. Alacaklının bir daha haciz isteyebilmesi için yenileme talebinde bulunup bunu borçluya tebliğ ettirmesi gerekir. (İİK m.78)
Yenileme masraf ve harçları borçluya tahmil edilemez. Yani mükellefi alacaklıdır.

Şartları:

Ödeme emri borçluya tebliğ edilecek.

Ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde haciz talebinde bulunulmayacak.
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık süre geçecek.
Takip ilamsız olacak.
ee. Cezaevi Yapı Harcı
Dayanağı 2548 sayılı kanunun 1.maddesidir. İcra dairelerince miktar ve kıymeti muayyen olan ilamlı ve ilamsız alacaklardan tahsil olunan paranın %2'si ve kıymeti muayyen olmayan ilamların icrasından tahsil harcının yarısı nispetinde alınır. Mükellefi borçlu değil alacaklıdır. Yasalarda harç ve vergiden muaf olduğu yazılan kurumlar bu harçtan muaf değildirler. Açıkça bu harçtan muaf olunduğu yasada yer almalıdır. Örneğin Bankalar kanununda fon kapsamına alınan bankaların ve yeniden yapılandırma sürecinde olan bankaların bu harçtan muaf olduğu belirtilmiştir.
İcra müdürlüğü tarafından tahsili yapılmayan harici ödemelerde bu harç alınmaz. Sadece icra müdürlüğünce tahsil olunan paralardan bu harç alınır.
Matrah alacağın tümü ödenmişse takip talebindeki alacaktır. Kısmi ödemelerde takip talebindeki miktar aşılmadan tahsil edilen para üzerine düşen oranda bu harç reddiyatla birlikte alınır.

Harcın yükümlüsü alacaklıdır. Borçluya yükletilemez.
Değeri belli olmayan takiplerde (çocuk teslimi, ilam ile verilen gayrimenkul teslimleri) tahsil (başvuru) harcının yarısı oranında maktu cezaevi yapı harcı alınır.
Uygulamada zaman zaman takip yapmayan birinci derece ipotek alacaklısına yapılan ödemelerde cezaevi yapı harcının alınmasının unutulduğu durumlarla karşılaşılmaktadır. Takip talebinde bulunmayan alacaklılara yapılacak ödemelerde cezaevi yapı harcı alınması gerekir.

ff. Tellallık Harcı
Bu harç 2464 sayılı Belediye Gelirleri Yasasının 69.m. göre alınır, matrahı tüm ihale bedelidir, yani alıcı hissedar olsa dahi tüm ihale bedeli üzerinden tahsili iktiza eder. Harcın mükellefi (2464 Sayılı Belediye Gelirleri Yasasının 68. maddesi, Mahallî İdareler Genel Müdürlüğünün 17.12.1981 gün ve 1081-3 sayılı yazıları ve Maliye Bakanlığının Gel. 263000-5-17969 numaralı mütalâası uyarınca malı satılan kişidir.) Oranı; ilk 100.TL.lik dilim için yüzde 2, bundan sonraki kısım için yüzde 1' dir.
Eğer satış yapılmamış ise bu harç söz konusu değildir. Şayet satış Belediye sınırları veya mücavir alanları dışında yapılmışsa, örneğin köylerde bu harç yine alınmaz. Şayet belediye köye tellal göndermişse bu harç alınır.
Tellaliye harcının alınıp belediye ye verilebilmesi için belediyenin tellal görevlendirilmesi, satışın tellalın katılımıyla yapılması ve ihalenin kesinleşmesi gerekmektedir.
Belediye veya mücavir alanlarında yapılan satış için belediyeye tellal gönderilmesi için duyuru yapılması yani müzekkere yazılması zorunludur. Ancak belediyenin tellal görevlendirme mecburiyeti bulunmamaktadır. Şayet belediye haberdar edilmesine karşın tellal görevlendirmemiş ise belediye için tellaliye harcı tahakkuk ettirilmez. Bu durumda yani satış saati geldiği halde tellal gelmemiş ise keyfiyet tutanağa yazılır, memurlukça adliye müstahdem veya mübaşirlerinden biri münadi olarak tensip kılınır, tutanağa derc edilir, satış onun marifetiyle yapılır. Bu halde normal yolluk (Keşifler için cari olan) üzerinden ücret tahakkuk ettirilerek görevlendirilen kişiye ödenir. Bu da satış masrafı olarak tevzii tablosunda hissedarlara yansıtılır.
gg. İzale-i Şüyu Satışlarında Alınacak İlave Harçlar aaa. İlâm Harcı
Gayrimenkul satılmış ise değeri üzerinden nispi, menkul satılmış ise maktu alınır. Tevzi tablosunda gösterilen bu harç memurlukça Maliye'ye yatırılır. Harçlar yasasına bağlı 1 sayılı tarife 3/1-B 'e ve 3/2'e göre belirtilen oranlar ve rakamlar üzerinden tahsil olunur.

bbb. Onama Harcı

İzale-i Şüyu satış kararı hissedarlardan bir veya bir kaçı tarafından temyiz edilip Yargıtay'ca onanırsa 01.01.2010 tarihine kadar binde 9, bu tarihten sonra binde 9,9 oranındaki bu harç, hissedarlardan temyize başvuranların hisselerinin değerine göre hesap edilip alınır. Muhatabı temyize başvuran hissedarlardır. Tevzii tablosunda gösterilir. Memurlukça maliyeye yatırılır.

ccc. Tapu Satım Harcı
Harçlar Kanunu'nun (4) sayılı Tarifesinin (l/ 20-a) pozisyonuna göre, satıcının ödeyeceği verginin tahsil mükellefi durumunda olan satış memurunun, alıcının tescil için başvuracağı günü beklemesine gerek olmadan, tahakkuk ettirilen tapu satım harcını merciine intikal ettirmek üzere tahsil eder. Bu oran 2010 yılından itibaren binde 16,5'dir. Alıcı aynı zamanda hissedar ise alıcının hissesi düşülür, satıcının hissesine isabet eden değer üzerinden hesap edilip satıcıdan alınır. 29.03.2009 tarih ve 27184 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25 Mart 2009 tarih ve 2009/14823 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 29.03-30.06.2009 tarihleri arasında binde 15 oranı binde 5 olarak uygulanmıştır.
Tapuda kaydı bulunmayan gayrimenkullerin, zilyetlik devir sözleşmeleri ile devrinde de bu fıkra hükümleri uygulanır. Hesaplanacak harç, zilyetlik devir sözleşmeleri yapılmadan önce, şekli ve muhtevası Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek bir beyanname ile bildirilir ve beyanname verme süresi içinde ödenir. ( HK' nun 4. tarifesinin l/20 md.)

Damga Vergisi
Taraflar arasında yapılan yazılı sözleşmeler kural olarak damga vergisine tabidir.
İcra takibine konulan veya delil olarak dayanılan bir sözleşme söz konusu olduğunda öncelikle icra memuru bu sözleşme üzerinden 01.01.2010 tarihinden önce binde 7,5 bu tarihten sonra binde 8.25 damga vergisi alınıp alınmadığını kontrol edecektir.
Sözleşmede damga vergisine esas teşkil eden matrahı tayin ve tespit etmek önem arz etmektedir. Burada bir misal olarak sadece kira sözleşmesine değinilecektir. Kira sözleşmesindeki matrah kira süresi kadar hesaplanacak kira bedeli toplamıdır. Aylık 1.000 TL üzerinden beş yıllık yapılan bir kira sözleşmesinde damga vergisi matrahımız 5 x 12 x 1.000 = 60.000 TL dir. Ayrıca bu sözleşmede kira artırımına dair bir şart olsaydı, örneğin her yıl yüzde 10 oranında artacaktır şeklinde bir şart içerseydi, matrahın hesabında bu artışları da dikkate alacaktık. Diğer yandan eğer bu sözleşmede adi kefil imzası varsa adi kefalette damga vergisi adi kefil başına 01.01.2010 tarihinden sonra binde 8.25 tir. Yani bir kira sözleşmesinde ayrıca adi kefil imzası da varsa damga vergisi 1,65+8.25 = binde 9,90 dır. Müteselsil kefalet varsa burada bağlantılı işlem söz konusu olduğundan yüksek olan miktar esas alınır. Yani tek bir rakam esas alınır. Örneğin kiradan kaynaklanan 1.65 oranı değil kefaletten kaynaklanan 8.25 oranı esas alınır. Müteselsil kefil sayısı birden fazla olsa da tek bir imza var sayılmaktadır. Adi kefalet ile kira akdi birbirinden bağımsız sözleşmelerdir. Birden fazla adi kefil varsa her biri için ayrı ayrı damga vergisi alınması gerekir.
Nafaka alacaklarından 1.1.2005 tarihinden itibaren aylık 100 TL'den fazla tahsillerde harç alınacaktır. Ancak aylık 100 TL den düşük nafakalar her türlü harç ve damga vergisinden muaftır. (Harçlar Kanunu 13/c maddesi)
Noterden yapılan sözleşmelerde de noter tarafından damga vergisinin tahsil edildiğini kabul ederek yeniden bir araştırmaya girmeye gerek yoktur.

İhale Kararı Damga Vergisi
Bu vergi, taşınır veya taşınmaz mal ihale edilip tutanağı düzenlenip imzalamasını müteakip tahsili icap eden ve halen binde 4,95 oranında alınması gereken bir vergidir. Mükellefi alıcıdır. Bu verginin tahsil edilebilmesi için ihalenin kesinleşmesi gerekir.
Katma Değer Vergisi ve Bazı Kalemlere İlişkin KDV Oranları
Bu verginin matrahı ihale bedelidir. Ancak alıcı aynı zamanda hissedar ise kendi hissesine isabet eden bedel mahsup edilerek kalan miktar üzerinden hesaplama yapılır. Bir dosyada birden ziyade taşınır veya taşınmaz mal satılmış ise, ihale kararı damga vergisi ile KDV nin her bir satış tutanağı için ayrı ayrı nazara alınması lazımdır. Tetkikat kolaylığı için her bir tutanağın makbuzlarının üzerine bağlanması uygundur.
Katma değer vergisinin oranı, yıllara ve mallara göre değişiklik göstermektedir. KDV Kanunu 28. md uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından belli sınırlar içerisinde değiştirilebilmektedir.
Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takibeden ayın yirminci günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler. (3065 sayılı KDV Kanunu 41. md.)
Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ile vergi kesmekle sorumlu tutulanlar, bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergilerini beyanname verecekleri ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ödemeye mecburdurlar. (3065 sayılı KDV Kanunu 46. md.)
İcra - izalei şuyu dairelerince müzayede mahallinde yapılan satışlar nedeniyle hesaplanan katma değer vergisi, ilgili mevzuat uyarınca en geç bedelin tahsil edildiği günü izleyen günün mesai saati bitimine kadar vergi dairesine beyan edip aynı süre içinde ödemeleri gerekmektedir. (91 Seri No'lu KDV Genel Tebliği ile değiştirilen paragraf)
KDV'nin mükellefi ihale alıcısıdır. Miktarı genellikle yüksek olduğundan önemlidir. Satış ilan tutanağında bu hususun mutlaka belirtilmesi gerekmektedir.
Bazı kalemlere ilişkin KDV oranları:
Binek araçlar ve jeepler

% 1

Kamyon, kamyonet vb. binek olmayan araçlar

% 18

Motor gücü 90 kw'ya kadar olan traktörler

% 8

Biçerdöverler

% 8

Motor gücü 90 kw ve üstü traktörler, iş makineleri

% 18

Net alanı 150 m2'ye kadar olan konutlar (4)

% 1

Net alanı 150 m2 üstü konutlar ve diğer taşınmazlar

% 18

Tarım arazileri ve arsalar

%18




Binek vasfı kazanmış yani arkası camlı, koltuklu, emniyet kemeri tertibatı takılmış, sürücü ile yolcuyu ayıran bölmesi bulunmayan doblo, caddy türü araçlarda KDV oranı %1'dir.
Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 2003/1715 tarih ve sayılı bir özelgesinde, 150 m2 nin hesabında net alanların nazara alınacağı yani duvarlar, balkonlar, kömürlük, merdiven boşlukları gibi yerlerin alana dahil edilmeyeceği, satılan bina birkaç katlı ise her katın müstakil kullanım durumu söz konusu ise her kat tek başına değerlendirileceği, dublex veya triplex bina söz konusu ise toplam net alanın nazara alınacağı, bahçenin müştemilat sayılarak ayrıca nazara alınmayacağı ancak bahçenin veya tarlanın büyüklüğü çok ise yani evin müştemilatı sayılamayacak kadar büyükse bu durumda ev için ayrı tarla için ayrı değerlerin esas alınması gerekeceği ifade edilmiştir.
30/01/2002 tarihli ve 4743 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulan varlık yönetim şirketlerinin bankalar, özel finans kurumları ve diğer mali kurumlardan devraldığı alacakların tahsili amacıyla bu alacakların teminatını oluşturan mal ve hakların satışı ile aynı Kanuna göre finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşmaları hükümleri kapsamında yeniden yapılandırılan borçların ödenmemesi nedeniyle bu borçların teminatını oluşturan mal ve hakların satışı KDV'den istisnadır
Bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin alacaklı banka tarafından alacağa mahsuben alınması halinde KDV'den istisnadır, menkuller de istisna söz konusu değildir.
29.03.2009 tarih ve 27184 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25 Mart 2009 tarih ve 2009/14812 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 17.03-15.06.2009 tarihleri arasında 150 metrekare üzeri konut teslimlerinde %8, 30.03-30.06.2009 tarihleri arasında bina ve bağımsız bölüm niteliğindeki işyeri teslimlerinde ise %8 oranında alınması gerekmektedir.
488 sayılı damga vergisi kanununa göre resmi dairelerden tahsil edilip şahıslara ödenen paralardan binde 6,6 oranında damga vergisi alınır.
Bu vergi esasen tahsilat damga vergisi olup, sözleşmelerden alınan damga vergisiyle karıştırılmamalıdır. Dayanağı Damga Vergisi Kanunu'na ekli (1) sayılı Tablonun IV. Makbuzlar ve Diğer Kâğıtlar başlığı altındaki (1-d) bendidir.
Bu bent, "İcra dairelerince resmi daireler namına şahıslara ödenen paralar için düzenlenen makbuzlar (Binde 6,6)" şeklindedir. Yani bu bent uyarınca damga vergisi alınabilmesi için borçlu resmi daire olmalı, bu resmi daire nam ve hesabına ödeme yapılmalı ve de bu ödeme karşılığında bilirkişi, vs. nin makbuz düzenleme zorunluluğu bulunmalıdır.
Devletin borçlu olarak ödediği tüm alacaklarda 01.01.2010 tarihinden önce binde 6, bu tarihten sonra binde 6.6 oranında damga vergisi alınacaktır. Damga vergisinin matrahı alacaklıya net ödenen miktardır.Mükellefi alacaklıdır. Borca ilave edilmez.
Kamulaştırma bedellerinin tahsili için yapılan ilamlı takiplerde alacaklıdan damga vergisi kesilmez. Ancak, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında damga vergisi alınır.
Damga Vergisi Kanunu'na ekli (1) sayılı Tablonun IV. makbuzlar ve diğer Kâğıtlar başlığı altındaki (1-d) bendi ile 29/12/2009 tarih, 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ek 2. maddesi uyarınca, icra dairelerince resmi daireler namına şahıslara ödenen paralar için düzenlenen makbuzlardan binde 6.6 oranında damga vergisi alınması gerekmektedir.
Damga Vergisi Kanunu'nda yazılı resmi daireden maksat, 5018 sayılı Kanunu'nun ekindeki (I, II sayılı cetvellerde yazılı) genel ve özel bütçeli idareler ile özel idareleri, belediyeler ve köylerdir. Bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmeler resmi daire sayılmaz. Örneğin, borçlu belediye başkanlığından tahsil edilen para damga vergisine tabi iken, bu dairelere bağlı ASKİ, EGO gibi iktisadi işletmelerin ödemelerinden damga vergisi kesilmez (Bkz. 488 sayılı K. m. 8).
5018 sayılı Kanunu'nun eki I,M,III ve IV sayılı cetveller haczedilmezlikle ilgili bölümde yazıldığından ayrıca yazılmamıştır....
Emlak Vergisi
Bu vergide yine taşınmaz kaydı belirtilmek suretiyle belediyeden sorulur, alınan cevaba göre tevzi tablosu bilirkişisi hangi hissedara ne kadar isabet ettiğini belirtir, memur bu meblağları belediyeye yatırıp makbuzları dosyaya koyar.
Gelir Vergisi

İcra ve izale-i şuyu işlemleri nedeniyle görevlendirilen bilirkişi, şoför yedd-i emin, çilingir vs. ödenen ücretlerden, belli miktarlarda gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Bilirkişi Ücreti ve Gelir Vergisi Stopajı Gelir Vergisi Kanunu 103 m.sinde belirtilen oranlarda bilirkişilerden gelir vergisi kesilir. Bu oranların listesine bakılmalıdır.Şoförlerden; Vergi mükellefi olanlardan makbuz alınmalı, vergi mükellefi olmayanlardan ise gelir vergisi kesilmelidir. Aynı durum yediemin ve diğer ilgililer için de geçerlidir.
Dönemler halinde yapılan kesinti paraları için beyanname düzenlenerek tahakkuk fişi ile birlikte Maliye'ye yatırılır makbuz ve belge suretleri ilgili kartonda muhafaza edilir.
Bilirkişiler yönünden bir yıl içinde kazandığı tüm kazanç miktarı vergi matrahını oluşturmakta ise de bunu belirleyen sisteme geçilinceye kadar bir adliye bir işveren kabul edilerek adliye içerisindeki icralar, mahkemeler vs muhtelif birimlerden bir yıl içerisinde elde edilen toplam kazanç miktarı üzerinden vergi dilimlerini belirleyip ödenecek gelir vergisini saptamak gerekli ve yeterlidir. Bilirkişiler açısından verdikleri hizmet nedeniyle UYAP'tan otomatik gelir vergisi kesintisinin yapılmadığı durumlarda, özellikle 2011 yılı yaz aylarından önce icra daireleri tarafından yapılan ödemelerde, birden fazla birimin mevcut olması halinde, her birimde ve her yıl itibariyle ne kadar bilirkişi ödemesi yapıldığı saptanıp tüm birimlerde yapılan ödemeler toplanmak suretiyle vergi diliminin belirlenmesi ve hesap edilecek gelir vergisinin tahsili gerekmekte olduğundan, her bir daire açısından ve hangi yılda kaç liralık vergi geliri eksikliğinin bulunduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Diğer yandan ilgilinin ödememesi veya görülen lüzum üzerine vergi dairesi müdürlüğüne yazılacak müzekkerede dairelerin ayrı ayrı düzenlediği ödeme belge tablosu ile bütün dairelerin birleştirilmiş ödeme belge tablolarının eklenerek yazıların bu hali ile gönderilmesinin vergi dairesine ilgilinin yapacağı itirazların önüne geçilmesini sağlayacağı veya bu daire yönünden bilgi eksikliği nedeniyle müzekkerenin iade edilmesini engelleyeceği düşünülmektedir. Ayrıca benzer uygulamanın damga vergisi eksikliklerinde de yapılmasının yararlı olacağı dikkate alınmalıdır

Veraset ve İntikal Vergisi
Bu vergi esas itibariyle mirasen intikal eden taşınır ve taşınmaz mallar için söz konusu olduğundan, terekeye konu bir malın mirasçılar arasında izale-i şüyu yoluyla satılması hali ile borçluya intikal edecek olan tereke payının üzerine konulan haciz nedeniyle yapılan satışlarda yani bu haldeki içra satışlarında ve istisnai bazı diğer hallerde söz konusu olur.
İcra ve izale-i şüyu dosyalarında gayrimenkullerin daha ziyade aynından doğan vergi borcunun olup olmadığının sorulması sırasında, muafiyet sınırı yüksek olduğundan Veraset ve İntikal Vergisi borcunun olup olmadığı hususu genellikle sorulmamaktadır. Dolayısıyla genellikle yüksek meblağlı tereke malı satışlarında bu vergi üzerinde özellikle durulması gerekmektedir. 7338 Sayılı K.nun 17. maddesine göre alınan bu verginin ölenin son ikâmetgahı vergi dairesinden sorulması lazımdır. Bu nedenle özellikle izale-i şüyu dosyalarında, önce satışa konu taşınmazın veya taşınmazların emlak beyan değerlerinin belediyeden getirtilip, vergi dairesi müdürlüğüne yazılacak müzekkerede murisin ölüm tarihi ve hissedarları da belirtilerek bu beyan değerlerinin de eklenip, satışa konu taşınmaza ilişkin veraset intikal vergisinin doğup doğmadığının, doğmuş ise miktarının tespit edilerek bildirilmesi istenip, veraset intikal vergisinin mevcut olduğunun ve miktarının bildirilmesi durumunda ise tevzi tablosunda her bir hissedarın payına düşen vergiyi gösterir düşümü yapıldıktan sonra vergi dairesine yatırılmasının sağlanması, böylece devletin vergi kaybının önüne geçilmesi gerekmektedir.
Ancak Veraset Ve İntikal Vergisinin tayin ve tesbiti bir çok teknik hesabı ve muhasebe bilgisini gerektirdiğinden ve yüksek ve değişken oranlarda istisna ve muafiyetlerinin bulunması nedeniyle bu vergi borcunun bulunup bulunmadığının ve varsa miktarının, bu işle asıl görevli olan vergi dairesinden sorulması suretiyle muamele yapılmasının en uygun yol olacağı unutulmamalıdır.

I. İcra harçları:Madde No:


I. İcra harçları:


1.İcraya başvurma harcı     


31,40
2.Değeri belli olmayan icra takiplerinde, icranın yerine getirilmesi harcı


31,40
3.Değeri belli olan icra takiplerinde tahsil harcı, değer üzerinden:


a)Ödeme veya icra emrinin tebliği üzerine hacizden evvel ödenen paralardan    (Yüzde 4,55)
b)Hacizden sonra ve satıştan önce ödenen paralardan   (Yüzde 9,10)
c)Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan     (Yüzde 11,38)
d)Resmi ve özel müesseseler memur ve hizmetlilerinin maaş, ücret, gündelik ve sair hizmet

gelirlerinin haczi suretiyle tahsil olunan paralardan     

(Yüzde 4,55)
e)Takip talebi bulunmayan alacaklılara İcra ve İflas Kanununun 125 inci maddesinin 3 üncü

fıkrası gereğince ödenen paralardan


(Yüzde 2,27)
f)Gayrimenkullerin ve gemilerin  tahliye ve tesliminde:   
aa)İcra emrinin tebliği üzerine tahliye olunduğu takdirde       (Yüzde 2,27)
bb)Tahliye ve teslim icra marifetiyle olduğu takdirde



(Yüzde 4,55)
g)Menkul tesliminde;   
aa)İcra emrinin tebliği üzerine teslim halinde    (Yüzde 2,27)
bb)İcra marifetiyle teslim halinde


(Yüzde 4,55)
h) (5582 sayılı Kanunun 32 nci maddesi ile eklenen hüküm. Yürürlük:6/3/2007) 2499 sayılı

Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından

kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının

takibinde, bu  bentte belirtilen tahsil harçları dörtte biri oranında uygulanır.



4.İdare harçları:     
(Haczedilen gayrimenkullerin idaresi, kira mukaveleleri düzenlenmesi ve hesap tutulması için)


21,70
II. İflas harçları:Madde No:
III. Haciz, teslim ve satış harcı :Madde No:

III. Haciz, teslim ve satış harcı :(6009 sayılı Kanunun 20 nci maddesiyle eklenen fıkra. Yürürlük:1/8/2010)    73,60
(Yukarıdaki (I) ve (II) numaralı fıkralarda yer alan icra ve iflas işlemlerinin daire dışında memur eliyle yerine getirildiği her bir işlem için)
Öğretide genel olarak Devletin, icra hukukundaki faaliyetine karşılık aldığı paraya icra harcı denmektedir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2004, Sahife:108 vd.).

İcra ve iflas harçları, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun birinci kısmında, yargı harçları bölümünde, 2-37. maddelerde düzenlenmiştir. Harçlar Kanunu'ndaki İcra ve İflas harçlarına girmeden önce İcra ve İflas Kanunu'nun harçlarla ilgili hükümlerine göz atmakta fayda vardır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 15.maddesinin birinci fıkrası; "İcra ve iflas harçlarını kanun tayin eder. Kanunda hilafı yazılı değilse, bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur." hükmünü ihtiva etmekle; harçların mahiyetini, miktarını, ödeme zamanını ve şeklini doğrudan doğruya diğer yasalara ve özellikle Harçlar Kanunu'na bırakmıştır.

Yasa koyucu anılan madde ile icra ve iflas harçlarının çerçevesini tayin etmiş, kanunla alacaklının ödemesi gerekenlerin alacaklıdan, (2548 sayılı Yasada olduğu gibi) diğer harç ve masrafların sonuç olarak borçludan tahsil edilmesi gerektiğini hüküm altına almıştır.

İcra harçları, 492 Sayılı Yasaya bağlı (1) sayılı tarifenin yargı harçları kısmının (B/1) bölümünde düzenlenmiştir.

Buna göre ilgililer; icra takibi sırasında ve takibin niteliğine göre başvurma harcı, peşin harç, icra tahsil harcı ve yerine getirme harcı olmak üzere dört çeşit harç ödemek zorundadırlar.

Burada hemen şu hususu da belirtmek gerekir ki, borçlu takip nedeni ile sadece alacaklıya karşı sorumlu ve borçlu değildir. Alacaklının yanında takip hukuku prosedürünün uygulanması ve dolayısıyla icra takibi nedeniyle Devlete karşı da borçludur. Borçlunun Devlete olan borcu, tabi ki harç borcudur. İcra dairesine yatırılan para nedeniyle borçlu, hem alacaklıya ve hem de Devlete olan borcundan kurtulur. Borcun tamamının icra dairesine yatırılmaması durumunda yatırılan miktar kadar borcundan kurtulmuş olur. Böylece İcra kasasına ödeme yapıldığı anda borç ortadan kalkar.

Borçlar Kanununun 113.maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca takip konusu borcun icra dairesine ödenmesi tarihinden itibaren borçlu, faiz borcundan da kurtulmuş olur. Bundan başka ödeme tarihi, harç alacağının ve oranının yanında harç borcunun doğup doğmadığını da tayin eder. Çünkü alacaklının, borçlunun borcunu ödememesinden dolayı onun hakkında icra takibine girişmesi durumunda borçluya İİK ve Yönetmeliği hükümleri uyarınca ödeme emri çıkardıktan sonra borçlu, henüz ödeme emrini tebellüğ etmeden önce borcunu icra dairesine gelip yatırırsa bu aşamada harç ödeme mükellefiyetinden de kurtulmuş olur.

Alacaklının alacağını mutlaka borçlunun ödemesi gerekmez. Üçüncü şahısların da diledikleri takdirde İcra Dairesine başvurarak borçlunun borcunu ödemek istemeleri mümkündür. İcra Müdürlüğünün ödenmek istenen borcu kabul etme mecburiyeti vardır. Önemli olan, alacaklının bir an önce alacağına kavuşmasıdır. 12.maddenin yasaya konuluş nedenini bu düşünceler teşkil etmektedir.

Harçlar Kanunu'nun 28.maddesi (b) bendinde yer alan ve icra takiplerinde tahsil harcının, alacağın ödenmesi sırasında tahsil edilmesi gerektiği şeklindeki hüküm, yasanın diğer hükümleri gibi kamu düzeni ile ilgilidir. Borçla ilgili olarak icra dairesinin kasasına yatırılan paranın ister borçlunun veya üçüncü şahısların kendi rızaları ile yatırdıkları para olsun, isterse İİK'nun 89.maddesi uyarınca diğer alacaklıların ve üçüncü şahısların elinde haczedilen mallarla ilgili paralar olsun bunların kaynağına bakılmaksızın bu paralardan alacaklıya yapılan ödeme nispetinde -harcın tamamı tahsil edilinceye kadar- harç alınması gerekir. Gerek İcra İflas Yasasında ve gerekse harçlarla ilgili yasalarda bunun aksine bir hüküm mevcut değildir.

Nitekim talimat icralarınca tahsil edilen paralar, esas takibin yapıldığı icra dairesine aynen ve hiçbir kesinti yapılmaksızın gönderilir. Harç ve masrafın hesabı esas takibin yürütüldüğü yer İcra Dairesince yapılır.

Devletin icra takibi nedeniyle aldığı harçlardan en önemlisi Harçlar Kanunu'nun 28.maddesinin (b) bendinde düzenlenen icra tahsil harcıdır.

İcra tahsil harcı, bu yasal düzenleme uyarınca alacağın ödenmesi sırasında tahsil olunur. Borçlu dilerse icra dairesine başvurarak tüm ferileriyle birlikte harç ve masrafları da kapsayacak biçimde borcunun tamamını hesaplattırıp öder veya borcundan mahsup edilmek üzere kısmi ödemede bulunur. Bu ödemeleri alacaklının arzu ettiği zaman icra dairesinden alma hakkı vardır.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, eğer bir harç alacağı mevcut ise bunun mutlaka her ödeme sırasında tahsil edilmesi gerektiğidir. Devlet tahsil harcını takibe konu asıl alacak üzerinden almaktadır. Bundan sonraki tahsilatlardan (faiz tahsilatlarından) harç alınması, Harçlar Yasası'nın 20. maddesinin açık hükmü karşısında mümkün bulunmamaktadır. Kanun, harç alacağının tahsilini borcun tamamının ödenmesi şartına bağlamamıştır. Borcun tamamı ödenirse elbetteki harç da tahsil edilecektir. Borcun tamamı değil de taksit taksit ödenmesi söz konusu ise bu taktirde yapılan borç tahsilatlarının alacaklıya ödendiği miktara göre harç tahakkuku ve tahsilatı yapılacaktır. Çünkü Devlet, verdiği hizmet yani yaptığı tahsilat kadar harç almayı hak etmiştir.

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi Harçlar Kanunu, para borçlarıyla ilgili icra tahsil harcının alacağın-ister kısmen (taksitle), isterse tümden olsun- tahsili sırasında alınmasını öngörmektedir. Alacaklının, alacağının tamamını elde edinceye kadar takibe devam etmek hakkı ve yetkisi vardır. İcra Dairesince kesilen harç nedeniyle alacaklı, alacağının tamamına kavuşamadığı takdirde borçlunun malvarlığı üzerinde takibi devam ettirerek alacağını eksiksiz tahsil etme olanağına her zaman sahiptir. Harçlar Yasası'nın 32. ve 127.maddeleri hükümleri bu konuda hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıktır.

Özet olarak belirtmek gerekirse; Harçlar Yasasının 37.maddesinde düzenlenen ve harçların Vergi Dairesince tahsilini öngören kural, İcra Dairesince başkaca hiçbir işlem yapılmasını gerektirmeyen ve yasanın öngördüğü süreler içinde harç ödemesi yapılmayan konulara münhasırdır. Kısaca harç tahsil müzekkeresi yazılmak suretiyle icra tahsil harcının Vergi Dairesince tahsili öngörülen takip dosyası infaz edilmek suretiyle icra müdürü tarafından işlemden kaldırılan işlerle ilgilidir.

Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 9.6.2004 gün ve E:2004/12-336 K:2004/338; 09.02.2011 gün ve E:2010/12-685, K:43; 09.02.2011 gün ve E:2010/12-688, K:44 sayılı ilamlarında da, benimsenmiştir.

Bu ilkelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulu'nun 22.9.2004 gün ve E:2004/12-491 K:2004/413; 3.12.2008 gün ve E:2008/12-715 K:2008/717 sayılı kararlarında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu'nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

H
Merhaba size bir sorum olacak ilamsız bir takipte takip kesinleştikten sonra icra dairesinde icra kefili aldık ve kefaret harcını ödedik ancak icra müdürlüğü bizden yeniden başvuru harcı alacağını söyledi gerekçesi takip yolu ilamsız dan ilamlıya döneceğinden tekrar başvuru harcı kesmem gerekiyor dedi.Bu ne derece usule uygundur böyle birşey var mıdır? şimdiden teşekkürler.

avatar_IŞIKDEMİR
İİK'nın 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. İcra kefiline karşı ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak ayrı bir ilamlı icra takibi de yapılabilir. Fakat, icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyasında takibin icra kefiline karşı yürütülmesi de mümkündür. Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamaz. Çünkü kefil hakkında yürütülecek takibin kesinleşen bir miktar için başlatılıp devam etmesi zorunludur (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s: 767) (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas 1. cilt, s: 834) (HGK 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002)

İcra kefiline ilamlı olarak ayrı bir takip başlatılmıyorsa asıl takip dosyasında icra kefiline karşı dosyanın yürütülmeye devam etmesi gerekir. Bu durumda da başvurma harcı tahakkuk etmez.

H
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM COŞKUN BEY DEĞERLİ BİLGİNİZ İÇİN SAĞOLUN

Benzer Konular (9)

3065

Yanıtlar: 3
Gösterim: 26882