Cumhuriyet savcısının kazada kusuru bulunmayan şüpheli hakkında takipsizlik kararı verebileceği

Başlatan Admin, 05 Şubat 2016, 19:51:15

« önceki - sonraki »
avatar_Admin
T.C.
Yargıtay
12. Ceza Dairesi

Esas No:2013/30404
Karar No:2014/2977


...Taksirle ölüme neden olma, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından müşteki şüpheli S K ile şüpheli Mustafa S haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Acıpayam Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/05/2013 tarihli ve 2012/1343 soruşturma, 2013/608 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müştekiler vekili Avukat S.E tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/07/2013 tarihli ve 2013/713 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre olayın hemen akabinde tutulan 22/07/2012 tarihli kaza tespit tutanağı ile Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı'nın 22/04/2013 tarihli ve 1740 sayılı raporu arasına kusur durumuna ilişkin çelişki bulunduğu gibi müşteki şüpheli Süleyman K'ın olay tarihi itibariyle göz rahatsızlığı bulunduğuna ilişkin iddialar kapsamında Denizli Devlet Hastanesinden aldırılan 21/11/2012 tarihli ve 4851 sayılı raporun yeterli bulunmadığı anlaşılmakla, yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alınarak kusur durumuna ilişkin kaza tespit tutanağı ile Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı'nın 22/04/2013 tarihli ve 1740 sayılı raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla teknik üniversitelerin konuyla ilgili bölümlerinden veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen elemanlarından oluşturulacak kurul tarafından bilirkişi raporu alındıktan sonra yeniden değerlendirme yapılması gerektiği gibi müşteki şüpheli Süleyman K'ın olay tarihinde göz rahatsızlığı bulunduğuna ilişkin iddialar kapsamında daha kapsamlı şekilde gerekirse Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor aldırılması gerektiği düşünüldüğünden, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun'a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun'un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 04.12.2013 gün ve 94660652-105-09-8926-2013-18287/73696 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.12.2013 gün ve 2013/394258 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

İncelenen dosya içeriğine göre, sürücü belgesi bulunmayan ölen sürücü Ramazan A'ün, olay günü saat 11:30 sıralarında sevk ve idaresindeki motosikleti ile, 5,60 m genişliğinde, iki yönlü köy yolu niteliğindeki, asfalt kaplamalı, hafif virajlı, kuru yüzeyli, hava durumunun açık, meskun mahal dışında bulunan yolda seyir halinde iken, olay yerinden yaklaşık 100 metre geride bulunan sola tehlikeli viraj levhasından önce, tanık olarak da beyanına başvurulan Mehmet D'in idaresindeki traktörü geçtikten sonra, aynı yerde işaretlenen 1x1 m genişliğinde ve 5 cm derinliğinde çukurun bulunduğu noktada kısmen karşı şeride geçerek karşı yönden gelmekte olan şüpheli Süleyman K'ın kullandığı motosiklet ile çarpıştıkları, ölenin ilk aşamada Acıpayam Devlet Hastanesi'ne, ardında da Denizli Devlet Hastanesi'ne sevk edilmesine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybettiği, otopsi tutanağına göre, ölenin trafik kazası ile husulü mümkün, kafa kemik kırığı ile müterafik beyin doku harabiyeti, subaraknoid kanama ve subdural hematom nedeniyle öldüğünün belirlendiği, Jandarma Trafik Timince hazırlanan trafik kazası tespit tutanağında; ölenin hızı ve şeride tecavüz etme kusurları nedeniyle asli kusurlu olduğu, tescilsiz motosiklet sürücüsü şüpheli Süleyman K'ın ise dönemece yaklaşırken hızını azaltmadığından KTK'nın 52/l.a maddesi uyarınca kusurlu olduğunun ve yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruluşun ise yol üzerinde bulunan çukur sebebiyle gerekli tedbirleri almaması ve gerekli işaretlemeleri yapmaması nedeniyle kusur olduğunun belirtildiği, ölenin yakınları olan müştekiler ve vekillerinin soruşturmanın ilerleyen aşamalarında; olaya müdahale eden sağlık personeli ve ambulans ekibince ölenin hastaneye sevkinde gecikildiği, trafik kaza tespit tutanağının hatalı olduğu, şüpheli Süleyman Kavak'ın gözünden rahatsız olmasına rağmen motosiklet kullandığı, şüpheli Süleyman K ve Mustafa S'in suç delillerini karartmaya çalışıp ambulans ve jandarmaya haber verilmesini engelledikleri yönündeki beyanlarda bulundukları, kazanın meydana geldiği yoldaki çukur ile ilgili olarak kusur atfedilen İl Özel İdaresi personelleri hakkında Denizli Valiliği'nden soruşturma izni talep edildiği, ancak görevliler hakkında soruşturma izni verilmediği, bu karara karşı itiraz edilmesine rağmen Denizli Bölge İdare Mahkemesi'nin kararı ile itirazın esastan ve kesin olarak reddedildiği, şüpheli Süleyman K ve olay yerinde bulunan şüpheli Mustafa S'in olay yerindeki delilleri kararttıkları veya jandarma ile ambulansa haber verilmesini engelledikleri yönünde iddialarda bulunulmuş ise de, müştekilerin bu yönde bildirdikleri tanıkların müştekilerin bu iddialarını doğrular şekilde beyanda bulunmadıkları, ölenin Denizli Devlet Hastanesi'ne sevkinde gecikmeye neden olunması ve sevk sırasında ambulansın şoförünün değiştirilmesi iddiaları ile ilgili olarak olaya müdahale eden 112 Acil ekibindeki görevlilerin de beyanlarına başvurulduğu, savcılık tarafından ambulans hareket saatlerini gösteren ve doktor onaylı belgelerin de dosyaya dahil edildiği, bu belgelerde ambulansın saat ll:19'da çağrıldığı, saat ll:29'da olay yerine intikal ettiği, ll:49'da olay yerinden ayrılıp ll:53'de Acıpayam Devlet Hastanesi'ne ulaştığı, Denizli Devlet Hastanesi'ne sevk için 12:23'de hareket edip 13:0l'de Denizli Devlet Hastanesi'ne ulaştığının kayıtlı olduğu, ölenin hastaneye yetiştirilmesinde bir gecikmeye neden olunmadığı, şüpheli Süleyman K hakkında göz rahatsızlığı ile ilgili olarak Denizli Devlet Hastanesinden aldırılan raporda; muayene tarihi itiariyle araç kullanamayacağı, her iki gözden katarakt ameliyatı olması gerektiği, araç kullanıp kullanamayacağının katarakt ameliyatı sonrası tekrar değerlendirilmesi gerektiği, kaza tarihinde görme düzeylerinin belirlenmesinin mümkün olmadığının belirtildiği, kaza anını gören ve taraflarla yakınlık ve husumeti bulunmayan tanık Ahmet D'in jandarmada ve savcılıkta alınan beyanında, olay günü aracı ile seyir halinde olduğunu, yaklaşık 100 metre kadar önünde şüpheli Süleyman K'ın kendi şeridinde ilerlediğini, karşı şeritten maktulün motorsikleti ile hızlı bir şekilde kendilerine doğru gelmeye başladığını ve o sırada yolun kenarında bulunan ve yavaşça ilerleyen traktörü solladığını, sollayınca yolun ortasına ve hatta kendi şeritlerinin bir kısmına geçtiğini ve şüpheli Süleyman'a çarptığını, kazanın bu şekilde meydana geldiğini beyan ettiği, ölenin kazadan önce geçtiği traktörün sürücüsü olan ve tanık olarak dinlenilen Mehmet E beyanında, traktörü ile seyrettiği esnada ölenin idaresindeki motosiklet ile kendisini geçtiğini ve kısa bir süre sonra baktığında ileride iki motosikletin çarpıştığını gördüğünü, sürücü Ramazan A'ün kendisini sollamasından 100 m kadar sonra diğer motosiklet ile çarpıştığını, maktulün yakınlarına şüphelilerin olay yerine ambulansın veya jandarmanın gelmesini önlemek istediklerine ilişkin bir beyanda bulunmadığını beyan ettiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nin 22/04/2013 tarihli raporuna göre, ölenin sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında olay yeri sola tehlikeli viraj levhası mevcut olan yere geldiğinde ön ilerisinde seyir halinde olan traktörü geçme kurallarına uymadan geçmeye çalıştığı, bu esnada karşısına çıkan lxl m genişliğinde ve 5cm derinliğinde münferit çukurdan da kaçmak için manevra kabiliyeti yüksek olan aracını yolun sağına yönlendirmek yerine hatalı biçimde karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride girdiği, bu haliyle karşı yönden nizami şeridinde gelen motosiklet ile çarpışmasıyla meydana gelen mevcut koşullardaki olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle asli ve tam kusurlu olduğu, şüpheli sürücü Süleyman K'ın ise, nizami şeridinden seyri sırasında olay yerine geldiğinde karşı yönden geçme yaparak gelen ve şeridine giren motosiklet ile çarpışmasıyla meydana gelen mevcut koşullardaki olayda kazaya etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından kusurunun olmadığı, bu şekilde meydana gelen kazada ve mevcut koşullarda gündüz vakti köy yolunda ve sola tehlikeli viraj levhası bulunan yerde meydana gelen olayda başkaca kişi kurum ve unsurlara atfedilecek kusurun da bulunmadığının belirtildiği, bu olay nedeniyle yapılan kapsamlı soruşturma sonucunda şüpheli Süleyman K hakkında, meydana gelen trafik kazasında herhangi bir kusuru bulunmadığından taksirle ölüme neden olma suçundan ve yasal unsurları itibariyle oluşmayan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, ayrıca yine  S. K ve şüpheli M. S hakkında, olay yerindeki delilleri kararttıkları veya jandarma ile ambulansa haber verilmesini engelledikleri yönünde soyut iddialar dışında delil elde edilemediği gerekçesiyle Acıpayam Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21.05.2013 tarih ve 2012/1343 soruşturma, 2013/608 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin, kanun yararına bozma talebine konu, mercii Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.07.2013 tarih ve 2013/713 değişik iş sayılı kararında isabetsizlik görülmediğinden kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik
Ödeme ve masraf girişleri ile kademeli borç hesabı, Faizli/faizsiz taahhüt hazırlama, Vekalet ücreti, Yediemin ücreti, Brütten nete çevirme, Kıdem ve ihbar tazminatı hesabı vb.

Benzer Konular (10)

4895

Yanıtlar: 1
Gösterim: 2375