Manevi tazminatın icra müdürlüğüne ödenmesinde gelir ve damga vergisi istisnası

Başlatan By-leyl-i Lal, 26 Nisan 2015, 14:52:37

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_By-leyl-i Lal
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
Sayı : 90792880-155.13.01.01[2014/2559]-1137 12/11/2014
Konu : Manevi tazminatın icra müdürlüğüne ödenmesinde gelir ve
damga vergisi istisnası hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, Ankara 12
nci İş Mahkemesinin ... tarih ve Esas No: ... Karar No: ... sayılı kararı ile
kurumunuz aleyhine hükmedilen manevi tazminat ile işletilecek olan yasal
faiz tutarının icra müdürlüğüne ödenmesi esnasında vergi kesintisi yapılıp
yapılmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.
A- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde; "Ücret,
işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı
verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen
menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk
tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider
karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık
münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi
şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmü yer
almaktadır.
Anılan Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı
bendine göre de, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61'inci maddede
yazılı olup, ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103
ve 104'üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılması
gerekmektedir.
Aynı Kanunun 25 inci maddesinde ise, gelir vergisinden müstesna
tazminat ve yardımlar tadadi olarak sayılmıştır.
Öte yandan, ''tazminat'' kavramı maddi ve manevi anlamda
uğranılan zarar karşılığında ödenen para ya da ödeneği ifade etmekte
olup, kişilerin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi karşılamaya yönelik
olarak yapılan ödemeler maddi tazminat kavramının konusunu
oluştururken, mal varlığı dışındaki hukuki değerlere yapılan saldırılarla
meydana getirilen eksilmenin giderilmesi ve zarara uğrayan şahsın manevi
varlığında meydana gelen tahribatın kısmen de olsa hafifletilmesine
yönelik ödemeler ise manevi tazminatın konusunu oluşturmaktadır.
Buna göre, kişinin manevi değerlerinde sebep olunan zararı
tazmin amacıyla mahkeme kararıyla maddi bir bedel olarak tayin edilen,
ancak fiili bir çalışma ya da hizmetin karşılığı olmayan manevi tazminatın,
bir işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak bir hizmet karşılığı
yapılan bir ödeme olmaması nedeniyle ücret olarak değerlendirilmesi
mümkün bulunmamakta olup, söz konusu ödemeler üzerinden gelir vergisi
tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci
maddesinin birinci fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti
dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil
sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların
menkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alınmıştır. Anılan maddenin
ikinci fıkrasının (6) numaralı bendinde de "Her nevi alacak faizleri (Adi,
imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla cari hesap alacaklarından doğan faizler
ve kamu tüzelkişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar
için ödenen faizler dahil.)" hükmüne yer verilmek suretiyle alacak faizinin
menkul sermaye iradı sayılacağı belirtilmiştir.
Bu çerçevede, ilgili mahkemece hükmolunan zarar için hesaplanan
yasal faizin alacak faizi olarak değerlendirilmesi ve söz konusu ödemenin,
anılan Kanunun 85 inci ve 86 ncı maddeleri uyarınca, tevkifata ve
istisnaya konu olmayan menkul sermaye iratları için öngörülen beyan
haddini (2013 yılı için 1.390 TL) aşması halinde, tamamının elde edenlerce
yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
B- DAMGA VERGİSİ KANUNUN YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu
Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu;
3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler
olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga
vergisini kişilerin ödeyeceği; 8'inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi
daireden maksadın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri,
belediyeler ve köyler olduğu, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği
bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı; 9'uncu
maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga
vergisinden müstesna olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Mezkur Kanununa ekli (2) sayılı tablonun "I-Resmi işlerle ilgili
kağıtlar" başlıklı bölümünün A/1 numaralı fıkrasında ise, resmi daireler
arasındaki işlemleri kapsayan her türlü kağıtlarla bu dairelerin soruları
üzerine kişiler tarafından yazılan cevaplar ve eklerinin damga vergisinden
istisna olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu itibarla, Damga Vergisi Kanununun 8 inci maddesi kapsamında
resmi daire olan Kurumunuz tarafından icra dairesine yapılacak ödemeler
nedeniyle düzenlenen kağıtlar Kanuna ekli (2) sayılı tablonun I/A-1 fıkrası
hükmü gereğince damga vergisinden istisna tutulması gerekmektedir.
C-VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
DEĞERLENDİRME:
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci
maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar
ile Türkiye'de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle
olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset
ve intikal vergisine tabi olduğu, 2'nci maddesinde ise "İvazsız intikal"
tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade
ettiği, maddi ve manevi bir zarar mukabili verilen tazminatların ivazsız
sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, ivazsız intikal olarak kabul edilmemesi nedeniyle,
maddi ve manevi bir zarar karşılığı ödenen paraların veraset ve intikal
vergisine tabi tutulması mümkün değildir. Dolayısıyla, davacıya
ödenmesine hükmedilen manevi tazminatın veraset ve intikal vergisine
tabi tutulmaması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini arz ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine
dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin
olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem
yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse,
tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.
Gülüşlerim yüregimin sessiz cıglıklarının imzasıdır..Elinde ne varsa hayata dair,ötesi hiçbir şey ya da vesair...Hani demiş ya şair: Mutluluğu sende bulan senindir; ötesi misafir...
BY-KA-DE-ME

Benzer Konular (10)