Son İletiler

#1
Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için İcra Müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. İİK'nın 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak İcra Müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır.

Yargıtay 12. HD. T:27.02.2024, E:2023/4722, K:2024/1778
Yargıtay 12. HD. T:27.06.2024, E:2024/1631, K:2024/6658
Yargıtay 12. HD. T:23.09.2024, E:2024/2461, K:2024/7522
#2
Genel İcra Hukuku / Tahliye Taahhüdüne Dayalı Taki...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 04 Aralık 2024, 15:21:10
Tahliye taahhüdüne dayalı taşınmazların ilamsız takibinde, borçlunun örnek 14 no'lu tahliye emrine itiraz üzerine duran takibe devam edilebilmesi için kiraya verenin İİK'nun 275/I fıkrası hükmüne göre icra mahkemesinden, kiracının itirazının kaldırılmasını istemek zorundadır. Ancak kiraya veren, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek zorunda olmayıp, sulh hukuk mahkemesinde de tahliye davası açabilir. Sulh mahkemesinden alacağı tahliye ilamını İİK'nun 26. maddesi uyarınca ilamlı icra yolu ile ayrı bir takip yapabilir. İİK'nun 269/d ve 274/son maddelerinde aynı Kanun'un 67. maddesine gönderme olmadığından sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali ve tahliye davası açılamaz ve bu dava sonucunda alınacak ilamla, ilamsız tahliye takibine devam edilemez. Sulh hukuk mahkemelerinden verilen itirazın iptali ve tahliye ilamları, ilamlı icra yolu ile takibe konabilir ve borçluya İİK'nun 26. maddesine göre icra emri çıkarılmak sureti ile ilamın infazı istenebilir. (Adana BAM 10. HD T:12/11/2024, E:2024/2041, K:2024/2304)




Antalya Genel İcra Dairesinin 2023/23003 Esas sayılı dosyasında, tahliye taahhütnamesine dayalı olarak Mehmet Şen tarafından Nezahat Kocadere aleyhine, tahliye talepli olarak takip başlatılmış, örnek 14 tahliye emri üzerine borçlu, süresi içinde takibe itiraz etmiştir.

Antalya 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/370 Esas - 2023/1621Karar sayılı kararı ile Antalya Genel İcra Müdürlüğü'nün 2023/23003 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir.

Uyuşmazlık, İİK'nın 272. Maddesine dayalı olarak başlatılan takipte, Sulh Hukuk Mahkemesince itirazın iptali ilamına dayalı olarak icra müdürlüğünce doğrudan tahliye işlemi yapılıp yapılamayacağına dolayısıyla borçluya İİK'nın 26. Maddesi gereğince icra emri tebliğ edilip edilemeyeceğine ilişkindir.

İİK'nın 272, 273, 274 ve 275 maddelerinde, mukavelename ile kiralanan taşınmazın tahliyesine ilişkin usul ve esaslar düzenlemiş olup borçlunun tahliye taahhütnamesindeki imzaya itiraz etmesi halinde itirazın kaldırılması yolu bulunmadığı gibi itirazın iptalini düzenleyen İİK'nın 67. maddesine de atıf bulunmamaktadır. Böyle bir durumda alacaklı, Sulh Hukuk Mahkemesinden alacağı tahliye ilamı ile ancak İİK'nın 26. maddesi uyarınca ilamlı icra yolu ile ayrı bir takip yapabilir. İİK'nın 269/d ve 274/son maddelerinde aynı Kanun'un 67. maddesine gönderme olmadığından Sulh Hukuk Mahkemesinden alınacak ilamla, itiraz üzerine duran ilamsız tahliye takibine devam edilemez. Sulh hukuk mahkemelerinden verilen itirazın iptali ve tahliye ilamları, ilamlı icra yolu ile takibe konabilir ve borçluya İİK'nın 26.maddesine göre icra emri çıkarılmak sureti ile ilamın infazı istenebilir. (İstanbul BAM 20. HD.nin 12/02/2020 tarihli, 2019/1200 E.-2020/350 K.sayılı kararının onanmasına dair Yargıtay 12. HD. 15/03/2021 tarihli 2020/7258 E.-2021/2893 K.sayılı kararı.)

Yukarıda açıklandığı üzere Sulh Hukuk Mahkemesinin itirazın iptali ilamına dayalı olarak ayrı bir ilamlı icra takibi başlatılması gerektiğinden, aynı takip dosyası üzerinden ek takip talebi ve örnek 2 icra emri tebliği ile takibe devam edilemez... (Antalya BAM 12. HD. T:09/10/2024, E:2024/17, K:2024/2274)
#3
Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığının "Yabancı Paraların Haczi ve Muhafazası" Konulu 11.10.2023 Tarihli ve 86420598-370/9670 Sayılı Yazısı


Mevzuat hükümlerinin incelenmesinde; icra dairelerinin aldıkları kıymetli evrak ve değerli şeyleri kasalarında, zorunlu hâllerde ise kiralanacak banka kasasında muhafaza edeceğinin düzenleme altına alındığı anlaşılmaktadır. İstihkak iddiasında bulunulması, ihtiyati tedbirin söz konusu olması veya benzeri durumlarda yabancı paranın muhafazasının farklı uygulamaya tabi tutulacağı yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bu itibarla, kıymetli eşya mahiyetinde olan yabancı paranın haczedilerek teslim alınması ve haczedilen yabancı para üzerinde istihkak iddiasında bulunulması hâlinde;

İcra dairesince denetime elverişli olacak şekilde kıymetli evrak ve değerli şeylerin kaydına işlenmesi ile kıymetli evrak ve değerli şeylerin alındı makbuzu düzenlenmesinin,

Kayıtlara işlenmesi sonrasında YABANCI PARANIN KASADA VEYA BANKADA AÇILACAK VADESİZ HESAPTA muhafazasının sağlanmasının, Uygun olacağı değerlendirilmiştir.

Yabancı para üzerinde istihkak iddiasında bulunulması hâlinde bu paranın milli para birimine çevrilmesini düzenleyen veya izin veren herhangi bir mevzuat hükmü bulunmadığından, istihkak prosedürü sonuçlanıncaya kadar yabancı paranın yukarıdaki ilkeler çerçevesinde muhafaza edilmesinin uygun olacağı, denetiminin ilgili kayıtlar üzerinden gerçekleştirilmesinin mümkün olması nedeni ile denetim dışı kalma kaygısıyla yabancı paranın milli paraya çevrilip emanet para kasa kaydına dahil edilmesine ihtiyaç bulunmadığı düşünülmektedir.
#4
Genel İcra Hukuku / Ynt: Yediemin Ücreti Hk
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 12 Kasım 2024, 07:24:30
Web sitemizde ana ekrandaki yediemin ücreti hesaplama bölümünü kullanarak net bir sonuca ulaşabilirsiniz. İcra dairelerinde kullanılan UYAP hesaplamalarıyla aynıdır.
#5
Genel İcra Hukuku / Yediemin Ücreti Hk
Son İleti Gönderen Ahmet dikeç - 11 Kasım 2024, 17:59:39
Hatay Antakya yediemin otaparkina 28.05.2024 tarihinden 08
11.2024 tarihî arasıda motorum yattı ve çıkışını istedim bugün bana denilen icra memuru aracılığıyla gelip çıkarmanız lazım denildi ve fiyatın 15 veya 17 bin TL arası denildi
#6
BİLGİ NOTU

KONU: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Getirdikleri Hakkında.


"Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", 7/11/2024 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilmiştir.

Genel Kurul tarafından kabul edilen Kanun, toplam 17 farklı kanunda değişiklik veya düzenleme içermektedir. Kanun, 30 maddeden oluşmaktadır. Ayrıca geçici bir maddesi bulunmaktadır.

Kanunda yer alan düzenlemeler aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

A. Anayasa Mahkemesinin İptal Kararları Doğrultusunda Yapılan Düzenlemeler

Anayasa Mahkemesi iptal kararlarına ilişkin olarak 9 ay veya 1 yıl süre vermiş olup, söz konusu kararların bazıları kısa bir süre içinde yürürlüğe girecektir.

1) Anneye de baba ile çocuk arasındaki soybağının reddi için dava açma hakkı verilmektedir. (4721 S.K. md. 286 ve 289)

2) Evlilik birliği içinde doğan çocuğun koca ile olan soybağının reddi için baba olduğunu iddia eden üçüncü kişiye sınırlı bir şekilde dava açabilme hakkı tanıyan hüküm, iptal öncesi hükümler esas alınmak suretiyle muhafaza edilmektedir. (4721 S.K. md. 291)

3) Evlatlığın nüfus kaydına anne ve babası olarak evlat edinenlerin adlarının yazılabilmesine imkân tanınmaktadır. (4721 S.K. md. 314)

4) Ceza muhakemesinde yapılan uzlaşma görüşmeleri sırasında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararların tazmini için mağdura hukuk mahkemelerinde dava açabilme imkânı tanınmaktadır. (5271 S.K. md. 253)

5) İdari yargıda, tek hâkimle çözümlenecek davaların ve duruşma yapılmasının zorunlu olduğu davaların belirlenmesinde dava tarihindeki parasal sınırların esas alınması ve bu parasal sınıra göre davaların tek hakimle veya heyetle görülmesi sağlanmaktadır. (2576 S.K. ek md.1)

6) Birden fazla baronun bulunduğu illerde barolara gönderilecek adli yardım ödeneğinin oranı %40 yerine %30 olarak yeniden belirlenmektedir. (1136 S.K. md. 180)

7) Arabuluculuk görüşmelerinin ilk toplantısına mazeretsiz olarak katılmayan tarafın, davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile karşı tarafın ödemekle yükümlü olduğu yargılama giderinin tamamı yerine yarısından sorumlu tutulacağı ve ayrıca bu taraf lehine tarifeye göre belirlenecek vekalet ücretinin de yarısına hükmedileceği düzenlenmektedir. (6325 S.K. md. 18/A ve 7036 S.K. md. 3)

8) Adalet müfettişlerinin görev ve yetkilerine ilişkin hükümler, Anayasa değişiklikleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmektedir. (2802 S.K. md. 100 ve 101)

9) 2017 yılında yapılan düzenlemeyle orman alanlarına adli hizmet binası ve ceza infaz kurumu yapılmasına imkân veren hükmün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi sonrası oluşan tereddütün giderilmesi amacıyla başlamış olan projelerin devam ettirilmesine yönelik geçici bir düzenleme yapılmaktadır. (geçici md. 1)

10) Hâkimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkemesinde görev yapan hâkim ve savcıların kadroları Kanunla düzenlenmektedir. (2 farklı kanun, 2 madde)

B. Adlî Yargı İstinaf ve Temyiz Kanun Yolunda Parasal Sınırlara İlişkin Düzenlemeler

İcra ve İflas Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda değişiklik yapılarak:

1) Parasal sınırlarda yeniden değerleme oranında artırma yapılması sonucunda belirlenen miktarlarda 1.000 TL'nin altı dikkate alınmayacaktır. (2004 S.K. ek md. 1 ve 6100 S.K. ek md. 1)

2) Bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince verilen kararlar ile Yargıtayın bozma kararı üzerine yeniden verilen kararlara karşı, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlara göre istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulabileceği açıkça düzenlenmek suretiyle bu kararlar bakımından istinaf ve temyiz hakkı korunarak hak arama hürriyetinin daha etkin bir şekilde kullanılabilmesine imkân tanınmaktadır. (2004 S.K. ek md. 1 ve 6100 S.K. ek md. 1)

C. Bazı Sorunların Çözümüne İlişkin Düzenlemeler

1) İstinaf kanun yolunda aynı bölge adliye mahkemesi içerisindeki hukuk daireleri arasındaki iş bölümü uyuşmazlıklarının kısa sürede giderilmesi sağlanarak dosyaların istinaf aşamasında görülme süreleri kısaltılmaktadır. (5235 S.K. md. 35/A)

2) Mesleğinde 20 yıl kıdeme sahip hukukçuların arabuluculuk eğitimi almak şartıyla sınavsız olarak arabulucu olabilmesine imkân tanınmaktadır. (6325 S.K. md. 20)

3) Taşınmazın aynına ilişkin icra edilebilirlik şerhi verilen arabuluculuk anlaşma belgesiyle taraflardan birinin tapu müdürlüğüne giderek tek başına tescil talebinde bulunabilmesi sağlanmaktadır. (6325 S.K. md. 17/B ve 18/B)

4) Hakaret suçunun sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hali, uzlaştırma kapsamından çıkartılarak önödeme kapsamına alınmaktadır. Ayrıca şikâyete tabi olan hakaret suçunda şikâyet süresi, 2 yılı geçemeyecek şekilde düzenlenmektedir. (5271 S.K. md. 253, 5237 S.K. md. 73 ve 75)

5) Uzlaştırmanın kovuşturma evresinde gerçekleşmesi halinde, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi durumlarında; sanık hakkında HAGB kararı yerine durma kararı verileceği ve uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkemece yargılamaya kaldığı yerden devam olunacağı hüküm altına alınmaktadır. (5271 S.K. md. 254)

6) Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamındaki uzlaştırmacıların sadece hukuk fakültesi mezunlarından olması sağlanmaktadır. Hukuk fakültesi mezunu olmayan mevcut uzlaştırmacıların hakları korunmaktadır. (5271 S.K. md. 253)

7) Çocuk Koruma Kanununda düzenlenen tedbirlerin uygulanması için görevlendirilen sosyal çalışma görevlilerine yapılacak ödemenin bağlı oldukları kurum tarafından karşılanması ve bu kapsamda görev alan sözleşmeli personele de ödenek verilmesi sağlanmaktadır. (5395 S.K. md. 33)

8) Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavında soru sorulacak alanlar arasına sosyal güvenlik hukuku, milletlerarası hukuk, milletlerarası özel hukuk ve genel kamu hukuku konuları eklenmekte ve asgari soru sayısı 100'den 120'ye çıkarılmaktadır. (2547 S.K. ek md. 41)

9) Açık artırma suretiyle yapılan e-satışlarda bir defaya mahsus 10 dakika olan uzama süresinin, her yeni tekliften itibaren yeniden başlamak üzere 3'er dakikalık sürelerle 1 saate kadar uzamasına imkân sağlanmaktadır. Ayrıca teklifler arasındaki farkın muhammen bedelin binde 1'i yerine binde 5'inden ve her halde 1.000 Türk lirasından az olmaması sağlanmaktadır.  (2004 S.K. md. 111/b)

10) Karayolları Trafik Kanunu uyarınca trafikten men edilerek alıkonulan araçlardan yediemin otoparklarında bulunup da sahipleri tarafından teslim alınmayan veya sahiplerine ulaşılamayan araçların satış usulü kolaylaştırılmak suretiyle bu araçların ekonomiye kazandırılması amaçlanmaktadır. (2918 S.K. ek md. 14)

11) Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Genel Müdürlüğün idare ve temsil ettiği mazbut vakıflar, yargı harçlarından ve teminat gösterme zorunluluğundan muaf tutulmaktadır. (5737 S.K. md. 77)

Takdire arz olunur. 7/11/2024
#7
Alacaklılara Özel Taktikler / Ynt: Mehil Vesikası Verilincey...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 08 Kasım 2024, 10:06:25
T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 .    H U K U K    D A İ R E S İ


Esas  No    : 2022/9856
Karar No   : 2023/2650



Taraflar arasındaki şikayet dolayısıyla yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi .... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ŞİKAYET
Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; icra dosyasına teminat mektubu sunularak 03.11.2020 tarihli mehil kararı alındığını, icra dosyasında mehil kararı olduğu halde hesaplarına ve araçlarına haciz konulmasının kötüniyetli ve hukuka aykırı olduğunu belirterek haciz kararlarının kaldırılmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı  cevap dilekçesinde; 20.10.2020 tarihinde banka hesaplarına haciz konulmasının talep edildiğini, 23.10.2020 tarihinde ise borçlu adına kayıtlı araçlara haciz konulduğu, aynı gün borçlu tarafından teminat mektubu sunulduğunu, hukuken takip durmadığı halde teminat mektubu sunulduktan sonra haciz talep edilmediğini, şikayette hukuki menfaat bulunmadığını belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; teminat mektubu sunulmasından sonra haciz talep edilmediği ve haciz işlemi yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesi içeriğini tekrar ederek, icra dosyasında herhangi bir haciz kaldırma işlemi bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklının  faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla takibe başladığı, .. 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01.07.2020 tarih ve 2019/208 Esas 2020/316 Karar sayılı kararı ile borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına ve tazminata karar verildiği, sözü edilen ilamdaki tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin düzenlenen icra emrinin borçlu vekiline 12.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 19.10.2020 tarihinde takibin kesinleştirilmesi talebinin icra müdürlüğünce kabul edildiği, aynı gün alacaklı vekilinin haciz talebinde bulunduğu, bu talebin icra müdürlüğünce reddedildiği, 20.10.2020 tarihli alacaklı vekilinin talebi kabul edilerek, takibin kesinleştirildiği, borçlunun banka hesaplarına haciz uygulandığı, alacaklı vekilinin 23.10.2020 tarihli talebi ile de borçlunun bir kısım araçlarına haiz uygulandığı, borçlunun 23.10.2020 tarihinde teminat mektubu sunduğu, 30.10.2020 tarihinde icra müdürlüğünün teminat mektubu konusunda karar verilmek üzere dosyayı icra mahkemesine gönderdiği, 03.11.2020 tarihinde mehil vesikası düzenlendiği, İİK'nın 36. maddesi kapsamında mehil vesikası düzenlenmesi halinde verilen mehil içerisinde takip işlemlerine devam edilmesi imkanı olmadığı, somut olayda, borçlu kurumun 23.10.2020 tarihinde teminat mektubu sunduğu,  teminat mektubunun sunulması ile takip işlemlerinin durmayacağı, mehil vesikası düzenlenmesi halinde takip işlemlerine devam edilemeyeceği, borçlunun banka hesaplarına 20.10.2020 tarihinde, araçlarına ise 23.10.2020 tarihinde haciz uygulandığı, 03.11.2020 tarihinde mehil vesikası düzenlenmesinden sonra uygulanan herhangi bir haciz olmadığı, bu durumda takibin ve hacizlerin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.


V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar


Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Borçlu temyiz dilekçesinde; icra dosyasında mehil kararı varken hesaplarına ve araçlarına haciz konulmasının kötüniyetli ve hukuka aykırı olduğunu, borç miktarını karşılamaya yetecek miktarda teminat mektubu ve mehil vesikası icra dosyasına sunulduktan sonra konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, herhangi bir haciz kaldırma işlemi yapılmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir,

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, icra dosyasına mehil vesikası kararı bulunduğu halde usul ve yasaya aykırı olarak haciz yapıldığından bahisle  hacizlerin kaldırılması ve takibin iptali istemine ilişkin şikayettir.

2. İlgili Hukuk
İİK'nın 16, 17,18, 36. madde hükümleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz incelemesinde değerlendirilemeyeceğinin tabii bulunmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
#8
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
                                                                        

ESAS NO   : 2015/9470
KARAR NO: 2015/21366   



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı  tarafından borçlu hakkında cari hesap ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatılmış, alacaklı vekilinin talebi üzerine J. 1, J. 2, J. 3, J. 4, J. 5, J. 6, J. 7 ve V. ATLANTICO isimli gemilerin haczine ve seferden men edilmesine icra müdürlüğünce karar verilmiştir. Şikayetçi borçlu vekili, maliki oldukları gemilerin  haczi ve seferden men edilmesinin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün haciz ve seferden men kararının iptalini istemiş, mahkemece, 6102 sayılı TTK'nun 1353/1. ve 2. maddelerini gerekçe göstererek şikayetin kabulüne karar verilmiştir.

Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile takibe borçlu tarafından itiraz edilmediğinden takip, borçlu yönünden kesinleşmiş olup icra müdürlüğünce kesinleşen bu takip nedeniyle gemi üzerine haciz konularak seferden men edilmesine karar verilmiştir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1353. maddesi, geminin ihtiyaten haczine ilişkin olup kesinleşen takipte uygulanması söz konusu değildir. Takip kesinleşmiş ise, gemi üzerine haciz konulabilir ve seferden men de tedbir olarak uygulanabilir. Bu şekilde işlem yapılmasına yasal olarak herhangi bir engel yoktur.

Somut olayda, borçlu Transjet Taşıma ve Kiralama Turizm Ticaret Limited Şirketi hakkındaki takip kesinleşmiştir. Bu durumda icra müdürlüğünce verilen haciz ve seferden men kararı yerinde olup, istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü isabetsizdir.

SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
#9
Tebligat İşlemleri / Borçluya İkinci Kez Ödeme veya...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 07 Kasım 2024, 13:42:47
İ.İcra Müdürlüğünün 2020/2241 esas sayılı dosya incelemesinde; Davalı alacaklı tarafından toplam 2.279.178,08 TL miktarlı alacağın tahsili için şikayetçi taşınmaz maliki aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür.

Borçluya ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi, ona yeniden itiraz hakkı verir ise de, satış isteme süresinin, ikinci kez çıkarılan icra veya ödeme emri tebliğinden başlatılmak sureti ile alacaklının satış isteme süresinin uzatılması sonucunu doğurmaz. Aksi halde, satış isteme süresini kaçıran alacaklının, borçluya yeniden ödeme veya icra emri tebliğ ettirmek sureti ile yeniden satış talebinde bulunma hakkı kazanmasına neden olur (Yargıtay 12. HD'nin 2017/5397-13051 esas ve karar sayılı emsal kararı). Bu nedenle, borçluya yeniden ödeme emri gönderilmesinden sonra borçlunun itiraz ederek icra takibinin durmasını sağlaması, ipotek takibinin türüne göre, borçluya veya taşınmaz malikine gönderilen ödeme emrinin veya icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti konusuz hale getirmeyeceği gibi takibe ve kıymet takdir işlemine yönelik diğer şikayetlerin bu durumdan etkilenebileceği düşünülemez. (Adana BAM 10. HD. T:10/07/2024, E:2022/2720, K:2024/1548)
#10
Genel İcra Hukuku / İcra Müdürünün Üçüncü Kişinin ...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 06 Kasım 2024, 22:08:23
05.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 9. maddesinde, yürürlükten kaldırılan İİK'nın 12. maddesindeki "bununla borçlu bu miktar borcundan kurtulur" hükmü yoktur. Ancak İİK'nın 9. maddesinde her türlü ödemenin icra dairesinin banka hesabına yapılacağı düzenlendiğinden, borçlunun bu ödeme ile borcundan kurtulmuş olacağı doğal sayıldığı için bu konuda açık bir hüküm konulmadığı anlaşılmaktadır. Borçlunun veya üçüncü kişinin kendiliğinden borcu icra dairesinin banka hesabına ödemesi hâlinde borç icra dairesinin banka hesabına ödenir ödenmez, alacaklının parayı icra dairesinden istemek hakkı doğar. Bu nedenle paranın icra dairesinin banka hesabına ödenmesi ile borçlu borcundan kurtulur (Kuru El Kitabı, s. 95).

İcra dairesine ödeme, borçlu tarafından yapılabileceği gibi bir üçüncü kişi tarafından da yapılabilir. İcra müdürlüğünün üçüncü kişinin borçlunun borcunu ödemesinin hangi sebebe dayandığını sormak ve araştırmak zorunluluğu ve yetkisi yoktur (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, C. I, ... 1988, s. 74) (Yargıtay HGK T:28.12.2022, E:2021/863, K:2022/1938)