takip tüm borçlular yönünden kesinleşmeden satış yapılabilirmi?

Başlatan WatchAndLearn, 07 Şubat 2024, 15:50:32

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_WatchAndLearn
Değerli Müdürlerim Bir dosyamızda iki borçlu var A ve B   -- B Borca itiraz ediyor ve B yönünden takip duruyor. A yönünden ise borçlunun aracı üzerine haciz konuluyor. Akabinde yakalama ve satış talebi var. Tüm borçlular yönünden takip kesinleşmeden aracın satışı mümkün müdür. Bu hususta yargıtay kararı var mı ? Gayrimenkulde tüm borçlular yönünden kesinleşmeden satış mümkün değil bildiğim kadarıyla ancak memkul yönünden bir karar var mı bu yüzden sordum. Cevaplarınız için şimdiden çok teşekkür ederim.

avatar_Özgür KOCA
Menkul satışlarında borçlu dışındaki diğer borçlu veya ilgililere kıymet takdirinin tebliğ edilmesi ya da satış ilanının tebliğ edilmesi yönünde İcra ve İflas Kanunu'nda bir zorunluluk yoktur. Bu nedenle borca itiraz etmeyen A yönünden haciz, kıymet takdiri, muhafaza ve satış işlemleri yapılabilir. Ancak İcra Müdürlüğü tebliğ edilmesi yönünde bir karar almışsa bu karar gereğince tebliğ işlemini yapması gerektiği Yargı içtihatlarıyla benimsenmiştir.

Bunun dışında bir hususa da dikkate çekmek isterim. İcra ve İflas Kanunu'nun 128/a maddesi taşınmaz kıymet takdirlerine yönelik bir düzenleme olmasına rağmen Yargı içtihatlarıyla 128/a-2. Maddedeki 2 yıllık süreye atıf yapılarak menkullerde de kıymet takdirinin 2 yıllık geçerlilik süresine tabi olduğu vurgulanıyor, yine İcra ve İflas Kanunu'nun İhalenin neticesi ve feshi başlıklı 134. Maddesi "Taşınmazların Satışı" başlığının altında yer alan bir düzenleme olmasına rağmen menkullere yönelik ihalenin feshi davalarında da bu maddeye atıf yapılmaktadır. İflas hükümleri ile rehin ve ipotek bölümlerinde açıkça İİK'nun 134. Maddesine atıf olmasına rağmen rehin ve iflas dışındaki menkul satışlarının düzenlendiği İİK'nun 112 ve devamı maddelerinde  İİK'nun 134. Maddesine atıf yoktur ancak yargı kararlarıyla menkuller yönünden de İİK'nun 134. Maddesindeki ihalenin feshine ilişkin hükümlere atıf yapılmaktadır.

O zaman buradan şu sonuca da varabiliriz; menkuller satışlarında İİK'nun 128/a-2. Maddesindeki 2 yıllık süreye ve İİK'nun 134. maddesindeki ihalenin feshine ilişkin hükümlere yargı kararlarıyla atıf yapılıyorsa İİK'nun 128/a-2. Maddesi ile İİK'nun 134. Maddesindeki diğer tüm düzenlemelere de atıf yapılabilir, bunu engelleyen bir durum söz konusu olmaz (Zira menkul kıymet takdirinin tüm borçlulara ve haciz koydurmuş alacaklılara tebliğine ilişkin içtihat mevcuttur). Ayrıca taşınmaz satışlarında kimlere satış ilanının tebliğ edileceğine dair düzenlemenin yer aldığı İİK'nun 127. Maddesinin menkul satışlarında da uygulanması gerektiğine dair şuan için yerleşik içtihat bulunmaması ileride de bulunmayacağı anlamına gelmez. Ancak bu konuda kanunda açık bir düzenleme olmadığından bu konudaki uygulama birliği yerleşik yargı içtihatlarıyla sağlanabilecektir. O yüzden şuan için menkul satışlarında kıymet takdirinin ve satış ilanının tüm borçlulara tebliğinin zorunlu olduğu yönünde yerleşik yargı içtihadı bulunmadığından (ancak yukarıda belirttiğimiz gibi istisnalar olabiliyor) bizim uygulamamız da bunların tüm borçlulara veya diğer ilgililere tebliğini zorunlu tutmamak yönünde olacaktır.

Ayrıca sorunuzdaki "Gayrimenkulde tüm borçlular yönünden kesinleşmeden satış mümkün değil bildiğim kadarıyla" ilgili kısım açısından şöyle bir görüş paylaşabilirim;

İpotekli takipler dışındaki birden fazla borçlunun yer aldığı takiplerde herhangi bir borçluya ait taşınmazın satışının yapılabilmesi için İcra ve İflas Kanunun'da tüm borçlular yönünden takibin kesinleşmesi gerektiği yönünde düzenleme yoktur. Ancak İİK'nun 128/2. Maddesinde yer alan "Kıymet takdirine ilişkin rapor borçluya, haciz koydurmuş alacaklılara ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak sureti ile tebliğ edilir." şeklindeki hükümden dolayı tüm borçlulara kıymet takdirini tebliğ ederiz. Yine İİK'nun 127. Maddesinde yer alan "İlanın birer sureti borçluya ve alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerinin tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur." şeklindeki hükümden dolayı da tüm borçlulara satış ilanını tebliğ ederiz.

Dikkatinizi çekmek istediğim husus ipotekli takiplerde özel durumlar olduğu için bu takipler dışındaki takiplerde birden fazla borçlunun yer aldığı ve borçlulardan birine ait taşınmaz satışı için İcra ve İflas Kanunu'nda tüm borçlular hakkındaki takibin kesinleşeceğine dair düzenleme olmamasına rağmen kıymet takdiri ve satış ilanının borçluya tebliğ edilmesi gerektiğine dair düzenleme geniş yorumlanarak tüm borçlulara kıymet takdiri ve satış ilanının tebliği gerektiği sonucuna varılmaktadır. Bizimde katıldığımız aynı doğrultudaki Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2021 tarihinde verdiği kararı dikkate alındığında O zaman şöyle bir sonuca varırız herhangi bir borçluya ait taşınmaz satışında taşınmaz maliki olmayan diğer borçlular hakkında takibin kesinleşmesi gerekmez ancak bu  borçlulara da taşınmaz maliki borçlu ile birlikte kıymet takdiri raporu ile satış ilanının tebliği gerekir. Takip dosyasında borçlu olarak yer alan kişi hakkında takibin kesinleşmemesi bu kişinin kıymet takdirine itiraz edemeyeceği ya da yapılan satış nedeniyle ihalenin feshi davası açamayacağı anlamına gelmez. O yüzden tüm borçlular hakkında mutlak surette takibin kesinleşmesi şartını aramanın yanlış olduğunu düşünüyorum.

İyi çalışmalar dilerim.


Özgür KOCA
Gebze İcra Müdür Yardımcısı
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)

873

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4289

556

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4494