Varlık Yönetim Şirketlerinin Alacaklı Olduğu Takiplerde Tahsil Harcı Alınması Gerektiği

Başlatan Özgür KOCA, 09 Kasım 2015, 23:35:47

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi         2015/4962 E.  ,  2015/10631 K.


TAŞINIR REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA YAPILAN İLAMSIZ TAKİP
REHİN KONUSU TAŞITLARIN SATIŞINDAN TAHSİL EDİLEN MİKTAR ÜZERİNDEN TAHSİL HARCI ALINMASI
İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN İŞLEMİNİ ŞİKAYET
TAHSİL HARCI
VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNİN VERGİDEN İSTİSNA OLACAĞI HALLER


HARÇLAR KANUNU (492) Madde 28
HARÇLAR KANUNU (492) Madde 32
BANKACILIK KANUNU (5411) Madde 143


"İçtihat Metni"

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki K.. B.. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı icra mahkemesine başvurusunda, taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde rehin konusu taşıtların satışından tahsil edilen miktar üzerinden tahsil harcı alınmasına yönelik icra müdürlüğü işleminin şikayet yolu ile iptalini talep etmiş, mahkemece; şikayetin kabulüne karar verilmiştir.

Öncelikle belirtilmelidir ki; Harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı paradır. Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28/b maddesine göre, Tahsil Harcı alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.
İcra ve İflas Kanunu'nun 15. maddesi ise, kanunda tersine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.

Harçlar Kanunu'nun 32. maddesine göre, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.

Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 sayılı Harçlar Kanunu, md.28/b) gereği İcra Dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili değildir; borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İcra ve İflas Kanunu'nun 12. maddesi hükmü de gözetildiğinde, borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının ödediğini zannettiği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. Yani, alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir. Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulunun 22.9.2004 tarih ve E:2004/12-491 K:2004/413 sayılı kararında da, paranın tahsili anında
Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu'nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.

Davacı (şikayetçi) şirketin yasal statüsü yönünden konunun değerlendirilmesine gelince: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 143/5. maddesi, varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemleri ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtları, kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, maddede sayılan diğer vergilerden ve kesintilerden istisna tutmuştur. Görüldüğü üzere, bu hüküm, varlık yönetim şirketlerinin vergiden istisna olacağı halleri-istisna kurumunun doğasının da gereği olarak- kendilerinin yaptıkları işlemlerden ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan dolayı, hükümde sayılan kanunlar uyarınca vergi, harç veya kesinti borçlusu durumunda bulunacakları hallerle sınırlamıştır.

Somut olayda, davacı (şikayetçi) şirketin yaptığı bir işlem veya bununla ilgili düzenlenmiş bir kağıt söz konusu olmadığından, uyuşmazlığın anılan hüküm kapsamında değerlendirilmesi de hukuken mümkün değildir.

İcra ve İflas Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca gerçekte borçluya ait olan tahsil harcının, konuya ilişkin bir başka düzenlemeyi içeren 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28/b maddesindeki hüküm çerçevesinde yatırılan paradan alınmış olması, sonuçta bu miktarın borçludan alınıp alacaklıya ödenmesine olanak veren yasal düzenlemeler karşısında, hukuka aykırı değildir (Hukuk Genel Kurulu'nun 03.12.2008 tarih ve 2008/12-715 E., 2008/717 K. sayılı kararı).


O halde; mahkemece, ihale ile satılan taşınırların satış bedeli üzerinden tahsil harcı alınmasına yönelik icra müdürlüğü işlemine karşı yapılan şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulüne ilişkin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : K.. B..'nın temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)

1127

Yanıtlar: 9
Gösterim: 16734