İhale alıcısı davacı, ihalenin feshedilebileceğini öngörerek ihaleye katılmıştır

Başlatan Özgür KOCA, 05 Aralık 2023, 12:59:32

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

ESAS NO   : 2019/3127
KARAR NO: 2021/7447



Davacı N.Y. vekili Av. M.K. tarafından, davalılar Adalet Bakanlığı ve Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş aleyhine 18/11/2016 gününde verilen dilekçe ile İİK'nın 5. maddesi uyarınca icra memurunun kusurundan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davalının davalı Bakanlık yönünden kabulüne, davalı banka yönünden husumet yokluğundan reddine dair verilen 25/10/2018 günlü kararına karşı davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen 17/09/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı Bakanlık vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
 
KARAR
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK'nın 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalı Bakanlık vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2) Davalı Bakanlık vekilinin diğer temyiz itirazına gelince;    

Davacı vekili; davalılardan Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş nin alacaklısı olduğu . İcra Müdürlüğünün 2012/**** sayılı icra takip dosyasında borçlulardan T. Tarım Şirketi adına kayıtlı olup borç nedeniyle haczedilen 6 nolu bağımsız bölümün ihale ile satışa çıkarıldığını, 31/03/2014 tarihinde yapılan ihalede taşınmazın 171.000,00 TL bedelle davacıya ihale edilerek 17/04/2014 tarihinde davacı adına tapuya tescil edildiğini, takip dosyası borçlularının satış ilanının kendilerine usulsüz şekilde tebliğ edildiğini ileri sürerek 27/06/2014 tarihinde . İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/*** esas sayılı dosyasında açtıkları davada ihalenin feshine karar verildiğini ve işbu kararın 02/06/2016 tarihinde kesinleştiğini, ihale bedelinin icra dosyası alacaklısı olan davalı bankanın kasasında bir buçuk yıla yakın bir süre kaldığını, ihalenin feshi kararının kesinleşmesi üzerine ihale bedelinin davacıya 03/10/2016 tarihinde iade edildiğini, Almanya'da işçi olarak çalışan davacının davaya konu taşınmazı ihaleden almaktaki niyetinin baba yurdunda bir ev edinmek olduğu, bu evi almasaydı başka bir ev alma amacında olduğunu belirterek, öncelikle ihalesi feshedilen evi ya da emsalini dava tarihi itibariyle ne kadar paraya alacak ise davacının ödediği ihale bedeli olan 171.000,00 TL nin bu rayiç bedelden tenkis edilerek, aradaki fark bedelin (müspet zararın) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, aksi kanaat halinde ise ihalede ev için ödediği para ve yaptığı tapu masraflarının ihale tarihinden paranın iade edildiği tarihe kadarki en yüksek banka mevduat faizinin, keza ihalede alınan evin tahliyesi ve tadilatı için yapılan masrafların tespiti ile en son tarih olan temmuz 2014 tarihinden dava tarihine kadarki en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 11/07/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle davaya konu taşınmazın dava tarihindeki değeri ile ihale bedeli arasındaki fark olan 126.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekilleri, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.

İlk derece mahkemesince; benimsenen bilirkişi raporunda ihalenin feshi kararının kesinleştiği 02/06/2016 tarih itibariyle taşınmazın değerinin 320.000,00 TL olarak belirlendiği, bu miktardan davacının ihale bedeli olarak ödediği 171.000,00 TL nin mahsubu ile davacının  zararının 149.000,00 TL olduğu, ancak davacının talebiyle bağlı olarak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 126.000,00 TL nin 10.000,00 TL sinin dava tarihinden, 116.000,00 TL sinin 12/07/2017 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Adalet Bakanlığından tahsiline; icra müdürlüğünce yürütülen ihale işlemleri ile arasında illiyet bağı bulunmayan davalı banka yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; karara karşı davalı Bakanlık vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; davacının ihale yolu ile taşınmaz mülkiyetini elde etmesine rağmen, sonradan icra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle yapılan ihalenin feshine karar verildiği, bu kapsamda taşınmazın mülkiyetinin davacının elinden alınıp eski malikine iade edilmiş olmasında davalı Bakanlık personelinin kusurunun bulunduğu, yapılan keşfe binaen alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibari ile belirlendiği gerekçesiyle, davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Bakanlık vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, İİK'nın 5. maddesi uyarınca icra memurunun kusurundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince, ihalenin feshine ilişkin kararın kesinleştiği tarihte davacının mülkiyet hakkını kaybettiği kabul edilerek, bu tarihteki taşınmazın değeri ile davacının ödediği ihale bedeli arasındaki fark davacının zararı olarak belirlenip davanın kabulüne ve bölge adliye mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmişse de, zararın kapsamına dair varılan sonuç usul ve yasaya uygun düşmemektedir. 

İcra İflas Kanunu'nun 5. maddesinde icra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının İdare aleyhine açılabileceği ve İdarenin kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı olduğu düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında icra görevlilerinin sorumluluğu için aranan koşullar; görevlilerin kusurlu hareket etmiş olmaları, hareketleri sonucu zarar vermiş olmaları ve zararla hareket arasında illiyet bağının bulunmasıdır.

İhalenin feshi kararının kesinleşmesi ile alıcının ihale ile iktisap ettiği mülkiyet hakkı geçmişe etkili olarak son bulur ve hissedarlara geri döner (Baki Kuru İcra İflas Hukuku El Kitabı S. 622). İhale konusu taşınmazın alacaklı adına tescilinin yapılması ve ihale bedelinin hissedarlara dağıtılması da kazanılmış hak oluşturmaz. (12. Hukuk Dairesinin 22/01/2008, 2007/ 23029 esas, 2008/872 karar sayılı ilamı da bu yöndedir)

İİK.nun 134.maddesinin 5.fıkrasının son cümlesi ise; "İhalenin feshine ilişkin şikayetin kabulüne veya reddine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine, ihale bedeli nemaları ile birlikte hak sahiplerine ödenir" hükmünü içermektedir.

Anılan madde uyarınca, ihale bedeli nemaları ile birlikte hak sahiplerine ödenir. İhalenin feshi talebinin kabulü halinde nemalandırılmış bu satış bedeli ihale alıcısına, reddi halinde ise alacaklıya ödenir.   

İİK 134. maddesinin 5. fıkrasından kaynaklı nemalar, alacaklıya alacağının yanında ihalenin kesinleşmesine kadar tahsil edememesi nedeniyle ödenmesi gereken ve depo edilen ihale bedelinin getirisi niteliğinde paralardır. Böylece ihale alıcısının ihalenin feshi halinde,  kendi yatırdığı paranın tamamı üzerinde hakkı olup, nema ihale alıcısına ödenir.

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olaya gelince; satış ilanının icra dosyası borçlusu T. Tarım Şirketinin vekillik görevinden istifa eden avukatına tebliğ edilip vekaletname sunan vekillerine veya asile satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, diğer borçlu N.M. Tarım Şirketine satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasında icra memurunun kusurunun bulunduğu açıktır. Dolayısıyla hukuka aykırılık unsuru oluşmuştur.

Davacı, ihale sonrasında taşınmazın maliki olmuş ise de, işlemin temelini oluşturan ihalenin feshedilmesi ile bu sıfatı son bulmuştur. İhale tarihi ile ihalenin feshi kararının kesinleşme tarihi arasında geçen süre içinde taşınmazın değerinde bir artış olması tabiidir. İhale alıcısı davacı, ihalenin feshedilebileceğini öngörerek ihaleye katılmış ve ihale bedelini ödemiş, ihalenin feshi kararının kesinleşmesinden sonra ise ihale bedeli olarak yatırdığı tutar, takip alacaklısı olan davalı banka tarafından davacıya iade edilmiştir. Davacının talep ettiği taşınmaz bedel farkı, davacının mal varlığında meydana gelen bir zarar niteliğinde değildir. Dolayısıyla, ihaleye konu taşınmazın davacı adına tescil edilmesi, davacı yönünden kazanılmış hak oluşturmaz.

Uyuşmazlık İİK'nın 5. maddesinden kaynaklı olup, haksız fiile ilişkin hükümlerin uygulanacağı açıktır. Haksız fiillerde ise tazminat olarak, gerçek zararın karşılığına hükmedilir.  Davalı Bakanlığın sorumluluğu ise, icra memurunun kusurlu eylemi ile doğan zarar kadardır.

Şu halde; icra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle davacının, İİK'nın 134. maddesinin 5. fıkrası uyarınca 171.000,00 TL ihale bedelini icra dosyasına ödediği tarih ile ihale bedelinin kendisine iade edildiği tarihler arası işleyecek faizden oluşan zararının belirlenerek bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken, ihalenin feshi kararının kesinleştiği tarihteki taşınmazın değeri ile davacının ödediği ihale bedeli arasındaki farkın davacının zararı olarak belirlenip davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak, hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı Bakanlık vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 25/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)