Sıfır Aracın Dört Kapısının Sökülüp Takılması Gizli Ayıp Niteliğindedir

Başlatan Özgür KOCA, 25 Kasım 2023, 22:24:14

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi

ESAS NO     : 2022/5724
KARAR NO    : 2022/7775



İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              : VAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ                        : 25/05/2022
NUMARASI                : 2022/284 - 2022/604
DAVACI                      : 1- R.D. VEK. AV. Y.E.İ.
DAVALI                      : B. MOTORLU TAŞITLAR PAZARLAMA İNŞAAT AKARYAKIT NAKLİYAT
                                     TURİZM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. VEK. AV. N.A.
İLK DERECE
MAHKEMESİ             : VAN 2. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ                       : 11/11/2021
NUMARASI               : 2021/19 - 2021/411

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen aracın misli ile değiştirilmesi davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı; 2020 model N.Q. marka aracı sıfır olarak 23.09.2020 tarihinde 175.874,28 TL bedelle davalıdan satın aldığını, aracı satın aldıktan kısa süre sonra aracın kapılarından şüphelenmeye başladığını, bu nedenle 10.10.2020 ve 21.10.2020 tarihinde iki farklı ekspertiz şirketinden rapor aldığını, bu raporlara göre aracın dört kapısının da sökülüp takıldığının tespit edildiğini, davalının bu işlemi kendisinden sakladığını, aracın bu haliyle gizli ayıplı olduğunu, sıfır araçtan beklenilen kusursuzluğun dava konusu araçta mevcut olmadığını, durumun davalıya bildirildiğinde, davalının kapıların sökülerek takıldığını kabul ettiğini ancak aracın misli ile değişim talebini kabul etmediğini ileri sürerek, aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, iddia edildiği gibi dava konusu aracın kapılarının sökülüp takılmadığını, davacının geçen süre zarfında aracı kullandığını, davacının iddiasının hayatın olağan hayat akışına aykırı olduğunu, aksinin kabulü halinde dahi davacı tarafın iddia ettiği işlemin aracın değerini düşüren ve yahut kullanıcının araçtan beklediği faydayı ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan nitelikte olmadığını, aracın sökülebilen herhangi bir aksamının sökülüp takılmasının bir zarar, eksiklik, değer kaybı meydana getirmediğini, misli değişim talebinin hak ve adalete uygun olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu aracın ayıpsız misli bir araç ile değiştirilmesine karar verilmiş; hükme karşı, davalı istinaf talebinde bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı eldeki dava ile davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, dava konusu aracın dört kapısının değiştirildiğinin tespit edildiği, bu değişikliğin davacı tüketici tarafından ilk bakışta fark edilmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple aracın gizli ayıplı olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; davalının istinaf talebinde bulunması üzerine, bölge adliye mahkemesince, dava konusu aracın kapılarının sökülüp takıldığı, tüm parçalarının ve boya kalınlığının orijinal olduğu, herhangi bir hasar ya da eksikliğin bulunmadığı, bütün parçaları orijinal olan aracın sadece kapılarının sökülüp takılmış olmasının Tüketici Kanunu'nun 8. maddesi kapsamında ayıp olarak kabul edilemeyeceği, zira sökülüp takılabilen bir aksamın sökülüp takılmış olmasının aracın kullanım amacını azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklik olarak değerlendirilemeyeceği, araçtan beklenilen faydayı azaltmayacağı ya da ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir.

Satış tarihi itibari ile uygulanması gereken 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8. maddesinde, ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal olarak tanımlanmıştır. Buna göre ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.

6502 sayılı Kanun'un 9. maddesine göre; satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür. Yine anılan kanunun 10. maddesine göre; teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.

6502 sayılı Kanun'un 11/1. maddesinde tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, buna göre; malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Somut olayda; davacı davalıdan 23.09.2020 tarihinde sıfır kilometre ile satın aldığı aracın dört kapısının da sökülüp takıldığının tespit edildiğini ileri sürerek, ayıplı aracın misli ile değiştirilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, aracın tüm kapılarının ve aksamlarının orijinal olduğu, herhangi bir boya farklılığının olmadığı, ancak sağ ve sol ön ve arka kapı menteşe civata ve somunlarda sağ ve sol kapıların sökülüp takılmış olduğuna dair izler ve somun ve civata üzerinde serpme boya izlerin olduğu ve bu kapıların sökülüp takılmanın neden ve niçin yapılmış olduğuna dair herhangi bir bulgu, belge ve kaynak bulunamadığı, bu durumun çıplak gözle fark edilmesinin mümkün olmadığı, aracın bu haliyle gizli ayıplı olduğu, mevcut durumun aracın ikinci el değerini düşürdüğü tespit edilmiştir. Davacı 23.09.2020 tarihinde aracı satın almış, 10.10.2020 ve 21.10.2020 tarihinde alınan ekspertiz raporları ile aracın dört kapısının da sökülüp takıldığını satış tarihinden sonra çok kısa bir süre içerisinde tespit etmiştir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan sıfır olarak satın aldığı aracın dört kapısının da sökülüp takıldığı, bu durumun aracın ekonomik değerini düşüren gizli ayıp niteliğinde olduğu, buna göre davacının 6502 sayılı Kanun'un 11/1. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarından aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini talep edebileceği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmiş olması doğru değildir.

Bu durumda bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış bulunduğundan yeniden esas hakkında karar verilmek üzere, hüküm bozulmalıdır.


SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (4)