Aile Konutu Şerhi Cebri İcra İşlemlerine Engel Değildir

Başlatan Özgür KOCA, 09 Mayıs 2014, 11:47:12

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO   : 2009/21405
KARAR NO: 2010/3267                                                  Y A R G I T A Y   İ L A M I


**************

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

         Takibin kesinleşmesi ile borçlu adına kayıtlı  gayrimenkulün haczi ile satışına karar verilmesi  üzerine; şikayetçi borçlu eşi,   Türk  Medeni Kanunu 'nun 194. maddesine dayalı olarak, aile  konutu şerhi bulunan ve iki çocuğuyla birlikte oturduğu  gayrimenkul üzerindeki haczin kaldırılmasını, satışın durdurulmasını talep etmiştir.

          Mahkemece, gayrimenkul üzerine aile konutu şerhi konduktan sonra eşin  muvafakati alınmadan haciz konduğu ve bu yerin  şikayetçi eş ile iki çocuğunun ikametine özgülendiğinden T.M.K.194.maddesi gereğince haczin kaldırılması ile satışın  durdurulmasına karar verilmiştir.

T.M.K'nun 194.maddesi aynen  "Eşlerden biri, diğer eşin  açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili  kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez  veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünü içermektedir. Yasal  bu  düzenleme, aile konutunun tapu sicilinde maliki olan borçlunun borcundan  dolayı  alacaklıların yapacakları  icra takibi sonucu satışına engel teşkil  etmez.

           İ.İ.K'nun  82/12.maddesinden  faydalanma hakkı  sadece icra takip borçlusuna aittir. Somut  olayda, şikayetçinin  lehine  taşınmaz  üzerine aile konutu şerhi  verilmiş bulunması, takipte  taraf  olmayan  şikayetçinin  bu  hakka dayanarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına, İ.İ.K'nun 82/12.maddesi imkan tanımamaktadır.

          O halde, haczedilmezlik şikayetinin aktif dava ehliyetsizliği nedeniyle reddi yerine işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle kabulü yönünde hüküm kurulması  isabetsizdir.

SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16/02/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)