HACİZLİ ARACIN SATIŞININ VE DEVRİNİN MÜMKÜN OLDUĞU, TRAFİK TESCİLİNİN YAPILMASI

Başlatan Deniz034, 10 Nisan 2016, 12:09:39

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
HACİZLİ ARACIN SATIŞININ VE DEVRİNİN MÜMKÜN OLDUĞU, TRAFİK TESCİLİNİN YAPILMASI
Danıştay 15. Daire Başkanlığı
Esas No : 2013/1508
Karar No : 2016/546

İstemin Özeti : Antalya 1. İdare Mahkemesi'nin 30/06/2011 günlü, E:2010/144; K:2011/874 sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

Dava, davacının noter satış sözleşmesi ile satın aldığı aracın kendi adına devir ve tesliminin yapılması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 26.01.2010 tarih 1683 sayılı Antalya Emniyet Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Antalya 1. İdare Mahkemesi'nce; davacının noter satır sözleşmesi ile satın aldığı araç üzerindeki haciz şerhi kaldırılmadan veya ilgili kurumdan hacizli olarak devir edilmesinde sakınca olmadığına dair yazı alınmadan aracın davacı adına tescil edilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

İşlem tarihinde yürürlükte bulunan 25.05.1997 tarih ve 22999 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4262 sayılı Kanun ile değişen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20. maddesinin (d) bendinde; tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, aracın motorlu taşıtlar vergisi borcu bulunmadığına dair belgenin ibrazı halinde araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterlerce yapılacağı, bu satışın, noterlerce tescil belgesine tarih konularak ve tasdik edilmek suretiyle işleneceği, ayrıca, tescil edilmiş araçların satış ve devir işlemleri noterler tarafından siciline işlenmek üzere işlemin tamamlanmasını müteakip en geç onbeş iş günü içinde ilgili tescil kuruluşu ile vergi dairesi müdürlüğüne bildirileceği, noterlerin vergi dairesi müdürlüklerine satış işlemlerini bildirmesi üzerine intikal eden araçların vergi kayıtlan, satış sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle, 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca önceki malikin vergi mükellefiyetine son verileceği, ayrıca, yeni malik adına vergi mükellefiyeti tesis edileceği, tescil sürelerini geçirdiği tespit edilen araçların trafikten men edileceği, aracın trafikten men edildiği yer tescil kuruluşunda, aracın alıcı adına tescil işlemleri yaptırılacağı, bu süre içinde araçta veya taşınan yükte meydana gelecek zararların, yeni araç sahibine ait olduğu ve noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersiz olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, Şişli Vergi Dairesi'nin yazısına istinaden 28.11.2006 tarihinde ....plakalı araç üzerine 6183 sayılı Kanun uyarınca haciz/ yakalamalı şerhinin işlendiği, davacı tarafından, aracın vergi borcu bulunmadığında ilişkin Muratpaşa Vergi Dairesi'nden ilişik kesme yazısı sunulmak suretiyle, söz konusu aracın 15.10.2007 tarihinde noter satış sözleşmesi ile satın alındığı, davacının 06.01.2010 tarihinde aracın kendi adına kaydını talep ettiği, davalı idarece 26.01.2010 tarihli dava konusu işlem ile 6183 sayılı Kanunun 73. maddesine göre araç sahibinin haczedilen aracı üzerinde tasarrufta bulunmaması gerekirken davacıya sattığı, davacının, araç üzerine takyidat koyan Şişli Vergi dairesi Müdürlüğü'nün aracın üzerinde haciz şerhi kalması şartıyla devrinin davacı adına yapılmasında sakınca bulunmadığına dair bir yazıyı getirdiği takdirde aracın hacizli olarak tescil işlemi yapılabileceğinden bahisle talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 73. maddesinde; borçlunun, alacaklı amme idaresinin muvafakatini almaksızın hacizli mallarda tasarrufta bulunamayacağı, haczi koyan tahsil dairesi buna aykırı hareketin cezayi mucip olduğunu borçluya ihtar edeceği, haczedilmiş olan mal üzerinde üçüncü şahsın zilyedlik hükümlerine istinaden hüsnüniyetle elde ettiği hakların mahfuz olduğu, hüsnüniyet kaidelerine aykırı olarak hacizli mal üzerinde üçüncü şahsın elde ettiği hakların, alacaklının haczi ile o mala taallük eden haklarını ihlal ettiği nispette butlanına mahkemece hükmolunacağı düzenlenmiştir.

Olayda, davacı aracı almadan önce 6183 sayılı Kanun kapsamında araca haciz şerhi konulduğu, noterdeki satış sözleşmesinden sonra 29.12.2009 tarihinde eski malikin borcu nedeniyle UYAP üzerinden İstanbul 2. İcra Dairesi'nce de haciz şerhi işlendiği görülmektedir.

Yukarıda aktarılan mevzuatın değerlendirilmesinden; hacizli bir aracın satışının yasaklanmadığı, ancak haciz koyduran alacaklıların korunması amacıyla aracın hacizli olarak satılabileceği, dava konusu olayda da üzerindeki haciz noterde de vergi dairesinde de görünmeyen aracı satın alan davacı adına, tescili talep ettiği tarih itibariyle araç üzerindeki hacizlerle birlikte trafik tescil kaydının yapılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Ayrıca araç, adına hacizli olarak tescil edilecek davacının; söz konusu araç üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına ilişkin taleplerini adli yargı yerinde ileri sürebileceği de tabiidir.

Bu durumda dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Antalya 1. İdare Mahkemesi'nin 30/06/2011 günlü, E:2010/144; K:2011/874 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(X)KARŞI OY :

Temyize konu Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''