Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile Takipte Reeskont Avans Faiz İstenmemesi

Başlatan Özgür KOCA, 02 Nisan 2024, 16:06:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 .    H U K U K    D A İ R E S İ



Esas    No   : 2022/9837
Karar No   : 2023/2523



Taraflar arasındaki şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi mirasçılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi mirasçılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ŞİKAYET
Şikayetçi borçlu mirasçılar şikayet dilekçesinde; murisleri hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte faiz oranının reeskont avans faizi üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, alacaklı tarafça sözleşmeye dayalı olarak faiz talep edilmiş ise de sözleşmede açıkça kambiyo senetlerinin hangileri olduğunun yazılması zorunlu olup somut olayda senetlerin sözleşmeye sonradan eklendiğini, Yargıtay içtihatlarına göre takibin başladığı tarihte temerrüt faiz oranlarının belirlenmesi, istenebilecek en fazla faiz oranının hesaplanması gerektiğini, bu durumda Merkez Bankasınca belirlenecek faiz oranları üzerinden hesap yapılması gerekirken dosya kapak hesabında faizin yıllık %180 olarak hesaplanmasının yerinde olmadığını, alacaklının TMK'nın 2. maddesine aykırı olarak hem sözleşme düzenlediğini, hem de sözleşmeye ek olarak senet tanzim edip cezai şart dahi koyduğunu, davalı tarafından dosyaya sunulan takip dayanağı sözleşmede yazılı faiz oranının TBK'nın 120. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek takip dosyasında işletilen ve işleyecek olan fahiş faiz oranının iptali ile dosyanın bilirkişiye gönderilmesini talep etmişlerdir.


II. CEVAP
Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; takibin 07.07.2001 tarihinde satış sözleşmesine dayalı olarak başlatıldığını, ödeme emrinde 1.196.000.000,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %180 oranında faizi ile tahsilinin istendiğini, borçlu tarafından takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranına yönelik herhangi bir itirazda bulunulmadığını, takibin mevcut hali ile kesinleştiğini, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış olan bono dışındaki anlaşmada öngörülen faiz oranının anlaşmanın tarafları için bağlayıcı olduğunu, nitekim 3095 Sayılı Kanunun 2. maddesinde sözleşme ile yasal faizin aksinin kararlaştırılabileceğinin hüküm altına alındığını, yerleşik Yargıtay kararlarında sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanabilmesi için aranan şartların olayda mevcut olduğunu, sözleşmede ödeme bedelini gösteren bonoya açıkça atıf yapıldığını, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarı belirtilmek suretiyle açıklaması yapılmış olduğundan temel ilişkiyi oluşturan satış sözleşmesinde belirlenen faiz oranının taraflar için bağlayıcı ve geçerli olduğunu, tacir konumunda olduğundan ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenmesinin mümkün olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.


III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip dayanağının satış sözleşmesi ve bono olup taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğunu, sözleşmede vade tarihinde muaccel olacak alacaklar için sözleşme tarihinden itibaren aylık %15 gecikme faizinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ödeme emrinin takip borçlusuna tebliği üzerine süresinde herhangi bir itiraz yapılmaksızın takibin dolayısıyla takip sonrası işletilecek faiz oranının kesinleştiğinin anlaşıldığını, bu durumda taraflar arasındaki akdi faiz oranının talep edilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğini gerekçe göstererek davanın reddine karar verilmiştir.
 
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi mirasçılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi mirasçılar istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek TBK'nın 120.madde hükmü değerlendirilmeden, bilirkişi raporu alınmadan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçi borçluların murisi hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, 15.08.2001 ve 15.08.2002 tarihli bonolar ile satış sözleşmesinin takibin dayanağı belgeler olarak takip talebine eklendiğini, sözleşmeye atıfta bulunularak aylık %15 faiz oranı üzerinden işleyecek faiz talebinde bulunulduğunu, takibin bu haliyle kesinleştiğini, murisin ölümünden sonra takibin şikayetçi mirasçılara yöneltildiğini, takip tarihinden itibaren yürütülmesi istenen işleyecek aylık %15 faiz oranının, yasal ya da ticari temerrüt faiz oranına denk gelmediğini, bu durumda takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılmasının mümkün olmadığını; kesinleşen (aylık %15) yıllık %180 faiz oranının esas alınması gerektiği gerekçesi ile şikayetçi borçlu mirasçıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu mirasçılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu mirasçılar temyiz dilekçesinde; şikayetin süresiz şikayet olarak ileri sürülmesinin mümkün olduğunu, faize dair itirazlarının kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman ileri sürülmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde talep edilen akdi faiz oranına ilişkin şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
TTK md. 8, TBK md. 88 ve 120

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu mirasçıların temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.



VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)