Menfaat çatışması kayyım atanması

Başlatan Deniz034, 24 Ekim 2020, 21:57:59

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
12. Hukuk Dairesi         2016/13339 E.  ,  2017/4579 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi ..., 11/12/2002 tarihinde ölen kardeşi ... adına kayıtlı taşınmazların, küçükleri evlat edinen ...'ın eşi ...'ın küçüklere velayeten açtığı ortaklığın giderilmesi davasında, mahkemeden izin alınmaksızın ve küçüklerin zararına hareket edilerek taşınmazların satışına karar verildiğinden, yapılan usulsüz satışların kesinleştirme işlemlerinin kaldırılarak satışların düşürülmesi ve küçüklere vasi atanması talebiyle sulh hukuk mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayet kısmen kabul edilerek satış memurluğu dosyası ile satışı yapılan taşınmazların satış işlemlerinin iptaline, şikayetçinin diğer taleplerinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Dosya arasında bulunan veraset ilâmına göre; satışının iptali talep edilen taşınmazların maliki ...'ün mirasçılarının, murisin eşi ... ve müşterek çocukları ..., ... ve ... olduğu anlaşılmıştır.
... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 15/01/2003 tarih ve 2003/72 E.-2003/23 K. sayılı kararıyla, çocuklara ... kayyım tayin edilerek, nesebin düzeltilmesi ve babalık davası açabilmek ve bu davaları takip edebilmek hususunda kayyuma yetki ve izin verildiği, sonrasında kayyımın açtığı nesebin düzeltilmesi davası sonucu, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/02/2003 tarih ve 2003/116 E.-2003/133 K. sayılı kararıyla çocukların babalarının ... olduğunun tespiti ve tesciline karar verildiği görülmüştür.
Ayrıca, Federal Almanya Cumhuriyeti ... Sulh Hukuk Mahkemesi Velayet Mahkemesinin 30/05/2008 tarihli kararıyla, çocukların ... tarafından evlat edinildiği, ilgili mahkeme kararının, ... 2. Aile Mahkemesinin 14/05/2009 tarih ve 2008/733 E-2009/371 K. sayılı kararıyla tanınmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesine göre, bir işte, yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışırsa, vesayet makamının, ilgilisinin isteği üzerine veya re'sen, temsil kayyımı ataması gerekmektedir. Yine, çocukları ilgilendiren davalarda, çocuk ile velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde, çocuğa bir temsilci atanması gerekir (Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4. maddesi).
Somut olayda, çocuklara velayeten ... tarafından çocukların ve muris ...'ün eşi ...'ün veraseten maliki oldukları taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesi için açılan davanın, mahkemeden izin alınmaksızın ve davacı (babaları) ... ile çocuklar arasında çıkar çatışması bulunduğu halde, çocuklara kayyım atanmaksızın görülerek kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle, satış memurluğunca yapılan satışların iptalinin istendiği anlaşılmış olup, çocuklara atanan kayyımın yetkisinin, yalnızca nesebin reddi ve babalık davasına ilişkin olduğu görüldüğünden, mahkemece, davacı baba ve velayeti altındaki çocuklar arasında menfaat çatışması bulunduğu nazara alınarak, çocukları davada temsil etmek üzere kayyım atanması için (TMK md.426/2) yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak kayyımın duruşmaya çağrılması ve varsa delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (2)