Belediye mallarının haczinde uygulama

Başlatan Deniz034, 22 Eylül 2016, 21:57:51

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
8. Hukuk Dairesi         2015/14387 E.  ,  2016/9052 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ   :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ   : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu vekili, kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan ilama dayalı başlatılan takipte, müvekkili İdare'nin hak ve alacaklarına haciz konulduğunu bu tür alacaklar için 5999 ve 6111 sayılı Yasa'lar ile 2560 sayılı Yasa'nın 27. maddesi ve İİK'nun 82/1. maddesi uyarınca haciz yasağı getirildiğini, bu nedenle haciz işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek usul ve Yasa'ya aykırı haciz işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce borcun tamamının ödendiği, İcra Müdürlüğü tarafından hacizlerin fekki için yazı yazıldığı, kamulaştırmasız el atmanın 1983 sonrası olması nedeni ile olayda 6487 sayılı Yasa ile değiştirilen 2942 sayılı Yasa'nın 6. maddesinin ve 2560 sayılı ... Kanunu'nun uygulanma imkanı bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
11.09.2014 tarihli 29116 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddenin son fıkrasına "İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamaz" hükmü eklenmiş ise de Anayasa Mahkemesi'nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile Birinci cümledeki "ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır." ve son cümlesindeki "veya kamu hizmetini aksatacak" ifadeleri iptal edilmiştir.
Yine aynı Yasa'nın 123. maddesi ile 5393 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. maddede "15'inci maddenin son fıkrası hükümleri, devam eden her türlü icra takipleri hakkında da uygulanır. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır." hükmü ise Anayasa Mahkemesi'nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile iptal edilerek yürürlükten kaldırılmıştır.

Bu durumda Geçici 8. maddenin iptal edilmesi ile 6552 sayılı Yasa hükümlerinin sadece Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceğinin kabulü gerekir.
O halde icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanun'un 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen "İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediye'den borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir" hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin, yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerekir.
Somut olayda; takip tarihi 05.11.2012 olup 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce olduğundan 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü gerekir. Bu durumda İİK 82/1 maddesine dayalı şikayet talebi de bulunduğu gözönünde bulundurularak; haciz yazısında belirtilen hesap numarasına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, hesaptaki paraların mahiyeti ve kaynağı belirlenip, gerektiğinde alanında uzman bilirkişi marifeti ile şikayet nedenleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi yerine, bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 24.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)

3696

Yanıtlar: 0
Gösterim: 1763

3699

Yanıtlar: 0
Gösterim: 1946

110819

Yanıtlar: 2
Gösterim: 940

111235

Yanıtlar: 0
Gösterim: 526