İhtiyati Haciz Ve Uygulanması

Başlatan Deniz034, 23 Ekim 2017, 21:25:17

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
Makale İhtiyati Haciz Ve Uygulanması

İHTİYATİ HACİZ
(İİK.257-268)

DOKUZUNCU BAP
İHTİYATİ HACİZ
İhtiyati haciz şartları :
Madde 257
(Ek fıkra: 29/6/1956-6763/42 md.; Mülga dördüncü fıkra: 14/1/2011-6103/41 md.) (Ek fıkra: 29/6/1956-6763/42 md.; Mülga beşinci fıkra: 14/1/2011-6103/41 md.)
Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.(1)
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.

İHTİYATİ HACİZ KARARI :
Madde 258
İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.
(Ek fıkra:17/7/2003 – 4949/60 md.; Değişik: 2/3/2005-5311/16 md.) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.

Rehinle temin edilmiş alacaklar hakkında ihtiyati haciz kararı verilemez. Şu kadarki, rehinli malın alacağın tamamını karşılayacak değerde olmadığının anlaşılması halinde açıkta kalan alacak kesimi için ayrıca ihtiyati haciz kararı alınabilir. Mahkemeye, bu yönde bir istemle yapılan başvuruda, ilkin yöntemine uygun biçimde rehinli malın değeri takdir edilerek, alacağı tümden karşılamadığı saptanırsa açıkta kalan alacak kesimi için yasanın aradığı (İİK.257) etkenler ve koşullar bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebilir. Yine rehinli mal paraya çevrildikten sonra borcu tümden karşılamaması konumunda da açık kalan miktar için ihtiyati haciz kararı alınabilir.
Hapis hakkı kullanılan durumlarda da ihtiyati haciz istenemez. Ancak hapis hakkı kullanılmış defteri düzenlenmiş eşyanın takdir olunan kıymetleri muacceliyet kazanmış kira alacaklarını karşılamaya yetmezse ihtiyati haciz kararı alınabilir.
M.K.uyarınca evliliğin devamı süresince eşler arasındaki cebri icra yasağı sebebiyle eşlerden biri diğerine karşı alacağı için ihtiyati haciz isteminde bulunamaz.
Şarta bağlı alacaklar için de ihtiyati haciz kararı istenemez.
Gemi ve yük alacaklılarının donatana karşı sahip oldukları ihtiyati haciz isteyebilme hakları bazı kayıtlarla sınırlandırılmıştır.Gemi alacaklıları ancak Donatanın sorumluluğuna konu oluşturan mal ve haklara yani gemi ve navlun üzerine ihtiyati haciz koydurabilirler.
Kural olarak vadesi gelmemiş alacaklar için ihtiyati haciz istenemez isede; İki halde ihtiyati haciz kararı istenebilir;
I) Borçlunun belli yerleşim yeri yoksa,
II) Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yada kaçarsa.

İHTİYATİ HACİZDE TEMİNAT :
Madde 259 – (Değişik: 3/7/1940 - 3890/1 md.)
İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder.
Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.

İHTİYATİ HACİZDE TEMİNATIN GERİ VERİLMESİ (İADESİ) :

Alacaklının yatırmış olduğu teminatı ne zaman geri alacağına ilişkin düzenleme Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğinin 44.maddesinde düzenlenmiştir. Teminatın iadesi için hakimin kararına ihtiyaç vardır. Yönetmelik gereğince teminatın iadesi talep edilmesi halinde yazı işleri müdürüncü hakime arz edileceği düzenlenmiştir. Burada İcra Müdürünün bir yetkisi bulunmamaktadır.

İHTİYATİ HACİZ KARARININ MUHTEVASI :
Madde 260 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/100 md.)
İhtiyati haciz kararında :
1. Alacaklının ve icabında mümessilinin ve borçlunun adı, soyadı ve yerleşim yeri,
2. Haczin ne gibi belgelere müsteniden ve ne miktar alacak için konulduğu,
3. Haciz konulmasının sebebi,
4. Haczolunacak şeyler,
5. Alacaklının zararın tazminiyle mükellef olduğu ve gösterilen teminatın nelerden ibaret bulunduğu yazılır.

İhtiyati haciz, borçlunun mal varlığına tebligat yapmadan el konulmasıdır. Karar, borçlunun el konulacak mallarını içerir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. Alacaklı, borçlusunun borcunu zamanında ödeyeceğinden emin değilse, il önce borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurur, ondan sonra davasını açar veya ilamsız icra takibini yapar. Alacaklı açtığı davayı kazanır veya yaptığı ilamsız icra takibi kesinleşirse artık borçlunun mallarını haczettireceğim diye uğraşmaz. Daha önce ihtiyaten haczedilmiş olan mallar icra dairesince satılır ve satış bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. Uygulamada, ihtiyati haciz yerine (yanlış olarak) ihtiyati tedbir kararı verildiğinden ve verilen ihtiyati tedbir kararı hukuki niteliği bakımından ihtiyati haciz kararı olduğundan, böyle bir ihtiyati tedbir konusu mal satılabilir.(Prof.Dr.Baki Kuru cilt : 3 sayfa :2496-2497)
İhtiyati haciz isteyecek kişinin o alacağın alacaklı sıfatına sahip olması gerekir. Kural olarak ihtiyati haciz isteyebilmek için alacağın muaccel (vadesi gelmiş) olması gerekir. Kambiyo senetlerinde birden fazla bono bulunması halinde bononun dayanağını oluşturan temel ilişkiyi düzenleyen sözleşmede muacceliyet şartı var ise vadesi gelmemiş senetler hakkında da ihtiyati haciz kararı alınabilir, bononun üzerinde yazılı olan "senetlerden birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğer bonoların da muaccel olacağına ilişkin kayıt geçersizdir. Yine kural olarak rehinle temin edilmiş alacaklar için de ihtiyati haciz istenemez.
Kural olarak ihtiyati haciz istenebilmesi için, alacaklının alacağını vadesinde alabilmesinin ciddi bir şekilde tehlikeye düştüğüne veya düşmekte olduğuna delalet edecek olayların varlığı şarttır ki bu hususlar İİK.257.maddesinde sayılmıştır. Bu sebepler sınırlı olup, müeccel alacaklar için başka sebeplerden dolayı ihtiyati haciz istenemez. Alacaklı bu sebeplerden birine dayanarak müeccel bir alacağı için ihtiyati haciz kararı alır ve kararı icra ettirip borçlunun malları üzerine ihtiyati haciz koydurunca, müeccel borç, sadece borçlu bakımından muaccel hale gelir. Burada borcun muaccel olması, ihtiyati haciz kararı ile değil, bizzat ihtiyati haczin konulması ile olur.Borcun bu şekilde muaccel olması sadece borçlu hakkında olup kefillere ve müşterek borçlulara karşı müeccel olmaya devar eder ve onlardan vadesi gelmeden istenemez.
Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 15/2/2011 tarih ve 2010/20163 E.-2011/694 K.sayılı kararında "... ihtiyati haciz kararına dayalı olarak başlatılıp, ihtiyati haciz kararı icra edildiği için, takip tarihinde vadesi gelmemiş borç, borçlu bakımından muaccel hale gelmiştir...."
Yargıtay kararında da görüleceği üzere vadesi gelmemiş borç için ihtiyati haciz kararının icra edilmesi gerekmektedir. Oysa uygulamada ihtiyati haciz kararı ile aynı anda esas takibe geçilmekte ve vadesi gelmemiş borç hakkında da takip başlatılmaktadır. Bu uygulamanın hatalı olduğu anlaşılmaktadır.

İHTİYATİ HACİZ KARARININ İCRASI :
Madde 261 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/101 md.)
Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.
İhtiyati haciz kararları, 79 dan 99 uncuya kadar olan maddelerdeki haczin ne suretle yapılacağına dair hükümlere göre icra edilir.
(Ek son fıkra: 17/7/2003-4949/61 md.) İhtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetler infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır.

Kararın verildiği tarihten başlayarak 10 gün içinde, kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden istenir. İhtiyaten haczedilecek mallar başka bir yerde ise yetkili icra dairesi malların bulunduğu yerdeki icra dairesini istinabe eder. İnfaz İİK.79...99 maddeleri hükümlerine göre uygulanır. Buradaki 10 günlük süre ihtiyati haciz kararının icra dairesine ibrazı ile infazının isteme süresi olup, bu süre içinde ibraz edilen ihtiyati haciz kararlarının infazı için belirli bir süre öngörülmemiştir. Söz gelimi, bu süre içinde ibraz edilen ihtiyati haciz kararı, ihtiyati hacizden vazgeçilmedikçe 3 ay sonra dahi uygulanabilir. Burada belirli bir sürenin öngörülmemesinin ana temeli borçlunun konar-göçer olması ve her zaman ulaşılmasının mümkün olmayan durumlarda alacaklı, borçluya ulaştığı anda veya mallarını öğrendiği tarihte icra dairesine müracaat ederek bu kararın yerine getirilmesini isteyebilmesidir.İcra dairesi burada mahkemenin kararını infaz ettiğinden İcra Müdürünce İİK.79.maddesi uyarınca verilmiş haciz kararlarının infazı ile karıştırılmaması gerekir. Yani İİK.59.md.gereğince masraf verilmediği takdirde istemin hükümsüz olması durumu ihtiyati haciz kararlarının infazı için söz konusu değildir.
İhtiyati haciz kararının infazında genel haciz yolundaki hükümlere göre işlem yapılır. Alacaklı Borçlunun elinde veya üçüncü kişide olan menkul ve gayrımenkul mallarıyla alacakları ve diğer hakları ihtiyaten haczedilebilir. Ancak İİK.82.maddesi hükmünün de gözetilmesi gerekir. Yine özel yasalarda haczedilemez kabul edilen malların da ihtiyaten haczine karar verilemez.
İhtiyati haciz kararının uygulanması sırasında borçlu ihtiyati haciz kararında yazılı alacağı, faizi ve ihtiyati haciz giderleri ile birlikte tamamen öderse ihtiyati haciz kararını uygulanması durdurulur.
Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 10/03/2015 tarih ve 2015/2610 E.-5405 K.sayılı kararı "...Tedbir kararında açıkca ihtiyati hacizlerin durdurulmasına karar verilmediğinden, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak haciz uygulanmasında yasaya aykırılık yoktur."
Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 14/01/2014 tarih ve 2013/34148 E.-2014/375 K.sayılı kararı "... İİK.261.maddesi uyarınca alacaklı, mahkemeden aldığı ihtiyati haciz kararının infazını on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden istemek zorundadır. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar"
Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 22/6/2015 tarih ve 2015/8471 E.-17229 K.sayılı kararı " ... ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, İİK.72/2.maddesine dayalı olarak icra takibi hakkında verilen tedbir kararı, ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez. Öte yandan, ihtiyati tedbir kararında, tedbirin ihtiyati hacizleri kapsayacağı açıkca belirtilmediğinden; söz konusu tedbir kararı, ihtiyati haczin uygulanmasını engeller mahiyette değildir.
Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 10/03/2014 tarih ve 2014/4530 E.-6742 K.sayılı kararı "... İcra takibi, mahkeme kararı ile iptal edilmişse artık iptal edilen takip dosyası üzerinden ihtiyati hacizlerin varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Bir başka ifade ile; takibin iptali kararıyla birlikte icra takibi ortadan kalktığından ihtiyati haczin infazına dair işlemlerde kendiliğinden hükümsüz hale gelir... icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunluluğu da olmadığından..."
Gemiler hakkında ihtiyati haciz uygulamasında;
I) Sicile kayıtlı olmayan gemiler; Sicile kayıtlı olmayan gemiler menkul mal sayıldığından (İİK.23) bu gemilerin ihtiyati hacizleride menkul mallara uygulanan hükümler çerçevesinde gerçekleştirilecektir.
II) Sicile kayıtlı gemiler; Gemi siciline kayıtlı bir geminin ihtiyati haczinde, uygulama yönünden gayrımenkul sayıldığı için, gayrımenkuller hakkındaki hükümler uyarınca işlem yapılması gerekir. Gemi sicil memurluğuna geminin ihtiyati haczi ve haczin tutarı konusunda bildirimde bulunulmalı ve şerh kaydedilmesi sağlanmalıdır.
Yabancı gemilerde ise; Türkiye'de bir yabancı gemiye ihtiyati haczin uygulanması lexfori (ilgili topraklarda hakim devletin hukuku geçerlidir) uyarınca Türk gemilerinde olduğu gibidir. İcra Müdürlüğü hareketine engel olunması için yabancı geminin ihtiyaten haczedildiğini Liman Başkanlığına ve diğer ilgili makamlara bildirir. Ayrıca geminin siciline bilgi verilmesine gerek yoktur.
Gayrımenkule ilişkin kıymet takdiri ve tespit tutanağı ihtiyati haciz icrai hacze çevrildikten sonraki aşamada yapılır.
İhtiyati haczin uygulanmasına ilişkin olan tutanağın suretleri, üç gün içinde alacaklı ve borçluya gerektiğinde üçüncü kişiye tebliğ olunur.
6102 sayılı TTK'nın 1353/1. maddesinde düzenlenen "deniz alacaklarının teminat altına alınması için, geminin sadece ihtiyati haczine karar verilebilir. Bu alacaklar için gemi üzerine ihtiyati tedbir konulması veya başka bir surette geminin seferden menedilmesi istenemez"

ZABIT TUTMA VE HACİZ TUTANAĞININ TEBLİĞİ :
Madde 262 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/102 md.)
Haczi icra eden memur bir tutanak düzenler. Bunda haczolunan şeyler ve kıymetleri gösterilir ve derhal icra dairesine verilir.
İcra dairesi, ihtiyati haciz tutanağının birer suretini üç gün içinde haciz sırasında hazır bulunmıyan alacaklı ve borçluya ve icabında üçüncü şahsa tebliğ eder.

İhtiyati haciz kararı üzerine alacaklı tarafından borçlunun menkul mallarının haczinin talep edilmesi halinde haciz hakkında mahallinde bir tutanak düzenlenir. Haciz sırasında hazır bulunmayan alacaklı, borçlu ve 3.şahsa haciz tutanağının bir örneği üç gün içerisinde tebliğ edilir. Haciz yokluğunda yapılmış olan ilgililer, yedi gün içinde ihtiyati haciz kararı veren mahkemede itiraz edebilir.
İhtiyati haciz uygulanması sırasında borçlu borcu kabul ederse, bu kabul ihtiyati haciz tutanağına geçirilik ve tutanağın altı borçluya imza ettirilir. İhtiyati haciz tutanağındaki bu borcu kabul, borçlu aleyhine kesin delil teşkil eder.
İhtiyati haciz uygulaması sırasında bir üçüncü kişi borçluya kefil olmak isterse, üçüncü kişinin kefalet beyanı ihtiyati haciz tutanağına yazılır ve tutanağın altı üçüncü kişiye (kefil) imza ettirilir.
Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 09/04/2015 tarih ve 2015/7091 E.-9122 K.sayılı kararında "...İİK.nun 38.maddesi gereğince icra dairesindeki (veya haciz mahallinde) kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Üçüncü kişilerin, icra dairesi önünde takip borçlusunun borcuna kısmen veya tamamen kefil olması, diğer bir ifade ile borcun ödenmesini kısmen veya tamamen üstlenmesi halinde icra kefaleti doğar. İhtiyati haciz sırasında verilen icra kefaleti de geçerli olup, asıl borçlu hakkında takip iptal edilmediği sürece kefaletin geçerliliği devam eder... Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamayacağı gibi, borç miktarının kesinleşmemesi halinde takibin devamı da mümkün değildir."
Yargıtay burada kefil açısından takip iptal edilmedikçe kefaletin geçerli olacağını belirtmiş isede;
Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 05/12/2013 tarih 2013/31937 E.-38851 K.sayılı kararında "...icra kefaletinin İİK.nun 38.maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup, bu gibi hallerde İİK.nun 39.maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı tabiidir" denilmektedir.
Haczedilen mallar için İİK.88.maddesine uygun biçimde koruma tedbiri alınır (muhafaza altına) ve yediemine teslim olunur. Alacaklının muvafakatı halinde borçluya veya üçüncü kişiye yediemin olarak bırakılabilir.

BORÇLU TARAFINDAN GÖSTERİLECEK TEMİNAT :
Madde 263 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/103 md.)
Haczolunan mallar istenildiği zaman para veya ayın olarak verilmek ve bu hususu temin için malların kıymetleri depo edilmek veya icra memuru tarafından kabul edilecek esham ve tahvilat veya taşınır ve taşınmaz rehin veya muteber bir banka kefaleti gösterilmek şartiyle borçluya ve mal üçüncü şahıs elinde haczolunmuşsa bir taahhüt senedi alınarak bu şahsa bırakılabilir. İstenilecek teminat her halde borç ve masraf tutarını geçemez.

Borçlu veya üçüncü kişi ihtiyati hacizden korunmak amacıyla ve ihtiyati haczi engellemek için kararda yazılı borç tutarını (ve haciz tutarını) karşılar nitelikte icra müdürünün kabul edeceği esham, tahvilat veya menkul veya gayrımenkul rehni veya muteber bir banka kefaleti (mektup) vermek suretiyle ihtiyaten haciz olunan malların kendisine bırakılmasını isteyebilir. Yani, ihtiyati haciz uygulanacak, ancak haciz olunan mallar muhafaza altına alınmayacak ve yediemin olarak borçlu veya üçüncü kişiye teslim edilecektir. (haczin tatbikinden sonra borçludan istenecek teminatın türü hakim tarafından saptanır.) Borçlu, teminat göstermek şartı ile ihtiyaten haczedilen bütün mallarının kendisine bırakılmasını isteyebileceği gibi, malların sadece bir kısmı hakkında da böyle bir talepte bulunabilir. Borçlu; m.263'e göre teminat mukabili kendisine bırakılan malları istenildiği zaman para veya ayın olarak geri vermekle mükellef olduğuna göre, bu malar üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisine haciz demektir. Şu halde, borçlunun bu mallar hakkında m.88, I'e göre tasarruf yetkisinin kısıtlanması söz konusu değildir. İhtiyati haczin kesin hacze dönüşmesinden sonra teminat karşılığı malların borçluya bırakılması söz konusu olamaz.

İHTİYATİ HACZİ TAMAMLIYAN MERASİM :
Madde 264 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/104 md.)
Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur.
İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır.
(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2003-4949/62 md.) İhtiyatî haciz, alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş veya alacaklı birinci fıkraya göre mahkemede dava açmış ise, esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklı takip talebinde bulunmaya mecburdur.
Alacaklı bu müddetleri geçirir veya davasından yahut takip talebinden vazgeçerse veya takip talebi kanuni müddetlerin geçmesiyle düşerse veya dava dosyası muameleden kaldırılıp da bir ay içinde dava yenilenmezse veya davasında haksız çıkarsa ihtiyati haciz hükümsüz kalır ve alakadarlar isterse lazım gelenlere bildirilir.
Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder.

Alacaklı ihtiyati haczin uygulanmasından başlayarak, ihtiyati hacizde kendisi veya vekili hazır bulunmamışsa, tutanağın tebliğinden itibaren 7 gün içinde esas takibe geçmek veya dava açmak zorundadır. Kambiyo senedine dayanan takiplerde dava açılmayacağı ve doğrudan bu yolla takibe geçileceği kuşkusuzdur. Alacaklı dava yoluyla alacağını tahsil yoluna gittiğinde davasını 7 gün içinde açıp, dava açtığına dair belgeyi icra dosyasına ibraz etmek zorundadır.
İcra takibi ilamlı icrada borçluya icra emri, ilamsız takiplerde ise ödeme emri tebliği (takip talebinde bulunmakla) ile başlar.
Borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi halinde itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek veya mahkemeden itirazın iptali davasını açmak ve dava açtığına dair belgeyi icra dosyasına ibraz etmek zorundadır. Bu durumda ihtiyati haciz bu davanın sonuna kadar devam eder.
İhtiyati haciz kararı alacak davası içinde, davanın devamı sırasında verilmiş ise mahkeme hükmünün sulh mahkemelerinden tefhim, asliye mahkemelerinde tebliğinden itibaren 1 ay içinde kararın dosyaya ibraz edilerek icrai hacze geçilmesi zorunludur. Bu zorunluluklara uyulmaması halinde ihtiyati haciz hükümsüz hale gelir.
İhtiyati haciz aşamasında borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden alacaklının hacizlerin kaldırılması yada ihtiyati hacizden (takipten) vazgeçmesi halinde harç tahsil edilemez.
Alacaklının takip talebinde bulunduktan sonra, takipten vazgeçmesi halinde ihtiyati haciz de hükümsüz kalır. Aynı şekilde takip talebi kanuni sürelerin geçmesiyle (m.78, II, IV) işlemden kaldırılırsa, ihtiyati haciz hükümsüz kalır. (m.264, IV) (Prof.Dr.Baki Kuru'nun doktrininde bu hükmün uygulanmasının mümkün olamayacağı, çünkü ihtiyati haciz sırasında haciz tatbik edilmiş olması halinde bu hacizlerin kesin hacze dönüşeceği ve İİK.78.maddesinde öngörülen 1 yıllık haciz isteme süresinin alacaklısı bakımından geçmesine, hatta işlemeye başlamasına imkan bulunmadığını belirtmekte isede; Kanımca bu düzenlemede ihtiyati haciz kararını İcra Dairesine ibraz eden alacaklının ihtiyati haczin infazı için haciz talebinde bulunmadan esas takibe geçmesi ve esas takibe geçilerek takibin kesinleşmesine rağmen yasada öngörülen 1 yıllık süre içerisinde herhangi bir haciz talebi bulunmaması hali içindir.)
İhtiyati haczin hükümsüz kaldığını tespit yetkisi, icra müdürüne aittir. İcra Müdürü ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını tespit ederse, ilgililerin başvurusu üzerine ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını lazım gelenlere bildirir. Bu kararlara karşı şikayet yolu açıktır.
Borçlunun yedi gün içerisinde ilamsız takibe itiraz etmemesi veya itirazın kaldırılması halinde ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür. Borçlunun itiraz etmesi ve alacaklının açtığı itirazın kaldırılması talebinin reddi kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde genel mahkemede, borçluya karşı alacak davası açmazsa ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu halde yalnız ihtiyati haciz hükümsüz kalır, alacaklının yedi günlük süreyi geçirdikten sonra açmış olduğu alacak davasına bunun bir itkisi yoktur, yani alacak davasına devam edilir. Alacaklının ihtiyati haczi devam ettirebilmesi için kendisine verilmiş olan yedi günlük süre içinde dava açması gereklidir.
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda da ihtiyati haczin tatbikinden veya alacaklıya bildiriminden itibaren 7 gün içerisinde esas takibe başlanmalıdır. Borçlu 5 gün içerisinde ödeme emrine itiraz etmezse takip kesinleşir ve ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşür, ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmaz. 10 günlük ödeme süresinin bitiminde ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür. Mahkemece itiraz reddedilirse hacizli mallar satılır, Mahkemece itirazın kabulüne karar verilmesi halinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip durur, kesinleşmesi üzerine takip iptal edilir ve mallar üzerindeki haciz kalkar.
(Prof.Dr.Baki Kuru doktrininde; Alacaklı tarafından mallar üzerindeki haczin kalkmasını önlemek için alacaklının itirazın kabulü kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde mahkemede alacak davası açması gerekir. Alacaklı tarafından alacak davası açılması halinde borçlunun malları üzerindeki haciz, bu alacak davasının sonuçlanmasına kadar devam etmesi gerektiği kanaatindedir.)
Mahkemece ödeme emrinin iptali kararı ihtiyati haczi etkilemez. Alacaklı tarafından 7 gün içerisinde mahkeme kararı gereğince yeniden ödeme emri tebliğini talep etmesi gerekli ve yeterlidir. Alacaklıya ödeme emrinin iptaline ilişkin kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesinin yeni bir ödeme emri gönderilmesi için gerekli olan işlemi yapmazsa (iptal gerekçesi kambiyo senedinin aslını icra dairesine vermezse) ihtiyati haciz hükümsüz kalır.
Bir mahkeme ilamı elde ettikten sonra, bu ilamın icraya konulmasından önce veya sonra ihtiyati haciz kararı alınabilir. İlamlı icra takibinden önce ihtiyati haciz koydurulmuş ise, 7 gün içerisinde borçluya icra emri gönderilmesi için takip talebinde bulunulması yeterlidir. İlamlı icra takibinde icra emrine itiraz takibi durdurmadığından icra emrindeki 7 günlük ödeme süresi geçtikten sonra ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür. Alacaklı haciz isteme yoluna gitmeyerek iflasa tabi borçlusunun doğrudan doğruya iflasını da isteyebilir.İcra emrini alan borçlu, Yargıtaydan veya yargılamanın iadesi talebini inceleyen mahkemeden icranın geri bırakılmasına ilişkin bir karar getirirse ilamın icrası geri bırakılır. (Prof.Dr.Baki Kuru doktrininde; Yargıtay'ın esas hakkındaki kararına kadar ihtiyati haczin devam etmesi uygun olur görüşündedir.) İcranın geri bırakılmasına ilişkin kararı alan borçlunun dosya borcunu karşılar teminat gösterdiği düşünüldüğünde ihtiyati haczin de takip gibi durması gerektiğini düşünmekteyim.

Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 15/01/2015 tarih ve 2014/33410 E.-2015/810 K.sayılı kararı "... ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceğinin kabul edilmesi üzerine, Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için de yetkili hale gelemeyeceği sonucuna varılmıştır."

Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 13/01/2014 tarih ve 2013/34582 E.2014/122 K.sayılı kararı "... borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmediği için itirazın kaldırılması davası açma süresi geçmediği.."

Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 16/04/2015 tarih ve 2015/769 E.-10027 K.sayılı kararı "...ihtiyati haciz dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel yaptırılmış ise alacaklının, haczin uygulanmasından, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde takip talebinde bulunması ya da dava açması zorunludur..."

İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ VE TEMYİZ :
Madde 265 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/105 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.)
Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.
(Ek ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.
(Ek fıkra: 17/7/2003 – 4949/63 md.; Değişik:2/3/2005-5311/17 md.) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.

İhtiyati haciz geçici bir koruma önlemi olup bu karar çoğu zaman karşı taraf dinlenmeden ve ispat aranmadan verilebilmektedir. Bunun sonucu olarak, borç ilişkisinin dışında kalan üçüncü kişilerde doğrudan etkilenebilmektedir. Bu itibarla ihtiyati haciz kararlarına borçlu ve üçüncü kişilerce ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemeye itiraz edilebilmektedir. (Borçlu ihtiyati haciz kararı verilirken mahkemede dinlenmiş ise ihtiyati haciz kararı verildikten sonra ihtiyati haciz kararına karşı itiraz etme hakkı tanınmamıştır.) İtiraz sebepleri sınırlıdır. İtiraz; Mahkemenin yetkisine, ihtiyati haczin dayanağı sebeplere ve teminata yapılabilir.
İhtiyati haciz kararlarına itiraz üzerine verilen reddine veya kabulüne ilişkin kararlara karşı da temyiz yoluna başvurulabilmektedir. Teminat gösterilmesi halinde İİK.36.hükmünün uygulanması her zaman mümkündür. İhtiyati hacze ancak kararı veren mahkemede 7 gün içinde itiraz edilebilir. Mahkemece itirazın kabulü halinde ihtiyaten haciz uygulanan mallar üzerindeki haciz düşer. Ancak bu arada esas takip kesinleşmiş ve ihtiyaten haciz kesin hacze dönüşmüş ise hacizler devam kesin haciz olarak devam eder. Dava devam ettiği sürece İİK.264.maddesinde sözü edilen süreler işlemez. Hükmün kesinleşmesi ile süreler işlemeye devam eder.

İHTİYATİ HACZİN KALDIRILMASI :
Madde 266 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/106 md.)
Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden istiyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer.

İhtiyati haciz kararına karşı borçluya tanınmış olanaklardan biride ihtiyati haczin teminat karşılığı kaldırılmasıdır. Borçlu yukarıda yazılı maddeye dayanarak icra takibine başlanmadan evvel kararı veren mahkemeden, icra takibine başlandıktan sonra icra mahkemesinden teminat (para yada mahkemece eşdeğerde kabul edilebilecek, rehin veya hisse senedi, tahvil depo etmek veya gayrımenkul rehni , geçerli bir banka kefaleti) göstermek suretiyle ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyebilir. Mahkemece kabul edilirse ihtiyaten haciz olunun mallar üzerindeki haciz kaldırılır. Artık verilen teminat mahcuzdur ve dosya alacağı takibin kesinleşmesi konumunda bu teminat para ise alacaklıya ödenmek, diğer teminatlar ise paraya çevrilmek suretiyle alacaklıya ödenir.

İHTİYATİ HACİZDE İFLAS YOLU İLE TAKİP :
Madde 267 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/107 md.)
Alacaklı, iflasa tabi borçlusu aleyhine 264 üncü maddenin, birinci fıkrası gereğince iflas yolu ile takipte bulunmuş veya iflas yolu ile takipte bulunduktan sonra borçlunun mallarını ihtiyaten haczettirmiş ise, aşağıdaki hükümler tatbik olunur.
Borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasiyle beraber borçlunun iflasına karar verilmesini istemeye mecburdur.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmezse, bu durum hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun iflasına karar verilmesini istemeye mecburdur.
264 üncü maddenin 4 üncü fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.

Alacaklı, ihtiyati hacizden önce veya sonra iflas yoliyle takipte bulunursa, İİK.267.md.deki hükümler çerçevesinde, yedi gün içinde borçlunun işlem merkezinin bulunduğu yerdeki (yetkili) ticaret mahkemesine başvurmaya mecburdur. Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse hem bu itirazın kaldırılmasını, hem de iflas kararı verilmesini istemelidir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse, alacaklı bu mahkemeden iflas kararı istemekle yetinecektir.
İhtiyati haciz kararına dayanak yapılan alacağın iflasa tabi olan borçlusu veya borçluları, takibe itiraz etmişse, itirazın kaldırılması ile birlikte iflası, itiraz etmemişlerse salt iflasları istenecektir.
İflas koşulları; İhtiyati haciz kararı alan alacaklı ihtiyati hacze konu alacağın borçlusu hakkında iflas yolu ile icra takibi yapmış olmalıdır. Borçlu iflasa tabi kişilerden tacir veya tacir sayılan olmalıdır, İflas yolu ile icra takibinde borçlunun malları ihtiyaten haczedilmiş olmalı ve ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmüş olmalı, borçlunun itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın kaldırılması ve iflas hakkında mahkemeye başvurulmuş olmalı, borçlu itiraz etmemişse alacaklı tarafından mahkemeye borçlunun iflasına ilişkin davasını açmış olmalıdır.
Alacaklı borçlu hakkında iflas yolu ile takip yapmamışsa borçlunun iflasını isteyemez. İflas takibinde satış aşaması yoktur. Borçlunun mallarının ihtiyaten haczedilmesi ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesinden sonra borçlunun iflasına karar verilmesi halinde paraya çevirme işlemlerini ikinci alacaklılar toplanmasından sonra iflas idaresi gerçekleştirecektir. Mahkemece borçlunun iflasına karar verilirse ihtiyati haciz düşer ve ihtiyaten haczedilmiş olan mallar iflas masasına girer.


İCRAİ HACİZLERE İŞTİRAK :
Madde 268 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/108 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/64 md.)
261 inci maddeye göre ihtiyaten haczedilen mallar, ihtiyatî haciz kesin hacze dönüşmeden önce diğer bir alacaklı tarafından bu Kanuna veya diğer kanunlara göre haczedilirse, ihtiyatî haciz sahibi alacaklı, bu hacze 100 üncü maddedeki şartlar dairesinde kendiliğinden ve muvakkaten iştirak eder. Rehinden önce ihtiyatî veya icrai haciz bulunması hâlinde âmme alacağı dahil hiçbir haciz rehinden önceki hacze iştirak edemez.
İhtiyati haciz masrafları satış tutarından alınır.
İhtiyati haciz diğer rüçhan hakkını vermez.
Amme Alacakları İçin ; Rehin kurulmasından sonra haciz konulması halinde konulan haczin rehnin önüne geçerek, rehnin önündeki hacze veya ihtiyati hacze iştirak edemeyeceğini ilişkin düzenleme getirilmiştir. Diğer bir değişle, haczin rehni aşarak rehin önündeki hacze veya ihtiyati hacze iştirak edemeyeceği esası getirilmiştir.
İhtiyati Hacizde; Alacaklılar için ilk hacze iştirak imkanı veren diğer bir düzenleme İİK'nun 268. maddesindedir.
İİK'nun 268. maddesinde 4949 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önce iştirak
olanağı sağlayan şey ilk haciz tarihinden önce aynı malların ihtiyaten haczi idi. İlk haciz
tarihinden önce ihtiyari haciz konulması yeterli bulunmaktaydı. Bu düzenlemede ne alacağın
belgelendirilmesi (İİK m. 100) ne de alacaklının kişiliği ve alacağın niteliği (İİK m. 101) önemli
değildi. İİK'nun 268. maddesinde 4949 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra ihtiyari
haciz sahibi alacaklının sonra konulan kesin hacze iştirak edebilmesi için İİK'nun 100.maddesinde
sayılan belgelerden birine sahip olması gerekir.
(İİK'nun 268. maddesine göre iştirak için alacakların aynı zamanda 100. maddede sayılan belgeler dayanması gerektiği görüşü için bkz. Kuru, Baki: İcra İflas Kanunu C. 3 Ankara, 1993 s. 2543; Özekes, Muhammed: İcra İflas Hukukunda İhtiyati Haciz Ankara, 1999 s. 302.)
İhtiyati haciz, hacze iştirak (sıra cetveli) aşamasında kesin haciz tarihi itibari ile yer alacaktır. (İİK.100.maddesinde sayılanlar hariç) İhtiyati haciz giderleri ve satış masrafları yönünden alacaklının rüçhan hakkı vardır ve satış tutarından ödenecektir. Yani ihtiyati haciz sahibi hacze konu malın satışı halinde satış tutarından ihtiyati haciz için yaptığı giderleri öncelikle alır. Bu hal borçlunun iflası halinde de geçerlidir.

İHTİYATİ HACİZ İLE İHTİYATİ TEDBİRİN FARKI

1) İhtiyati haciz yalnız para (ve teminat) alacakları hakkında davalarda (veya icra takiplerinde) söz konusu olduğu halde, ihtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır.
2) İhtiyati tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır, buna karşılık ihtiyati hacizde alacaklıya henüz kesin haciz isteme yetkisinin gelmediği bir dönemde alacaklının para alacağının zamanında ödenmesi güvence altına alınır. İhtiyati hacizde hacezedilen mallar üzerinde bir çekişme yoktur. Örnek olarak; İhtiyati tedbirde taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir konulması halinde, genellikle taşınmazın başkasına devrinin yasaklanmasına karar verilmektedir ve üzerine ihtiyati tedbir konulan taşınmaz başkasına satılamamaktadır. Oysa borçlu, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan taşınmazını başkasına satabilir.
3) İhtiyati hacizde alacaklı davasında veya icra takibinde haklı çıkarsa ihtiyati haciz uyguladığı mal satılarak parasını alır, oysa ihtiyati tedbirde davasında haklı çıkması halinde davacı tarafından üzerine tedbir konulmuş olan mal aynen davacıya verilir (teslim edilir)
İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasındaki bu farka rağmen, uygulamada ihtiyati haciz yerine yanlış olarak ihtiyati tedbir kararı verildiğine sıkça rastlanmaktadır
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (8)