Son İletiler
#1
Harç & Vergi Uygulamaları / TMSF'nin Tasfiye Komisyonu Ola...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - Bugün, 14:19:58Tüzel kişilikler tarafından başlatılan icra takiplerinde alacaklının tasfiye aşamasına geçtikten sonra TMSF'nin tasfiye komisyonu olarak atandığı alacaklılar yönünden alacaktan feragat edilmesi halinde FERAGAT harcı alınması gerektiğine dair görüşümüzü içerir karar örneği aşağıdadır.
T.C.
.......
.... İCRA DAİRESİ
2021/....... ESAS
Alacaklı vekilinin, feragat nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasıyla hacizlerin fekkine dair 16/05/2025 havale tarihli talebi ve dosya incelendi.
Karar : 28.07.2021 tarihli ve 31551 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7333 sayılı Kanun ile 6361 sayılı Kanunun 50/A maddesinin ikinci fıkrasında değişikliğe gidilerek tasfiye komisyonunun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından atanacağının hüküm altına alındığı, aynı gün, BDDK tarafından tasfiyesine karar verilen Tasfiye Halinde Finansevim ..... AŞ'nin de yer aldığı 21 şirketin tasfiye komisyonu üyeliklerine Fon Kurulunun kararıyla atamalar yapıldığı ve ilgili tasfiye komisyonlarınca çalışmalara başlandığı TMSF' nin resmi web sitesinde duyurular kısmında da yayınlanmıştır.
Bursa BAM 14. HD.T:27/03/2025, E:2023/1122, K:2025/562 sayılı kararı "Davalı 'Fon'a devredilmemiş, yalnızca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu'nun kararı ile şirkete tasfiye komisyonu üyeleri atanmıştır. Dolayısı ile Fon'un haiz olduğu harçtan muafiyetten davalı şirket yararlanamayacaktır. Ayrıca, 6361 sayılı Kanun'un 50-A maddesinin 3. ve 4. fıkralarında ".....Bu şirketle ilgili olarak tasfiye komisyonu tarafından açılan dava, istinaf, temyiz ve takip gibi yargı süreçleri harçtan muaftır...." düzenlemesi bulunmakta ise de, söz konusu maddenin düzenlemesi ancak şirketle ilgili tasfiye komisyonu tarafından açılan davalara özgü olarak harç muafiyeti getirdiği, eldeki davanın ise, şirket tarafından şirketle ilgili tasfiye komisyonu tarafından açılan bir dava olmadığı ve harçtan muafiyet koşullarının bulunmadığı" şeklinde olup, işbu takip tasfiye komisyonu tarafından açılmadığından ve şirket davalı fona devredilmediğinden alacaklının harç muafiyeti olmadığından,
6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu 50/A maddesinin 4. fıkrasına istinaden 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 106 ncı maddesinin ikinci, yedinci, dokuzuncu ve onuncu fıkraları, 108 inci, 109 uncu, 110 uncu, 132 nci, 133 üncü, 134 üncü, 137 nci, 138 inci, 140 ıncı, 141 inci ve 142 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır denildiği için Bankacılık Kanunun 140 maddesindeki şartlar kapsamında yargı harçlarından muaf olup olmadığı yönünde yapılan incelemede;
Bankacılık Kanunun;
140/1. Maddesinde "Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.",
140/2. Maddesinde "Faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin Fon tarafından, borçlarının ve/veya taahhütlerinin üstlenilmesi ve/veya alacaklarının devralınması hâlinde Fonun, üstlendiği borçlar ve/veya taahhütler ile devraldığı alacaklarla ilgili .... icra takipleri ile bu borçlar ve/veya alacaklar ve/veya taahhütlerle ilgili diğer her türlü işlemler ve bu işlemlerle ilgili düzenlenen kâğıtlar, her türlü vergi, resim, harç .... hükmünden istisnadır", alacaklı şirket "Fon"a devredilmemiş, yalnızca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu'nun kararı ile şirkete tasfiye komisyonu üyeleri atanmıştır. Dolayısı ile Fon'un haiz olduğu harçtan muafiyetten alacaklı şirket yararlanamayacaktır.
140/8. Maddesinde ise "Fon bankaları, faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin alacaklarının tahsilini teminen yapacakları ..... icra takipleri, ..... her türlü vergi, resim, harç ...... hükmünden istisnadır", feragat talebi ise icra takibi kapsamında alacağın tahsiline yönelik işlem olmadığından harç yatırılmadan dosya feragat nedeniyle işlemden kaldırılamayacağından,
6361 sayılı Kanunun 50/A maddesiyle atıf yapılan 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun Fon ve faaliyet izni kaldırılan bankalara ilişkin mali istisnalar başlıklı 140.Maddesinde ise: "Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.'' denilmekte olup kararlılık arz eden yüksek yargı kararlarında da izah edildiği üzere yargı harçlarından muafiyet kanun maddelerinde açık açık belirtilmediği sürece her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır ibaresinin yargı harçlarını kapsamayacağı açıktır. Herhangi bir kanunda bir kurum ya da kişi yargılama harçları dışında çeşitli vergilerden ve harçlardan muaf tutulmuş olabilir, bu o kişi ya da kurumun yargılama harçlarından da muaf tutulduğu anlamına gelmeyeceğinden (Emsal olarak Yargıtay 9. HD. T:14.01.2021, E:2020/3885, K:2021/1085, Yargıtay 9. HD. T:28.02.2019, E:2017/9629, K:2019/5129, Yargıtay 1. H.D. E:2021/8898, K:2023/1168, İstanbul BAM 57. HD. T:10/03/2025, E:2025/428, K:2025/514),
Alacaklı vekilinin talebi borcun haricen tahsiline yönelik olmayıp takipten feragate ilişkin olduğu, feragat harcının sorumlusu alacaklının ise yukarıda yer verilen içtihatlar ve gerekçeler çerçevesinde harç muafiyetinin bulunmadığı dikkate alınmakla harç yatırılmadan FERAGAT nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması talebinin REDDİNE,
Ancak hacizlerin kaldırılması talebi feragatten bağımsız olarak değerlendirildiğinde haciz kaldırma talebi feragat niteliğinde olmayıp yerleşik içtihatlar çerçevesinde haricen tahsile karine teşkil edeceğinden, tahsile yönelik işlemlerde ise Bankacılık Kanunun 140/8.maddesi gereğince harç alınamayacağından hacizlerin harçsız kaldırılmasına
İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/05/2025
Özgür KOCA
İcra Müdür Yardımcısı
T.C.
.......
.... İCRA DAİRESİ
2021/....... ESAS
KARAR TENSİP TUTANAĞI
Alacaklı vekilinin, feragat nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasıyla hacizlerin fekkine dair 16/05/2025 havale tarihli talebi ve dosya incelendi.
Karar : 28.07.2021 tarihli ve 31551 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7333 sayılı Kanun ile 6361 sayılı Kanunun 50/A maddesinin ikinci fıkrasında değişikliğe gidilerek tasfiye komisyonunun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından atanacağının hüküm altına alındığı, aynı gün, BDDK tarafından tasfiyesine karar verilen Tasfiye Halinde Finansevim ..... AŞ'nin de yer aldığı 21 şirketin tasfiye komisyonu üyeliklerine Fon Kurulunun kararıyla atamalar yapıldığı ve ilgili tasfiye komisyonlarınca çalışmalara başlandığı TMSF' nin resmi web sitesinde duyurular kısmında da yayınlanmıştır.
Bursa BAM 14. HD.T:27/03/2025, E:2023/1122, K:2025/562 sayılı kararı "Davalı 'Fon'a devredilmemiş, yalnızca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu'nun kararı ile şirkete tasfiye komisyonu üyeleri atanmıştır. Dolayısı ile Fon'un haiz olduğu harçtan muafiyetten davalı şirket yararlanamayacaktır. Ayrıca, 6361 sayılı Kanun'un 50-A maddesinin 3. ve 4. fıkralarında ".....Bu şirketle ilgili olarak tasfiye komisyonu tarafından açılan dava, istinaf, temyiz ve takip gibi yargı süreçleri harçtan muaftır...." düzenlemesi bulunmakta ise de, söz konusu maddenin düzenlemesi ancak şirketle ilgili tasfiye komisyonu tarafından açılan davalara özgü olarak harç muafiyeti getirdiği, eldeki davanın ise, şirket tarafından şirketle ilgili tasfiye komisyonu tarafından açılan bir dava olmadığı ve harçtan muafiyet koşullarının bulunmadığı" şeklinde olup, işbu takip tasfiye komisyonu tarafından açılmadığından ve şirket davalı fona devredilmediğinden alacaklının harç muafiyeti olmadığından,
6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu 50/A maddesinin 4. fıkrasına istinaden 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 106 ncı maddesinin ikinci, yedinci, dokuzuncu ve onuncu fıkraları, 108 inci, 109 uncu, 110 uncu, 132 nci, 133 üncü, 134 üncü, 137 nci, 138 inci, 140 ıncı, 141 inci ve 142 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır denildiği için Bankacılık Kanunun 140 maddesindeki şartlar kapsamında yargı harçlarından muaf olup olmadığı yönünde yapılan incelemede;
Bankacılık Kanunun;
140/1. Maddesinde "Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.",
140/2. Maddesinde "Faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin Fon tarafından, borçlarının ve/veya taahhütlerinin üstlenilmesi ve/veya alacaklarının devralınması hâlinde Fonun, üstlendiği borçlar ve/veya taahhütler ile devraldığı alacaklarla ilgili .... icra takipleri ile bu borçlar ve/veya alacaklar ve/veya taahhütlerle ilgili diğer her türlü işlemler ve bu işlemlerle ilgili düzenlenen kâğıtlar, her türlü vergi, resim, harç .... hükmünden istisnadır", alacaklı şirket "Fon"a devredilmemiş, yalnızca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu'nun kararı ile şirkete tasfiye komisyonu üyeleri atanmıştır. Dolayısı ile Fon'un haiz olduğu harçtan muafiyetten alacaklı şirket yararlanamayacaktır.
140/8. Maddesinde ise "Fon bankaları, faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin alacaklarının tahsilini teminen yapacakları ..... icra takipleri, ..... her türlü vergi, resim, harç ...... hükmünden istisnadır", feragat talebi ise icra takibi kapsamında alacağın tahsiline yönelik işlem olmadığından harç yatırılmadan dosya feragat nedeniyle işlemden kaldırılamayacağından,
6361 sayılı Kanunun 50/A maddesiyle atıf yapılan 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun Fon ve faaliyet izni kaldırılan bankalara ilişkin mali istisnalar başlıklı 140.Maddesinde ise: "Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.'' denilmekte olup kararlılık arz eden yüksek yargı kararlarında da izah edildiği üzere yargı harçlarından muafiyet kanun maddelerinde açık açık belirtilmediği sürece her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır ibaresinin yargı harçlarını kapsamayacağı açıktır. Herhangi bir kanunda bir kurum ya da kişi yargılama harçları dışında çeşitli vergilerden ve harçlardan muaf tutulmuş olabilir, bu o kişi ya da kurumun yargılama harçlarından da muaf tutulduğu anlamına gelmeyeceğinden (Emsal olarak Yargıtay 9. HD. T:14.01.2021, E:2020/3885, K:2021/1085, Yargıtay 9. HD. T:28.02.2019, E:2017/9629, K:2019/5129, Yargıtay 1. H.D. E:2021/8898, K:2023/1168, İstanbul BAM 57. HD. T:10/03/2025, E:2025/428, K:2025/514),
Alacaklı vekilinin talebi borcun haricen tahsiline yönelik olmayıp takipten feragate ilişkin olduğu, feragat harcının sorumlusu alacaklının ise yukarıda yer verilen içtihatlar ve gerekçeler çerçevesinde harç muafiyetinin bulunmadığı dikkate alınmakla harç yatırılmadan FERAGAT nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması talebinin REDDİNE,
Ancak hacizlerin kaldırılması talebi feragatten bağımsız olarak değerlendirildiğinde haciz kaldırma talebi feragat niteliğinde olmayıp yerleşik içtihatlar çerçevesinde haricen tahsile karine teşkil edeceğinden, tahsile yönelik işlemlerde ise Bankacılık Kanunun 140/8.maddesi gereğince harç alınamayacağından hacizlerin harçsız kaldırılmasına
İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/05/2025
Özgür KOCA
İcra Müdür Yardımcısı
#2
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / İstihkak Davalarında Değerlend...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mayıs 2025, 07:39:53İİK'nın 97/a. maddesine göre, BİR TAŞINIR MALI ELİNDE BULUNDURAN KİMSE ONUN MALİKİ SAYILIR. BORÇLU İLE ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARIN TAŞINIR MALI BİRLİKTE ELLERİNDE BULUNDURMALARI HALİNDE DAHİ MAL BORÇLU ELİNDE ADDOLUNUR.
Dava açma külfeti taraflardan herhangi birine yükletilmiş olsa bile, İSTİHKAK DAVALARINDA MÜLKİYET KARİNESİ VE İSPAT YÜKÜ SADECE TARAFLARIN DOSYADA DAVALI VEYA DAVACI OLUP OLMAMASINA GÖRE DEĞİL, HACZİN YAPILDIĞI YERİN TAKİP DOSYASINDAKİ ADRESLERLE BAĞLANTISI, HACİZ SIRASINDA HACİZ MAHALLİNDE BULUNAN KİŞİLER VE ADRESİN BORÇLUYLA İRTİBATINI KURACAK BİR TAKIM BİLGİ VE BELGELERE RASTLANMASI gibi birçok veri birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Bu sebeple, icra müdürünün veya İcra Hukuk Mahkemesinin hatalı işlemi veya kararı sonucu alacaklının ya da 3. kişinin dava açmak zorunda bırakılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. Davacının da taşınmazlarda hissedar olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla, alacaklı yararına olduğu kabul edilmelidir. Bu karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı deliller ile ispatlanması gerekir. DAVALI BORÇLU ŞİRKET VEKİLİNİN MAHCUZLARIN MÜLKİYETİNİN DAVACIYA AİT OLDUĞUNU KABUL ETMESİ, HACZE KONU MALLARIN DAVACIYA AİDİYETİNİ İSPAT AÇISINDAN YETERLİ DEĞİLDİR. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi Esas No:2024/275 Karar No.2024/2285-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2024/7560 KARAR NO: 2025/2844
Dava açma külfeti taraflardan herhangi birine yükletilmiş olsa bile, İSTİHKAK DAVALARINDA MÜLKİYET KARİNESİ VE İSPAT YÜKÜ SADECE TARAFLARIN DOSYADA DAVALI VEYA DAVACI OLUP OLMAMASINA GÖRE DEĞİL, HACZİN YAPILDIĞI YERİN TAKİP DOSYASINDAKİ ADRESLERLE BAĞLANTISI, HACİZ SIRASINDA HACİZ MAHALLİNDE BULUNAN KİŞİLER VE ADRESİN BORÇLUYLA İRTİBATINI KURACAK BİR TAKIM BİLGİ VE BELGELERE RASTLANMASI gibi birçok veri birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Bu sebeple, icra müdürünün veya İcra Hukuk Mahkemesinin hatalı işlemi veya kararı sonucu alacaklının ya da 3. kişinin dava açmak zorunda bırakılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. Davacının da taşınmazlarda hissedar olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla, alacaklı yararına olduğu kabul edilmelidir. Bu karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı deliller ile ispatlanması gerekir. DAVALI BORÇLU ŞİRKET VEKİLİNİN MAHCUZLARIN MÜLKİYETİNİN DAVACIYA AİT OLDUĞUNU KABUL ETMESİ, HACZE KONU MALLARIN DAVACIYA AİDİYETİNİ İSPAT AÇISINDAN YETERLİ DEĞİLDİR. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi Esas No:2024/275 Karar No.2024/2285-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2024/7560 KARAR NO: 2025/2844
#3
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / Borçlu ile Üçüncü Kişi Arasınd...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mayıs 2025, 07:37:33Takibe dayanak senette borçlunun adresi haciz adresi olarak yer almaktadır. Davacı şirketin yetkilisi olan borçlu haciz sırasında haciz mahallinde hazırdır. Yine borçlunun yetkilisi olduğu bir başka şirket olan Ayçelmak isimli şirketin borçları dolayısıyla da daha önce başka dosyalardan bu adreste haciz işlemi yapılmış, bu hacizlerde yine davacı şirket tarafından istihkak iddiasında bulunulmuş, açılan davalarda istihkak iddiaları reddedilmiş, bu kararlar istinaf ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. (Dairemizin 2022/2953 E. - 2023/2229 K., 2022/2885 E. - 2023/2336 K., 2022/3372 E. - 2023/2304 K., 2022/3373 E. - 2023/2289 K. sayılı kararları)Tüm bu hususların birlikte değerlendirilmesinde, TAKİP BORÇLUSUNUN, TÜZEL KİŞİLİĞİN PERDESİNE SIĞINARAK ALACAKLILARINA KARŞI BORÇLARINI ÖDEMEKTEN KAÇINMAKTA OLDUĞU anlaşılmaktadır. PERDEYİ ARALAMA TEORİSİYLE BİRLİKTE TÜZEL KİŞİNİN BORCUNDAN ÜYELERİN, ÜYELERİN BORCUNDAN TÜZEL KİŞİNİN YA DA ANA ORTAKLIKLA YAVRU ORTAKLIKLARIN ÖZDEŞ KILINARAK SORUMLU TUTULMASINA OLANAK SAĞLANMAKTADIR. Bu halde tüzel kişilik perdesinin kaldırılması sureti ile tüzel kişi ile üyeleri arasındaki mutlak olan şahıs ve mal ayrılığı ilkesi uygulanmayacaktır. Dava konusu HACİZ, DAVACININ FAAL OLDUĞU TİCARET SİCİL ADRESİNDE YAPILMIŞ OLSA DA DAVACI ŞİRKET İLE BORÇLU ARASINDA ORGANİK BAĞ (ORTAKLIK VE YÖNETİCİLİK İLİŞKİSİ) BULUNDUĞU SABİTTİR. Borçlu kendi adına borçlandığı senetlere dahi davacı şirketin adresini yazmaktadır. Hatta borçlunun yetkilisi olduğu bir diğer şirket olan Ayçelmek şirketini de benzer şekilde kullandığı kesinleşmiş yargı kararları ile sabittir. O halde DAVACI 3. KİŞİ İLE BORÇLU ARASINDA, ALACAKLIDAN MAL KAÇIRMAYA YÖNELİK DANIŞIKLI İŞLEMLER YAPILDIĞINDAN, DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİnde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi Esas No:2024/786 Karar No:2024/2752-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2025/596 KARAR NO:2025/2843
#4
Genel İcra Hukuku / İtirazın İptali Kararı ile İcr...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mayıs 2025, 07:35:58Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; Yargıtay 12.HD'nin 07/02/2018 gün ve 2016/27763 E - 2018/927 K sayılı emsal ilamına göre İTİRAZIN İPTALİ KARARI İLE BİRLİKTE İTİRAZLA DURAN TAKİBE DEVAM EDİLİR. Takibin devamı için AYRICA İCRA EMRİ GÖNDERİLMESİNE GEREK YOKTUR. İtirazın iptali kararı ile birlikte, TAKİP, ASIL ALACAK VE FAİZ ORANI YÖNÜNDEN KESİNLEŞTİĞİNDEN, ALACAKLI İTİRAZLA DURAN TAKİBE DEVAM ETME HAKKI KAZANIR. Daha önce takibe konu edilen ve mahkemece takibin devamına karar verilen alacak kalemleri yönünden takibe devam edilebilmesi için ayrıca bir icra emri gönderilmesine gerek yoktur. Ancak İTİRAZIN İPTALİ KARARINDA İLK DEFA HÜKÜM ALTINA ALINAN ALACAKLARIN TAHSİLİ İÇİN İLAMLI İCRA TAKİPLERİNDE ÇIKARILMASI GEREKEN ÖRNEK 4-5 İCRA EMRİNİN BORÇLUYA GÖNDERİLMESİ GEREKİR. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi Dosya No:2024/253 Karar No:2024/1555-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2025/295 KARAR NO:2025/2230
#5
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / Konkordatonun Tasdiki İle Haci...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mayıs 2025, 07:34:23KONKORDATO TASDİK EDİLMİŞ, ANILAN KARARDA KONKORDATO TASDİKİ KARARININ KESİNLEŞMESİ BEKLENMEDEN İİK'NIN 308/C MADDESİ GEREĞİ DERHAL BAĞLAYICI HALE GELMESİNE KARAR VERİLMİŞTİR. O halde, İİK'nın 308/c ve 308/ç madde düzenlemeleri dikkate alındığında konkordatonun tasdiki ile bağlayıcı hale geleceği ve HENÜZ PARAYA ÇEVRİLMEMİŞ HACİZLERİ HÜKÜMDEN DÜŞÜRECEĞİ, takibe konu alacağın 308/ç maddesi 2. fıkrasının yollaması ile 308/c-3 maddesinde yazılı istisna kapsamındaki alacaklardan da olmadığı dikkate alındığında İCRA MÜDÜRLÜĞÜNCE VERİLEN HACİZLERİN DÜŞÜRÜLMESİNE İLİŞKİN KARARIN YERİNDE OLDUĞU açıktır. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi Esas No:2024/1299 Karar No:2024/2723- YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2025/81 KARAR NO:2025/2253
#6
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / Meskeniyet Şikayetinde Borçlun...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mayıs 2025, 07:32:56Borçlunun MESKENİYET ŞİKAYETİ, BORÇLUNUN HACİZ TARİHİNDEKİ EKONOMİK VE SOSYAL DURUMU DİKKATE ALINARAK BELİRLENECEĞİNDEN, taşınmaz fiyatlarında ekonomik nedenlerle meydana gelen veya gelecek değişiklikler esas alınarak belirlenemez. MAHKEME KARAR TARİHİNDEN SONRA TAŞINMAZ FİYATLARINDA ARTIŞ OLMASI İSTİNAF BAŞVURU KABUL SEBEBİ DEĞİLDİR. İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİNDE BULUNULABİLMESİ İÇİN ŞİKAYET TARİHİ İTİBARİYLE HUKUKEN GEÇERLİ BİR HACZİN VARLIĞI ŞART OLDUĞU GİBİ HACZİN YARGILAMA SÜRESİNCE DE AYAKTA KALMASI GEREKİR. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınması gerekir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi Dosya No:2024/278 Karar No:2024/2423-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2025/214 KARAR NO:2025/2259
#7
Genel İcra Hukuku / Takip Dayanağı Belgede Vade Bu...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mayıs 2025, 07:30:58Alacaklının TEMERRÜT FAİZİ İSTEYEBİLMESİ İÇİN TAKİP DAYANAĞI BELGEDE BİR VADENİN BULUNMASI YA DA BORÇLUNUN TEMERRÜDE DÜŞÜRÜLMÜŞ OLMASI GEREKİR. Somut olayda, takip sadece faturalara dayalı olarak başlatılmıştır. ALACAKLININ TAKİBİNE DAYANAK YAPTIĞI FATURADA VADE YOKTUR. Faturaların borçluya tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de takip talepnamesi ekine böyle bir belge eklenmemiştir. İlk derece mahkemesine sunulan yapım sözleşmesi ve borçlu Belediyenin 31/12/2020 tarihli yazısı takip talepnamesine eklenmemiştir. Öte yandan sözleşmede yazılı olan hak ediş raporlarının borçluya verilip verilmediği belli olmadığı gibi dar yetkili icra mahkemesinde bu hususun araştırılması mümkün değildir. Buna göre sözleşme ile borcun ödeneceği tarih tespit edilmemiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi Dosya No:2024/579 Karar No:2024/2672-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2025/348 KARAR NO:2025/2196
#8
Genel İcra Hukuku / Temlik İşleminin Geçersizliği ...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mayıs 2025, 07:28:58Davacı yanca TEMLİKNAMEDE BULUNAN İMZANIN AÇIKÇA İNKAR EDİLMEMESİNE, temliknamenin TBK hükümleri uyarınca şekil şartlarına uygun şekilde düzenlenmiş olduğunun anlaşılmasına, ibraz edilen temlikname uyarınca davalının icra dosyasına takip alacaklısı sıfatıyla eklenmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi TEMLİK İŞLEMİNİN GEÇERSİZLİĞİNİN GENEL YETKİLİ MAHKEMEDE AÇILACAK DAVADA İLERİ SÜRÜLEBİLECEK NİTELİKTE BULUNMASINA.. Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi Dosya No:2024/640 Karar No:2024/1904-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2025/199 KARAR NO:2025/2258
#9
Tebligat Hukuku / Tüzel Kişilerin Adresinin Meçh...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mayıs 2025, 07:27:567201 SAYILI TEBLİGAT KANUNUNUN; "Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti" başlıklı 35. MADDESİnin 4. fıkrasına göre; "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır." TÜZEL KİŞİLERİN ADRESLERİNİN ARA STATÜ, SİCİL, TÜZÜK VE KURULUŞ SENEDİ GİBİ RESMİ KAYITLARDA BELİRLİ OLMASI SEBEBİ İLE MEÇHUL OLMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
Borçlu şirketin ticaret siciline bildirdiği adresine çıkartılan TEBLİGAT, ADRESİN KAPALI OLMASI VEYA BU ADRESTEN TAŞINMIŞ BULUNMASI NEDENİ İLE TEBLİĞ EDİLEMEDEN İADE EDİLMİŞ İSE, TEBLİGAT KANUNU'NUN 35. MADDESİNİN İKİNCİ FIKRASINA GÖRE, TEBLİĞİ ÇIKARAN MERCİ, ŞİRKETİN TİCARET SİCİL ADRESİNE TEBLİGAT YAPILMASINI TALEP EDER. Bu durumda tebliğ evrakının bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Dosya No:2023/3094 Karar No: 2024/2705-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2025/820 KARAR NO:2025/2225
Borçlu şirketin ticaret siciline bildirdiği adresine çıkartılan TEBLİGAT, ADRESİN KAPALI OLMASI VEYA BU ADRESTEN TAŞINMIŞ BULUNMASI NEDENİ İLE TEBLİĞ EDİLEMEDEN İADE EDİLMİŞ İSE, TEBLİGAT KANUNU'NUN 35. MADDESİNİN İKİNCİ FIKRASINA GÖRE, TEBLİĞİ ÇIKARAN MERCİ, ŞİRKETİN TİCARET SİCİL ADRESİNE TEBLİGAT YAPILMASINI TALEP EDER. Bu durumda tebliğ evrakının bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Dosya No:2023/3094 Karar No: 2024/2705-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2025/820 KARAR NO:2025/2225
#10
Tebligat Hukuku / Cezai Sorumluluğu için Asile İ...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mayıs 2025, 07:26:42HMK'nun 73, 81, 82, 83., Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince VEKİLLE TAKİP EDİLEN İŞLERDE VEKİLE TEBLİGAT ZORUNLUDUR. Anılan bu düzenlemeler gereğince, TEBLİGATIN VEKİLE YAPILMASI İLE YASAL SÜRELER İŞLEMEYE BAŞLAR. Yine bu tarihe göre takip kesinleştirilerek takibe devam işlemleri yapılır. NE VAR Kİ, VEKİLE TEBLİĞ ZORUNLULUĞUNUN BULUNMASI, ASİLE TEBLİGAT YAPILMASI LÜZUMUNU ORTADAN KALDIRMAZ. Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında, borçlunun cezalandırılabilmesi için ödeme emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). CEZALARIN ŞAHSİLİĞİ KURALI GEREĞİNCE, BORÇLU ASİLİN CEZAİ YÖNDEN SORUMLU TUTULABİLMESİ İÇİN ÖDEME EMRİNİN BORÇLU ASİLE TEBLİĞİ ZORUNLUDUR. Bu durumda, cezai yönden işlem yapılabilmesi için ödeme emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, hukuki açıdan vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Davacı borçlu şirket vekiline icra emri 20/11/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dayanak ilamda davacı borçlu vekil ile temsil edildiğinden icra emrinin vekile tebliği zorunlu olup takibin hukuki yönden kesinleşmesi icra emrinin vekile tebliği ile mümkündür. Davacı asile icra emrinin tebliği zorunlu olmayıp takip süreçlerinde İİK'nda düzenlenen suçlarla ilgili şikayet yoluna başvurmak isteyen alacaklının icra emrinin asile de tebliğini talep hakkı mevcuttur. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi Esas No:2024/696 Karar No:2024/2825-YARGITAY 12. Hukuk Dairesi ESAS NO:2025/273 KARAR NO:2025/2228