Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları ? GERÇEK ANNE VE BABANIN TESPİTİ VE NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ İSTEMİ--GÖREVLİ MAHKEME--BEKLETİCİ MESELE--KAYYIM TAYİNİ..

Başlatan İçtihat, 15 Aralık 2019, 10:34:07

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_İçtihat
Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları ? GERÇEK ANNE VE BABANIN TESPİTİ VE NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ İSTEMİ--GÖREVLİ MAHKEME--BEKLETİCİ MESELE--KAYYIM TAYİNİ..

[html]T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2017/10510
KARAR NO: 2019/4603
KARAR TARİHİ: 6.5.2019

>GERÇEK ANNE VE BABANIN TESPİTİ VE NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ İSTEMİ--GÖREVLİ MAHKEME--BEKLETİCİ MESELE--KAYYIM TAYİNİ--TARAF TEŞKİLİ--SOY BAĞININ TESPİTİ--DOKU İNCELEMESİ


4721/m. 282, 284, 292, 301, 486

4787 /m. 4

5490/m. 36

ÖZET : Dava; gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek anne ve babanın tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Gerçek babanın A. olduğuna yönelik istem, anne Z. ve baba olduğu iddia edilen A.'nin evliliğinin bulunmaması nedeniyle babalığın tespitine ilişkin olup, bu tür davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekmektedir. Davadaki gerçek annenin Z. olduğuna ilişkin istem ise nüfus kayıt düzeltim davası olup, görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

Mahkemece babalığın tespiti talebi yönünden dava tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi ve Asliye Hukuk Mahkemesindeki nüfus kaydının düzeltilmesi davasının sonucunun kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa ilgilinin isteği veya re'sen küçüğe veya kısıtlıya vesayet makamınca kayyım atanır. Yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün menfaati dava nedeniyle çatıştığına göre; çocuğu davada temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak üzere kayyım tayin edilmesi gerekir.

Dava sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; verilecek karardan hukuku etkilenecek olan mirasçıların davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi hatalıdır.

Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak ve ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceği hükmü bağlandığından; Mahkemece açıklanan kanun hükmü gözetilerek somut olaydaki iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor ile toplanan delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan tüm bu nedenlerle kararın bozulması gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR 

Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkili ...'un nüfus kayıtlarında ölmüş eşi ile müşterek çocukları görünen ve ...'un gerçekte müvekkilinin kardeşi...ile ...'ın evlilik dışı birlikteliğinden dünyaya gelen çocukları olduğunu ileri sürerek, nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece Asliye Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılarak davanın kabulüne dair verilen davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir.

Dosyada toplanan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davada ... ve ...'un anneleri ..., babaları...olduğu halde, nüfus kayıtlarına ... ve ... çocukları gibi tescil edildikleri belirtilerek, adı geçenlerin nüfus kayıtlarındaki anne ve baba adlarının iptali ile gerçek anne ve babaları olan ... ve...olarak düzeltilmesinin istendiği anlaşılmıştır. İddianın ileri sürülüş şekline göre ortada birbiriyle bağlantılı iki ayrı dava vardır. İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise gerçek anne ve baba üzerine kayıt istemidir.

Bir davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir.

Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 Sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının ikinci talebi olan gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden çocukla ana arasındaki soybağı doğumla kurulduğundan yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. İkinci talep baba yönünden ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi bulunmadığı durumlarda soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere; baba arasındaki soybağı ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da af kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir.

Soybağına ilişkin hükümler 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır.

Somut olayda dava; Z. ve H. İ.'in, B. ve H. çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annelerinin ..., gerçek babalarının da...olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Gerçek babanın A. olduğuna yönelik istem, anne Z. ve baba olduğu iddia edilen A.'nin evliliğinin bulunmaması nedeniyle Türk Medeni Kanunu'nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespitine ilişkin olup, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesinde 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekmektedir. Davadaki gerçek annenin Z. olduğuna ilişkin istem ise nüfus kayıt düzeltim davası olup, görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, mahkemece babalığın tespiti talebi yönünden dava tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi ve Asliye Hukuk Mahkemesindeki nüfus kaydının düzeltilmesi davasının sonucunun kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

2.Türk Medeni Kanunu'nun 426/2. maddesi gereğince bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa ilgilinin isteği veya re'sen küçüğe veya kısıtlıya vesayet makamınca kayyım atanır. Yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün menfaati dava nedeniyle çatıştığına göre; çocuk ...'u davada temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak üzere kayyım tayin edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

3.Dava sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; verilecek karardan hukuku etkilenecek olan ... mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi,

4. Kamu düzeni ile yakından ilgili olan soybağının tespiti davalarında, Türk Medeni Kanunu'nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 292/1. maddesinde, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak ve ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceği hükmü bağlandığından; Mahkemece açıklanan kanun hükmü gözetilerek somut olaydaki iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor ile toplanan delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulü,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 06.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Benzer Konular (10)