Rehin Hakkının Kefile Devri için Adi Nitelikteki Temlik Sözleşmesi Yeterli Değil

Başlatan Özgür KOCA, 30 Mart 2015, 12:05:56

« önceki - sonraki »
avatar_Özgür KOCA
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


ESAS NO   : 2010/32035
KARAR NO: 2011/12530   



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı, kendisine ödemede bulunan kefile, rücu hakkını kullanmaya ve elindeki rehni paraya çevirmeye yarayacak senetlerini teslim etmek zorundadır.(BK.nun 499/1.mad.). Ayrıca, mevcut taşınmaz rehninin kefile devri için gerekli işlemleri yapmakla yükümlüdür.(BK.nun 499/2.mad.)

Alacaklı asıl borcun temini için, kefalet akdinin kurulmasından önce veya sonra verilen her türlü teminatı kefilin zararına olarak azaltır veya elindeki delilleri elden çıkarırsa kefile karşı sorumlu olur.(BK.nun 500/1.mad.). Aynı şekilde, alacaklı alacağını alırken teminat ve delilleri kefile nakil ve tevdi etmek zorundadır. Alacaklı bu külfeti yerine getirmezse kefil sorumluluktan kurtulur.(BK.nun 501.mad. 2.cüm.)(Prof Dr. Fahrettin Aral-Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri/2007)
Diğer taraftan, hukuki muamelenin tesisi hangi şekle tabi ise buna ilişkin hakkın devri de aynı şekle tabidir. 

Somut olayda, kredi sözleşmesine dayanan borcu kefil sıfatı ile ödeyen Zeynep Özdemir'e, alacaklı ve ipoteğin, kredi sözleşmesinin alacaklısı banka tarafından 10.5.2010 tarihli adi nitelikteki temlik sözleşmesi ile temlik edildiği, adı geçen şahsın ipotek veren 3.kişi aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin ilamsız icra takibi başlattığı ve borçlu itirazının mahkemece kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İpotek resmi nitelikteki tapu siciline tescil ile tesis edildiğine göre, yukarıda açıklanan yasa hükmü de dikkate alındığında, rehin hakkının kefile devri için adi nitelikteki temlik sözleşmesinin yeterli olmadığı, buna dayalı olarak temlik alan sıfatı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmasının da  mümkün olmadığı açıktır.

Açıklanan nedenlerle mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne dair  karar verilmesi isabetsizdir.    

SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)

2127

Yanıtlar: 0
Gösterim: 2737

2027

Yanıtlar: 0
Gösterim: 2935