Kısıtlı Çocuk Adına Kayıtlı Taşınmazın Satışına ilişkin Yargıtay Kararları

Başlatan Özgür KOCA, 15 Ocak 2015, 11:22:30

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2008/3507
KARAR NO. 2008/8809
KARAR TARİHİ. 16.6.2008

> VELAYET VE SATIŞA İZİN ( Velayet Altında Bırakılmalarına Karar Verilen Çocuklar ve Bunların Malları Hakkındaki Uyuşmazlıklarda "Velayet" Hükümlerinin Uygulanacağı - Aile Mahkemesinin Görevli Olduğu )

> GÖREVLİ MAHKEME ( Velayet Altında Bırakılmalarına Karar Verilen Çocuklar ve Bunların Malları Hakkındaki Uyuşmazlıklarda "Velayet" Hükümlerinin Uygulanacağı - Aile Mahkemesinin Görevli Olduğu )

> VELAYET ALTINDAKİ ÇOCUKLARIN MALLARI ( Velayet Altında Bırakılmalarına Karar Verilen Çocuklar ve Bunların Malları Hakkındaki Uyuşmazlıklarda "Velayet" Hükümlerinin Uygulanacağı - Aile Mahkemesinin Görevli Olduğu )
4721/m.419
4787/m.4


ÖZET : Velayet altında bırakılmalarına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise Aile Mahkemesidir. Görev kuralları kamu düzeniyle ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında tüm mahkemelerce kendiliğinden uygulanmak zorundadır. Vesayet makamınca bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi yasaya aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Kısıtlanarak annelerinin velayeti altında bırakılan ( TMK.419/3. maddesi ) ergin çocukların elbirliği mülkiyetine konu olan taşınmazları hakkında tapuda intikal ve satış işlemleri yapabilmek için annenin izin isteği vesayet makamınca "izne gerek olmadığı" gerekçesiyle reddedilmiş; karar çocukların velisi olan anne tarafından temyiz edilmiştir.

Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesine göre velayet altında bırakılmalarına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir. Görev kuralları kamu düzeniyle ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında tüm mahkemelerce kendiliğinden uygulanmak zorundadır. Vesayet makamınca bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi yasaya aykırıdır.


SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, 16.06.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


KARŞI OY :

Kepsut Sulh Hukuk mahkemesinin 6.7.2007 tarihli 140-198 sayılı kararı ile; davacının ergin çocukları 1978 doğumlu Emine ve 1980 doğumlu Havva'nın Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereğince, kısıtlanmalarına karar verildiği, aynı kararla anneleri Fatma'nın velayeti altında bırakıldıkları anlaşılmaktadır.

Veli; kısıtlılara dedelerinden intikal eden taşınmazlardaki miras paylarının satışı, tapuda devir ve temlik işlemleri için, kısıtlama kararını veren vesayet makamından izin talebinde bulunmuş; vesayet makamınca; bu talep; "..velayet kuralları uygulanır, vesayet makamından izin ve onay alınmasına gerek yok.." gerekçesiyle reddedilmiştir.

Ergin çocuğun kısıtlanması halinde, Türk Medeni Kanununun 419/son maddesi uyarınca, velayet altına konulmuş bulunması, kısıtlı hakkında velayet hükümlerinin geçerli olacağı anlamına gelmez. Ana ve/veya babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki doğumla başlayan kanunen sahip oldukları velayet hakkı ile, kısıtlama nedeniyle, kanunda yer alan hüküm ( TMK. 419/3 ) gereği kendi velayetlerine bırakılan ergin çocukları üzerindeki hak ve yetkileri farklıdır. İkinci halde, kısıtlanan ergin çocuğa atanan veli, vasi gibidir ve vesayete ilişkin hükümlere tabidir. Başka bir ifade ile veli, vesayet makamının denetimi altındadır. Atanmış velinin görevinin sona ermesi de, velayetin kaldırılması veya değiştirilmesine ilişkin hükümlere göre değil, vasinin görevden alınması veya vesayetin kaldırılmasına ilişkin hükümlere tabidir. Bu nedenle, olayda görev yönünden vesayete ilişkin hükümler uygulanacaktır. Açıklanan sebeple sayın çoğunluğun, "aile mahkemesinin görevli olduğuna" ilişkin bozma düşüncesine iştirak etmiyorum.



T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas no. 2005/7288
Karar no. 2005/9459
Karar Tarihi. 20.6.2005

> VELİNİN VESAYET MAKAMINDAN ÇOCUK ADINA KAYITLI TAŞINMAZIN SATIŞI İÇİN İZİN TALEBİ ( Vesayet Makamınca İstek Hakkında Görevsizlik Kararı Verilmesi Gereği - Görevin Aile Mahkemesine Ait Olduğu )

> KISITLI ÇOCUK ADINA KAYITLI TAŞINMAZIN SATIŞI İÇİN İZİN TALEBİ ( Görevin Aile Mahkemesine Ait Olduğu - Vesayet Makamınca İstek Hakkında Görevsizlik Kararı Verilmesi Gereği )

> GÖREVLİ MAHKEME ( Kısıtlı Çocuğa Ait Taşınmaz Malı Yine Onun İhtiyaçlarını Karşılamak İçin Satışına İzin Verilmesi İstemi )

4721/m. 335/2, 356/2

4787/m. 4


ÖZET : Davacı, Türk Medeni Kanununun 356/2. maddesine dayanarak kısıtlıya ait taşınmaz malı yine onun ihtiyaçlarını karşılamak için satışına izin verilmesine istemiştir. Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hakim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir. Ancak bu davanın çözümün de uygulanacak hüküm Türk Medeni Kanununun ikinci kitabının ikinci kısmında düzenlenmiş bulunduğundan; inceleme görevi Aile Mahkemesine aittir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Bedensel ve zihinsel engelli, 1951 doğumlu Gülseren, vesayet makamının 14.1.2005 tarihli kararıyla kısıtlanarak Türk Medeni Kanununun 335/2.maddesi uyarınca babası Fuat'ın velayeti altında bırakılmıştır.

Veli, vesayet makamından, çocuk adına tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı taşınmaz malın satışı için kendisine izin verilmesini istemiş, mahkemece, velinin bu işlem için izin almasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle istek reddedilmiş ve karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, Türk Medeni Kanununun 356/2. maddesine dayanarak kısıtlıya ait taşınmaz malı yine onun ihtiyaçlarını karşılamak için satışına izin verilmesine istemiştir.
Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hakim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir. ( TMK.m.356/2 ) Davacının somut olaydaki amacı dikkate alınıp isteği değerlendirip bu konuda olumlu olumsuz bir karar vermesine ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak bu davanın çözümün de uygulanacak hüküm Türk Medeni Kanununun ikinci kitabının ikinci kısmında düzenlenmiş bulunduğundan; inceleme görevi 4787 ve 5133 Sayılı Kanunlar uyarınca Aile Mahkemesine aittir. Görev kuralları kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Vesayet makamınca istek hakkında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esastan incelenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 20.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.




T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO. 2002/5872
KARAR NO. 2002/6944
KARAR TARİHİ. 24.5.2002

> SATIŞA İZİN TALEBİ ( Ana ve Babanın Velayetleri Çerçevesinde Üçüncü Kişilere Karşı Çocuklarının Yasal Temsilcileri Olmaları )

> ÇOCUĞA AİT MALLARIN SATIŞINA İZİN TALEBİ ( Ana ve Babanın Velayetleri Çerçevesinde Üçüncü Kişilere Karşı Çocuklarının Yasal Temsilcileri Olmaları )

> KÜÇÜK ÇOCUĞUN HAKLARININ KORUNMASI VE MALLARININ İDARESİ ( Ana ve Babanın Velayetleri Çerçevesinde Üçüncü Kişilere Karşı Çocuklarının Yasal Temsilcileri Olmaları )

• VELİNİN YETKİLERİ ( Ana ve Babanın Velayetleri Çerçevesinde Üçüncü Kişilere Karşı Çocuklarının Yasal Temsilcileri Olmaları )

4721/m.342,327,356,360,361

ÖZET : Anne ve baba velayetleri çerçevesinde 3. kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcileridir. Yasal temsilci durumunda, bulunan anne ve baba 327 ve 356. maddesindeki koşulların oluşması dışında hakimden izin almaksızın çocuklarına ait taşınır veya taşınmaz malları satabilirler. 360 ve 361. maddelerdeki olumsuz koşullar gerçekleşmedikçe malları idare etmekle yükümlüdürler.

DAVA : Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.


KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Medeni Kanunun 327. maddesi; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.

Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde yada olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı halinde, hakimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarf edebilirler.

342. maddesi; ana ve baba velayetleri çerçevesinde 3. kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler. vİyi niyetli 3. kişiler eşlerden herbirinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığını varsayabilirler.
Vesayet makamlarının iznine bağlı hususlar dışında kısıtlıların temsiline ilişkin hükümler-velayetteki temsilde de uygulanır.

356. maddesi; olağan ihtiyaçlar gerektirdiği ölçüde sermaye biçiminde ödemeler, tazminatlar ve benzeri edimler çocuğun bakımı için kısmen kullanılabilir.
Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hakim ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir.
363. maddesi; ana ve baba çocuk mallarının geri verilmesinde vekil gibi sorumludurlar.

Dürüstlük kurallarına uygun olarak başkasına devrettikleri malların yerine sadece aldıkları karşılığı geri vermekle yükümlüdürler.

Kanuna uygun olarak çocuk ve aile için yaptıkları harcamalardan dolayı tazminatla yükümlü tutulmazlar.
462. maddesi birinci fıkrası: aşağıdaki hallerde vesayet makamının izni gereklidir.

Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir ayni hak... kurulması hükümlerini gerektirmiş bulunmasına göre; Türk Medeni Kanununun 327. ve 356. maddelerine uygun çocuğun eğitimi, bakımı korunması için ana baba yoksul oldukları takdirde veya çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunlu olan hallerde hakim, çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar malın SARFEDİLMESİ konusunda ana babaya izin verecek veya onlara belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisi tanıyacaktır.

Somut olayımızda ise; küçük Havva'nın Türk Medeni Kanununun 336/son maddesi gereğince velisi olan annesi Satı, küçüğün hisseli mallarını satarak ona tamamına sahip olacağı bir taşınmaz almak için hakimden izin istemiştir. Bu olayda Türk Medeni Kanununun 327 ve 356. madde koşulları iddia edilmediği gibi koşulların oluştuğu da kanıtlanmamıştır.

Karar gerekçesinde de açıklandığı üzere davacı anne küçüğün velisi ve yasal tek temsilcisidir. Türk Medeni Kanununun 342 ve 462/1-2. Maddeleri gereğince 327. ve 356. madde hükümleri koşullarının oluşması dışında hakimden izin almaksızın taşınır olsun taşınmaz olsun çocuk mallarını satabilecek, 360. ve 361. maddelerdeki olumsuz koşullar gerçekleşmedikçe onun mallarını yönetecek ve bununla yükümlü olacaktır. ( TMK. md. 352 ) Yönetim hakkı sona erince de çocuğun mallarını hesabıyla birlikte ergin çocuğa, vasisine veya kayyımına devredecektir. ( TMK. md. 362 )

SONUÇ : Satışa izin isteğinin reddine ilişkin hüküm yerinde görülmüş olduğundan davacının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ( ONANMASINA ), onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan temyiz harcın mahsubuna, 24.5.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi




T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO. 1997/4971
KARAR NO. 1997/4953
KARAR TARİHİ. 8.5.1997

> VASİLİK GÖREVİNDEN AZİL ( Davaya Velayetin Nezi Davası Olarak Bakılması )

> VELAYET ( Küçüklerin ve Mal Varlıklarının Bakım ve Korunmalarını Sağlamak İçin Onların Malları ve Şahısları Üzerinde Ana Babanın Sahip Oldukları Görevler )

> VESAYET ( Vasi İle Sulh ve Asliye Hukuk Mahkemesinin Oluşturduğu Teşkilat Olması )

743/m.262,269,298,369,311,272,274,285,280,281


ÖZET : Medeni kanunumuzun hükümlerine göre küçüklerin ve mal varlıklarının bakım ve korunmalarını sağlamak için onların malları ve şahısları üzerinde ana-babanın sahip oldukları görevlerin ve hakların hepsine birden velayet denmektedir. Velayet sadece ana ve babaya tanınmış bir iktidardır. Vesayet vasi ile sulh ve asliye mahkemesi'nin oluşturduğu bir teşkilattır.

DAVA : Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve taraflan gösterilen hükmün; Dairenin 14.2.1996 gün ve 1168-1521 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilmişti. Adı geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Medeni Kanunumuzun hükümlerine göre küçüklerin ve mal varlıklarının bakım ve korunmalarını sağlamak için onların malları ve şahısları üzerinde ana-babanın sahip oldukları görevlerin ve hakların hepsine birden velayet denmektedir. Velayet sadece ana ve babaya tanınmış bir iktidardır. Vesayet vasi ile Sulh ve Asliye Mahkemesi'nin oluşturduğu bir teşkilâttır. Velayette veli ile velayet altında olan ya da velayet altına konulan arasında karşılıklı yardım ve şefakat ile beraber velinin velayet altındaki kimsenin iaşesi ve bakımı yükümlülüğü vardır. Kanunun öngördüğü bütün hallerde ( MK. 262/2, 269, 298, 369, 311 maddeleri ) olduğu gibi mahkemece velayet kurulmuş ise veli ile velayet altındaki kişi arasındaki ilişkiler ve velinin yetkileri bazı ayrık durumlar dışında Medeni Kanunun 7. bab 5. faslındaki hükümlere göre yürütülecektir. Farklı hal ise velayet altındaki şahsın yaşına ve belli bir sıfatı kazanmasına bağlı olan durumlardır. Örneğin ana-baba, çocuğun malları üzerinde çocuğun rüştüne kadar intifa hakları vardır ( M.K. md. 280 ). Tabii ki evlat rüştünü ikmal etmiş ise ana-babanın intifa hakkı sona erecek evlat hacri sebebiyle tekrar velayet altına konmuşsa intifa hakkı avdet etmeyecektir. Velayet altındaki küçük reşit olunca velayetten kendiliğinden çıkar. Hacredilen reşit evlat ise hacir sebeplerinin sona ermesi ile velayetten çıkacaktır. Bunlara karşı reşit evlat hacredilip velayet altına konduğunda da hakimin müdahalesi Medeni Kanunun 272, 274 ve 285 maddeleri uyarınca olacaktır.

Her ne kadar veli hacredilenin mallarını yansıtırken vasi gibi hakim iznine muhtaç değilse de yukanda işaret edildiği gibi tamamen sorumsuz değildir. Çocuğun gelirini evvel emirde çocuğa harcayacak ( M.K. md. 281 ) hacir sebebiyle evlat velayet altına konduğundan, veli çocuğun emvalinden intifa edemeyecektir. Toplanan delillere göre hacredilen evlat evli çocukludur. Mahcurun geliri olarak sigorta kurumundan bağlanan aylığı ve taşınmazları vardır. Mahcurun gelirinin eşine ve çocuğuna ve kendisine harcanmadığı iddialarına karşı davalı şartlarını ispatlayamamıştır. Davacı tanıkları davalının, hacredilmiş evladının gelirini onların ihtiyacı olan için harcamadığını ifade etmişlerdir. O halde vasinin azli olarak açılan davayı kamu düzeni ile ilgili olmakla velayetin nezi olarak da incelemek ve değerlendirmek gerekir. Tüm dosya kapsamına göre Medeni Kanunun 274. maddesine göre velayetin nezine karar vermek gerekir. Bu yön gözetilmeden vasinin azli davasının reddi biçiminde verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. .

SONUÇ : Açıklanan nedenle davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne Dairemizin 14.2.1996 tarih 1168-1521 sayılı bozma kararının kaldırılmasına hükmün gösterilen gerekçe ile BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 8.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)