Hapis Hakkına Dayalı Otopark Ücreti - MTV'den Sonra Ödenir - İİK 138/2 deki Giderlerden Değildir

Başlatan Özgür KOCA, 17 Ekim 2015, 18:44:14

« önceki - sonraki »
avatar_Özgür KOCA
KARARLARDA ÖZETLE:
Hapis Hakkı Uygulanmak Suretiyle Başlatılan Otopark Ücreti Alacağı, İİK'nın 138/2.Maddesinde Tarifini Bulan Yed'i Emin Ücreti Alacağı Olarak Nitelendirilemez.


"Şikayet olunanın alacağı otopark ücreti alacağıdır. TBK'nın 580. (BK'nın 482.) maddesi hükmü uyarınca,  işletenler, kendilerine bırakılan veya konaklama yerlerine, garaj, otopark ve benzeri yerlere konulan eşya veya hayvanlar üzerinde, ücretlerini veya saklama giderlerinden doğan alacaklarını güvenceye almak için hapis hakkına sahiptirler. Kiraya verenin hapis hakkına ilişkin hükümler, kıyas yoluyla burada da uygulanır. Kiraya verenin hapis hakkını düzenleyen TBK'nın 336. (BK'nın 267.) maddesinde ise, "taşınmaz kiralarında kiraya veren, işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira bedelinin güvencesi olmak üzere, kiralananda bulunan ve kiralananın döşenmesine veya kullanılmasına yarayan taşınırlar üzerinde hapis hakkına sahiptir." hükmüne yer verilmiştir. Kiralayanın hapis hakkı, kiralanan yerde bulanan kiracıya ait taşınır eşyayı kira alacağına karşı alıkoymak ve kira borcunu ödemediği takdirde onu paraya çevirerek alacağını öncelikle tahsil etme yetkisi veren bir tür kanuni rehin hakkıdır. Taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle işleyecek altı aylık kira nedeniyle hapis hakkı doğar. Hapis hakkı taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle birlikte doğduğundan daha sonra hapse konu malların üçüncü bir şahıs tarafından haczedilmesi ve mahcuzların paraya çevrilmesi halinde kiralayanın geçmiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira alacağının satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerekir.(Y.19.H.D'nin 18.03.1999 tarih ve 1199 E., 1767 K. ve Y. 21.H.D'nin 29.11.2005 tarih ve 6074 E., 12377 K. ve Dairemizin 16.12.2014 tarih ve 5154E.,   8161 K; 01.04.2015 tarih ve 243E., 2172 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)


İlk Karar, Otopark ücretinin, Aracın Otoparka Girdiği Tarihten Önceki Mevcut Hacizlerden Sonra Ödeneceğine Dair

Somut olayda, şikayetçi vergi dairesi tarafından bedeli paylaşıma konu araç üzerine 01.03.2006 tarihinde haciz konulmuş olup, söz konusu araç üzerinde otopark ücreti alacağı için hapis hakkı kullanan şikayet olunanın alacağı ise aracın otoparka girdiği 30.06.2008 tarihinde doğmuştur. Bu itibarla, şikayetçinin vergi alacağı borçlu şirketin vergi borcu olup, 6183 sayılı Kanun'un 21/2. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında olan alacaklardan değildir. Bu durumda, şikayet olunanın alacağı rehinli alacaklı ise de, doğum tarihi sonra olduğundan, şikayetçinin alacağına göre öncelikli olduğundan bahsedilmez.


İİK'nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması, ilk haciz sahibi alacaklının şikayetçi vergi dairesi olduğu gözetilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, şikayet olunanın alacağının doğum tarihinin şikayetçinin haczinden sonra olduğu ve alacağının İİK'nın 138/2. maddesinde belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren yed-i emin ücreti alacağı olmadığı gözden kaçırılarak, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. "


İkinci Karar, Otopark Ücretinin MTV'den Sonra Ödeneceğine Dair

Diğer yandan, motorlu taşıtlar vergisi 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde yer alan taşıtların aynından doğan bir vergidir. Cebri artırmaya konu olan aracın motorlu taşıtlar vergisi borcu ödenmeden ihale alıcısı adına tescili dahi mümkün değildir. Gerek Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21/2. ve gerek İİK'nın 206/I. maddesinde, eşya ve taşınmazın aynından doğan vergilerin rehinli alacaklardan da önce tahsil edileceklerini açıkça hükme bağlanmıştır.

İİK'nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması, şikayetçinin motorlu taşıtlar vergisinden kaynaklanan alacağının, şikayet olunanın rehinli   alacağından önce ödenmesi gerektiği belirtilerek, şikayetin kabulüne karar verilmesi  gerekirken, şikayet olunanın şikayete konu alacağının İİK'nın 138/2. maddesinde belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren yediemin ücreti alacağı olmadığı, şikayete konu sıra cetvelinde, şikayet olunanın bu kapsamdaki alacağının ödenmesine karar verilmiş olduğu gözden kaçırılarak, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.



T.C.
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi

ESAS NO    : 2014/4772
KARAR NO    : 2015/3997   

Y A R G I T A Y   İ L A M I


Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi  vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Şikayetçi vekili, müvekkilinin haczi şikayet olunanın alacağından önceki tarihli olduğu gibi, alacağının da, 6183 sayılı Yasa'nın 21. maddesi uyarınca rüçhanlı olduğunu, ancak düzenlenen sıra cetvelinde, usul ve yasaya aykırı olarak, satış bedelinin rehin hakkı sahibi şikayet olunana ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir.   

Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir.

Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, şikayet olunanın, BK'nın 580. ve İİK'nın 270. maddeleri hükmü uyarınca borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı, düzenlenen sıra cetvelinde rehin alacaklısı olması nedeniyle satış bedelinin şikayet olunana ödenmesine karar verildiği, şikayet olunanın alacağının, bedeli paylaşıma konu aracın otoparkta kalmasından kaynaklanan yediemin alacağı olması itibariyle, İİK'nın 138/2. maddesi kapsamında tüm alacaklıları ilgilendiren ortak masraflardan olduğu ve bu nedenle satış bedelinden öncelikle ödenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.   

Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.

Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.

Şikayet olunanın alacağı otopark ücreti alacağıdır. TBK'nın 580. (BK'nın 482.) maddesi hükmü uyarınca,  işletenler, kendilerine bırakılan veya konaklama yerlerine, garaj, otopark ve benzeri yerlere konulan eşya veya hayvanlar üzerinde, ücretlerini veya saklama giderlerinden doğan alacaklarını güvenceye almak için hapis hakkına sahiptirler. Kiraya verenin hapis hakkına ilişkin hükümler, kıyas yoluyla burada da uygulanır. Kiraya verenin hapis hakkını düzenleyen TBK'nın 336. (BK'nın 267.) maddesinde ise, "taşınmaz kiralarında kiraya veren, işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira bedelinin güvencesi olmak üzere, kiralananda bulunan ve kiralananın döşenmesine veya kullanılmasına yarayan taşınırlar üzerinde hapis hakkına sahiptir." hükmüne yer verilmiştir. Kiralayanın hapis hakkı, kiralanan yerde bulanan kiracıya ait taşınır eşyayı kira alacağına karşı alıkoymak ve kira borcunu ödemediği takdirde onu paraya çevirerek alacağını öncelikle tahsil etme yetkisi veren bir tür kanuni rehin hakkıdır. Taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle işleyecek altı aylık kira nedeniyle hapis hakkı doğar. Hapis hakkı taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle birlikte doğduğundan daha sonra hapse konu malların üçüncü bir şahıs tarafından haczedilmesi ve mahcuzların paraya çevrilmesi halinde kiralayanın geçmiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira alacağının satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerekir.(Y.19.H.D'nin 18.03.1999 tarih ve 1199 E., 1767 K. ve Y. 21.H.D'nin 29.11.2005 tarih ve 6074 E., 12377 K. ve Dairemizin 16.12.2014 tarih ve 5154E.,   8161 K; 01.04.2015 tarih ve 243E., 2172 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)

Somut olayda, şikayetçi vergi dairesi tarafından bedeli paylaşıma konu araç üzerine 01.03.2006 tarihinde haciz konulmuş olup, söz konusu araç üzerinde otopark ücreti alacağı için hapis hakkı kullanan şikayet olunanın alacağı ise aracın otoparka girdiği 30.06.2008 tarihinde doğmuştur. Bu itibarla, şikayetçinin vergi alacağı borçlu şirketin vergi borcu olup, 6183 sayılı Kanun'un 21/2. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında olan alacaklardan değildir. Bu durumda, şikayet olunanın alacağı rehinli alacaklı ise de, doğum tarihi sonra olduğundan, şikayetçinin alacağına göre öncelikli olduğundan bahsedilmez. 

Diğer taraftan, İİK'nın paraların paylaştırılması başlığını taşıyan 138/2 maddesi; "Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınır ve  artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde alacakları nisbetinde paylaştırılır." düzenlemesine, aynı maddenin 3. bendinde ise; "Vekil vasıtasiyle yapılan takiplerde vekalet ücretinin miktarı, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın, icra memuru tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanır. Bu şekilde tayin olunan vekalet ücreti de takip masraflarına dahildir." düzenlenmesine yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca, satış bedelinden bütün alacaklıları ilgilendiren ortak masraflar alındıktan sonra, artan para  alacaklılara, asıl alacak, talep edilmiş ise işlemiş faiz ve takip giderleri de dahil edilerek, alacakları nisbetinde ödenir. Buradaki takip giderleri sadece o alacaklıyı ilgilendiren, onun takibine ait giderler olup, ödeme ve icra emrinin tebliği masrafları, alacaklının peşinen ödediği harçlar (İİK'nın 15 ve 59. mad.) ve vekalet ücretidir. Mahkemece, şikayet olunanın otopark ücreti alcağının, tüm alacaklıları ilgilendiren ortak masraflardan olduğu ve bu nedenle satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerektiği kabul edilmiş ise de, anılan yasal düzenlemede ifade edilen ortak masraflar, satış dosyasında yapılan yed-i emin ücreti, satış ve paylaştırma giderleri gibi bütün alacaklıları ilgilendiren masraflar olup, şikayet olunan alacağının bu kapsamda değerlendirilmesi isabetsiz olmuştur. Şikayetin konusu, İİK'nın 138/2. maddesinde düzenlenen ortak masraflara ilişkin  olmayıp, sıra cetvelinde şikayet olunana ayrılan yed-i emin ücreti alacağına ilişkin sıraya yöneliktir. 

Ayrıca, ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa'nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6, 1982 Anayasası'nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 1086 sayılı HUMK'nın 73. maddesi "Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını da içerdiği belirtilmiştir.

İİK'nın 18/3 ncü maddesinde "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir.  Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri ve adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkı, duruşma açılması  yönünde  kullanılmalıdır.

Bu durumda, mahkemece, şikayet tarihinde yürürlükte olan HMK'nın basit yargılama usulüne ilişkin 316. vd. madde hükümleri uyarınca yargılamanın yürütülmesi, şikayet olunana şikayet dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilip, taraf teşkilinin sağlanması; İİK'nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması, ilk haciz sahibi alacaklının şikayetçi vergi dairesi olduğu gözetilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, şikayet olunanın alacağının doğum tarihinin şikayetçinin haczinden sonra olduğu ve alacağının İİK'nın 138/2. maddesinde belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren yed-i emin ücreti alacağı olmadığı gözden kaçırılarak, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi





T.C.
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi

ESAS NO    : 2014/6344
KARAR NO    : 2015/2903   


Y A R G I T A Y   İ L A M I

Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Şikayetçi vekili, şikayet olunan borçlu M.F. hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlu adına kayıtlı 41 K... plakalı aracın takip kapsamında 03.04.2014 tarihinde satıldığını, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen sıra cetvelinde satış bedelinin 1. sıra alacaklısı olarak aracın muhafaza ve depo alacağından dolayı K. Yediemin Otopark İşletmeciliği Otomotiv Lojistik Ltd Şti.'ne verilmesine, başkaca satış bedeli kalmadığından MTV borcu için de ödeme yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, yapılan işlemin hatalı olduğunu ileri sürerek, yapılan sıra cetvelinin ve derece kararının iptalini  talep ve dava etmiştir.

Şikayet olunan K. Yediemin Otopark İşletmeciliği Otomotiv Lojistik Tic. Ltd. Şti. vekili, otopark ve yediemin ücretinin aracın aynıyla alakalı olduğunu ve  tüm alacaklıları ilgilendirdiğinden öncelikli olarak ödenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, K. 6. İcra Müdürlüğü tarafından 03.04.2014 tarihli sıra cetveli kararında aracın satış bedelinden kalan 2.238,00 TL'nin  İİK 206/1. maddesi gereğince aracın muhafaza alacağından dolayı dosya alacaklısına verilmesine, başka kalan satış bedeli olmadığından aracın aynından doğan MTV borcu için ödeme yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, takibe konu alacağın, bedeli paylaşıma konu olan aracın otoparkta muhafazasından kaynaklanan yediemin ücreti olduğu, yediemin ücretinin İİK'nun 138. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren masraflardan olduğu, bu nedenle satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerektiği,  sıra cetvelinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.

1-Şikayetçi vekilinin şikayet olunan  M.F.'e ilişkin temyiz itirazları yönünden;

İİK'nın 142/1. maddesi hükmüne göre, "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir." Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve kendisine pay ayrılan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olup, pay ayrılan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara  yöneltilmelidir.

Borçlunun taraf sıfatı olmadığı halde şikayet olunan olarak şikayet dilekçesinde gösterilmesi doğru olmadığından, mahkemece borçlu M.F. yönünden şikayetin HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddi gerekirken yazılı şekilde esastan reddi doğru olmamış ise de karar sonucu itibariyle doğru olduğundan şikayetçi vekilinin borçlu M.F.'e yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Şikayetçi vekilinin şikayet olunan K. Yediemin Otopark İşletmeciliği Otomotiv Lojistik Tic. Ltd. Şti'ye yönelik itirazlarına gelince;

Şikayet, haciz sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir
.
İİK'nın 206. maddesi, anılan Yasa'nın "İflasın hukuki neticeleri" başlıklı yedinci babında yer almaktadır. Bu madde hükmü, iflas tasfiyesi sırasında düzenlenen sıra cetvelindeki imtiyazları düzenlemekte olup, hacze iştirak hali dışında haciz yolu ile ilgili takiplerde uygulanmaz. Haciz yolu ile takiplerde bedeli paylaşıma konu malın satış tutarı bütün alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmezse, bir sıra cetveli düzenlenir. Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde kural, alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanmasıdır. Bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri oluşturulur. Bu nedenle, sıra cetvelini düzenleyen icra memurluğunca bu maddeye dayanılmış olması doğru olmamıştır.

Şikayet olunanın alacağı otopark ücreti alacağıdır. TBK'nın 580. (BK'nın 482.) maddesi hükmü uyarınca,  işletenler, kendilerine bırakılan veya konaklama yerlerine, garaj, otopark ve benzeri yerlere konulan eşya veya hayvanlar üzerinde, ücretlerini veya saklama giderlerinden doğan alacaklarını güvenceye almak için hapis hakkına sahiptirler. Kiraya verenin hapis hakkına ilişkin hükümler, kıyas yoluyla burada da uygulanır. Kiraya verenin hapis hakkını düzenleyen TBK'nın 336. (BK'nın 267.) maddesinde ise, "taşınmaz kiralarında kiraya veren, işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira bedelinin güvencesi olmak üzere, kiralananda bulunan ve kiralananın döşenmesine veya kullanılmasına yarayan taşınırlar üzerinde hapis hakkına sahiptir." hükmüne yer verilmiştir. Kiralayanın hapis hakkı, kiralanan yerde bulanan kiracıya ait taşınır eşyayı kira alacağına karşı alıkoymak ve kira borcunu ödemediği takdirde onu paraya çevirerek alacağını öncelikle tahsil etme yetkisi veren bir tür kanuni rehin hakkıdır. Taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle işleyecek altı aylık kira nedeniyle hapis hakkı doğar. Hapis hakkı taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle birlikte doğduğundan daha sonra hapse konu malların üçüncü bir şahıs tarafından haczedilmesi ve mahcuzların paraya çevrilmesi halinde kiralayanın geçmiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira alacağının satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerekir.(Y.19.H.D'nin 18.03.1999 tarih ve 1199 E., 1767 K. ve Y. 21.H.D'nin 29.11.2005 tarih ve 6074 E., 12377 K. ve Dairemizin 16.12.2014 tarih ve 5154E.,   8161 K; 01.04.2015 tarih ve 243E., 2172 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)

Öte yandan İİK'nın paraların paylaştırılması başlığını taşıyan 138/2 maddesi; "Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınır ve  artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde alacakları nisbetinde paylaştırılır." düzenlemesine, aynı maddenin 3. bendinde ise; "Vekil vasıtasiyle yapılan takiplerde vekalet ücretinin miktarı, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış           

Sözleşmeye bakılmaksızın, icra memuru tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanır. Bu şekilde tayin olunan vekalet ücreti de takip masraflarına dahildir." düzenlenmesine yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca, satış bedelinden bütün alacaklıları ilgilendiren ortak masraflar alındıktan sonra, artan para  alacaklılara, asıl alacak, talep edilmiş ise işlemiş faiz ve takip giderleri de dahil edilerek, alacakları nisbetinde ödenir. Buradaki takip giderleri sadece o alacaklıyı ilgilendiren, onun takibine ait giderler olup, ödeme ve icra emrinin tebliği masrafları, alacaklının peşinen ödediği harçlar (İİK'nın 15 ve 59. mad.) ve vekalet ücretidir. Mahkemece, şikayet olunanın otopark ücreti alacağının, tüm alacaklıları ilgilendiren ortak masraflardan olduğu ve bu nedenle satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerektiği kabul edilmiş ise de, anılan yasal düzenlemede ifade edilen ortak masraflar, satış dosyasında yapılan yediemin ücreti, satış ve paylaştırma giderleri gibi bütün alacaklıları ilgilendiren masraflar olup, şikayet olunan alacağının bu kapsamda değerlendirilmesi isabetsiz olmuştur. Şikayetin konusu, İİK'nın 138/2. maddesinde düzenlenen ortak masraflara ilişkin  olmayıp, sıra cetvelinde şikayet olunana ayrılan yediemin ücreti alacağına ilişkin sıraya yöneliktir. 

Diğer yandan, motorlu taşıtlar vergisi 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde yer alan taşıtların aynından doğan bir vergidir. Cebri artırmaya konu olan aracın motorlu taşıtlar vergisi borcu ödenmeden ihale alıcısı adına tescili dahi mümkün değildir. Gerek Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21/2. ve gerek İİK'nın 206/I. maddesinde, eşya ve taşınmazın aynından doğan vergilerin rehinli alacaklardan da önce tahsil edileceklerini açıkça hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa'nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6, 1982 Anayasası'nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesinde, adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını da içerdiği belirtilmiştir.

İİK'nın 18/3 ncü maddesinde "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir.  Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri ve adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkı, duruşma açılması  yönünde  kullanılmalıdır.

Bu durumda, mahkemece, şikayet tarihinde yürürlükte olan HMK'nın basit yargılama usulüne ilişkin 316. vd. madde hükümleri uyarınca yargılamanın yürütülmesi, şikayet   olunana şikayet dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilip, taraf teşkilinin sağlanması; İİK'nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması, şikayetçinin motorlu taşıtlar vergisinden kaynaklanan alacağının, şikayet olunanın rehinli   alacağından önce ödenmesi gerektiği belirtilerek, şikayetin kabulüne karar verilmesi  gerekirken, şikayet olunanın şikayete konu alacağının İİK'nın 138/2. maddesinde belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren yediemin ücreti alacağı olmadığı, şikayete konu sıra cetvelinde, şikayet olunanın bu kapsamdaki alacağının ödenmesine karar verilmiş olduğu gözden kaçırılarak, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin şikayet olunan  M.F.'e ilişkin temyiz itirazlarının reddine,(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin şikayet olunan K. Yediemin Otopark İşletmeciliği Otomotiv Lojistik Tic. Ltd. Şti'ne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

avatar_Özgür KOCA
Yediemin alacağı ayrı bir takip yapılarak istenemez. Yargıtay 12 HD kararında (http://www.forumadalet.net/index.php?topic=2145.0) bu konuya açıklık getirmiştir. Ayrıca bu kararına konu takip hapis hakkı uygulanmak suretiyle başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip olmayıp ilamsız takiptir. Yani yediemin alacağı muhafaza işleminin yapıldığı dosyadan talep edilebilir, bunun haricinde (hapis hakkı uygulanması ya da ilamsız takip yapılması fark etmez) yeni bir takip yaplarak talep edilemez.

Yukarda yer verdiğim Yargıtay 23.HD'nin sıra cetveli kapsamındaki kararlarında hapis hakkı uygulanmak suretiyle başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip alacaklarının İİK'nın 138/2.maddesindeki bütün alakadarları ilgilendiren yediemin ücreti alacağı olmadığına değinilmiştir. Açıklamak gerekirse araç trafikten men edilince otoparka çekiliyor haciz yapılıp yediemin olarak teslim edilinceye kadar yedieminlik doğmuyor ayrıca otopark sahibi hacizden sonra yedieminliği kabul ederek teslim almaz ise yedieminliğin yasal koşulları oluşmuyor. Bu durumda araç otoparkta bir süre kaldıktan sonra otopark ücretine ilişkin başlatılan takibin yediemin ücreti alacağı olarak değerlendirip reddedilmemesi gerekir, zira bu alacak İİK'nın 138/2.maddesinde tanımlanan önceliğe sahip yediemin ücreti alacağı olmayıp otopark ücreti alacağıdır. Bu ince ayrıntıyı gözden kaçırmamak lazım. Otopark ücreti ile yedieminlik ücreti farklı konular. 

Örnekleri genişletirsek; İcra Dairelerince muhafaza altına alınmayıp, SGK, Vergi Dairesi, rutin trafik uygulamaları nedeniyle otoparka çekilen araçlar yönünden otopark alacağı için ilamsız takip yapılabileceği gibi TBK'nın 580.maddesi gereğince aracın otoparka teslim edilmesi nedeniyle ayrıca bir sözleşmeye gerek olmaksızın kanunen doğan hapis hakkı kullanılmak suretiyle rehnin paraya çevrilmes yolu ile ilamsız takip yapılması halinde yukarıdaki linkte yer alan Yargıtay 12.HD kararının uygulama alanı olmadığı gayet açıktır.

Bazı meslektaşlar otopark alacaklısını yediemin olarak nitelendirip 23 hukukun kararı beni bağlamaz 12 hukuk takip yapamazsın diyor o yüzden takibini reddederim diyor. Ancak Yargıtay 12 HD'nin kararı yedieminlerin takiplerine ilişkin, ortada yedieminlik olmadığı için otopark alacaklısının alacağını İİK'nın 138/2  kapsamındaki yediemin ücreti alacağı olarak değerlendirip  12 HD kararına göre reddedilmemesi gerekmektedir. Böyle bir durumda karara karşı İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde itiraz edilebilir.

Ayrıca genelde dosyada yeterli avans olmadığı için araç farklı bir yerde muhafaza altına alınamıyor ve yediemin olarak farklı bir kişiye teslim edilemiyor. Ancak hemen belirtmek gerekirki Yargıtay 12 HD'nin kararında da açıklandığı üzere yedieminliğe ilişkin belgeleri ekleyerek yediemin alacağı için takip yapılmak istenirse ya da takip konusu belgelerden alacağın otopark ücreti değil de yediemin ücreti alacağı olduğu anlaşılırsa ilamsız takip ya da hapis hakkı uygulaması fark etmez takip talebinin reddedilmesi yerinde olacaktır.

Araç trafikten men edilerek otoparka geldiğinde otopark işleteni istesede istemesede yediemindir demek kanunu aşan keyfi bir uygulamadan ibaret kalır. Bu durum tarafların mağduriyetine sebebiyet vereceği için ilgililerce kararın tebliğ tarihinden itiberen yedigün içerisinde İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde karara karşı itiraz yoluna başvurulabilinir.

Ayrıca; Kiralayanın hapis hakkı, kiralanan yerde bulanan kiracıya ait taşınır eşyayı kira alacağına karşı alıkoymak ve kira borcunu ödemediği takdirde onu paraya çevirerek alacağını öncelikle tahsil etme yetkisi veren bir tür kanuni rehin hakkıdır, bu nedenle ayrıca bir sözleşmeye gerek olmayıp, aracın otoparka teslim edildiği ve halen otoparkta olduğuna dair belgenin eklenmesi yeterlidir.

TBK'nın 580. (BK'nın 482.) maddesi yedieminlerin takip yapmasına ilişkin olmadığından bu maddeye dayalı olarak otopark alacağına ilişkin hapis hakkı uygulattırılmak suretiyle başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip takiplerini reddetmek yerinde olmayacağı gibi yapılan takip sonrası alacaklıya İİK'nın 138/2.maddesine göre öncelikli ödeme yapılması da yanlıştır. Yukarıdaki kararlar gereğince sıra cetveli yapılarak ödeme yapılması gerekir.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

S

B
Ceza mahkemelerinin kararlarında yediemin sorumluluğu yakalama tutanağı ile başlamaktır. Fiili haciz ile değil. Yani yetkili birim tarafından ( emniyet,  jandarma vb.)  araç kişiye teslim edildiği andan itibaren cezai sorumluluk başlıyor.
Bu doğrultuda yediemin in hakları da bu aşamada başlaması gerekli dir.
Çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince her yediemin otoparkçıdır ancak her otoparkçı yediemin değildir. Bu neden ile yediemin deki bir araç ile ilgili otopark ücreti veya yediemin ücreti ayrımının hukuki bir temeli yoktur.

B
Sayın Özgür Koca nın eklediği ikinci karar da (mahkeme yıl ve esasını göremedim)  mtv ödenmeden tescilin dahi yapılamıyacağı belirtilmiş.
Bu karar da herhalde iyi araştırma yapılmamış. Çünkü sadece yedieminlerin yaptığı Satışlarda değil tüm icra satışlarında mtv ödenmeden tescil yapılır.
Maliye bakanlığı yıllar önce kendi birimlerine işlemin nasıl yapılacağına ilişkin duyuru yapmıştır. .

İ
Talep edilen ücret yeddiemin ücretimidir? otopark ücretimidir? Asıl sorun burada zaten bu işi yapanlar Kurumlar ile yapılan bütün yazışmalarda sordukları soru muhafaza gideri ( bu giderin yeddiemin ücretimi veya otoparkçının kendisine göre belirlediği tarifeye göre belirlenen ücretmi belirtilmeden ) önceliklimidir. Yani MTV'den önceliği varmıdır. Kamu alacağından önceliği varmıdır, Rehinden önceliği varmıdır. Bütün soruların cevabı aynı yeddiemin ücreti takip masrafı olduğundan dolayı ve takip masraflarıda öncelikli olduğundan dolayı bütün yazışmaların cevapları öncelikli olarak geliyor tabi. Ama olay nerede vatandaşın dosyadan hapis hakkına konu ücreti İcra Müdürü tarafından kendisine Adalet Bakanlığı ücret tarifesine göre takdir edilen yeddieemin ücretimi ? yoksa kendi tarifesine göre uyguladığı  örneğin bir araç için günlük 50 TL den hesap edilerek binlerce lira olarak çıkan otopark ücretimidir?. Zaten bu yazışmaları yapan arkadaşlar bu durumu açıkça  belirtelerek kurumlara sorsalar. Kurumlar öncelikli olanın takip masrafı olarak kabul edilen icra müdürünce takdir edilen yeddiemin ücreti olduğunu cevaplarında açıkça belirtirler.  Ama burdaki yapılan kandırmaca zaten budur. Kendisine soru sorulan kurum otoparak ücretinin yeddiemin ücreti gibi  kendisinden sorulduğundan dolayı oda aradaki farklı alnamadığından yeddiemin ücreti gibi değerlendirip cevap veriyor. Bu hususu zaten yargıtayın daha önce sitede paylaşılan kararlarında açıkça belirtmiştir. Bu şekilde başka kurumlara soruları farklı şekilde sorarak, hapis hakkına konu alacakları farklı şekilde değerlendirerek birilerinin bu durumdan faydalanmasına neden olan arkadaşların bu hususları tekrar bir düşünmesini isterim   
Not: Geçenlerde yaptığımız bir talimat satışında otomobil 15.000 TL ye satılırken 18.000 TL öncelikli otopark alacağı çıkmış. Hangi tarifeye göre bu kadar ücret çıkabiliyor ve bu kadar ücret nasıl öncelikli hale gelebiliyor. Bilen bir arkadaş varsa söylersede sevinirim. Herkese iyi çalışmalar

B

Muhafaza ücretinin azami haddi


MADDE 4 – (1) Muhafaza müddeti hitamında 3 üncü madde uyarınca hesap edilecek ücret, mahcuz malın satışa esas alınacak değerinin yüzde otuzunu geçemez. Ancak mahcuz malın takdir edilen değeri sekiz bin sekiz yüz liranın üzerinde ise sekiz bin sekiz yüz liranın üzerindeki meblağ için hesap edilecek ücret, aşan miktarın yüzde on beşini geçemez.

Benzer Konular (10)

111097

Yanıtlar: 2
Gösterim: 1478

577

Yanıtlar: 0
Gösterim: 8304